Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/695 E. 2023/572 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/695 Esas
KARAR NO : 2023/572
DAVA : Tazminat (Haksız fiilden kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 26/10/2022
KARAR TARİHİ : 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat ( Haksız Fiilden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın müvekkili şirkette … olarak çalıştığını ve müşterilerinin … işlemleri ile ilgilendiğini, …’ın … tarihinde, şirket müşterisini hava alanına götürmek üzere müvekkili şirkete ait … plakalı … renkli … marka araç ile … Kara yolu üzerinde … – … istikametinde yola çıktığını, … plakalı aracın müvekkilinin aracının arkasındayken yol istediğini ve sellektör yaktığını, şoför …’in ise trafik sıkışıklığından dolayı yol veremediğini, aynı aracın kasti bir şekilde müvekkili şirketin aracına arkadan çarptığını, şoför …’ın da bu çarpma nedeniyle aracını yolun sağına çektiğini, yolun sağında duran müvekkili şirkete ait araca aynı aracın ikinci kez kasti bir şekilde arkadan çarptığını, aracın sahibi araçtan inerek şoför …’e küfür etmeye başladığını, daha sonra da darp ettiğini, … plakalı araçta bulunan ikinci kişi de araçtan inerek sopayla şoför …’ı darp ettiğini, …’ın … Polis Merkezi Amirliği’nde ifade vererek şikayetçi olduğunu, müvekkili şirkete ait … plakalı araçta maddi hasar meydana geldiğini, araçta meydana gelen hasar ve zararın tespiti için Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş numaralı dosyası kapsamında tespit yaptırıldığını, alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirketin aracında …-TL maddi zarar ve …-TL kazanç kaybı meydana geldiğinin tespit edildiğini, her ne kadar taraflarınca araçtaki değer kaybının da tespiti istenmiş olsa da bilirkişi raporunda değer kaybı tespitinin yapılmadığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, şimdilik …-TL maddi zarar, …-TL kazanç kaybı ve …-TL değer kaybı olmak üzere toplam …-TL yargılama giderlerinin ve ücret-i vekâletin mahkememizce tespit edilerek … plakalı araç sahibi davalıdan tahsiline, yargılama süresince aracın üçüncü kişilere devrini önlemek maksadıyla … plakalı araç üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından açılan davanın yasal dayanağının bulunmadığını, kazanın … tarihinde meydana geldiğini, tespit davasının … tarihinde açıldığını, araç üzerinde … tarihinde bilirkişi incelemesi yapıldığını, davacı tarafın aracının sürücüsünün kaza yerinden hemen uzaklaştığını, ne polis çağırıldığını ne de kaza tutanağı tutulduğunu, dava açılma ve bilirkişi tespit işleminin yapılma tarihlerine kadar aracın kullanılıp kullanılmadığının belirli olmadığını, araç üzerindeki iddia edilen hasarın meydana gelmesi ve de kazadan uzun süre sonunda bu hasarın tespiti ile maddi zararın talebinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, araç üzerinde meydana gelen hasarın ve dolayısıyla maddi zararın müvekkilinin kazaya yol açması nedeniyle doğduğu iddiasını kabul etmediklerini, dava dosyasına sunacağımız fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin kasten aracıyla davacının aracına çarptığına ve bu nedenle araçta hasar oluştuğuna dair iddianın dayanaksız olduğunu, davacının aracıyla müvekkilinin aracına zarar verildiğini belirterek davacının açmış olduğu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir
Dava, haksız fiilden kaynaklı araç hasar bedeli, değer kaybı, ve kazanç kaybı taleplerine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için Gaziantep Gelir İdaresi Başkanlığı ile Gaziantep Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış olup, gelen cevaplarda davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, … yılı gayri safi hasılatının …-TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre davalının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin … yılında defter hadlerine göre gayrisafi hasılat …-TL olarak belirtilmekle davalının en son (…) gayrisafi hasılatı vergi beyannamesi ile … TL bildirilmekle davalının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davalı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, ticaret sicil müdürlüğünde kaydının bulunmadığı, faaliyet alanı itibariyle Vergi Usul Kanunu anlamında ve Vergi Dairesinin cevabi yazısına göre ticari kazanç sektöründen vergiye tabi olduğu ve buna göre de esnaf sınırının aşılmadığı görülmüştür.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında mutlak ve nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiş, yetki hususu görevli mahkemece değerlendirileceğinden bu konuda değerlendirme yapılmayarak aşağıdaki gibi karar verilmiştir.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.19/09/2023

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)