Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/26 E. 2023/300 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/26
KARAR NO : 2023/300
DAVA : Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2023
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının … sektöründe faaliyet gösteren bir tacir olduğunu, davacının … günü, …-gr, … ayar altın bileziği davalıya emaneten teslim ettiğini, davalı emanete bırakılan …-gr … ayar altın bileziğin …-gr … ayar altın bileziğe karşılık gelen miktarını ayni veya nakdi olarak davacıya iade ettiğini, ancak yapılan tüm sözlü başvurulara rağmen kalan …-gr … ayar bileziğin aynen veya nakden iadesini yapmadığını, davalının haksız direnimi sebebiyle, Antalya … Noterliği’nin … gün ve … yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarnamenin … günü davalıya tebliğ edildiğini, davalının Antalya … Noterliği’nin … yevmiye numarası ile … günü keşide ettiği ihtarname de fazladan ödeme yapıldığını iddia ederek borcunu inkar ettiğini, dava şartı arabuluculuk sürecinde de anlaşma sağlanamadığını, karşı tarafın sunacağı delillere karşı delil sunma hakkını ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davanın kabulüne, iadesi gerçekleşmeyen …-gr … ayar altın bileziğin aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde şimdilik … TL alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile beraber davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ve eski ortağı …’ in … tarihinde …-…-… Ortaklığı adı altında adi ortaklık olarak ticari faaliyete başladıklarını, … tarihinde … gr. … ayar altın bilezik …-…-… adi ortaklığı tarafından emanetlerine alındığını, TBK md 638/3 ‘te; “Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünün amir olduğunu, dava konusu olayın gerçekleştiği tarihlerde davalı ve …’ in ortak durumunda olduğunu, davacı tarafın … tarihinden beri davalının da … tarihine kadar yetkilisi olduğu ve hali hazırda … Şirketi’nde çalıştığını, daha önce şirket çalışanı olarak yıllarca beraber çalıştıklarını bildiğini, bilmekdavacının davalı ve …’in ortak olduklarını, daha önce şirket çalışanı olarak yıllarca beraber çalıştıklarını bildiğini, davacının dava konusu ticari ilişkide, altın alışverişini gösteren yazılı belgelere imza atmaktan sürekli imtina ettiğini, davalının da davacının kendi çalışanı olduğundan davacıya güvendiğini ardından davacının bu haksız davayı açtığını, ayrıca davacı tarafa gönderilen ihtarname ile ortaklık durumunun bildirildiğini, davalı ve ve … dava konusu olayın olduğu dönemde adi şirket ortakları oldukları için HMK Madde 59 gereği mecburi dava arkadaşı konumunda olduklarını davaya davalı olarak eklenmesini talep ettiklerini, talebin kabul edilmemesi durumunda ise HMK Madde 61 gereği davanın ihbarını, … tarihinde davalının ortaklığının sona erdiğini, davacı ile …-…-… Ortaklığı arasında … tarihine kadar bahse konu altın alışverişinin sürdüğünü, bu zaman zarfında … gr. … ayar altın bileziğe karşılık gelen miktarın da fazladan ödendiğini iddia ettiklerini, ihtarnamede de belirtildiği üzere taraflar arasındaki tüm ticari ilişkiyi hem cari defterleri hem de tanıklarıyla ispat edebileceklerini, ayrıca altın bileziğin iade edilmediğine dair bir kanıt sunulmadığını, davacı tarafın iddialarının kötü niyetli, hukuki dayanaktan yoksun, temelsiz ve asılsız olduğunu belirterek davacının davasının esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ödünç olarak bırakıldığı belirtilen … gram … ayar bileziğin aynen iadesi, mümkün olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda, davalının VUK 177. Maddesine tabi olup bilanço usulüne göre defter tuttuğu, davacının ise esnaf kaydının bulunmadığı, ticaret sicilinde herhangi bir kaydının bulunmadığı, … yılında vergi dairesine kaydının yapıldığı, … tarikinde ise terk ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davacı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davacının, esnaf kaydının bulunmadığı, ticaret sicilinde herhangi bir kaydının bulunmadığı, … yılında vergi dairesine kaydının yapıldığı, ancak … tarihinde ise terk ettiği, herhangi bir kaydının olmadığı ve buna göre de tacir olmadığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında mutlak ve nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davalı tacir olup uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de, davacı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE
2-)Görevli mahkemenin ANTALYA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA,
3-)HMK.nun 20.maddesi uyarınca, bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içinde tarafların mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep edebileceğine, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
4-)HMK.nun 331/2. maddesi uyarınca, süresinde yapılacak başvuru sonucu, davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirileceğine, davaya devam edilmemesi halinde, talep üzerine, mahkememizce dosya üzerinden bu durumun tespiti ile davanın açılmamış sayılacağına yargılama giderlerinin davacıya yükleneceğine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, davacı vekilinin mazereti kabul edilerek HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Antalya Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.04/05/2023

Katip …
(e-imzalı)

Hakim …
(e-imzalı)