Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/832 E. 2023/683 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/832
KARAR NO : 2023/683
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2022
KARAR TARİHİ : 26/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin …-…-… iller bölgesinde … AŞ’nin hem … hem de … takibi için gerekli … alanında tek yetkili servisi olarak hizmet verdiği dönemde davalı …; … – … tarih aralığında “…” olarak müvekkili şirket bünyesinde çalıştığını, … tarihinde istifa etmek istediğini, iş akdinin tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkili şirket ile dava dışı … AŞ arasındaki bayilik ilişkisi … ortalarında karşılıklı anlaşma ile sona erdiğini,davacı şirket … sektöründe faaliyetlerine devam ettiğini, … yılı … ayı içerisinde davalının, müvekkili şirketin eski partneri olan dava dışı … A.Ş. bünyesinde … bölgesinde saha teknikeri olarak işe başladığı duyumları alındığını, ve hali hazırda da çalışmaya başladığının tespit edildiğini, müvekkili şirket ile davalı arasında yazılı olarak akdedilen iş sözleşmesinin “…” başlığı altındaki rekabet etmeme yükümlülüğünü düzenleyen hükümler ile davalının kendi isteğiyle işyerinden ayrıldıktan sonraki iki yıl boyunca aynı işle iştigal eden başka bir işyerinde çalışamayacağı aksi takdirde son ücretinin … katı kadar cezai şart ödemeyi kabul edeceği hususunun düzenlendiğini, sözleşme içerisinde kararlaştırılan rekabet yasağı kaydına göre müvekkili şirketin davalıdan … TL cezai şart alacağı doğduğunu belirterek, davanın kabulü ile … TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın iş mahkemelerinin görev alanı içerisinde olduğunu, davacı işveren davalı müvekkilinin iş akdine ve rekabet yasağına aykırı hareket ettiğini iddia ederek davayı açtığını ancak İş Kanunu ve Yargıtay HGK içtihatları gereğince davada görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğunu, müvekkili … …-… tarihleri arasında davacı şirkette … olarak çalıştığını, davacı şirketin dava dışı üçüncü şahıs … A.Ş. Arasında bayilik anlaşması uyarınca … yılı ortasına kadar …, … ve … illerinde bulunan … istasyonlarına … A.Ş adı altında şirket müşterilerine … sistemi kurulumu ve arıza bakım/servis hizmeti vermekte iken dava dışı üçüncü şahıslarla arasındaki anlaşmayı karşılıklı olarak … yılı ortasında sona erdirdiğini, müvekkili davacı şirkette çalışmış olduğu dönem boyunca … ve çevre illerde bulunan … istasyonlarında … ile bağlantılı bilgisayar arızası, taşın tanıma ve yazarkasa arızalarını onarım hizmeti verdiğini, “…” olarak çalıştığını, çalışma hayatı boyunca sürekli olarak seyahat etmek durumunda kaldığını, günlük … saati bulan çalışmalara yüzünden aile hayatı ve sosyal hayatı dahi kalmadığını, guatr hastalı da bulunduğunu, müvekkili işveren davacı şirket yetkililerine amirlerine söz konusu hususlarda başvurmuşsa da sonuç alamadığını, bu nedenle … tarihinde haklı nedenlerle iş akdini sonlandırdığını, müvekkili bu tarihten sonra … tarihinde … A.Ş de çalışmaya başladığını, müvekkili tarafından iş akdinin işverene yüklenebilen bir nedenle “haklı nedenle” feshedilmesi sebebiyle müvekkilin rekabet etmeme yasağı da … tarihinde sona erdiğini, rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşterik çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkanı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olduğunu, haksız ve mesnetsiz ikame edilmiş davanın esastan reddine, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce taraf delilleri toplanmış, rekabet yasağı sözleşmesi, davalıya ait hizmet döküm cetveli, ihtarnameler dosya içerisine alınmıştır.
Dava, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlalinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında düzenlenen … tarihli rekabet yasağı sözleşmesinin incelenmesinde, sözleşmenin işveren davacı şirket ile işçi davalı arasında akdedildiği, rekabet yasağı sözleşmesinin sona ermesinin işçinin işten ayrılışından itibaren … yıl olup bu süre bitmeden işçi tarafından yapılan ihlalde işverene son aylık ücretinin … katı tutarında cezai şart olarak ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği belirtilmiştir.
Yargıtay … HD’sinin … tarih … E. … K. Sayılı ilamında özetle; ” Dava, rekabet yasağının ihlalinden doğduğu ileri sürülen cezai şart alacaklarının tahsili istemine ilişkin olup, öncelikle dikkate alınması gereken husus uyuşmazlığın 4857 sayılı İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Gerek mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, gerekse 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda, Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağına ilişkin hükümlerinde öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu belirtilmiş ise de, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinde yer alan: “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü, bu konuda ayrı bir düzenleme bulunup bulunmadığının göz önünde bulundurulmasını gerektirmektedir. İşçinin haklarını adalet mercilerinde çabuk, kolay ve ucuz bir surette almasını temin etmek amacıyla özel İş Mahkemeleri Kanunu çıkarılmıştır. Ayrı bir iş yargılaması ve bu yargılamayı uygulayan özel mahkemelerin kuruluşu, esasen iş hukukunun işçiyi koruma hukuki niteliğinden kaynaklanmaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, “a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına,b) İdari para cezalarına itirazlar ile 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi kapsamındaki uyuşmazlıklar hariç olmak üzere Sosyal Güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklara,c)Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara, ilişkin dava ve işlere bakar.” şeklinde düzenlenmiştir. Şu halde, İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır. Başka bir anlatımla, İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5.maddesi, Türk Ticaret Kanununun 4.maddesinde belirtilen ticari davalara bakma görevinin ticaret mahkemelerine ait olduğunu belirten 5.maddedeki ‘aksine hükmü’ öngören bir düzenlemedir. Benzer bir durum, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 76. maddesinde 03.03.2001 tarih ve 4630 sayılı Kanunun 30. maddesi ile yapılan değişikliğin sonucu olarak kurulan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemeleri için söz konusudur. Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde fikri mülkiyet hukukuna dair mevzuatta öngörülen hususlardan doğan davalar da ticari dava sayılmasına rağmen 5846 sayılı Kanun uyarınca kurulan Fikri ve Sınai Haklar Mahkemelerinin kuruluşuna ilişkin düzenlemenin Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinde belirtilen aksine hükmü karşıladığı kabul edilmektedir. Aksi halde tüm fikri haklara ilişkin uyuşmazlıklarda ticaret mahkemelerinin görevli olması gibi bir durum ortaya çıkmaktadır. Rekabet yasağına ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 444–447.maddeleri hizmet sözleşmesine ilişkin hükümler içinde düzenlenmiştir. Her iki kanunda da rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin kurulması ve sınırları özellikle işçinin korunması ilkesi dikkate alınarak düzenlenmiştir. Gerçekten, işçinin çalışma hakkı, rekabet yasağına ilişkin sözleşmelerin yer, süre ve konu itibariyle sınırlandırılmasını gerektirmektedir. İşçi ile işveren arasında sözleşmenin sona ermesinden sonraki dönem için rekabet yasağına ilişkin bir anlaşma olmadıkça, Borçlar Kanunu’ndaki hükümler tek başına işverene talep hakkı vermez. Başka bir anlatımla, taraflarca rekabet yasağı konusunda anlaşma yapılmışsa işveren, sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek cezai şart ya da tazminat talebinde bulunabilecektir. Bu nedenle, burada borcun kaynağı kanun değil, iş sözleşmesidir. İş sözleşmesi devam ederken işçinin sadakat borcu gereği zaten rekabet yasağı bulunduğundan bu konuda ayrı bir anlaşmanın varlığına gerek yoktur. Rekabet yasağının ihlali halinde işveren, iş sözleşmesine aykırı davranıştan ötürü sözleşmeyi haklı nedenle feshedebileceği gibi, varsa zararının tazminini de isteyebilecektir. Türk Borçlar Kanunu’nun rekabet yasağının sona ermesini düzenleyen 447.maddesinde iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak ya da işçi tarafından haklı nedenle feshedilmiş olması halinde rekabet yasağının sona ereceği düzenlenmiş olup, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilmesinin güçlüğü ortadadır. Uyuşmazlığın kaynağı iş sözleşmesi olduğundan Türk Borçlar Kanununun 444 ve devamı maddelerine dayalı olarak İş Kanunu kapsamında işçi sayılan kişinin, rekabet yasağı sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan cezai şartın tahsiline ilişkin davalarda iş mahkemeleri görevlidir. Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır. Somut olayda davacı işveren ile davalı işçi arasında rekabet yasağına ilişkin düzenlenmiş olan sözleşme maddesi uyarınca tarafların talep edebilecekleri cezai şart ve tazminata ilişkin davaların görülme yeri iş mahkemeleri olduğundan davalı tarafın bu yöndeki temyiz itirazlarının yerinde değildir. ” belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı taraf aleyhine rekabet yasağı sözleşmesinin ihlal edildiğinden bahisle tazminat davası açıldığı, iş bu rekabet yasağı sözleşmesinin taraflarının işveren ile işçi olup 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 1. Maddesi hükmü uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş kanununa dayalı her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünde iş mahkemesinin görevli olduğu, iş mahkemelerinin, ticaret mahkemelerine göre daha özel mahkemeler olduğu, haklı fesih müessesesinin iş hukuku ilkeleri çerçevesinde ticaret mahkemesince değerlendirilemeyeceği, iş bu davanın işçi ile işveren arasındaki rekabet yasağı sözleşmesinden kaynaklanmakta olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli Antalya Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ İŞ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmaz ise HMK 20/2-son ve 331/2. madde gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Vekalet ücreti yargılama gideri olup (HMK 323/1-ğ) süresinde başvuru halinde görevli mahkemede, başvurulmaz ve mahkememizce dava açılmamış sayılır ise bu kararda hükmedilebileceği (HMK 331/2) için vekalet ücreti TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.26/10/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır