Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/29 E. 2023/320 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/29
KARAR NO : 2023/320
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/01/2023
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında, davacı bünyesinde işletilen … Otelde yapılacak grup konaklaması için sözleşme yapıldığını, iş bu sözleşmeden kaynaklı alacağın ödenmemesinden dolayı Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile … TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından bu icra takibinde, icra dairesinin yetkisiz olduğu gerekçesi ile yetki itirazında bulunulduğunu, ayrıca borç tutarının tamamı yönünden de itirazda bulunulduğunu, davalı şirketin işbu itiraz dilekçesi ile faize de itiraz ettiğini, süresinde yapılan tüm bu itiraz nedeniyle takibin durdurulduğunu, yetki itirazı arabuluculuk aşamasında da itiraz konusu olduğundan Antalya …Sulh Hukuk Mahkemesinin … sayılı dosyası ile yetki itirazının reddine karar verildiğini, davalı şirketin borca yönelik itirazının da haksız olduğunu, …-… tarihleri arasında … A.Ş.’ye ait … otelde … Dergisi tarafından gerçekleştirilecek organizasyon için taraflarca … tarihli Grup Konaklama Sözleşmesi imzalandığını, konaklama başlangıç tarihinden bir gün önceki … tarihine Türkiye’de Covid-19 salgın hastalığına yakalanan ilk vakanın tespit edilmesi nedeni ile davalı … Dergisi tarafından organizasyonun iptal edildiği ve konaklamanın gerçekleştirilemeyeceğinin … tarihinde saat 20:00’da mesai saati dışında mail yolu ile müvekkiline iletildiğini, sonrasında da Ankara …Noterliğinin … tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshine ilişkin ihtarname gönderildiğini, anılan tarihte halen Türkiye genelinde resmi makamlarca açıklanan toplantı yasağı, dışarı çıkma yasağı, konaklama ya da şehirlerarası ulaşımı engelleyen herhangi bir idari karar olmamasına rağmen yalnızca kişisel tedbir ve toplantıya katılacak kişilerde kişilerde bu yönde bir azalma olması nedenleri ile sözleşmenin feshinin hukuken mümkün olmadığını, davalı tarafın rezervasyon iptalini haklı gerekçeye dayandırmasının yerinde olmadığını, rezervasyonların iptalinin müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, ayrıca … tarihinde davalı tarafça gönderilen müşteri listesine göre otele check-in yapılan müşterilerin de olduğunu, taraflarca imzalanan sözleşme koşulları da değerlendirildiğinde davalının itirazının haksız olduğu, tüm faturaların e-fatura olarak düzenlendiğini, alıcısına ulaşan faturanın kural olarak kabul sayıldığını, e-faturaları iade etmeyen davalının tüm faturaları ve içeriklerini kabul etmiş sayıldığını belirterek, davalı şirket tarafından, Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında yapılan haksız itirazının iptali ve takibin devamına karar verilmesi, kötü niyetli itiraz nedeniyle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmese karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin … olduğunu, dolayısıyla açılan davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkilinin Türkiye geneli bayileri arasında …-… tarihleri arasında davacının bünyesinde işletilen … Hotels’de gerçekleşecek olan organizasyona ilişkin … tarihli sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşmeye istinaden de davacıya 20.000,00 TL ödeme yapıldığını, tüm dünyada etkisini göstermeye başlayan, ülkelerin sınırlarını kapattığı,tam kapanmanın ve sokağa çıkma yasağının başlayacağı haberlerinin dolaşımda olduğu, … tarihi itibariyle vefat eden kişi sayısının 4600’den fazla olduğu ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi ilan edildiği tarihlerde müvekkilinin haklı olarak hem salgının yayılmasını önlemek hem de Türkiye’nin her ilinden gelecek olan bayii sahiplerinin, yakınlarının ve tüm ülke vatandaşlarımızın hayatlarını tehlikeye atmamak adına organizasyonunu haklı olarak iptal etmek durumunda kaldıklarını, davacı şirket ile müvekkili arasında imza altına alınan sözleşmenin haklı sebeplerle fesih ihtiyaca hasıl olduğu, bu sebeple davacı şirketle müvekkili arasında sözle ve mail olarak görüşme ve yazışmaların yapıldığı ve davacı şirketin haklı fesihden haberdar edildiğini, bu husususun davacının Antalya …Noterliği … tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinde de davacı tarafından açıkça kabul edildiğini, davacının haksız ve kötü niyetli olarak kendisine maddi menfaat sağlamak kastıyla Antalya Genel İcra Dairesi … E. Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatmış, haklı itirazları neticesinde takibin durduğunu, bu nedenlerle müvekkilinin mersis adresinin … olması sebebi ile hem itiraza konu Antalya Genel İcra Dairesinin … E. sayılı ilamsız icra takibi dosyası hem de sayın mahkemenizde açılan itirazın iptali davasında yetkili mahkeme ve icra dairesi’nin Ankara mahkemeleri ve icra daireleri olması sebepleriyle davanın usulden reddine, ilk taleplerinin kabul görmemesi halinde haksız, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun davanın tümüyle esastan reddine, Antalya Genel İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile başlatılan takibin ve bütün ferilerinin iptaline, davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Grup Konaklama Sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine faturaya dayalı olarak … TL asıl alacak, 62.520,65 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam … TL üzerinden örnek no:7 olan ödeme emri ile takibe girişildiği, davalının süresinde yetkiye ve borca itirazda bulunmuş olduğu, takibin durduğu, eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalandığı anlaşılan … tarihli Grup Konaklama Sözleşmesi incelendiğinde, davalının davacıya ait mekanda … tarihleri arasında gerçekleşmek üzere organizasyon gerçekleştirilmesi hizmeti satın aldığı, hizmet bedelinin toplam … TL olduğu ve 20.000,00 TL bedelin davacıya … de havale edileceği, bakiye kısmın … de ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davalının bu organizasyona katılmadığı hususları ihtilafsızdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının konaklama yapmamasının haklı nedene dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle taraflar arasında varlığı ihtilafsız sözleşmede Antalya Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili kılındığından tarafların tacir oluşu da dikkate alınarak HMK 17. Md uyarınca davalının icra dairesinin yetkisine itirazı reddedilmiştir.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (…) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık … -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yaranına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan “irade özgürlüğü” “sözleşme serbestisi” ve “sözleşmeye bağlılık” ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir.
6098 sayılı T.B.K yürürlüğe girmesinden evvel, mevzuatımızda uyarlama kurumuna ilişkin bir düzenleme olmamakla birlikte, taraflar arasındaki sözleşme koşullarının daha sonra önemli ölçüde değişmesi halinde değişen bu koşullar karşısında … beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması ) ilkesi bağlamında ve M.K. 2. maddesinden de yararlanılmak suretiyle sözleşmenin yeniden düzenlenmesinin mümkün bulunduğu ve karşılıklı sözleşmelerde edimler arasındaki dengenin bozularak “işlem temelinin çökmesi” halinde M.K. 1, 2 ve 4’üncü maddelerinden yararlanılması gerektiğine dair öğreti ve uygulamada yerleşik bir kabul mevcut iken 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın 138 nci maddesi ile bu husus yasal bir düzenlemeye de kavuşturulmuştur. Aşırı ifa güçlüğü başlıklı bu yeni düzenleme, öğreti ve uygulamada sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesinin istisnalarından biri olarak kabul edilen, “işlem temelinin çökmesi”ne ilişkindir. Ancak az yukarıda ifade edildiği üzere “sözleşmeye bağlılık” ilkesi esas olup, Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai nitelikte bir kurum olmakla yasa koyucu tarafından da bu kurumun uygulanması ancak anılan madde de belirtilen dört koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlanmıştır. Bunlar; Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü durum ortaya çıkması, bu durumun borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkması, yine bu durumun sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirmesi ve borçlunun borcunu henüz ifa etmemiş olması veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olması halidir. Bu dört koşulun birlikte gerçekleşmesi halinde ise borçlunun, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Anlaşılacağı üzere hukukumuzda ahde vefa ilkesinin geçerli olduğu ancak bir kısım özel şartların bir araya gelmesi halinde TBK’nun 138. maddesi çerçevesinde sözleşmeyle bağlılık ilkesinin ihmal edilebileceği açıktır.
Taraflar arasındaki sözleşmeyi etkiler şekilde dünya genelinde ortaya çıkan COVİD-19 pandemisi ve bu bağlamda yasa koyucu tarafından alınan önlemler ve bu minvalde yapılan düzenlemelerin sosyal hayat ve doğal sonucu olarak iş hayatına etkileri hukuken meşhur ve maruf vakıalardandır. Bu vakıaların taraflar arasındaki davaya konu olan hizmet ilişkisine etkilerinin yukarıda özetlenen hukukun genel ilkeleri ve yasal düzenlemeler ışığında açılmış bulunan davada değerlendirileceği açıktır.
Bilindiği gibi 2020 yılı başlarında corona virüs salgını tüm Dünya’yı etkilemiş ve ülkemizde de ilk vakalar görülmüştür. Türkiye tedbir olarak sınır kapılarını kapatmıştır. Virüsün ülkemizde ve Dünya’da birçok ölüme neden olduğu bilinen bir gerçektir. Bulaş hızı yüksek olan ve öldürücü nitelikte olan virüs sebebi ile davalının bu toplantıya, katılmakta gösterdiği endişe, mahkememizce haklı görülmüştür. Kaldı ki sonraki süreçte ülkemizde alınan tedbirler kapsamında toplantılar yasaklanmış ve hatta dışarıya çıkma yasağı getirilmiştir.
TBK’nın Aşırı İfa Güçlüğü başlığını taşıyan 138. Maddesine göre; Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır. (1) Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır. (2)
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; TBK’nın 138. Md. uyarınca söz konusu virüsün sözleşmenin yapıldığı sırada öngörülememesi, bulaş hızının ve ölüm riskinin yüksek olması sebebiyle olağanüstü bir durum olması dikkate alındığında davalıdan davacıya ait otelde konaklama yapmasını beklemenin dürüstlük kurallarına uymayacağı, virüsün davalıda yarattığı korkunun haklı ve anlaşılabilir olduğu, kaldı ki taraflar arasındaki sözleşmenin 14. Maddesinde sözleşmenin mücbir sebep halinde hiç bir tazminat hakkı doğmaksızın taraflarca feshedileceğine ilişkin düzenleme bulunduğu , bu nedenle davalının fiilen konaklama yapmayarak sözleşmeden dönmesinin yerinde olup davacının bu sözleşmeye dayanarak davalıdan alacak talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlığın giderilmesi yargılamayı gerektirdiğinden davacının sözleşmeye göre ücret talebinde bulunması onun kötü niyetli olduğunu kabule yeterli olmayıp bu nedenle davalının tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalının koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan, peşin olarak alınan 2.684,05 TL harcın mahsubu ile kalan 2.504,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 34.110,18 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00 TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e-duruşma yolu ile yüzüne karşı HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 11/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır