Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/406 E. 2023/355 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/406
KARAR NO : 2023/355
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının, dava dışı …’ın üyesi olduğu davalı … ile … tarihinde sözleşme ve sözleşme eki mahal listesi imzaladığını, davacının işbu sözleşme ile üyeliğe denk gelen … numaralı imar adası üzerinde konut sahibi adına tefrik edilen (8/1) numaralı parsel üzerine yapılacak konut ve imar planı gereği yapılması gereken alt yapı tesislerini yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, tapu tesliminin sözleşme taraflarından kooperatif yükümlülüğünde olduğunu, sözleşme ve eki mahal listesinin kooperatif üyeliğinin ayrılmaz bir parçası olduğunu, davacının sözleşme ile üstlendiği taahhüdünü yerine getirmediğini, davalılar ve dava dışı seleflerinin sözleşme gereği … DM (…) şeklinde ödeme yapmayı kabul ettiğini, bu bedelin … DM’ sinin parça parça ödendiğini, davalıların edimlerini tam olarak yerine getirmediğini, davaya konu … bölümü eksiksiz olarak teslim almalarına, konutta yaşamaya başlamalarına rağmen … DM bakiyeyi ödemediklerini, … DM’ nin bugün itibariyle, çapraz kurdan … € ‘ya denk düştüğünü, TL karşılığının … TL olduğunu, dava dışı …’ ın kooperatif üyeliğini yine dava dışı …’a devrettiğini, …’ ın da üyeliğini davalı …’a devrettiğini, davalı …’ ında üyeliğini diğer davalı …’e devrettiğini, davalıların konutu teslim almasına rağmen, bakiye borçlarını ödememekte direnmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, yaptıkları ihtarnemelere rağmen gelişme olmayınca ara buluculuğa başvurduklarını, konu ile ilgili daha önce açılan davaya bakan Antalya … Asliye Ticaret Mahkemesi … Tarih ve … E.- … K. Sayılı kararı ile haklı olduklarının tespit edildiğini ancak dava açmak için erken olduğu düşüncesi ile davanın usulden reddedildiği, dava konusu üyeliğin, dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar, devrinin önlenmesi yönünde, tapular düzenlenirken dava konusu konuta ilişkin üyelik ile ilgili, davalı üye üzerine tapu düzenlenmemesi yönünde, davalı üye üzerine tapu düzenlenmesi durumunda, tapu devrinin önlenmesi yönünde, dava konusu alacak miktarı kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalılar üzerine olan araç ve taşınmaz kayıtları ile banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasına, …DM (…) çapraz kur dönüşümü ile karşılığı olan … € ‘ nun, dava tarihinden itibaren işleyecek döviz faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınmasına, uygun görülmediği takdirde, …DM (…) çapraz kur dönüşümü ile karşılığı olan … €’ nun karar tarihindeki TL karşılığının, karar tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalı tarafa verilmesine, uygun görülmediği taktirde, … €’ nun işbu davanın açılma tarihindeki TL Karşılığı olan …TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsiline, bunun da uygun görülmemesi halinde yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, husumete yönelik olarak davalı ile davacı şirket arasında hiçbir zaman hukuki bir ilişki kurulmadığını, bu nedenle davanın davalıya yöneltilmesinin hukuki dayanağı olmadığını, yapılan sözleşmenin dava dışı … ile davacı arasında olduğunu, davalının ne davacı şirket ile ne de dava dışı … ile bir hukuki ilişkisi bulunmadığını, bu nedenle davanın davalı … yönünden husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalının ikamet adresinin … olması sebebiyle yetkili mahkemenin … Mahkemeleri olduğunu, davalının tacir niteliği bulunmadığından görevli mahkemenin de asliye hukuk mahkemesi olduğunu, kooperatif üyeliği ile sözleşme arasında hukuki bir bağın söz konusu olmadığını, davacının inşaat Sözleşmesini dava dışı … ile yaptığını, borcun asıl sorumlusunun dava dışı … olduğunu, kabul manasına gelmemek kaydıyla, kooperatif üyeliği borçtan sorumluluğu gerektiriyorsa, işbu dava tarihinde ve halen dava dışı … üye olan diğer davalı …’ in iddia edilen borcun sorumlusu olacağını, davacı tarafın dayandığı inşaat sözleşmesi dahil, Kooperatif belgelerinde ve yürürlükteki mevzuatta müteselsil sorumluluğu gerektiren bir düzenleme ve hüküm bulunmadığını, talep edilen bedelin ispata muhtaç ve fahiş nitelikte olduğunu, ayrıca avans faizi talep edilmesinin de haksız ve kabulünün mümkün olmadığını, davanın borçtan asıl sorumlu olan …’ a ve müvekkilin kooperatif hissesini devraldığı …’ a ihbar edilmesine, ayrıca ihtiyati tedbir ve ihtiyati haczin kanuni koşullarının oluşmadığını belirterek ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine ilişkin karar verilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin mahkememizden verilen ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirin reddine ilişkin kararı istinaf etmesinden dolayı dosya Antalya Bölge İdare mahkemesine gönderilmiş, Antalya Bölge İdare Mahkemesinin … tarih … Esas … karar sayılı karar ilamı ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, yüklenici şirket ile konut sahibi arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanunda ve madde metninde isimleri tek tek belirtilen kanunlarda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları mutlak ticari dava olarak kabul edilmektedir. Yine maddeye göre her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan kanunda gösterilen bu ticari davalar dışında tarafların sıfatına bakılmaksızın ve uyuşmazlık ticari işletmeye ilişkin bulunmasa bile 1163 sayılı yasanın 99. maddesi Ticari İşletme Rehni Kanununun 22. maddesi, 3226 sayılı kanunun 31, İİK’nun 154, 182, 296. maddelerinden doğan davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Aynı yasanın tacir tanımını yapan 12. Maddesine göre; Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir.
Mahkememizce davalıların tacir olup olmadığının tespiti için gerekli yerlere müzekkereler yazılmış olup, davalıların tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Gelir İdaresi Başkanlığı ve Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odasına, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılmış olup, Antalya Vergi Dairesinden gelen cevapta davalıların gelir vergisi mükellefiyet kaydının bulunmadığı, potansiyel mükellef olduklarının anlaşıldığı, Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün gelen yazı cevabında davalıların unvanı altında firma kaydına rastlanılmadığının yazılmış olduğu, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar odası yazı cevabında ise yine davalılar adına herhangi bir kaydın olmadığı, dolayısıyla davalıların tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda dava konusu uyuşmazlık, yüklenici ile konut sahibi arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici şirket, edimlerini yerine getirmesine rağmen, kooperatif üyeliği kendilerine devredilen davalılardan sözleşme gereği hak ettiği ücreti alamadığını belirtmektedir. Eser sözleşmeleri Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlendiğinden, uyuşmazlık bu Kanun hükümlerine göre irdelenip çözüme kavuşturulacaktır. Dolayısıyla eldeki dava konusu itibariyle ticaret kanununda yer alan herhangi bir düzenlemeden kaynaklanmamaktadır. Davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalılar tacir olmadığından olayda TTK 4.maddesi anlamında mutlak ve nispi ticari davanın söz konusu olmayıp görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla, görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin e duruşma yöntemiyle yüzüne karşı , diğer davalının yokluğunda tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 25/05/2023

Katip …
Elektronik imzalıdır

Hakim …
Elektronik imzalıdır