Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/112 E. 2023/563 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/112 Esas
KARAR NO : 2023/563
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/03/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin keşideci olarak 2002 yılında bu yana kayıp ve hakkında gaiplik kararı çıkartılan oğlu …’in lehtar olduğu açık bononun alacaklı tarafından doldurularak … tarihinde Antalya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında takibe konduğunu, lehtar tarafından yapılan icra takibi, zaman aşımı itirazları üzerinde icra hukuk mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin, teminat olarak kullanacağını düşünerek bonoyu oğlu için düzenlediğini, oğlunun bonoyu açık olarak alacaklıya vereceğini düşünemediğini, hataya düştüğünü, bononun müvekkilinin bilgisi dışında doldurulduğunu, müvekkilinin bu bono nedeniyle borçlu olmadığını, tarafların edimleri arasında büyük oransızlık olduğunu, bonolarda zaman aşımı TTK’nun 749.maddesinde düzenlendiğini, zaman aşımı kesilme sebeplerinin TTK’nun 750.maddesinde düzenlendiğini, 2002 yılında açılan taklibin kesinleşmesi ile zaman aşımı süresinin başladığını, icra takiplerinde, zaman aşımını icra takip işlemlerinin kestiğini, alacaklı vekilinin dosyaya açtığı her talebin icra takip işlemi olmadığını, zaman aşımını da kesmediğini, alacaklının icra dosyasında dönem dönem yasa ve Yargıtay’ın İcra Takip İşleminde saydığı işlemleri yapmadığını, taraflarınca Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile bononun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … (Kapatılan … İcra Dairesi …) sayılı dosyası için icranın geri bırakılması davası açtıklarını, davanın soyut bir gerekçe ile reddedildiğini, kararı istinaf taleplerinin de reddedildiğini, … tarihi arasında 3 yıl, 7 ay, 11 gün geçtiğini bononun zaman aşımına uğradığını, kararı temyiz ettiklerini, Yargıtay … Hukuk Dairesi tarafından da temyiz taleplerinin reddedildiğini, müvekkilinin mal varlığının yasal tehdit altında olduğunu belirterek Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında bulunan bononun hata ve aldatma neticesinde verildiğinden, edimler arasında oransızlık nedeniyle gabin bulunduğundan bononun iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini, borçlu olmadıklarının tespitini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, kötü niyetli olarak açıldığını, dava konusu icra takibinin 2002 tarihli olduğunu, bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, hata, aldatma ve gabin yönünden hak düşürücü sürelerin geçtiğini, davacı tarafın icra takibinden sonra … tarihleri arasında takibe konu bononun zaman aşımına uğradığını belirterek bononun iptali ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, ancak bononun zaman aşımına uğramadığını, davacı tarafından Antalya … İcra Hukuk Mahkemesinin … karar sayılı dosyası ile … tarihleri arasında ve … tarihleri arasında takip konusu bononun zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle icranın geri bırakılması ve takibin iptali talepli dava açıldığını, davanın reddedildiğini, kararın BAM ve Yargıtay incelemelerinden geçerek kesinleştiğini, davaya konu olan icra dosyasının … yılında açıldığını, 20 yıllık süre içerisinde davacı borçlu tarafından kendi rızası ile icra dosyasına ödeme yapılmadığını, davacı borçlunun borcunu ödememek adına mal varlığını eşi ve yakını üzerine kaçırdığını ve iptal davaları açıldığını, iptal edilen taşınmazların ve menkullerin cebri icra yolu ile satışının yapıldığını, davacı tarafın asılsız iddialar ile borçtan kurtulmak amacı ile gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu, iş bu davanın açılmasına sebep olan … tarihleri arasındaki zaman diliminde devam eden onlarca dava nedeniyle zaman aşımı süresinin kesildiğini, bu tarihler arasında icra dosyasında işlem yapılmadığı iddiasının asılsız olduğunu, bu tarihler arasında işlemler yapıldığını, davacı tarafın bononun açık bono olduğunu belirttiğini, bononun açık bono olduğunu iddia eden davacının senede karşı iddialarının sadece yazılı delil ile ispatının mümkün olduğunu, davacının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddini, kötü niyetli davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davacı asilin disiplin para cezasına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce Antalya Genel İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası getirtilmiş, incelenmesinde; davalı tarafından davacının keşideci, …’in lehtar ve cirantası olduğu, … vade tarihli ….-USD bedelli bonoya dayanılarak başlatılmış kambiyo takibi olduğu, davacının zaman aşımı şikayetinin Antalya … İcra Hukuk mahkemesi … esas sayılı dosyasında reddedildiği, kararın istinaf ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmıştır. ..
Dava, davalı tarafça davacı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … (Kapatılan … İcra Dairesi …) esas sayılı dosyasında başlatılan takibe konu bonodan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti davasıdır.
Davacı tarafça bononun hata ve gabin’e dayalı olarak alındığı, takip kesinleştikten sonraki aşamada icra dosyasının işlemsiz bırakılması nedeniyle zaman aşımına uğradığı iddiasına dayalıdır. Mahkememizce davacı tarafından zaman aşımı iddiasına dayalı açılan dava tefrik edilerek mahkememizin bu esasına kaydedilmiştir.
Davacı tarafça icra dosyasında … tarihleri arasında 3 yıldan fazla süre geçtiği, bu arada zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı için alacağın zaman aşımına uğradığı ileri sürülmüştür. Davalı tarafça verilen cevapta icra dosyası kapsamında … tarihinde menkul haczi talep edildiği, … de araç haczi talep edildiği, … de mal varlığı sorgulama talebinde bulundukları, yine …’te mal varlığı sorgulama talebinde bulundukları zaman aşımının kesilmesi nedeniyle dolmadığı ileri sürülmüştür.
İİK 71/son madde gereğince borçlu tarafından takibin kesinleşmesinden sonraki evrede borcun zaman aşımına uğradığı ileri sürülürse İİK 33/a hükmü kıyasen uygulanacaktır. İİK 33/a maddesi gereğince borcun zaman aşımına uğradığı, zaman aşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir.
İİK 33/a-son madde gereğince icranın devamına karar verilmesi halinde İİK 33/son madde uygulanır. İİK 33/son madde gereğince borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kalan borçlunun İİK 72 madde gereğince istirdat davası açarak paranın geriye verilmesini isteme hakkı saklıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu verilen … karar sayılı kararı ile; “İİK 33/a maddeye göre geri bırakma kararı verilirse alacaklı umumi mahkemelerde alacağın zaman aşımına uğramadığı tespitini isteyebilecektir. İcra İflas Kanununda yukarıda açıklanan düzenlemeler gereği borcun takibin kesinleştiği tarihten sonraki aşamada zaman aşımına uğradığı veya uğramadığı iddiaları İcra Hukuk Mahkemesince incelenecektir. Zaman aşımı iddiasına inceleme görevi İcra Hukuk Mahkemesine ait olup, görev hususu yargılamanın her aşamasında resen göz önünde tutulacak zorunlu dava şartlarından olmakla mahkememiz zaman aşımı iddiasını incelemeye görevli olmadığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemeleri olduğunun tespitine” karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … karar sayılı ilamı ile; “İİK’nun 4. maddesi gereğince icra mahkemesi, icra müdürlüğü işlemine karşı yapılan şikayetlerle itirazları incelemeye görevlidir. İcra mahkemeleri, önlerine gelen takip hukukuna yönelik şikayet, itiraz ve itirazın kaldırılması talepleri hakkında kabul ya da ret kararı vermek zorunda olup, bu talepler hakkında görevsizlik kararı veremezler. Ancak dava niteliği taşıyan ve apaçık genel mahkemelerin görevine girdiği belli olan, örneğin; boşanma, tapu iptal ve tescil, nüfus, ortaklığın satış yoluyla giderilmesi…vb. davalar hakkında ise görevsizlik kararı vermeleri gerekmektedir. Bu hüküm de nazara alındığında “icra mahkemesinin hangi uyuşmazlıklara bakabileceği”nin çözümünde, icra mahkemesinin genel mahkemeler gibi geniş yetkili bir mahkeme olmadığı, -kural olarak, tanık dinleyemediği, yemin teklif edemediği, bilirkişi incelemesi yaptıramadığı yapamadığı göz önüne alınarak, alacaklının ancak yazılı bir belgeye dayanarak icra takibinde bulunduğu ve bu belgeden alacağın miktarının, vadesinin açık-seçik anlaşılabildiği durumlarda, borçlunun borca ve / veya faize itiraz etmesi halinde ortaya çıkan uyuşmazlığın “icra mahkemesinde çözümlenebileceği”; buna karşın gerek alacak miktarının ve gerekse alacağın istenip istenemeyeceğinin (doğup doğmadığının) takip dayanağı belgeden açıkça anlaşılamaması halinde ve bunun tespiti için yargılama yapılmasına gerek duyulan hallerde “icra mahkemesinin bu uyuşmazlığa bakamayacağı” öğreti ve uygulamada kabul edilmiştir. Şu durumda; İcra Mahkemesi istisnalar saklı kalmak koşulu ile takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklara bakar ve bununla görevlidir. Bu tür istemler hakkında görevsizlik kararı veremeyeceğinden talebi ya kabul ya da reddedecek, sorunu çözümleyecektir. Aynı şekilde genel mahkemelerde istisnalar saklı kalmak kaydıyla (sıra cetveline itiraz, ihalenin feshi vs) icra mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı veremeyip davanın reddine karar verilmesi gerektiği açıktır. Dava dilekçesinde, davacının takibe dayanak bononun hata, hile ve gabin sebebiyle verildiği, takibin de devam ettirilmemesi sebebiyle zamanaşımına uğradığı iddialarına yer verildiği anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesince bu iddiaların hepsinin birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken (Aynı yöndeki içtihat için bknz Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16/07/2009 tarih 2008/11472 Esas, 2009/7231 karar sayılı ilamı) hata, hile ve gabin iddiaları yönünden dosyanın tefrik edilerek takibin kesinleşmesinden sonra zamanaşımına uğradığı iddiası yönünden icra mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi hatalı olmuş olup, davacı vekilinin istinaf sebebinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yapılacak iş, davanın tefrik edilen dosya ile tekrar birleştirilerek davacının taleplerinin İİK.nun 72.madde hükmü kapsamında değerlendirilip bir karar verilmesinden ibarettir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına,” gerekçeleriyle mahkememiz kararı kaldırılmış, dosya mahkememize gönderilerek mahkememizin … esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılamada, iş bu dava dosyasından tefrik edilen yine mahkememizin … esas sayılı dava dosyasının istinaf incelemesinden dönüşünün beklendiği anlaşıldı.
Mahkememizin … esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine hata, hile, gabin ve icra dosyasının zaman aşımına uğradığı iddiaları ile menfi tespit davası açıldığı, mahkememizce yapılan yargılama sonucu … tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile Bu davanın konusunu oluşturan hata, hile ve gabin iddiaları yönünden de gabin (aşırı yararlanma) iddiası yönünden TBK 28.madde gereğince takipten itibaren 1 ve 5 yıllık hak düşürücü süre fazlası ile geçtiği, hata ve hile iddiası yönünden de TBK 39.madde gereğince hata ve hileyi en geç öğrendiği tarih olan takip tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre dava tarihi itibariyle fazlası ile geçmiş olduğundan davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas, … karar sayılı ilamı ile; “Mahkemece yapılacak iş, davanın tefrik edilen dosya ile tekrar birleştirilerek davacının taleplerinin İİK.nun 72.madde hükmü kapsamında değerlendirilip bir karar verilmesinden ibarettir. Sonuç olarak, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince kaldırılmasına,” karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği, mahkememizin … esas sırasına kaydının yapıldığı, dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 166/1 maddesi “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir…” hükmünü, aynı kanunun 166/4 maddesi ise “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır” hükmünü içermektedir. Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde; mahkememizin … esas sayılı dava dosyası ile iş bu dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşıldığından birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Mahkememizin bu dosyasının yine mahkememizin … Esas sayılı dosyası ile hukuki irtibat nedeniyle HMK’nun 166 madde gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
Esasın bu şekilde KAPATILMASINA,
Yargılamaya birleştirilen dosya üzerinden DEVAM EDİLMESİNE
Yargılama giderlerinin birleşen dosyada DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, esas hakkında verilecek hükümle birlikte istinaf kanun yoluna başvurma hakkı kabil olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.15/09/2023

Başkan …
E-İmzalıdır
Üye …
E-İmzalıdır
Üye …
E-İmzalıdır
Katip …
E-İmzalıdır