Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/9 E. 2023/262 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/9
KARAR NO : 2023/262
DAVA : İtirazın İptali( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2019
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali( Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … A.ş’ nin sermaye piyasası kanunu hükümlerine uygun olarak aracı kurum olduğunu, davalı …’ nın sermaye piyasasında işlem yapmak amacıyla, müvekkili nezdinde … numaralı hesap açtırdığını, bu hesaba ilişkin müvekkili ile davalı arasında sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesinin elektronik yöntemle imzalandığını, davalının müvekkili şirketin interneti üze- rinden işlem yapmasına olanak veren … Trader işlem platformunu kullanarak ve telefon ara- cılığı ile emir ileterek ağırlıklı olarak vadeli işlem ve opsiyon pazarında (vadeli işlem sözleş- meleri belirli bir ticari mal veya finansal enstrümanı, gelecekteki belirli bir tarihte önceden belirlenmiş bir fiyattan almak veya satmak üzere gerçekleştirilen sözleşme) işlemler yaptı- ğını, davalının gerçekleştirdiği işlemler nedeniyle … tarihi itibariyle toplamda ….-TL eksi bakiyeye düştüğü, ancak bu miktarı müvekkili kuruma ödemediği, çer- çeve sözleşmenin temürrüt hesap bakiyesi açığı teminat ve teminatın nakde çevrilmesi baş- lıklı 9. Mad. uyarınca müşterinin portföy hesabının eksi bakiyeye düşmesi halinde söz konu- su eksi bakiye karşılığı müşteri tarafından nakden ödenmek zorunda olduğunu, davalıya bu eksi bakiyenin ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, kendisine bizzat tebliğ edilmesine rağmen ödeme yapmayarak temerrüte düştüğü, tahsili için girişilen takibe de itiraz edildiği belirterek itirazın iptaline ve tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacı şirket nezdinde her- hangi bir hesap açmadığı, usul ve yasaya uygun bir sözleşme imzalamadığını, böyle bir söz- leşme konusunda irade açıklamasında bulunmadığı, müvekkilinin davacı şirketin iştirakçisi olan dava dışı … Bank A.ş nezdinde bir mevduat hesabı açtırdığını, bu çerçevede akdedil- mesi gereken sözleşmeyi imzaladığını, bundan sonra davacı şirket tarafından müvekkilinin telefonla aranıp, telefonuna yüklenecek uygulama ile sermaye piyasası işlemleri yapmak isteyip istemediğinin sorulduğu, müvekkilinin sermaye piyasası işlemleri yapmak istediğinin bildirilmesi üzerine, kendisine gönderilen şifreler ile dava konusu işlemleri gerçekleştirdiğini, sermaye piyasası çerçeve sözleşmesinin ekinde yer alan çeşitli risk bildirim formlarını müşteri beyanını masraf tarifesini ve diğer belgeleri ise imzalamadığını, oysa usulüne uygun bir yatırım sözleşmesi olması için bunun karşılıklı olarak müzakere edilmesi sözleşmenin imza öncesi incelenmek üzere müşteriye teslim edilmesi, müşterinin tüm sözleşme hükümleri- ni okuması, kabul etmesi ve bunu el yazısı ile tevsik etmesi ve en önemlisi imzalamasının gerektiğini, böyle bir sözleşmenin geçerli kabul edilebilmesi için de müşteri aleyhine hü- kümler içermemesi gerektiğini, bu sözleşmenin emredici yasal hükümlere de aykırı da olma- ması gerektiğini, davacının sözleşme ve eklerinin elektronik yöntemle imzalandığını iddia ettiğini, böyle bir iddianın kabul edilemeyeceğini zira müvekkilinin ne elektronik imza kanu- nu, ne de cep telefonu ve GSM sim kartı kullanarak herhangi bir mobil imza kullanmadığını, bu yüzden elektronik ortamda atıldığı iddia edilen imzayı kabul etmediğini, davacının mü- vekkilinin … tarihi itibarıyla ….-TL eksi bakiyeye düşmüş olduğu yönün- deki iddialarının da dayanaksız olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar veril- mesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler yönetmeliğine uygun olarak akdedildiğini, ayrıca müvekkilinin sermaye piyasası kurulunun sıkı gözetim ve denetimi altında olduğunu, kabul edilmeyen sözleşmeye dayalı aracı kurum hizmeti vermesinin düşünülemeyeceğini, çerçeve sözleşmesi imzalanmadan önce buna ilişkin bilgi formunun müşterilerine gönderildiği, …’ ya da bu anlamda gönderildiğini, bunun log kayıtlarıyla da sabit olduğunu belirtmiştir.
Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesi risk bildirim formları faydalanıcı beyan formu bireysel bankacılık hizmetleri sözleşmesi ….-TL’ nin 2 gün içinde ödenmesi için düzenlenmiş … tarihli … tarihinde tebliğ edilmiş ihtarname, hesap ekstresi dosyaya sunulmuştur. Log kayıtları dosya arasına sunulmuştur.
Davacı vekili delil olarak ses kayıtlarını ve davalının görüşme yaptığı müşteri temsilcisi isimlerini bildirmiştir.
Bundan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak; “Yatırım hizmet ve faaileyetleri ile yan hizmetlere ilişkin belge ve kayıt düzeni hakkında tebliğ (III- 45.1) ‘ in çerçeve sözleşmeler ile müşteri hesap numarası başlıklı belgesinde belirtildiği üzere sözleşmenin davalı tarafından ıslah imzalı olarak imzalanmasına gerek bulunmamakta olup, elektronik ortamda sözleşme düzenlenmesinin ve müşteri tarafından kendisine gönderilen uygulamada sözleşmeyi kabul ettiğini onaylaması yeterli olup, ayrıca fiziki olarak sözleşme gönderilmesine gerek bulunmamaktadır, konumuz olayda taraflar arasındaki sözleşmenin bu şekilde kurulduğu,
Davacı şirketin Maslak’ ta bulunan genel merkezinde yerinde inceleme neticesi, davalının cep telefonuna yüklenin … Trader uygulaması aracılığı ile yapılan işlemlere ilişkin log kayıtları … Ve davacı vekili tarafından dosyaya sunulan işlem kayıtları, sözleşme içeriği ve hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde davalının, davacının kendisine sunduğu … Trader uygulaması üzerinden çerçeve sözleşmesinin bizzat kendisi tarafından onaylanarak alım satım işlemlerini yaptığı anlaşılmış olup, aksi durumda vadeli işlemler borsasında opsiyon işlemlerinin yapılma imkanının bulunmadığı,
Dosyaya sunulan hesap ekstreleri işlem kayıtları ve log kayıtlarından da anlaşılacağı üzere davalı tarafından vadeli işlemler borsasında (…) opsiyon işlemlerinin yapıldığı,
Davacı(/lı)nın uğradığı zarar bizzat kendi emirleriyle gerçekleştirilen “opsiyon işlemleri sonucu oluştuğundan davacının kusurundan söz edilemeyeceği, davalı müşterinin gerçekleştirdiği opsiyon işlemleri neticesi hesabının ….-TL eksi bakiyeye düştüğü, davacının davalının yaptığı opsiyon işlemlerinden doğan alacağının, ….-TL tutarında asıl alacak ve bunun 2.235,50.-TL işlemiş avans faizi olmak üzere toplam …-TL olduğu” kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davalı tarafın bilirkişi raporuna yaptığı itirazlar gözetilerek bilirkişiden ek rapor düzenlenmesi istenmiş, bilirkişiye önceki raporda bir değişiklik yapılmasının gerekmediği yönünde ek rapor düzenlenmiştir. Bundan sonra davalının masrafları karşılayacağı beyanıyla dosya bir başka bilirkişiye tevdi edilmiş, bu bilirkişi tarafından düzenlenen raporunda benzer nitelikte olduğu, “yapılan hesaplama neticesinde ….-TL asıl alacağın ilgili kurumun takip hesaplarına intikalinden, icra takip tarihine kadar geçen süre için TCMB avans faizi 3.576,80.-TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
İcra dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından ….-TL asıl alacak üzerinden 2.235,50.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ….-TL alacak için genel haciz yoluyla icra takibine girişildiği, ödeme emrinde bakiye alacak miktarının ….-TL olduğunun belirtildiği davalının itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Mahkememizde verilen … Karar sayılı kararının, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin … Karar sayılı ilamıyla ” 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 3/1-k maddesinde tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak; 3/1- ı bendinde ise tüketici işlemi “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı yasanın “Diğer Tüketici Sözleşmeleri” başlıklı 5. bölümünde yer alan 49. maddesi, “finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmeler” başlığını taşımaktadır. Bu maddenin 1. fıkrasına göre finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme ise, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir. “olarak tanımlanmıştır. Yine aynı yasanın 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut olayda; aracı kurum olan davacı, davalı ile akdettiği sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı … işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, bu miktar için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptalini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı, “sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesi”dir. Foreks (kaldıraçlı alım satım işlemi) ve … (vadeli işlem ve opsiyon piyasası işlemi), kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup, Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının tacir olmayıp şahsi birikimini değerlendirmek üzere hareket ettiği, işlemlerin boyutu dikkate alındığında da davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu görülmekle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekir. O halde; uyuşmazlık 6502 Sayılı Kanun kapsamında kaldığına göre, davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Bu nedenle mahkemece davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de; İlk Derece Mahkemesince dava konusu sermaye piyasası konusunda uzman bilirkişilerden rapor aldırılması gerekirken bu konuda uzmanlığı bulunmayan bilirkişilerden rapor aldırılarak karar verilmesi de hatalı olmuştur ” denilmek suretiyle kaldırılmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin … Esas sırasına kaydı yapılığı anlaşılmıştır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar. Tüketici ise ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesinde de “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 73/1 maddesine göre “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Tüm dosya kapsamı ve Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Somut olayda; aracı kurum olan davacı, davalı ile akdettiği sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesi kapsamında, davalının yaptığı … işlemleri sonucunda ortaya çıkan teminat açığını tamamlamamış olması nedeniyle, bu miktar için başlatılan icra takibine davalının itirazının iptalini talep etmiştir. Taraflar arasındaki ilişkinin hukuki dayanağı, “sermaye piyasası işlemleri çerçeve sözleşmesi”dir. Foreks (kaldıraçlı alım satım işlemi) ve … (vadeli işlem ve opsiyon piyasası işlemi), kanunda açıkça yazılmasa da bankacılık sözleşmesi benzeri bir sözleşme niteliğinde olup, Yargıtay uygulamasında da bankacılık sözleşmesi kapsamında değerlendirilmektedir. Davalının tacir olmayıp şahsi birikimini değerlendirmek üzere hareket ettiği, işlemlerin boyutu dikkate alındığında da davalının hukuki işlem içerisinde tüketici konumunda olduğu görülmekle, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi olduğunun kabulü ile uyuşmazlık 6502 Sayılı Kanun kapsamında kaldığı bu nedenle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE
2-)Görevli mahkemenin ANTALYA TÜKETİCİ MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-)HMK.nun 20.maddesi uyarınca, bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceğine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-)HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca, süresinde yapılacak başvuru sonucu, davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirileceğine, davaya devam edilmemesi halinde, talep üzerine, mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davanın açılmamış sayılacağına yargılama giderlerinin davacıya yükleneceğine,
Dair, davacı vekilinin e-duruşma yöntemi ile yüzüne karşı ve davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Antalya Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 13/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır