Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/763 E. 2023/30 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/763
KARAR NO : 2023/30
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/11/2022
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalıya ait taşınmazın kiracısı olduğunu, müvekkilinin davalıyla kira bedelini ilk ay peşin, kalan 11 ay karşılığında 11 adet senet ile ödeyeceğine ilişkin anlaştıklarını iş bu kira sözleşmesi ve 11 adet senet örneğini dava dilekçesi ekinde sunduklarını, müvekkilinin kendi … hesabından davalıya ait olan … bankası hesabına her ay düzenli olarak “kira bedeli ödemesidir” açıklamasıyla ödemelerini yaptığını ancak her kira bedeli için ödeme yapıldıktan sonra davalıdan senedin iadesine istemesine rağmen davalının senetleri iade etmekten kaçındığını, müvekkilinin davalı ile kira ilişkisi haricinde başkaca hiçbir şekilde ticari veya hukuki hukuki ilişkisinin olmadığını, davalının oğlunu oturtacağı gerekçesiyle sürekli dava konusu taşınmazın boşaltılmasını talep ettiğini, davalının müvekkilinin taşınmazı boşaltmamasından dolayı senetleri iade etmediğini, elinde bulunan ödemesi yapılmış senetleri kötü niyetli olarak icraya koyduğunu, takibe konu senetlerden dolayı müvekkilinin davalıya hiçbir borcu olmadığını, kira karşılığı verilmiş olan senetlerin, bedellerinin ödenmiş olması karşısında bedelsiz kaldığından icra takibine konu edilmesinin kötü niyetli olduğunu bununla ilgili de savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını belirterek takip konusu senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile kötüniyetli davalı için icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkil lehine verilmiş olan dava konusu senetlerin, davacının senetten kaynaklı borcunu, borcun muaccel olduğu tarihte ödenmemesi sebebiyle icra takibine konu edildiğini, davacının borcu olmadığı gerekçesiyle huzurdaki davayı açtığını, bahse konu senetlerin kira ilişkisinden kaynaklı olduğunu ileri sürdüğünü, ancak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca senet “kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini” içerir şeklindiği olduğunu, bu nedenle kira sözleşmesiyle herhangi bir ilgisi bulunmayan senetlerin, davacı tarafından kira borcuna bağlanmaya çalışılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, nitekim senedin kira borcuna ilişkin olduğu iddiasının yazılı delille ispat edilmesi gerekmediğini, tanıkla ispatının mümkün olmadığını, HMK m.200/2 uyarınca tanıkla ispata da muvafakatlarının olmadığını, ayrıca HMK m.201 uyarınca da senede karşı tanıkla ispat yasağı bulunduğunu, bu nedenle tanık dinletilmesinin hukuka ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davacı tarafın kira sözleşmesinden kaynaklı ödenen dekontları dosyaya delil olarak sunduğunu, kira borcuyla birlikte senetlerinde ödendiğini iddia ettiğini belirtmiş olmasına rağmen kira sözleşmesine bakıldığında ne senetler kira sözleşmesine bağlanmış nede kira sözleşmesinde kira borcundan kaynaklı kiralayana senet verildiğine ilişkin bir maddenin de bulunmadığını, davacının tamamen kötüniyetli olarak senede konu borcunu ödememek için yersiz iddialar ortaya attığını, zira davacının borcu ödediğini banka dekontuyla ve tanıkla ispat etmeye çalıştığını, dekontları kabul anlamına gelmemekle birlikte, dekontun İİK. m.169/a-I’de belirtilen belgelerden olduğunu, borcu olmadığını bu belgeyle ispatlamaya çalışan davacının icra mahkemesine itiraz etmeksizin menfi tespit davası açmasında hukuki yararı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava, takip konusu senetlerin kira sözleşmesi sebebiyle aylık kira bedellleri yerine geçmek üzere teslim edildiği, senetlerin bedelsiz olduğu iddialarına dayalı menfi tespit davasıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda; dava kira sözleşmesi yapılırken teminat senedi olarak verildiği iddia edilen ve davalı tarafından takibe konu edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik olup anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, HMK’nın 115. maddesi gereğince yapılan incelemede mahkememizin görevli olmadığı, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmadığı ve tamamlanmasının da mümkün olmadığı saptanmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 19/01/2023

Katip …
(e-imzalı)

Hakim …
(e-imzalı)