Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/198 E. 2021/681 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/198 Esas
KARAR NO : 2021/681
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/04/2013
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin %20 hisse sahibi olduğunu, davalıların murisi …’ın ise %80 hisse sahibi olduğunu, şirketin kuruluşundan itibaren şirket müdürlüğü görevini şirket müdürü …’ın münferiden yerine getirdiğini, şirket müdürü …’ın aynı zamanda davacı …’ın amcası olduğunu, müvekkilinin … yılında …’e taşındığını, giderken …’a şirket işleriyle ilgili vekaletname de verdiğini, bu tarihten … yılına kadar … ilinde ikamet eden müvekkilinin şirket işlerinden uzak kaldığını, diğer ortak ve müdür olan …’dan zaman zaman şirketin işleyişi ile ilgili bilgi almak istemişse de, şirket müdürünün müvekkiline çıkışarak kendisine güvenmesini, şirket adına yatırımlar yaptığını, bu nedenle kâr dağıtmadığını, ileride işlerin daha iyi olacağını, davacının çok kârlı çıkacağını beyan ettiğini, …’ın … tarihinde vefat ettiğini, bu arada şirketin müdürsüz kaldığından Av. …’in şirkete kayyım atandığını, şirketin halen kayyım eliyle yönetildiğini, müvekkilinin şirketin akıbetiyle ilgilendiğinde şirket kayıt ve defterlerinin muntazam tutulmadığını, şirket adına alınmış olması gereken daire ve diğer gayrimenkullerin … adına tapuda kayıtlı olduğunu, bunların çoğunun şirket adına alınmayıp doğrudan … adına satın alınmış gösterildiğini, şirketin üzerine kayıtlı mal varlığının olmadığını, parasının bulunmadığını, yani şirketin içinin tam anlamıyla eski müdür tarafından boşaltıldığını öğrendiğini, …’ın şirket müdürlüğü sırasında şirkete ve davacı hissedara zarar verdiğini belirterek, şirketin ve davacı pay sahibinin zararlarının tespiti ile HMK 107 maddesi uyarınca arttırılıp harçlandırılacak tutarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … mirasçılarından tahsiline ve şirkete verilmesine, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde taşınmazların bedelinin tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalı … mirasçılarından tahsiline ve şirkete verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilemeyeceğini, dava değerinin arttırılmasına muvafakatlerinin olmadığını, … mirasçılarına veraset ilamı uyarınca ticaret sicili tescilinin yapılıp yapılmadığının sorulmasını, yapılmamış ise dava şartları oluşmadığından davanın reddi gerektiğini, dava konusu talebin zaman aşımına uğradığını, miras bırakan …’ın sağlığında davacı tarafından itiraz edilmeyen yönetimi ve işlemlerin zımni kabul halindeki ve onay verilen işlemler ve ibra anlamına gelen hususlar nedeniyle itiraz dahi edilmeyen şirket yönetimi için dava açılmasının iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, davacının şirketteki payının düşük olup payı oranında şirketten katkı almış olarak davada haklılığının bulunmadığını, davacının şirkete nasıl ortak olduğunu, nasıl bir sermaye taahhüdünde bulunduğunu ve bu taahhüdü sermaye koyma borcunu nasıl yerine getirdiğini ispatlamak zorunda olduğunu, davacının hiçbir şekilde yükümlülük, sorumluluk altına girmediğini, hiçbir zaman şirkete emek sermaye koymadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davalılar …, …, … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, açılan davanın iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, …’ın vefatından sonra şirket hisselerinin mirasçılar adına tescil edilmesinin dava şartlarından olduğunu, dava konusu taleplerin zaman aşımına uğradığını, davacının yıllardır şirkette alınan kararların tümüne ortak olduğunu ve onay verdiğini, yapılan işlemleri ibra ettiğini, davacının bugüne kadar şirkete herhangi bir katkısı ve katılımının olmadığını, davacının bugüne kadar geçimini şirketten elde ettiği gelirlerden ve …’ın kendisine sağladığı maddi imkanlardan sağladığını, …’a ait evde oturduğunu ve hiç kira vermediğini, bugüne kadar elde ettiği maddi menfaatlerin sahibi bulunduğu %20’lik hissenin gelirinin çok çok üstünde olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Şti adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir.
Dava; şirket müdürünün hukuki sorumluluğuna dayalı olarak şirkete verdiği zararların tazminine yönelik alacak davasıdır.
Dosya içerisine; davalı şirkete ait sicil dosyası, genel kurul kararları, ticari defter ve kayıtlar, tapu kayıtları getirtilmiş, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … Esas, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas, Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas ve Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyalarının UYAP evrakları celp edilmiş, mali müşavir bilirkişiden ayrıntılı rapor aldırılmıştır.
Davanın; limited şirket ortağı olan davacı tarafından, vefat eden büyük ortağın mirascıları ve şirket tüzel kişiliği hasım gösterilmek suretiyle açılmış şirketin ve davacı pay sahibinin zararlarının tespiti ve vefat eden ortak … mirascıları olan davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesi ve dava dilekçesinde belirtilen bir kısım taşınmazlar ile tespit edilecek başkaca gayrimenkullerin muris … adına olan tapuların iptali ile şirket adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin tespiti ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte … mirascıları olan davalılardan alınarak şirkete ödenmesi istemleriyle açılmış dava olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın davanın belirsiz alacak davası olarak görülüp görülemeyeceği, davacı taleplerinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı ve vefat eden ortağın şirketi zararlandırıcı bir eğilimi bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı görülmektedir.
Dava dışı … Müdürlüğünün … sırasında kayıtlı olup, davacıların murisi …’ın 16 hisseye karşılık pay sahibi olduğu ve şirketi diğer ortak … ile birlikte müşterek imza ile temsile yetkili kılındığı ancak … tarihinde tescili yapılan hisse devri sözleşmeleri ile şirket ortağı …’ın hisselerini devretmesi neticesinde … tarih … nolu ortaklar kurulu kararına göre muris …’ın şirketi münferiden temsil ve ilzam edeceğinin kararlaştırıldığı ticaret sicil dosyası kapsamından anlaşılmaktadır.
Davalılar Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesinin … tarih … Esas ve … sayılı veraset ilamına göre …’ın mirasçıları konumundadır.
Dava dilekçesinde belirtilen taşınmazların … Mahallesi … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … Mahallesi … ada … parsel … nolu ofis … tarihinde, … parsel … tarihinde, … parsel … tarihinde, … parsel … nolu işyeri … tarihinde, … parsel … nolu … tarihinde, … parsel … nolu iş yeri … tarihinde, … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde ve … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … parsel … tarihinde, aynı yer … parsel … tarihinde ve … nolu parsel … tarihinde davalıların murisi … adına kayıtlıdır.
TTK’nın 644/1-a maddesi uyarınca; Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerinin ve tasfiye memurlarının sorumluluğuna ilişkin 553.maddenin limited şirket müdürleri hakkında da uygulanacağı düzenlenmiş olup, 553.madde uyarınca yöneticilerin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal etmeleri durumunda hem şirkete hem de pay sahiplerine karşı verilen zararlardan sorumlu oldukları, kanunun 560.maddesinde ise yöneticilere karşı tazminat isteme hakkının zarar ve fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 2 ve her halükarda fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu düzenlenmiştir.
Buna göre davacının muris yönetici …’ın şirket adına tescili gerekli iken kendi adına tescil edildiğini ileri sürdüğü … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … parsel … nolu ofis … tarihinde, … parsel … tarihinde, … parsel … tarihinde, … parsel … nolu işyeri … tarihinde, … ada … parsel … nolu … tarihinde, … nolu iş yeri … tarihinde, … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … parsel … nolu bağımsız bölüm … tarihinde, … parsel … tarihinde şirket müdürü … adına tescil görmüş olmakla kanunda düzenlenen 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan davacının bu işlemler yönünden zarar gördüğü iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Diğer parseller yönünden ise dosya kapsamında bu taşınmazların şirket geliri ile alındığı veya şirketin yaptığı işler nedeniyle şirkete tescili gereken taşınmazlardan olduğu hususu ispatlanamamış olup, bu hususta davacı vekilinin talebi üzerine yazılan müzekkerelerde cevap veren dava dışı şirketler bu taşınmazların yapılan iş karşılığı davalı şirkete verileceği hususunda cevap da vermemişlerdir.
Mali Müşavir Bilirkişi … tarafından düzenlenen … havale tarihli raporda sonuç olarak; davacının … tarihinden itibaren davalı şirketin %20 hisse oranı ile ortağı olduğu ve muris …’ın da davalı şirketin hem ortağı hem de tek yetkili müdürü olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre davacının ortak olduğu tarihten murisin vefat tarihine kadar olan dönemde davalı şirketin öz sermayesinin 177.477,75.-TL tutarında arttığı ve davalı şirketin ödenmiş sermayesi olan 50.000,00.-TL’nin 3,5 katına çıktığı, davacının ortak olduğu tarihden murisin vefat tarihine kadar olan dönemde davalı şirketin toplam 131.534,25.-TL tutarında net kâr elde ettiği, bu sebeple davalı şirketin kâr eden bir şirket olduğu ve elde etiği bu net kârlar ile şirketin öz varlığının arttırıldığı, davalı şirketin … yılında 11.056,92.-TL kayıtlı değerde taşıt alışının yapıldığı, bu taşıtın … yılında satıldığı ve bu nedenle davalı şirketin aktifinde taşıt kaydının olmadığı, davalı şirketin aktifine herhangi bir gayrimenkul giriş çıkış kaydının yapılmadığı, iddia konusu olan taşınmazların tapuda muris … adına tescil edildiğinin tespit edildiğini bildirmiştir. Bilirkişi raporlarından da anlaşılacağı üzere davalıların murisi …’ın şirket müdürü olarak görev yaptığı dönemden vefat tarihine kadar davalı şirketin 131.534,25.-TL net kâr elde ettiği, davalı şirketin kâr eden bir şirket olduğu ve şirket özvarlığının bu nedenle arttığı ve şirket gayrimenkullerinde de herhangi bir giriş çıkış kaydı bulunmadığı anlaşılmakla, davalı şirkete karşı kusuruyla zararlandırıcı işlemler yaptığı hususu ispat edilememiş olmakla davalılar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30.-TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 341,55.-TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 282,25.-TL harcın kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalılar …, …, …, … ve … vekille temsil olunduğundan ve davanın red sebebi davalılar açısından ortak olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL tek vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ÖDENMESİNE,
5-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa İADESİNE,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 21/09/2021

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır