Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/6 E. 2023/235 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/6
KARAR NO : 2023/235
DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2016
KARAR TARİHİ : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile dava dışı … Şti arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmenin imzalandığı tarihte borçlu şirketin yetkilisi veya ortağı olmadığını, o sırada kendisinin … olarak görev yaptığını müvekkilinin … TL limit ile kefil sıfatı ile imzaladığını ancak o sırada evli olan müvekkilinin kefa- letine usulüne uygun olarak eşinin rızasının alınmadığını, kredi kefalet limiti ve imzanın yer aldığını sözleşme metninde rakamla ” …-TL ” ibaresinin müvekkili tarafından yazılmadığını, kefalet limitinin arttırılmasına dair işlemleri ve anlaşmaları imzalamadığını belirterek kefaletin geçersizliği sebebi ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacının kefaletinin geçerli olması için alınması gereken eş muvafakatinin alındığını kefalet beyanını davalının kendi eliyle kefalet tarihi kefalet limiti ve kefaletin niteliğine ilişkin ibareleri yazdığını ve ilgili banka personeli huzurunda imzaladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı eş rızasına dair belgede, eşi …’a atfen atılı imzanın …’a ait olmadığını ifade etmiş,
Buna karşın davalı … vekili, davacının eşi tarafından bizzat imzalanmayan kefalete muvafakate ilişkin imzalı belgeyi sunması halinde müvekkili … iyi niyetinin korunması gerektiğini, kaldı ki kefalete ilişkin … tarihinde borç yapılandırması sebebi ile dava- cının eşinden rıza belgesi alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu husus davacının kredi sözleşmesinin düzenlendiği tarih itibarıyla kefaletine eşinin geçerli bir şekilde muvafakat verip vermediği daha özelde de muvafakat belgesindeki imzanın davacının eşine ait olup olmadığı, eşine ait değil ise bile borç yapılandırılmasına ilişkin düzenlenen belgelerde davacının eşi tarafından imzalanan son- raki tarihli rıza belgesinin davacının kefil olarak sorumlu olmasını sağlayıp sağlamayacağı noktasındadır.
Mahkememizce taraflara davacının eşinin uygulamaya elverişli evrak asıllarını bildirme imkanı sağlanmış bu belgeler toplanmış bundan sonra dosya bilirkişiye gönderilmiş. Alınan bilirkişi raporunda … tarihli sözleşme ekindeki eş rıza belgesinde davacının eşi adına atılı imzanın, davacının eşi … elinden çıkmadığı bildirilmiştir.
Rapora itiraz edilmesi üzerine bu kez davacının eşinin mahkeme huzurunda yazı ve imza örnekleri alınmış bundan sonra dosya tekrar İstanbul ATK ya gönderilmiş. ATK dan alı- nan raporda da eş rıza belgesinde …’a atfen atılı imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla … eli ürünü olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Yukarıda belirtildiği gibi uyuşmazlık dava- cının kefaletinin kefaletinin geçerli olması için gerekli olan eş rızasını taşıyıp taşımadığı, taşı- masa bile daha sonra borç yapılandırılması sebebi ile düzenlenen eş rıza belgesinin başlangıçtaki geçersizliği ikmal edip edemeyeceği noktasındadır.
Alınan bilirkişi raporu ve ATK raporuna göre davacının kullanılan krediden sorumlu- luğuna esas kredi sözleşmesinin eki niteliğindeki … tarihli eş rıza belgesindeki imza- nın davacının eşine ait olmadığı açıklığa kavuşmuştur. Kefalet sözleşmesinin kurulduğu sırada geçerli bir muvafakat olmadığından bu geçersizliği kefalet sözleşmesini de kefalet yönünden geçersiz kılacağı anlaşıldığından davacının imzaladığı kefalet beyanından dolayı borçlu şirkete kullandırılan krediden borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır. Daha sonra borcun yapılandırıl- ması sebebi ile … tarihinde alınan ve inkar edilmeyen eş rıza belgesindeki imzanın başlangıçtaki geçersizliği telafi etmesi geçerli hale getirmesi de mümkün değildir zira kefalet sözleşmesinin imzalandığı … tarihi ile geçerli Borçlar Kanununun 584/1 maddesine göre rızanın sözleşmenin kurulmasından önce yada en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır. Bu sebep ile davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ancak davalı alacaklının kötü niyetli olmaması karşısında tazminata hükmedilmemiştir zira davacının kefalet sözleşmesini imzaladığı açıktır ve davalı … bizatihi kendi aleyhine olacak bir hususta kendisine sunul- duğunun kabulü gereken eş rıza belgesine dayanarak kredi kullandırtması olsa olsa ihmaline bir delil olabilir ancak kötü niyetini göstermeyeceği şeklinde karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizden verilen … tarih ve … Esas … Karar sayılı kararının, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamıyla “…tüm dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesince Adli Tıp Kurumu raporuna itibar ederek karar vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, diğer taraftan, kredi borcunun yapılandırması üzerine davacının eşi …’dan … tarihinde yeni bir muvafakatname alındığı, bu belgedeki imzaya itiraz edilmediği, … tarihli kredi yeniden yapılandırma protokolü yeni bir kredi sözleşmesi niteliğinde olmadığından TBK’nın 584/1. maddesi gereği … tarihli kredi sözleşmesi ve davacının aynı tarihli kefaletine ilişkin bu eş rızasının sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmesi gerektiği, … tarihli eş rızasındaki imzanın davacının eşi …’a ait olmadığı böylece davacının kefaletinin geçerli olmadığı, bu nedenle davalının, … tarihli belgenin kefaleti geçerli kıldığı iddiasının baştaki geçersizliği ortadan kaldırmadığı için dikkate alınamayacağı” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Antalya Bölge Adliye Mahkemesi …Hukuk Dairesi’nin … tarih … Esas … Karar sayılı ilamının temyiz edilmesi üzerine,Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin… tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile,”Dava, genel kredi sözleşmesinde kefil olan davalının, kefalet sözleşmesinde eşinin rızası bulunmaması nedeniyle kefaletin geçerli olmadığı iddaisına dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacının kefalet sözleşmesini imzaladığı sırada eşi …’un, kefalet sözleşmesine rıza gösterdiğine dair geçerli bir imzası yoksa da daha sonra davalı … ile yapılan … tarihli yeniden yapılandırma protokolü sırasında alınan … tarihli belgede davacının eşinin davalı … ile yaptığı sözleşmeye muvavafakat ettiğini beyan etmesi karşısında sözleşmenin başlagıcındaki eş rızasına dair imza eksikliğini ileri sürmesi TMK’nın 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması olup, mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” denilmek suretiyle bozularak kaldırılmasına karar verilmiş olmakla mahkememizin … Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, genel kredi sözleşmesinde kefil olan davalının, kefalet sözleşmesinde eşinin rızası bulunmaması nedeniyle kefaletin geçerli olmadığı iddaisına dayanan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacının kefalet sözleşmesini imzaladığı sırada eşi …’un, kefalet sözleşmesine rıza gösterdiğine dair geçerli bir imzası yoksa da daha sonra davalı … ile yapılan … tarihli yeniden yapılandırma protokolü sırasında alınan … tarihli belgede davacının eşinin davalı … ile yaptığı sözleşmeye muvafakat ettiğini beyan etmesi karşısında sözleşmenin başlagıcındaki eş rızasına dair imza eksikliğini ileri sürmesi TMK’nın 2. maddesi anlamında hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğundan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli … TL harçtan, peşin olarak alınan … TL harcın mahsubu ile kalan … TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememizin … Esas- … Karar sayılı, … tarihli … harç numaralı harç tahsil müzekkeresinin davalı tarafça yatırılmış olması halinde, alındı belgesi ibraz edildiğinde ve karar kesinleştiğinde talep halinde davalı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan … TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.06/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır