Emsal Mahkeme Kararı Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/486 E. 2019/45 K. 11.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/486
KARAR NO : 2019/45
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 15/07/2011
KARAR TARİHİ : 11/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkilinin çiftçilikle iştigal ettiğini, tarlasına … çeşidi erken ürün adına bu fidanı sattıklarını belirtmeleri üzerine … Ticaret Sicilinin … numarasında kayıtlı … Şti’den … tarihinde … adet … çeşidi kayısı fidanı sipariş ettiğini, davalılardan …’ın müvekkiline … çeşidi kayısı olduğunı belirterek … ayı içinde … adet kayısı fidanı teslim ettiğini, bu fidanları arazisine diken şikayetçiye daha sonra getirilip teslim edilen faturada kayısı çeşidinin … olarak gösterildiğini, davalılarla yapılan görüşmede … çeşidinin de erkenci bir çeşit olduğunu, ancak zaten fiilen teslim edilne fidanların … çeşidi fidan olduğunun bildirildiğini, dikilen fidanların … yılında ürün vermediğinden, diğer kayısılara göre daha erken çiçeklenme ve meyve tutumu gerçekleşmesi gerekirken çiçeklenme görülmediğinden derhal davalılara bilgi verildiği, fidanlarda inceleme yaptırıldığını, davalıların ve üretici firma yetkilisi olduğu belirtilen davalılarla birlikte mahalline gelen şahısların yaptıklarını belirttikleri inceleme sonucu teslim edilen ve dikilmiş olan fidanların … çeşidi olduğu, ancak 1 yılda çiçeklenmenin geç veya az olmasının normal olduğunu, fidanların ilk yıl ürün vermeyebileceğini, verse de az ve geç olacağını, dikimden itibaren 2 yıl ve takip eden yıllarda ürün vereceğini ve diğer çeşitlere göre farkının ortaya çıkacağının belirtildiğini, ancak taahhütlere ve beyanlara göre her yıl … itibariyle teslim edilen fidanlardan çıkacak ürünün hasadına başlanması gerektiğini, beyanlarına rağmen beklendiği halde 2 . Yılda da çiçeklenmenin ve meyve oluşumunun geç kalması ve geç kalan ürünün de az olması, dikilen kayısı fidanlarının taahhüt edilen özellikleden hiç birini göstermemesi hatta yerli çeşitten bile çok geç ve az ürün çıkması nedeniyle davacının endişelendiğini, bu durum üzerine davalılara bilgi verilmek suretiyle hazır bulunmaları sağlanarak Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D. İş dosyasından tespit yapıldığını, yapılan DNA analizinde teslim edilen fidanların … çeşidi olmadığının tespit edildiğini, inceleme sonucunda şikayetçinin yaklaşık …-TL zarara uğradığı ve zararın tazmini için Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas dosyasıdna icra takibi başlatıldığını, haciz yoluyla da bir miktar para tahsil edildiğini, müvekkilinin davalılar tarafından dolandırıldığından, sahte belge düzenlendiği sonucuna varıldığından eylemleri Türk Ceza Kanununun 158. Maddesine göre şirket yetkilisinin ve şirket adına hareket eden ortağının dolandırıcılığı suçunu oluşturduğundan nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik suçlarından haklarında dava açılması talebi ile şikayette bulunulduğu belirterek sonuç olarak davanın kabulüne, zarar nedeniyle alacağa ve masraflara mahsuben şimdilik …-TL’nin icra takip tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek aşamalı ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinde belirtildiği üzere, davacının ticari ilişkisinin dava dışı … Şti ile olduğunu, bu nedenle şirket ortağı sıfatıyla müvekkillerine karşı dava açılmasına imkan olmadığını, gerçek kişi olan şirket ortağı ile tüzel kişi olan şirketin kişiliklerinin tamamen farkı ve ayrı olduğunu, şirket iş ve işlemlerinden dolayı şirket ortaklarının sorumlu tutulmasına imkan olmadığını, davanın husumetten reddi gerektiğini, sermaye şirketi olan limited şirketlerinde sorumluluğun taahhüt ettiği sermeye miktarı ile sınırlı olduğunu, şirket işlerinden dolayı ortaklara dava yöneltilemeyeceğini, husumet sıfatı olmadığını, müvekkillerinin ortağı oldukları şirket hakkında yaptıkları icra takibinin ödenmemesinden dolayı işbu davayı açtıklarını, davacının kendi kusurundan yararlanamayacağını, tespit dosyasında verilen raporların afaki olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bursa … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; … tarihli sipariş formunda … çeşit kayısının sipariş edildiği, … tarihinde fidan bedelinin katılan tarafından banka aracılığı ile sanıkların şirketine ödendiği, … tarihli sevk irsaliyesinde … adet … çeşidi kayısı ile değişik sayı ve türde fidanların sevk irsaliyesinde belirtildiği, ancak sanıklar tarafından düzenlenen … tarihli faturada … fidanı olarak bedelin fatura edildiği, katılanın … tarihli protokol ile … adına … arasında zararların giderilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları, bu arada katılanın … tarihli şikayet dilekçesi ile dolandırılığını belirterek şikayetçi olduğu oysa diktiği fidanların … çeşidi olmadığını en geç … tarihi itibariyle öğrenmiş olduğu, bu hususun protokol başlıklı belge ile tespit edildiği, bu tarihten çok sonra şikayetçi olduğu, bunu da muhtemel hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalarından sanıkların maddi imkansızlıklarını ileri sürerek ödemede taahhütlerini ve karar gereklerini yerine getirmekten kaçınmaları nedeni ile sonuç alamama ihtimali nedeni ile yaptığı, hali hazırda hukuk davalarının devam ettiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda fidan türü konusundaki ihtilafın meydana gelmesinde sanıkların dolandırıcılık kastını ortaya koyan hile ve desisenin tespit edilemediği, alış verişin akabinde düzenledikleri faturada açıkca fidan türünün Luised olarak belirtilmiş olduğu, buna göre taraflar arasındaki ihtilafın tarafların karşılıklı olarak anlaşmaya uymama şeklinde oluşan ve tazmin yolu ile zararın giderilebileceği hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu, atılı dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmadığı buna göre her iki sanığında ayrı ayrı unsurları oluşmayan suçtan beraatlerine karar verildiği, Yargıtay … Ceza Dairesi’nin : … esas, … karar sayılı ilamı ile temyizde onama ile kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafın açtığı davanın mülga 6762 sayılı TTK’nın 309 ve devamı maddeleri kapsamında açılan bir dava olarak değerlendirilebilmesi için, böyle bir davada hükmedilecek tazminatın ancak dava dışı şirket lehine hüküm altına alınması istemli olarak açılması gerektiğinden, davacının kendi adına tazminatın hüküm altına alınmasını isteyemeyeceğinden, dava, dava dışı şirket yöneticisi ve ortağı olan davalıların dolandırıcılık ve sahtecilik yaptığı iddiası ile haksız fiil kaynaklı maddi tazminat davası olarak nitelendirilmiştir.
Davacının, şirket yöneticisi ve ortağı olan davalıların dolandırıcılık ve sahtecilik yaptığı iddiası, Bursa … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalıların beraatlerine karar verilmiş olması ve kararın kesinleşmiş olması sebebi ile sübut bulmadığından davalıların bu haksız fiil nedeni ile sorumlu tutulamayacakları açıktır.
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; dava konusu olayda davalı tarafa husumet yüklenemeyeceğinden, pasif husumet yokluğuna ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar hakkındaki davanın pasif husumete ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması lazım gelen 44,40.-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 222,75.-TL harçtan mahsubu fazladan yatırıldığı anlaşılan 178,35.-TL harcın karar kesinleştiğinde istem olması halinde davacıya iadesine,
3-Davacının bu dava nedeni ile yapmış olduğu yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesine müteakip davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, HMK 345. Maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/01/2019

Katip …
¸(e-imzalı)

Hakim …
¸(e-imzalı)