Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/418 E. 2023/242 K. 07.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/418 Esas
KARAR NO : 2023/242
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/06/2022
KARAR TARİHİ : 07/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile Bayan … ve Bay … kişileri arasında mali sorumluluk sigorta sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye dayanarak bayan Bhristia … ve Bay … kişilerinin seyahat esnasında oluşacak tüm olumsuzluklar ve seyahat risklerine dair mali sorumluluk sigortasına istinaden kişi başına ….-Euro’luk teminat içeren sigorta /poliçesi mevcut olduğunu, Bayan … ile bay …’ın … tarihinden … tarihine kadar Türkiye’ye paket tur rezervasyonu yaptırdıklarını, … tarihinde bay ve bayanın 1.956.-Euro tutarında olan bir tatil ile Türkiye’ye geldiklerini, 7 günlük gemi seyahati ve 7 günlük Antalya’da bir otelde konaklama ve yine aynı şekilde Antalya Havalimanı’ndan, gemi seyahatinin başlayacağı limana otobüsler transfer işlemleri, seyahat tur ve paket hizmetine dahil olduğunu, bu transferin davalı şirket … Ltd. Şti tarafından icra edildiğini, bu şirketin davalılar … sigorta ile … Sigorta ve … … Sigorta tarafından mali mesuliyet sigortacısı ve diğer mali sorumlulukları, mali mesuliyet sigortalarının mevcut olduğunu, limana otobüs ile yapılan transfer sırasında … tarihinde bay ve bayanın ağır şekilde yaralandığı şiddetli bir trafik kazası meydana geldiğini, … plakalı minibüsün sürücüsü …’ın aşırı yoğun bir hızla yağmurda ve ıslak yolda seyrettiğini, hava koşullarına uymadan aşırı hız sebebiyle önden orte refüjün beton bariyerlerine doğru savrularak ve takla atarak maddi hasarlı ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kusurun %100 oranında minibüs şoföründe olduğunu, kazada bayan …’in ağır şekilde ve bay …’ın yaralandığını, Bayan …’e tıbbi ameliyatlar yapıldığını, Bayan …’e yapılan tedavi ve tetkikler için … Hastanesi tarafından toplamda ….-Euro bedelli fatura kesildiğini, Bayan … ve Bay …’ın özel ambulans uçağı ile Almanya’ya transferi için 18.900.-Euro bedeli fatura kesildiğini, Bay ve bayanın kaza tarihi olan … ile … tarihleri arasında toplamda ….-Euro ödeme yaptıklarını, kazada kusurun davalı …. … şirketinde çalışan sürücü şoföre ait olduğunu, müvekkil şirketin Almanya’da sigorta şirketi olması nedeniyle hem Alman mevzuatındaki hemde TTK’da yer alan düzenlemelere göre Alman Hukukunda 01/01/2006 tarihinde yürürlüğe giren Yeni Sigorta Sözleşmeleri Kanunu’nun zarar sigortalarına ilişkin 86. Paragrafı rücu hakkını “1-) Sigortalının üçüncü kişilere karşı tazminat talep hakkı mevcut olduğu takdirde, bu hak zararı tazmin ettiği ölçüde sigortacıya intikal eder. Bu intikal, sigortalıya karşı ileri sürülemez.2-) Sigortalı, tazminat talep hakkını veya bu talep hakkının güvence altına alınmasına olanak veren şekil şartı ve sürelere dikkat etmek ve imkan ölçüsünde bu hakka yönelen ihlalleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür” şeklinde düzenlendiğini, … Ticaret Kanunu’nun sigortacılıkla ilgili hükümlerine göre, rücu hakkının “halefiyet” kavramından kaynakladığını, kanun’un sigortacıya veya sigorta şirketine vermiş olduğu halefiyet hakkı, aynı zamanda rücu hakkını da vermiş olduğunu, sigortacı tazminatı ödediği anda, hukuken sigorta ettirenin/sigortalının yerine geçer ve sigorta ettirenin/sigortalının üçüncü şahsa müracaat ve talep hakkı düştüğünü, bu hükmün amacının, zarara sebep olan şahsı takipsiz bırakmamak olduğunu, zarara sebep olan şahısın, bunun neticelerine katlanmak zorunda olduğunu, 6102 Sayılı Yeni … Ticaret Kanunu’nun 1472. Maddesinde; “1-) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.2-) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tanzim etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” düzenlemesinin bulunduğunu, Sorumluluk Sigortaları ile ilgili 1481. Maddede ise; “1-) Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur.2-) Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı gereğince, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.3-) Sigortalı veya zarar gören, birinci fıkra gereğince sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur.” düzenlemesinin bulunduğunu sigortacının zarar görenin zarar sorumlusuna karşı olan tazminat talebi hakkının kendisine temlikini sağlayarak, zarar sorumlusunda rücu edebileceği ve halefiyetten faydalanabileceği, müvekkil şirketin mali sorumluluk sigortaları bulunan bayan … ve Bay …’a kazadan dolayı ….-Euro tutarında ödemede bulunduğunu belirterek müvekkil şirketin davalılar … Ltd. Şti’nin tamamından sorumlu olmak üzere ve bu şirketin mali sorumluluk sigortaları bulunan … A.Ş’ye karşı poliçe miktarı ile sınırlı olmak üzere TTK ve ilgil mevzuattan kaynaklanan halefiyet ve rücu hakkından doğan ve müvekkil şirketçe sigortalısına ödenen dava tarihine kadar fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla … Euro’nun, temerrüt tarihi olan … tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen rücuen tahsiline ve müvekkil şirketin bundan sonra ödeyeceği sağlık ve bakım giderleri ve diğer sair tazminatlar açısından fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla müvekkil şirkete ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … sigorta şirketi vekili tarafından mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin genel müdürlük adresinin Beyoğlu, İstanbul olduğunu, davanın yetkisiz Antalya Mahkemelerinde açıldığını, davaya konu kazanın … tarihinde meydana geldiğini, davacının ödemeyi yaptığı, kendi yükümlülüğünü yerine getirdiği tarihten 2 yıl içinde talepte bulunma hakkına sahip olduğunu, 2 yıllık sürenin geçtiğini, davacının davasının zaman aşımına uğradığını, talebin müvekkil şirketin poliçe teminat kapsamında olmadığını, davacının talep ettiği tüm tedavi masrafları faturalı tedavi giderlerinden oluştuğunu, davacı şirketin sigortalı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı yolculara ödenen tedavi giderleri ve Almanya’ya yapılan özel ambulans uçağı transferi ücretini müvekkil şirkete rücu ettiğini, müvekkil şirketin tedavi gideri kalemlerinden sorumluluğunun bulunmadığını, yasal mevzuat ve kanuni düzenleme gereğince tedavi giderlerinin müvekkil sigorta şirketinden tahsili imkanının bulunmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda tedavi giderlerine ilişkin yasal düzenleme kanunun 98.maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” düzenlemesinin mevcut olduğunu, bu maddeye göre trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri denilerek özel veya resmi hastane olması fark etmeksizin tüm sağlık kuruluşlarında yapılan tedavi giderlerinin ödeneceği, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından sağlık hizmet bedeli ödemesinin yapılacağını, sağlık giderleri teminatının SGK sorumluluğunda olduğunu, ilgili teminattan dolayı sigorta şirketinin ve güvence hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, tedavi giderleri için SGK’nın davaya dahil edilemeyeceği gibi davalı sigorta şirketleri ile müvekkil sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşıma ilişkisinde taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında müteselsil sorumluluk olmayıp, sıralı sorumluluk olduğunu, dava konusu kazanın tek taraflı olduğunu, taşıma ilişkisi neticesinde meydana geldiğini, kaza yapan aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortacısının davalı … … Sigorta A.Ş’de olduğu hususunda bir tereddüt olmadığını, müvekkil sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurabileceğini, yolcunun uğradığı bedeni zararların, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağının kabulünün gerektiğini, rücu edilen ödemelerin dava konusu kaza ile illiyet bağı bulunduğunun davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, dava konusu kazaya ilişkin gerçek kusur oranlarının saptanması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dava dışı … … ve …’ın müterafik kusurunun bulunduğunu, kaza sırasında emniyet kemerlerinin takılı olmadığını, davacı kurum tarafından müterafik kusur indirimi yapmadan yapmış olduğu ödemenin müvekkil şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin sadece gerçek zarardan sorumlu olduğunu, talep edilen ….-Euro’nun … Parasını koruma kanununa aykırı olduğunu, … tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de, müvekkil şirketin faiz sorumluluğunun başlaması için temerrüde düşürülmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekili tarafından mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin genel müdürlük adresinin Kadıköy, İstanbul olduğunu davanın yetkisiz Antalya Mahkemelerinde açıldığını, davacının aynı zamanda İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava davaya konu alacağı talep ettiğini, davaya konu kazanın … tarihinde meydana geldiğini, davacının ödemeyi yaptığı, kendi yükümlülüğünü yerine getirdiği tarihten 2 yıl içinde talepte bulunma hakkına sahip olduğunu, 2 yıllık sürenin geçtiğini, davacının davasının zaman aşımına uğradığını, talebin müvekkil şirketin poliçe teminat kapsamında olmadığını, davacının talep ettiği tüm tedavi masrafları faturalı tedavi giderlerinden oluştuğunu, davacı şirketin sigortalı araçta yolcu olarak bulunan dava dışı yolculara ödenen tedavi giderleri ve Almanya’ya yapılan özel ambulans uçağı transferi ücretini müvekkil şirkete rücu ettiğini, müvekkil şirketin tedavi gideri kalemlerinden sorumluluğunun bulunmadığını, yasal mevzuat ve kanuni düzenleme gereğince tedavi giderlerinin müvekkil sigorta şirketinden tahsili imkanının bulunmadığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununda tedavi giderlerine ilişkin yasal düzenleme kanunun 98.maddesinde “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” düzenlemesinin mevcut olduğunu, bu maddeye göre trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri denilerek özel veya resmi hastane olması fark etmeksizin tüm sağlık kuruluşlarında yapılan tedavi giderlerinin ödeneceği, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın SGK tarafından sağlık hizmet bedeli ödemesinin yapılacağını, sağlık giderleri teminatının SGK sorumluluğunda olduğunu, ilgili teminattan dolayı sigorta şirketinin ve güvence hesabının sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, tedavi giderleri için SGK’nın davaya dahil edilemeyeceği gibi davalı sigorta şirketleri ile müvekkil sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, taşıma ilişkisinde taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında müteselsil sorumluluk olmayıp, sıralı sorumluluk olduğunu, dava konusu kazanın tek taraflı olduğunu, taşıma ilişkisi neticesinde meydana geldiğini, kaza yapan aracın taşımacılık mali sorumluluk sigortacısının davalı … … Sigorta A.Ş’de olduğu hususunda bir tereddüt olmadığını, müvekkil sigorta şirketinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu, ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde bir zararın tespiti halinde limitin üzerinde kalan kısım yönünden başvurabileceğini, yolcunun uğradığı bedeni zararların, taşımayı yapan aracın zorunlu karayolu taşımacılık sigortası kapsamında ise bu aracın trafik veya ihtiyari mali mesuliyet sigortacısının sorumluluğunun doğmayacağının kabulünün gerektiğini, rücu edilen ödemelerin dava konusu kaza ile illiyet bağı bulunduğunun davacı tarafça kanıtlanması gerektiğini, dava konusu kazaya ilişkin gerçek kusur oranlarının saptanması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında belirlenmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün kusursuz olduğunu, dava dışı … … ve …’ın müterafik kusurunun bulunduğunu, kaza sırasında emniyet kemerlerinin takılı olmadığını, davacı kurum tarafından müterafik kusur indirimi yapmadan yapmış olduğu ödemenin müvekkil şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkil şirketin sadece gerçek zarardan sorumlu olduğunu, talep edilen ….-Euro’nun … Parasını koruma kanununa aykırı olduğunu, … tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de, müvekkil şirketin faiz sorumluluğunun başlaması için temerrüde düşürülmesi gerektiğini belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta şirketi vekili tarafından mahkememize ibraz edilen cevap dilekçesinde özetle; davanın 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, ödemelerin yapılmasının üzerinden 8 yıl geçtikten sonra açıldığını, davacı tarafın halefiyet hakkını haiz olduğunu ispatlamasının gerektiğini, davacının sigortalısına ödeme yapmış olmasının yeterli olmadığını, ödemenin poliçe teminatı kapsamında olduğunu ve lütuf ödemesi yapmadığını ispatlamak zorunda olduğunu, müvekkil şirketin söz konusu Karayolu Zorunlu Ferdi kaza sigorta poliçesi gereğince sorumluluğunun ….-TL tedavi gideri tazminatı ile sınırlı olduğunu, fazlaya ilişkin taleplerin müvekkil şirketin sorumluluğunda olmadığını, davacı tarafça yapılan ödemelerin hangi kalem için ne kadar olduğunun ayrı ayrı açıklanması ve belgelendirilmesi gerektiğini, talep edilen ambulans uçağı ödemesi gibi sair masraf ve ödemelerin hiçbirinin müvekkil şirketin sorumluluğunda olmadığını, kusur tespitinin yapılması gerektiğini, dava dışı … … ve …’ın kaza sırasında emniyet kemelerinin takılı olmadığını, müterafik kusurlarının bulunduğunu, davacının yabancı para üzerinden karar verilmesi yönündeki taleplerinin reddi gerektiğini, zararın … Lirası olarak hesaplanması gerektiğini, dava konusu olayda tarafların … olduğunu, olay yerinin Türkiye olduğunu, yabancı para üzerinden zararın tespit edilmesi halinde haksız fiil tarihindeki kur üzerinden … Parası karşılığında hükmedilmesi gerektiğini, davacının gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete bir başvuru yapılmadığını, müvekkil şirketin temerrüde düştüğü iddialarının asılsız olduğunu belirterek davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından fatura suretleri, trafik kazası tespit tutanağı sureti, sigorta poliçeleri, fotoğraflar delil olarak sunulmuş, mahkememizce hastaneden tedavi evrakları, masraflar ve ödeme belgeleri getirtilmiş, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası celp edilmiştir.
İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde; davacı … Versicherung AG tarafından davalılar aleyhine ….-Euro alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesi talepli dava açıldığı, davanın henüz derdest olduğu anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 4 maddesinde ticari davalar belirtilmiş, 5. madde de ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkeme belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkemece görevli olup olmadığı hususunun yargılamanın her aşamasında kendiliğinden değerlendirilmesi gerekir. TTK’nun 5. maddesine göre 4. maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca Ticaret Mahkemesinde görülecek işlere Ticaret Mahkemelerinde bakılır, mutlak ticari davalar yanında nispi ticari davalar da bulunup bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi şarttır.
Somut davada ise; dava 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 51.maddesinde düzenlenen; “Paket Tur” sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olmakla davaya bakma görevi ihtisas mahkemesi olan Tüketici Mahkemesine ait olmakla, mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
Kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli ANTALYA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Dosyanın gönderilmesi için süresinde başvurulmaz ise HMK 20/2-son ve 331/2. madde gereğince yapılacak işlemin mahkememizce dosya ele alınarak DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Vekalet ücreti yargılama gideri olup (HMK 323/1-ğ) süresinde başvuru halinde görevli mahkemede, başvurulmaz ve mahkememizce dava açılmamış sayılır ise bu kararda hükmedilebileceği (HMK 331/2) için vekalet ücreti TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 07/04/2023

Başkan …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Katip …
(E-İmzalı)