Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/450 E. 2023/468 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/450
KARAR NO : 2023/468
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Alacaklı ve ev sahibi olarak gösterilen …’ın dosyada takibe konu olan kambiyo senedi ile … icra dosya ile tahliye davası açtığını, kambiyo senette yazılı olan … TL tutarındaki parayı nakden aldığını iddia ettiğini, bu senedin şuan kiracı olarak ikamet ettiği adreste emlakçı tarafından tarihsiz olarak ev eşyalarına zarar gelmesi durumunda kullanılacağını söyleyerek imzalattığını, imza sonrası kopyasını almayı unuttuğunu, senedi daha sonra istediği halde kendisine göndermeyerek evden tahliye edilmek ve borçlu gösterilmek için ev sahibi olduğu söylenilen … adına … tarihli doldurulup icra takibi başlattıklarını, eşyalı evleri tarihsiz senet karşılığında kiralayarak ve imzalatılan senet/sözleşme belgelerini talep ettiği halde kendisine verilmeyerek bir yıldır mağdur edildiğini, kötü niyetle açılan haksız haciz karanının durdurulmasını ve iptaline karar verilmesini, kendisi ile alacaklı olduğu iddia edilen … arasında mevcut ve geçerli senet bulunmadığının tespitine, teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesine girecek paranın davalıya ödenmemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili söz konusu alacak davasının hiçbir şekilde tarafı olmadığını, davacı tarafın tamamen şifahi olarak hukuki olmaktan uzak, sokak diliyle yazdığı beyanlar müvekkilinin kişilik haklarına saygısızca müdahale etmekten başka bur hukuki unsur taşımadığını, beyanları hiçbir kanuna ve nizama dayanmadan ispat vasıtası olmadan borçtan kurtulmaya yönelik beyanlar olduğunu, kira sözleşmesinin aslı veyahut kopyası taraflarına tebliğ edilmediği gibi dava dosyasında da bulunmadığından davanın reddine karar verilerek davacı tarafın kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 200 ve HMK 201 maddeleri gereği senede karşı senetle ispat zorunluluğu bulunduğunu, davaya konu senedin miktarı … itibari ile yasal sınır olan … TL’nin üzerinde olduğunu tanık dinletilmesine ve yemin deliline dayanılmasına muvafakatının olmadığını, kira sözleşmesinin aslı ve yahut kopyası taraflarına tebliğ edilmediğini, dava dosyasında da bulunmadığını, aslı sunulmadıkça bu evraka hiçbir şekilde itibar edilmeyeceğini, dava konusu senet miktarı nedeniyle tanık dinletilmesine ve yemin deliline dayanılmasına muvafakatleri olmadığını, yazılan beyanların hiçbir yazılı delil niteliği taşımadığını, davacı tarafın davayı açmakla kötü niyetli olduğu, dava değerinin %20 sinden aşağı olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesi gerekliliği olduğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, takip konusu senedin kira sözleşmesi sebebiyle depozito yerine geçmek üzere teslim edildiği, senedin bedelsiz olduğu iddialarına dayalı menfi tespit davasıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın sulh hukuk mahkemelerinin görevini düzenleyen 4. maddesinin 1/a bendi gereğince kiralanan taşınmazların İcra ve İflas Kanunu’na göre ilamsız icra yolu ile tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar sulh hukuk mahkemesinin görevine girmektedir. Mülga 1086 Sayılı HMUK’dan farklı olarak bu düzenlemede miktar ayırımı yapılmaksızın tahliye, alacak, tazminat, kiracılık sıfatının tespiti gibi tüm kira ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüm yeri sulh hukuk mahkemesi olarak gösterilmiştir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda; dava kira sözleşmesi yapılırken teminat senedi olarak verildiği iddia edilen ve davalı tarafından takibe konu edilen senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik olup anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde davanın Sulh Hukuk Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği, HMK’nın 115. maddesi gereğince yapılan incelemede mahkememizin görevli olmadığı, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmadığı ve tamamlanmasının da mümkün olmadığı saptanmakla görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin mazeretli sayılarak yokluğunda tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.06/07/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır