Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/525 E. 2023/701 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/525 Esas
KARAR NO : 2023/701
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekilinin Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilin üretici müstahsil olduğunu, davalının halde komisyoncu olduğunu, müvekkilin davalıdan faizli olarak 2008 yılında ….-TL, 2012 yılında ….-TL makbuzlu/makbuzsuz ödünç para aldığını, bu ödünç paralar karşılığında açık senet vermek zorunda bırakıldığını, borcuna karşılık müstahsil fişler ile mal teslimi yaptığını, 19.000,00.-TL de nakit olarak ödeme yaptığını, bu şekilde tüm borcunu ödediğini, ancak davalının boş senedini müvekkile vermediğini, davalının elinde bulunan senedi ….-TL yazdığını, Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasından icrai işleme konu edildiğini, müvekkilin zaman zaman bankadan kredi çektiğini, bu kredileri ödemek için davalıdan makbuzlu/makbuzsuz para aldığını, yeniden çektiği kredilerle parayı geri verdiğini, veya teslim ettiği ürünler ile ödediğini, davalının boş senede imza aldığını, bu senetleri iade etmediğini, bu senetlerin yarattığı baskılarla müvekkil üzerinde tahakküm kurduğunu, tefe faizi tahsilatı yaptığını, müvekkilin mallarını verdiği komisyoncu olduğunu, güvenerek imzalı bonolar verdiğini, takip konusu senedin bedelsiz olduğunu belirterek bu bonodan ötürü borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini ve HMK’nun 329. Maddesi uyarınca vekalet ücreti takdirinde davalının kötü niyetli oluşunun göz önünde tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Antalya … Asliye hukuk mahkemesince yapılan yargılama sonucu görevsizlik kararı verilmiş, davacının süresinde başvurusu ile dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş olup, davalı vekili süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle, müvekkil ile davacı arasında … yıllarından bu yana devam etmekte olan ticari ilişki bulunduğunu, müvekkil şirketin Antalya halinde komisyonculuk faaliyeti gösterdiğini, davacının müvekkile sera yapacağını, burada üreteceği ürünleri de müvekkil aracılığıyla satacağını, müvekkilin de yardımcı olmak amacıyla nakdi ve gayrinakdi sera kurması için 25.000,00.-TL nakit ve sera için gerekli olan bir kısım malzemeler gübre ve fide yardımında bulunduğunu, bu sözlü anlaşma ile davacının yapmış olduğu sera içerisinde yetiştirdiği ürünlerin %70’lik kısmını müvekkiline getirdiğini, bu şekilde borcunu ödemeye devam ettiğini, ancak müvekkilden de fide, gübre ve mali destek almaya devam ettiğini, yapılan ticari ilişki sonucu müvekkilin tutmuş olduğu cari hesap ekstresi ile taraflar arasında son cari hesaba göre hesap görüldüğünü, oluşmuş olan borcun kapatılması için ödeme amacı ile senet tanzim edildiğini, tanık dinlenmesine rızasının olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu … tarih, … Esas – … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … Esas – … Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilamı ile; “Dava takibe dayanak bono nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Taraflar arasında temel ilişki olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.İspat yükü davacıda olmakla beraber davalı defterleri üzerinde de inceleme yapılmak suretiyle senet keşide tarihinden sonra davacı tarafından gerek mal teslimi gerekse nakit ödeme varsa tüm bunların hesaplanarak sübut olan ödemeler üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın tamamen reddi doğru olmamış hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle istinaf kararı bozularak dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yukarıda yazılı esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından davalıya gönderilen ihtarname ile tebliğ mazbatası, tarımsal kredi kullandığına ilişkin banka belgeleri, para ve müstahsil makbuzları, davalı tarafından da bir kısım para makbuzları delil olarak sunulmuş, mahkememizce takip dosyası, Antalya İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … Soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bozma sonrası yapılan yargılamada da bilirkişiden ek rapor alınarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, takip konusu bononun ödeme sebebi ile bedelsiz kaldığı iddiasına dayalı açılmış menfi tespit davasıdır.
Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı aleyhine … tanzim, … vade tarihli ….-TL bedelli bonoya dayalı olarak ….-TL asıl alacak, 12.819,09.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ….-TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği anlaşılmıştır.
Antalya … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının aynı iddialara dayalı olarak borca itiraz davası açtığı, davanın ispatlanamaması sebebiyle reddedildiği anlaşılmıştır.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının tefecilik suçundan davalı hakkında şikayette bulunduğu, yapılan soruşturma sonucu takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının davalıdan zaman zaman borç aldığı, borçlarına karşılık mal teslimi yapıldığı noktasında uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın takip konusu bononun ödeme amaçlı karşı tarafa verilip verilmediği, borcunun ödenip ödenmediği noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
… tarihli bilirkişi raporunda, davacının sunduğu müstahsil makbuzları ve para makbuzları ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri beyanlar doğrultusunda inceleme yapılarak makbuzlara göre ve davacının kabulüne göre alınan borç paralara karşılık verilen mal teslimleri karşılaştırılmış ve neticeten davacının fazla mal teslimi sebebi ile 5.810,59.-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Davalının sunduğu deliller sonrasında bilirkişiden ek rapor alınmış, bu kez de aynı şekilde inceleme yapılarak davacının fazla mal teslimi nedeniyle ….-TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davacı bononun teminat amaçlı verildiğini, bedelinin yazılı olmadığını, açığa imza atmış olduğunu iddia etmektedir. 6102 sayılı T.T.K.’ nun 778/2 -f ve 680. maddeleri uyarınca, açığa bono düzenlenmesi mümkün olup, bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia eden davacı keşideci, bu iddiasını yazılı delil ile ispatlamalıdır. Somut olayda davalı davacıya verdiği borç paralara karşılık zaman zaman kendisine yapılan mal teslimleriyle ödeme yapıldığını kabul etmekle birlikte davacının bu süreçte borç para almaya da devam ettiğini söylemiş ve takip konusu bononun da cari hesap sonucu çıkan borca karşılık ödeme amaçlı tanzim edilerek verildiğini beyan etmiştir. Bono kambiyo senedi olmakla sebepten mücerret olduğundan, hamil olan davalının bu bononun düzenlenmesine neden olan hukuki ilişkiyi ve ne kadar borç para verdiğini ispat etme zorunluluğu bulunmamaktadır. Eldeki davada açığa imza attığını iddia eden davacı bu konuda tanık deliline dayansa da karşı tarafın rızasının bulunmaması ve senede karşı yazılı delille ispat kuralı gereğince tanık deliline başvurulmamış, olayla ilgili açılan soruşturma dosyasında da takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır.
Ancak bir borç ilişkisinde borçlu tarafından yapılan ödemenin mevcut borca istinaden yapıldığı, karine olarak kabul edilmektedir. Somut olay açısından Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı tarafça verilen bonodan sonra davacı tarafça davalıya yapılan mal teslimi veya nakit ödemelerin mevcut bono borcuna istinaden yapıldığı karine olarak kabul edilmelidir. Bozma ilamı doğrultusunda davalı defterleri de yerinde incelenmek suretiyle bononun keşide tarihinden sonra davacı tarafından gerek mal teslimi, gerekse nakit ödeme yoluyla borcun ödenip ödenmediği noktasında inceleme yapılması için bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Mahkememizce ayrıca, hesap yapılırken davalının senet keşide tarihinden sonra ayrıca verdiği nakit borçlar varsa bunların da dikkate alınarak TBK’nın 102. maddesine uygun şekilde ödemelerin ilk muaccel olan borçtan düşülmek suretiyle hesaplama yapılması istenmiştir.
Sunulan … tarihli ek raporda özetle; bononun düzenleme tarihi olan … tarihinden sonra davacının davalı tarafa teslim ettiği mal ve paraların toplam ….-TL tutarında olduğu, bu tarihten sonra tevsik edici belgeleri mevcut olan davalı şirket tarafından davacıya yapılan ödemelerin 6.400,00-TL olduğu, ancak davacının dava dilekçesinde 2012 yılında davalıdan ….-TL tutarında nakit para aldığını kabul ettiği, bu durumda davalının senet keşide tarihinden sonra davacıdan teslim aldığı mal ve para tutarı olan ….-TL’den davalının davacıya yaptığı 6.400,00.-TL ödeme ile bizzat davacının kabul ettiği davalı tarafça ….-TL ödeme tutarının mahsubu sonucu davacının bakiye alacağının ….-TL olduğu, dolayısıyla senet tanzim tarihinden sonraki ticari ilişkiden takip ve dava tarihi itibariyle davacının davalıya borcunun olmadığı, aksine davalıya teslim ettiği mal bedellerine istinaden dava tarihi itibariyle davalı şirketten ….-TL alacaklı olduğu mütala edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde somut olaya ve bozma ilamına uygun ve denetime elverişli olması sebebiyle hükme esas alınan son ek rapor doğrultusunda, takip konusu bononun keşide tarihinden sonra davacı tarafça davalıya yapılan mal teslimi ve nakit ödemelerin karine gereği mevcut borca mahsup edilmesi gerektiği, bu noktada bononun keşide tarihinden sonra davalının ayrıca verdiği nakit borçların da dikkate alınarak hesaplama yapılmasının TBK’nın 102. maddesine uygun olacağı, bu doğrultuda hazırlanan son ek rapora göre, bono keşide tarihinden sonra davacının davalıya yaptığı mal teslimi ve nakit ödeme tutarlarından ( ….-TL) davalının bu süreçte ayrıca verdiği ve tevsik edici belgesi bulunan nakit borçların ( 6.400,00.-TL) mahsubu sonucu bakiye … TL kaldığı, bilirkişi tarafından bu tutardan ayrıca davacının dava dilekçesinde davalıdan 2012 yılında aldığını kabul ve beyan ettiği … TL nin de mahsubu ile davacının bakiye … TL alacağının kaldığının hesaplandığı ve bono borcunun ayrıca mahsup edilmediği, ancak dava dilekçesinde davacının kabul ettiği bu rakamın zaten dava konusu bononun düzenlenme sebebi olarak belirtildiği, yani davacının dava konusu bononun açık senet olarak o ana kadar verilen nakit borca karşılık düzenlendiğini beyan ettiği, davalının da dava konusu bononun o ana kadarki cari borca karşılık düzenlendiğini kabul ettiği ancak bu süreçte nakit borç para vermeye de devam ettiği için bono borcunun ödenmediğini savunduğu, davalı tarafça 6.400,00 TL dışında ve dava konusu … TL bedelli bononun düzenlenmesine neden olan borç dışında başka bir borcun varlığının ispatlanamadığı, dolayısıyla bononun keşide tarihinden sonra davacının davalıya yaptığı mal teslimi ve nakit ödeme tutarlarından (….-TL) davalı tarafça belgesi sunulan 6.400,00 TL nakit borç ile takip konusu … TL bedelli bono borcunun mahsubu halinde davacının bonodan kaynaklı borcunun kalmadığı aksine 24.735,57 TL fazla ödemesi/mal tesliminin bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar verilmiş, dava davalının başka borcun mevcudiyetini ispatlayamaması sebebiyle kabul edildiğinden ve bu nedenle davalının kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden davacının tazminat talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kabulü ile; Antalya … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası ve takip konusu … tanzim, … vade tarihli, ….-TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Dava davalı tarafından başka borçların mevcudiyeti ispatlanamadığından kabul olunmakla ve bu nedenle davalının kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden davacının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 5.998,92.-TL harçtan peşin alınan 1.499,74.-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.499,18.-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından bozmadan önce yapılan 31,40.-TL ilk dava gideri, 380,00.-TL bilirkişi ücreti, 152,50.-TL tebligat gideri, 77,70.-TL müzekkere gideri, 4,40.-TL fotokopi gideri olmak üzere toplam 493,5.-TL ve bozmadan sonra yapılan 38,00.-TL tebligat gideri ile 1.500,00.-TL bilirkişi ücreti toplamı 1.538,00.-TL toplamı 2.031,50.-TL yargılama gideri ile peşin alınan 1.499,74.-TL toplamı 3.531,24‬.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.900,00.-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’nde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.07/11/2023

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)