Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/351 E. 2023/107 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/351 Esas
KARAR NO : 2023/107
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin mali müşavir olarak kendisine ait iş yerinde çalıştığını, davalının ise bağımsız denetim ve … Anonim Şirketi olarak Antalya’da faaliyette bulunan bir şirket olduğunu, davalının … yılında imzalanan sözleşme ile müvekkilinden denetçi meslek mensubu olarak hizmet almaya başladığını, taraflar arasındaki sözleşmenin başlığının iş sözleşmesi olarak yazıldığını, ancak sözleşmenin bir hizmet alım sözleşmesi olduğunu, müvekkilinin davalı şirket çalışanı olmadığını, 2014-2020 yılları arasında müvekkilinin davalının bünyesinde pek çok işletmenin denetiminde yer almasına ve hizmet vermesine rağmen müvekkilinin karşılığını istemeye başlamadığında davalı tarafın davacı müvekkilini denetçi kadrolarından çıkardığını, müvekkilinin bir süre daha iyi niyetle geçmişteki ilişkilerine dayanarak davalının ödeme yapmasını beklediğini, beklenen ödemenin olmaması sebebiyle … tarihli, 18.408,00.-TL bedelli, … sayılı ve … tarihli, 69.295,50.-TLM bedelli, … sayılı meslek makbuzunu düzenleyerek davalıya gönderdiğini, davalı tarafın noter aracılığı ile gönderdiği … tarihli ihtarnameler ile tüm ücretlerin ödendiğini ve davacı müvekkilinin tüm şahsi banka hesabına yatırdığını belirterek faturalara itiraz ettiğini, müvekkilinin davalının faturaları kabul etmemesi üzerine … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile alacağın ödenmemesi halinde yasal yollara gidileceği hususunun ihtar ettiğini ve davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü, ancak ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ve müvekkiline ödeme yapılmadığını, alacağın ödenmemesi üzerine Eskişehir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında ilamsız icra takibi başlattıklarını, yetkiye ve borca yapılan itiraz sebebiyle dosyanın Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas numarasını aldığını, bu dosyaya da davalı tarafın itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmesinin anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek davanın kabulüne, davalı borçlunun borcunu karşılayabilecek derecede taşınır ve taşınmaz malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalının itirazının iptali ile takibin talep edilen faiz oranı ile devamına, asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin mali müşavirlik, bağımsız denetçilik, muhasebe, finans, mali mevzuat ve sair konularda hizmet sağladığını, müvekkili şirketin muhtelif tüzel kişilerle bağımsız denetim sözleşmesi imzaladığını ve onların denetim, finans ve muhasebe işlerini yürüttüğünü, davacının müvekkili şirkete … tarihli tam zamanlı iş sözleşmesi isimli sözleşmeyle iş görme ifalı sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmede müvekkili şirketin gerçek veya tüzel kişilerle bağımsız denetim sözleşmesi yapması halinde bu yerlerde davacının da dahil olduğu kadroların, denetçi olarak görev yapacağının akdedildiğini, müvekkili şirket ve davacı arasındaki sözleşmede geçen bu hükmün genel koşullarda belirlenmiş bir hüküm olduğunu, davacının ne kadar saat çalışacağının yahut çalıştığını göstermediğini, fiili çalışma saatlerini müvekkili şirketin denetim sözleşmeleri ve buna bağlı denetim programları ile ortaya konulduğunu, denetim programlarının ortaya konulacak rapora ilişkin çalışma sürecinde gerçekleşen fiili çalışmayı ortaya koyduğunu, bu şekilde davacının ücretinin çalıştığı saate göre brüt olarak belirlenmiş olacağını, Bağımsız Denetim Sözleşmelerinin yapılacak işin mahiyeti gereği denetim faaliyetini kapsayacak yıl bitiminden sonra önceki dönem kayıtlarının incelenmesini içerdiğini, müvekkili şirket ile 3. Şahıs şirketler arasında imzalanan sözleşmelerde belirtilen denetim işinin 3. Şahıs şirketlerin ilgili dönem yılına ait denetim çalışmasını ve bu çalışmayla ilgili raporu sunduğunu, müvekkil şirket ile davacı arasındaki ilişki 2019 yılı içerisinde bozulmaya başladığını ve sonrasında koptuğunu, bu sebeple 2019 yılında sözleşmesi yapılan ve rapor sunma işlemi 2020 yılına kalan işler açısından davacının dönem içerisinde denetleme faaliyetine katılmadığını ve herhangi bir çalışması bulunmadığını, davacının 2 adet fatura keserek talep etmiş olduğu meblağların kötü niyetli ve gerçek dışı talepler olduğunu, davacıyla müvekkili şirket arasında sözleşmeden kaynaklı bir uyuşmazlığın bulunmadığını, davacının görevi kapsamında ve müvekkili şirketle yaptığı iş görme sözleşmesi kapsamında tacir sıfatına haiz olmadığını, bu sebeple asliye ticaret mahkemesinin görevsiz olduğunu, davacının saat başı ücretlendirilmesinin yanında ücrete hak kazanabilmesi için ilgili denetimlere fiilen çalışmayla katılması gerektiğini, bağımsız denetim kadrosunda yedek olarak değil asıl olarak bulunması ve fiili olarak denetime iştirak etmesi gerektiğini belirterek sonradan ortaya çıkacak vakıalara ve delilere cevap hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddine, mahkememizin görevsizliğine ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Sayılı icra dosyasındaki takibin iptaline, davacı aleyhine haksız ve kötü niyetli takip başlatmasından dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm yargılama giderleri, masraflar ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından 2014-2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ait şeffaflık raporu, ihtarnameler, e-serbest meslek makbuzu suretleri, taahhütname, tam zamanlı iş sözleşmesi, arabuluculuk son tutanağı, delil olarak sunulmuş, mahkememizce icra dosyası getirtilmiş, davacının tacir olup olmadığı araştırılarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Görev hususu kamu düzeninden olduğundan mahkememizce öncelikle bu husus incelenmiştir.
Mahkememizce davacının tacir olup olmadığının tespiti için Eskişehir Gelir İdaresi Başkanlığı, Eskişehir Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Eskişehir Ticaret Sanayi Odasına müzekkereler yazılmış olup, Gelir İdaresi Başkanlığının yazı cevabına göre davacının mali müşavirlik hizmetinden dolayı serbest meslek kazancına tabi olup, bunun üzerinden gelir vergisi beyan ettiği, Ticaret Odası ve Ticaret Sicil müdürlüğü yazı cevaplarından da davacının şahsı adına ticaret sicil ve tacir kaydının bulunmadığı anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Nispi ticari dava yönünden yukarıdaki açıklamalara göre davacı gerçek kişinin durumu incelendiğinde, davacının mali müşavir olup serbest meslek kazancına tabi olduğu ve bunun üzerinden vergilendirildiği dolayısıyla tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davalı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davacı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, davacının yaptığı işi bağımsız olarak yerine getirmesi aradaki sözleşmenin iş sözleşmesi niteliğinde olmayıp iş görme sözleşmesi olması sebepleriyle iş mahkemelerinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 21/02/2023

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)