Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/197 E. 2022/221 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/197 Esas
KARAR NO : 2022/221
DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/03/2022
KARAR TARİHİ: 23/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Antalya Genel İcra Dairesinin …Esas sayılı kambiyo senetlerine dayalı icra takip dosyası; davalı/alacaklı tarafından dava dışı …’a karşı başlatıldığını, icra dosya borçlusunun, davacı müvekkilinin resmi nikahlı eşi bulunduğunu, müvekkili adına çıkartılan 89/2 haciz ihbarnamesinin müvekkilinin haberinin olmadığı 25.01.2022 tarihinde muhtara TK.21/2 gereği tebliğ edildiğini, ancak müvekkilinin bu tebligattan da haberi olmadığını, adreslerinin bulunduğu kapıya haber kağıdı yapıştırılmadığını, müvekkilinin, icra borçlusu/eşine karşı bir borcu bulunmadığını, aksine müvekkilinin eşinden düğünde takılan ziynet eşyalarıyla alakalı alacağı bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin icra dosyasına, haciz ihbarnamesine itiraz ettiğine ilişkin 19.01.2022 tarihinde dilekçe sunduğunu, müvekkilinin adının 08.09.2021 tarihli tebliğ mazbatasında yer almasından sonra icra dosyasına hiç bir hukuki ilişkiye dayandırılmadan 3.kişi olarak eklenmesi karşısında müvekkilinin olumsuzu kanıtlama imkanı da bulunmadığını, ispat yükü kuralının yanı sıra süresi içerisinde dosyaya sunacakları banka kayıtları ile dosya içerisine getirtilmesini istedikleri araç ve gayrimenkul sorguları neticesinde müvekkilin icra borçlusu/eşine herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek davacı müvekkilinin Antalya Genel İcra Dairesinin …İcra Dosyası borçlusu/eşine karşı borçlu olmadığının tespitine, İİK. 89/3 gereğince menfi tespit davasının açılmasına haksız ve kötüniyetli olarak sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ile vekalet ücretine mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; İİK’nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır. İİK’nun 89 maddesi uyarınca “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur. Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar” duracağı düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nu değiştiren 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5/3. maddesi değiştirilerek Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiş olup TTK’nun 5 maddesine göre 4 maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
Davacı kendisine takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edememesi sebebiyle borcun zimmetinde sayılması üzerine bu davayı açmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlığın temelinde, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin yasaya ve gerçeğe uygun olup olmadığı konusu yatmaktadır. İİK’nun 89 maddesinde açılacak menfi tespit davalarında mahkemece üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olup olmadığı veya üzerinde borçluya ait malın bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Davada, takip borçlusu hakkında yapılan takibin kesinleşmiş olması nedeniyle takibin taraflarının tacir olmasının veya takip dayanağının kambiyo senedi olmasının esasa etkisi yoktur. (Aynı doğrultuda verilen kararlar için bkz. Antlaya BAM 11. HD. 31/05/2021 tarih, 2021/840 esas, 2021/968 karar, 22/01/2021 tarih, 2020/1737 esas, 2021/39 karar, 24/05/2018 tarih, 2017/1903 esas, 2018/823 karar sayılı ilamlar) Bu nedenle uyuşmazlık Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlarla ilgili olmayıp, İİK nun uygulanması ile ilgili bulunmaktadır.
Kısaca uyuşmazlık TTK’nun 4. Maddesinde tarif edilen nitelikte bir ticari iş olmadığından, TTK’nun 5. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemez. İİK’nun 89.maddesinde 3.kişinin açtığı menfi tespit davasının ticari dava sayılacağı ve ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmış, dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a) Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b) Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 23/03/2022

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)