Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/696 E. 2023/526 K. 19.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/696
KARAR NO : 2023/526
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 19/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin … ve … işi yaptığını, davalı şirketle aralarında imzalanan reklam sözleşmesi gereğince davalının reklamının yayınlanması hususunda anlaştıklarını, davalının reklamının yayınlandığını, anlaşma gereği e-fatura düzenlendiğini, karşı taraf faturaları teslim aldığı halde faturanın hala bir kısmını ödemediğini, kalan borcu ödemediği için icra takibi başlatıldığını, davalı borcu bulunmadığı gerekçesi ile itiraz ettiğini, itirazın yerinde olmadığını, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazda da borcu kabul ettiğinin açık olduğunu, davalının itirazları yerinde olmadığı belirtilerek, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile borca itiraz eden borçlunun %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara da katılmamıştır.
Dava, reklam sözleşmesi kapsamında hizmet bedeline ilişkin düzenlenen fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle görev hususu incelenmiş olup, bu kapsamda tarafların tacir olup olmadıkları araştırılmıştır.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Sanayi ve Ticaret Odası’na, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ve Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkereler yazılmış olup, gelen müzekkere cevaplarının incelenmesinde, davalının … tarihinde esnaf siciline kayıt olduğu, davalının Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kaydının bulunmadığı, davalının işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, …, …, … yılı itibariyle gayri safi hasılatının bulunmadığı , … yılı itibariyle gayri safi hasılatının … TL olduğu bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre 2021 yılında defter hadlerine göre davalının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin gayrisafi hasılat … TL, … yılı için ise … TL olarak belirtilmekle davalının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 19/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır