Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/418 E. 2023/426 K. 19.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/418 Esas
KARAR NO : 2023/426
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/10/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; Alacaklı davalı (…) borçlusu dava dışı … olan Antalya Gene İcra Müdürlüğü … Esas sayılı icra takibi dosyasında davacı müvekkil … Tarım Oto Ltd. Şti’ne İİK madde 89 gereğince haciz ihbarnameleri gönderildiğini, 89/1 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince 07.07.2022 tarihinde, 89/2 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince … tarihinde, 89/3 haciz ihbarnamesi TK madde 35 gereğince 23.09.2022 tarihinde tebliğ edildiğini, müvekkili şirket yöneticisi … 89/1 ve 89/2 haciz ihbarnamelerinden haberdar olamadığını, çünkü şirket yetkilisinin belirtilen tarihlerde Almanya Ülkesinde bulunduğunu, bu nedenle tebligatlardan haberdar olmadığını, davalı yanın iş bu haciz ihbarnamelerini kötü niyetli olarak gönderdiğini, gönderilen haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi ve kaynağı gösterilmediğini, burada ihbarnamelere itiraz sürelenin kaçırması ve haksız menfaat elde etme amaçlandığını, müvekkili şirketin icra dosyası borçlusu …’ya herhangi bir borcu bulunmadığını, dosya içeriğinde yer alan haciz ihbarnameleri incelendiğinde; Birinci haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “Doğmuş ve doğacak hak ve alacaklar” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının … TL olduğu yazılıdır. Yine ihbarnamenin metin kısmında, ” borçlunun sizde ki alacağı (malı) üzerine … tarihinde haciz konulmuştur” kaydı mevcut olduğunu, ikinci haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “… TL” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının … TL olduğunun yazılı olduğunu, yine ihbarnamenin metin kısmında, “borçlunun sizde ki alacağı üzerine masraflarla birlikte …-TL haciz konularak…” kaydı mevcut olduğunu, Üçüncü haciz ihbarnamesinin haczin neye ilişkin olduğu, hangi miktar için yapıldığı kısmında “… TL” şeklinde kayıt düşüldüğü, yine alacak miktarının … TL olduğu yazılı olduğunu, yine ihbarnamenin metin kısmında, ” borçlunun sizde ki alacağı üzerine masraflarla birlikte … TL haciz konularak…” kaydı mevcut olduğunu, görüldüğü üzere haciz ihbarname kayıtları birbirinden farklı ve tutarsız olduğunu, 89/2 haciz ihbarnamesinde … TL miktar içn haciz yapıldığı yazılı iken aynı ihbarnamede bu kez … TL’nın haczedildiğinin yazıl olduğunu, fakat tüm haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi ve borcun neden kaynaklandığına dair her hangi bir kayıt söz konusu olmadığını, yine müvekkil tüzel kişi olup tüm alacak ve borçları ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, ticari defterlerin bilirkişi incelemesi sonucunda dava dışı borçlu …’ya her hangi bir borcun olmadığı gibi dava dışı borçlu ile ticari bir ilişkinin dahi olmadığının ortaya çıkacağını, her ne kadar İİK 89/3 maddesi ispat yükünün davacı üçüncü kişide olduğunu belirtse de somut olayda ispat külfetinin davalı yanda olduğunu, öncelikle dava konusu haciz ihbarnamelerinde haczedildiği belirtilen tutarların birbirinden farklı olduğunu, yine dava konusu haciz ihbarnamelerinde borcun sebebi veya kaynağının belirtilmediğini, haciz ihbarnamelerinde “sizdeki alacağı üzerine haciz konulmuştur” şeklinde ki kayıt dışından borcun neden kaynaklandığı, sebebi ve kaynağı belirtilmediğini, somut olayda ispat yükünün davalı …’de olduğunu, yukarıda izah edildiği üzere, dosya borçlusu …’ya davacı müvekkili firmanın herhangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle elde ki davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalarının kabulü ile, müvekkilinin Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyasından 89/3 haciz ihbarnamesi konu olan borçtan sorumlu olmadığına ve ilgili dosya da borçlu olmadığının tespitine, davalının en az %40 kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davalı şirketin 89/3 ihbarnamesine karşı yönelttiği menfi tespit davasının Asliye Ticaret Mahkemesinde ikame edilmesinin gerektiğini, zira menfi tespit davasına konu icra takibine dayanak belgenin bir kambiyo seneti olduğunu, Üçüncü kişinin açacağı menfi tespit davasında yetkili mahkeme İİK 89/3 gereği görevli mahkeme kural olarak asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, takibin kambiyo senetlerine dayanması halinde ise görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olduğunu, sonuç olarak davanın niteliği itibariyle ticari iş niteliğinde olduğu ve yargılamayı ticaret mahkemesince yürütülmesi gerektiği düşünülmeden genel mahkemede açılan davanın görevsizlik kararı verilerek, asliye ticaret mahkemesine gönderilmesini müvekkili adına talep ettiğini, ispatı gereken hususun olumsuz bir olay olduğundan, ispat külfetinin yerine getirilmesinin oldukça zor olduğunu, takip borçlusu … ile üçüncü kişi davacı … Ltd. Şti. arasında borç doğuran bir ilişki mevcut olduğunu, Takip borçlusu … ile … Ltd. Şti. arasında alacak verecek ilişkisi mevcut olduğunu, Davacının taraflar arasında bir ticari ilişki olmadığı yönündeki iddialarına itibar edilemeyeceğini, zira …’nun … Ltd. Şti.’nin kambiyo senedini takibe koyarak borcu kesinleştirdiği bir takip dosyası mevcut olduğunu, bu dosyanın Antalya Genel İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyası olduğunu, müvekkilinin, …’ı ve …’yu dolandırıcılık suçundan şikayet etmişse de, iki şüpheli de ibranamedeki imzanın kriminal incelemesi için imza örneği ve ifade vermeye gitmediklerini, esasında bahse konu adi yazılı ibraname … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve takip borçlusu … arasında bir ticari ve alacak verecek ilişkisi olduğuna karine olduğunu, İmza incelemesi sonrası senedin sahteliği ortaya çıktığında ise … Şti’nin … ile aralarında ticari ilişki olduğu ancak davacı … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin borçlu olmadığını kanıtlayamadığının ortaya çıkacağını, ayrıca taraflar arasında bir alacak verecek ilişkisi bahse konu ibraname ile zımnen kabul edilmekle beraber şirket ticari defterlerinin incelenmesi gerektiğini, ticari defterlerin usulüne uygun düzenlenmemesinden … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti sorumlu olacak olup, usulüne uygun tutulmayan defterler bakımından … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti, …’ya borcu olmadığının ispat edememiş olacağını, yukarıda açıklanan nedenlerle öncelikle dosyada görevsizlik kararı verilerek, görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, sonrasında açılan davanın reddine, davacı … Tarım Oto Kiralama Tur. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin zimmetinde sayılan borcu veya yedieminde sayılan parayı/malı icra dairesine ödemek zorunda bırakılmasına, müvekkili lehine hükmedilen nispi vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine, dava konusu alacağın (… TL) yüzde yirmisinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucu … Karar sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeksizin … tarihinde kesinleştiği, akabinde dosyanın mahkememizin … Esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dava; İİK’nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır. İİK’nun 89 maddesi uyarınca “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur. Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar” duracağı düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nu değiştiren 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5/3. maddesi değiştirilerek Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiş olup TTK’nun 5 maddesine göre 4 maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
Davacı kendisine takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edememesi sebebiyle borcun zimmetinde sayılması üzerine bu davayı açmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlığın temelinde, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin yasaya ve gerçeğe uygun olup olmadığı konusu yatmaktadır. İİK’nun 89 maddesinde açılacak menfi tespit davalarında mahkemece üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olup olmadığı veya üzerinde borçluya ait malın bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Davada, takip borçlusu hakkında yapılan takibin kesinleşmiş olması nedeniyle takibin taraflarının tacir olmasının veya takip dayanağının kambiyo senedi olmasının esasa etkisi yoktur. (Aynı doğrultuda verilen kararlar için bkz. Antlaya BAM 11. HD. 31/05/2021 tarih, 2021/840 esas, 2021/968 karar, 22/01/2021 tarih, 2020/1737 esas, 2021/39 karar, 24/05/2018 tarih, 2017/1903 esas, 2018/823 karar sayılı ilamlar) Bu nedenle uyuşmazlık Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlarla ilgili olmayıp, İİK’ nın uygulanması ile ilgili bulunmaktadır.
Kısaca uyuşmazlık TTK’nun 4. Maddesinde tarif edilen nitelikte bir ticari iş olmadığından, TTK’nun 5. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemez. İİK’nun 89.maddesinde 3.kişinin açtığı menfi tespit davasının ticari dava sayılacağı ve ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmış, dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE;
Mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
Mahkememizce verilen karar, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması halinde; dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde; olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, tarafların yokluğunda, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair karar verildi. 04/07/2023

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)