Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/33 E. 2023/22 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/33
KARAR NO : 2023/22
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/05/2017
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı … İlçesi … mahallesinde … yaptığını, hayvanların sütlerini de davalı … verdiğini, … de önce sütleri toplamakta takip eden aylarda da kısım kısım ödemeler yaptığını, davalı … takibe konu (…-…-… aylarına ait) süt paralarının ödememesi üzerine önce ihtarname çekilmiş ancak yine ödenmeyince alacağın tahsili için önce … takip tarihli Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçilmiş ancak davalının yetki ve borca itirazı neticesinde icra dosyası … tarihinde … İcra Müdürlüğüne kaydedildiğini, yetkili icra Müdürlüğünden yapılan takibe de itiraz etmiş ve takip durduğunu, davalı borçlu Antalya … İcra Müdürlüğünde dosya açıldıktan sonra alacağın … tarihinde borcun … TL’ lik kısmını vekil eden hesabına yatırmış ancak bakıyesini ödemediğini, bu sebeple bakiye asıl alacak olan … TL için davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali için iş bu dava açılmış ise de itirazın iptali davalarında haklılık durumunun takip tarihi itibari ile belirlenmesi gerektiğinden eş söyleyişle borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında takip tarihi itibari ile haklı olup olmadığının belirlenmesi gerektiğinden takip tarihi itibariyle hüküm kurulması gerekir. yani inkar tazminatı ve yargılama giderleri yönünden … tarihi itibariyle hüküm kurulması gerekir. Ek’te sunulan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun …E, …K ve … tarihli içtihadı da bu yönde olduğunu, davalının iş bu itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup iptali gerektiğini, zira yargılama aşamasında tarafların defter ve kayıtları incelendiğinde müvekkilinin alacağının varlığı tespit edileceğini, yukarıda açıklanan ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle, fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydı ile; haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazının iptali ve ilk takip tarihi olan … tarihi itibariyle asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek faizi ile takibin devamını, Kötüniyetle takibe itiraz eden davalı/borçlunun yine … takip tarihi itibariyle takip bedelinin %20’sından aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davacı … tarafından, … tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile “…-…-…” aylarına ait bakiye süt alacağı için … TL asıl alacak, … TL işlemiş faiz olmak üzere … TL tutarında icra takibi başlatıldığını, müvekkilim tarafından yasal süresi içinde Antalya İcra Daireleri’nin yetkili olmadığı, temerrüde düşürülmeden faiz tahsil talebinin hukuka aykırı olduğu ve alacaklıya herhangi bir borcun olmadığından bahisle borca itiraz edildiğini, yetki itirazı kabul edilerek … İcra Müdürlüğü’ne gönderilmiş ve … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile yeniden ödeme emri gönderildiğini, Müvekkili tarafından ödeme emrindeki asıl alacağa ve ferilerine itiraz edildiğini, itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davası açıldığını, alacaklı tarafından borçlu … aleyhine, davacı ile davalı arasında süt alım satım ilişkisi olduğu, bu ilişkiye bağlı olarak … yılı …-…-… aylarında … TL süt alacaklarının olduğundan bahisle bu alacak için … tarihinde icra takibi yapıldığı, Fakat icra takibinden sonra … tarihinde borcun … TL’lik kısmının ödendiği bakiye … TL alacaklarının kaldığını, alacaklının haklılık durumunun icra takip tarihi itibariyle belirleneceği için davanın kabulü ile borçlunun yaptığı itirazın iptali ve asıl alacağı %20’si oranında tazminatın davalıdan alınarak kendilerine verilmesini talep ettiklerini, davacı ile müvekkili … arasında … tarihinde “… Sözleşmesi” tanzim edildiğini, sözleşmenin 5. maddesine göre; “Alıcı bedellerinin üretici örgütünün banka hesabına yatmasını takip eden 3 gün içinde ödemeler yapılacaktır. Üretici örgütleri vermiş olduğu mal ve hizmet bedellerini faturalı olması şartı ile mahsuplaşabilir. Bu durumda süt bedellerinin eksik yattığı konusunda hak iddia edemezler” davacı müvekkili … mal ve hizmet bedellerinin kesilmesi için muvafakatname verdiğini, yine davacı ile müvekkili … arasında … tarihinde “… ili … ilçesi … Sözleşmesi” tanzim edilmiştir. Sözleşmenin 7. maddesine göre; “… ödemeyi yapması ile bir bölümü, … pazarlanması ile de kalan bakiyesi ödenecektir…. yapım işçiliği nakliye palet teneke ve benzeri hizmet alımları ile … üzerinden yem ve benzeri hayvansal ürün alım bedelleri ilgili örgüt veya üreticiden düşüldükten sonra ödeme yapılacaktır.” bu sözleşmeler ve muvafaktnameler ışığında davacı taraf ile … yılı … ayına kadar devam edecek olan süt alım satım ilişkisi … yılı … ayı itibariyle başladığını, Dava dilekçesinde ödenmediği iddia edilen ve talep edilen … yılı …-…-… aylarında; … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL,(…), … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL,(…), … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL,(…), … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL,(…), … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL (…), … tarihli … sayılı müstahsil makbuzu ile … TL (…) olmak üzere … TL’lik süt davacıdan … tarafından teslim alındığını, bu hususta ihtilaf bulunmadığını, bedel karşılığında davacı tarafa; … tarih ve … sayılı fatura ile … TL değerinde yem teslim edilmiş, (Bizzat davacı tarafından imzalı teslim alınmıştır), … tarih ve … sayılı fatura ile … TL … ayı hizmet bedeli tahakkuk ettirilmiş,(İşletmeye verdiği muvafakatnameye istinaden), … tarih ve … sayılı fatura ile … TL … ayı … ve … iade bedeli tahakkuk ettirilerek … TL ödenecek olan bedelden; … tarihli “… Sözleşmesi”nin 5. maddesi gereğince tenzilat yapıldığını, tenzilat yapıldıktan sonra kalan … TL ise; davacının … Bankası … Şubesi nezdindeki … nolu hesabına icra takibi başlama tarihi olan … tarihinden evvel; … tarihinde … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL, … tarihinde … TL olmak üzere … TL olarak ödendiğini, yukarıda davacının teslim ettiği ve karşılığında kendisine ödenen bedeller ayrıntılı olarak mahkemenize bildirildiğini, davacının … tarihi itibariyle davalı işletmeden hiç bir hak ve alacağı kalmamış olup … itibariyle hesabı sıfırlandığını, Davacıya ödenen ve sanki icra takibinden sonra icra takibine istinaden ödeme yapılmış gibi gösterilen … tarihli … TL’lik ödeme; … ayında teslim edilen süt bedeline ait bir ödeme olduğunu, zira davacı … ayına kadar müvekkil işletmeye süt vermeye devam etmiş ve … ayına kadar ödemeleri yapılmadığını, iş bu dilekçenin cevap ve delil dilekçesi olarak kabulü talep etmiştir.
Açılan dava … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydedilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucu … gün ve … Esas … karar sayılı kararı ile davanın esastan reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye mahkemesi … Hukuk dairesinin … tarih … esas … karar sayılı ilamı ile yerel mahkeme kararının eksik incelemeye dayalı olarak kaldırılarak … asliye hukuk mahkemesinin … esas sırasına kaydedildiği yine mahkeme tarafından yapılan yargılama sonucu … gün ve … esas … sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı kapsamında “Antalya ili mülki idare sınırları içinde bulunan iş bu mahkememiz dava konusu somut uyuşmazlık bakımından görevsiz hale geldiğinden, dosyanın yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” şeklinde karar verilmiş, dosya Antalya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiştir.
… Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi tarafından dava dosyasında görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
… Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’nin … gün ve … Esas … K. sayılı ilamında, HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı gerekçeye dayanak yapılmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, “Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Antalya ilinin mülki sınırları (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına” karar verilmiştir.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı emsal içtihadına göre, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)…
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … tarihli ve …-… E., … K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara’da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa … Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa … Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır.” şeklinde belirtilmiştir.
HSK’nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır.
… Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi karşısında, mahkemece yapılacak başka işlem bulunmadığından, eldeki davanın 01/09/2021 tarihinden önce açılmış olması nedeniyle davaya bakma görevi … Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmış ve karşı görevsizlik kararı vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar (İstinaf incelemesi sonucu) kesinleştiğinde (veya İstinaf edilmeksizin kesinleşip merci tayini yolu ile mahkememizin görevsiz olduğu tespit edildiğinde) ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli … Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin 6100 s. HMK’nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemece takdir edilmesine, davaya görevli mahkemesinde devam edilmemiş olması ve talep halinde ise mahkememizce gerekli kararın verilerek değerlendirilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansından artan kısmının 6100 sayılı HMK’nın 333. Maddesine göre karar kesinleştiğinde (ve dosyanın görevli mahkemeye süresinde gönderilmemesi halinde) re’sen davacıya iadesine,
4-Kararın İstinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halinde … Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesince de daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Antalya BAM 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
Dair; Tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 345. Maddesi gereğince (2) iki hafta içinde ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.17/01/2023

Katip …
(e-imzalı)

Hakim …
(e-imzalı)