Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/618 E. 2023/336 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/618 Esas
KARAR NO : 2023/336
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/09/2022
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin maddi sıkışıklığının aşılması için abisi …’in kendisine … tarihinde …’tan 30.000 lira kredi çektiğini, 10 gramlık bileziğini de borç olarak verdiğini, ayrıca … Bankası’na ait bonus kredi kartı ile de çeşitli tarihlerde farklı miktarlarda malzeme alması için kartını kullandırdığını, bu borçlar karşılığında abisine senet verdiğini, ayaküstü TC kısmını doldurarak ve imza atarak abisine teslim ettiğini, abisinin borçlu kısmına … yazısını ve senedin düzenlenme tarihini yazdığını, acil işlerinin olması ve önemsememeleri nedeniyle senedin alacaklı kısmının doldurulmadığını, müvekkilinin abisinden almış olduğu parayı düzenli olarak ödediğini ve ödemeye devam ettiğini, 2022 yılı Mayıs ayında müvekkilinin abisi ve eşinin boşanma kararı aldıklarını, bu karar sonrasında tarafların birbirlerine çekişmeli boşanma davası açtıklarını, davalının müvekkilinin abisinin eşi olduğunu, davalının evi terk ederken müvekkilinin abisine vermiş olduğu senedi alıp götürdüğünü, müvekkilinin abisinin senedi bulamayınca hemen şikayetçi olduğunu, senedi elinde bulunduran davalının alacaklı kısmına kendi adını yazdığını ve senedi icraya koyduğunu, davalının ev hanımı olduğunu ve hiç bir gelirinin bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında ticari bir ilişki olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, belirterek Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalı taraftan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tevilli olarak yengesi olan davalı müvekkilden borç bilezik aldığını kabul ettiğini, borç verilen bileziğin müvekkiline ait olduğunu, davacı tarafın 80.000 TL değerinde 10 gram bileziği borç olarak aldığını, davaya konu düzenlenmiş olan senedin borç verilen bileziğin bedeline ilişkin olduğunu, davacı tarafın abisi … ile davalı taraf ile aralarında Antalya … Aile Mahkemesi’nin … Sayılı üzerinden açılan boşanma davasının devam ettiğini, davacı tarafın abisi ile davalı müvekkili husumetli olduğundan davacı taraf ın kötüniyetli davranarak işbu davayı açtığını ve davalı müvekkilinden şikayetçi olduğunu, açılan soruşturma dosyasında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek davacının haksız, hukuka ve hakkaniyete aykırı davasının reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce takip dosyası ve savcılık soruşturma dosyası celp edilmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Antalya Genel İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafça davacı aleyhine bonoya dayalı ferileriyle birlikte toplam 85.543,56.-TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, takip konusu … keşide tarihli … vade tarihli 80.000,00 TL bedelli bononun incelenmesinde, davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı görülmüştür.
Dava, takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı taraf bononun lehtar kısmının boş olarak düzenlendiğini, abisinden aldığı altın ve nakit borç karşılığı düzenlendiğini, borçlarını ödediğini ve ödemeye devam ettiğini, davalının abisinin eşi olup, senedin lehtar kısmına kendi adını yazdığını, davalı ile bir alışverişinin bulunmadığını iddia etmiş, davalı ise bononun kendisine ait altının davacıya borç verilmesi karşılığında düzenlendiğini, borcun ödenmediğini savunmuştur.
Dava konusu bono şekli açıdan unsurları tam olup kambiyo senedi vasfındadır. Kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir. Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir. Şekli açıdan unsurları tam olan bono üzerinde bedelin nakden alındığı yazılıdır. Davalı senedin altın karşılığı düzenlendiğini beyan etmişse de yerleşik Yargıtay kararlarına göre altın ayni değil nakdi değerlendirilmesi gerekli olan para niteliğindedir. Dolayısıyla davalının senedin ihdas nedenini değiştirmediği, ispat yükünün davacı keşidecide olduğu kabul edilmiştir. Somut olayda, davacı borçlu emre yazılı bu senedin lehtar kısmının boş olduğunu sonradan doldurulduğunu, senetten ötürü borcu abisine ödediğini ileri sürmüştür. Senet sebepten mücerret olmakla; davacı imzayı inkar etmediğinden açığa attığını iddia ettiği imzanın sonuçlarına katlanmalı ve bu nedenle bononun lehtar kısmının sonradan doldurulduğunu yazılı delillerle ispatlamalıdır. Davacı kendisine verilen süre içerisinde yazılı bir delil sunamamış, bedelsiz senedi kullanmak suç olduğundan ve HMK’nın 226/3 maddesi uyarınca konusu suç olan vakıalarla ilgili yemin teklif edilemeyeceğinden davacı vekiline yemin hakkı da hatırlatılmamıştır. Olayla ilgili soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verilmiş ve kesinleşmiştir. Davalının soruşturma dosyasındaki ifadelerinde de davacı anlatımlarını destekleyen herhangi bir açıklama bulunmamaktadır. Senede karşı senetle ispat kuralı gereği tanık dinlenmeyeceğinden ve davalının da muvafakati olmadığından davacının tanık dinletme talebi reddedilmiş, ağabeyinin soruşturma dosyasındaki ifadelerine de aynı sebeple değer verilmemiştir. Yine davacı taraf senede dayalı borcu ödediğini bildirmişse de ön inceleme duruşmasındaki beyanında banka hesabına yapılan ödemelerde senetle ilgili ayırt edici bir unsura yer verilmediğini açıkladığından senede ilişkin yapıldığı ispatlanamayan ödemelerle ilgili kayıtların celbine gerek görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, dava konusu takiple ilgili verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından ve bu nedenle koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Herhangi bir tedbir kararı bulunmadığından ve koşulu oluşmadığından davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Alınması gerekli 179,90.-TL harcın peşin alınan 1.460,88.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.280,98.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 13.686,97.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/05/2023

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)