Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/176 E. 2022/514 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/176 Esas
KARAR NO : 2022/514
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı mağazadan alışveriş nedeni ile 2020 yılında kambiyo senedi imzaladığını, bu senet nedeni ile hakkında icra takibi başlatıldığını, ancak bu senedi imzaladığı tarihte kısıtlı olduğunu, tarafına yasal danışman atandığını, bu nedenle bu senedin düzenlenmesinin hukuki olarak yok hükmünde olduğunu, ayrıca senedi düzenlerken yasal danışmanının haberinin olmadığını, şuan itibari ile kısıtlılığının kalmadığını, 28/06/2021 tarihinde antalya 3. sulh hukuk mahkemesi tarafından kısıtlılık halinin sonlandırıldığını senet düzenlenme tarihinde kısıtlı olduğunu ve senedi düzenlerken yasal danışmanının bilgisi ve izni olmadığını, senet imzalama yani kambiyo senedi düzenleme yetkisi olmaması sebebipleriyle söz konusu senet tanziminin geçersiz olduğunu belirterek senetten dolayı Antalya Genel İcra Dairesince … esas nolu dosyadan başlatılan takibinin durdurulmasını ve borcunun olmadığına karar verilmesini yargılama giderlerinin davalıya hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Davacının davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, öncelikle, ticari bir dava olan işbu davadan önce davacının dava şartı olan zorunlu arabuluculuğa müracaat etmesinin gerektiğini, davacının bu şartı gerçekleştirmeden davayı açtığı için davanın usulden reddine karar verilmesini talep ettiğini, satış tarihinden önce davacı ile eşinin müvekkili şirketten taksitle cep telefonu almak istediğini, davacının daha yeni işe girdiğini beyan etmesi sebebiyle eşinden gelir belgesi istendiğini, satış tarihi olan 13/03/2020 tarihinde davacı ve eşinin tekrar müvekkil şirkete geldiklerini ve davacının eşinin işyerinden almış olduğu gelir yazısını ibraz ettiğini, davacı ve eşinin o gün müvekkil şirketten 7.120,00-TL’lik 1 adet … 8 Space Gray 64 … marka ve modelde cep telefonu satın aldıklarını, bu satışa istinaden taksitli satış sözleşmesi düzenlenerek her bir taksit için ayrı ayrı toplam 3 adet bono tanzim edildiğini, davacı ile eşi tarafından birlikte imzalandığını, davacı cep telefonunun faturasının kendi adına olmasını istediği için davacı adına fatura tanzim edilerek ürünün taraflara teslim edildiğini, davacının eşi diye bahsedilen kişinin … olduğunu, …’ın ise aynı zamanda davacının yasal danışmanı olduğunu, davacının yasal danışmanı olan eşinin alışverişin başından sonuna kadar davacı ile birlikte hareket ettiğini, her an davacının yanında bulunduğu, bu alışveriş için gelir belgesini ibraz ettiğini ve tanzim edilen bonoları da kısıtlı ile birlikte imzaladığı için kısıtlının, yasal danışmanının bilgisi ve bilgilendirmesi olmadan bu alışverişi yaptığı iddiasının gerçek olmadığını, davacı ve yasal danışmanı tarafından tamamen kötü niyetli olarak müvekkil şirketin kısıtlama kararından haberdar edilmediğini belirterek davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı / borçlu aleyhine asıl alacağın % 20’si oranında inkar / kötü niyet tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin karar ve ek kararı, Yargıtay ilamları, ödeme emri delil olarak sunulmuş, mahkememizce takip dosyası ve davacının kısıtlılığına ilişkin mahkeme kararları celp edilmiş, tüm deliller toplanmıştır.
Dava, takip konusu bonoların yasal danışmanın izni olmadan düzenlendiği ve bu nedenle geçersiz olduğu iddiasıyla keşideci tarafından açılmış menfi tespit davasıdır.
Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı tarafından davacı ve dava dışı … aleyhine 3 adet bonoya dayalı olarak ferileriyle birlikte toplam 8.153,04.-TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe girişildiği, takip konusu bonoların 13/03/2020 tanzim tarihli ve sırasıyla 30/03/2020 vade tarihli, 2.373,00.-TL bedelli, 30/04/2020 vade tarihli, 2.373,00.-TL bedelli, 30/05/2020 vade tarihli, 2.374,00.-TL bedelli oldukları, davalının lehtar, davacı ve dava dışı …’ın keşideci oldukları görülmüştür.
Davacı … bonoların tanzim tarihinde kısıtlı olduğunu, yasal danışmanın izninin bulunmadığını belirterek bonoların geçersiz olduğunu iddia etmektedir. Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 22/02/2016 tarihinde davacının babası … tarafından oğlu …’ın kısıtlanması ve kendisinin vasi olarak atanması talebi ile Sandıklı Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açıldığı, bu mahkeme tarafından yetkisizlik ile dosyanın Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesine gönderildiği, yapılan yargılama sonucu 10/06/2016 tarih, … Esas – … Karar sayılı ilam ile hastaneden gelen vasi tayini gerekmediği, müşavir tayini gerektiği yönündeki rapor üzerine vasi atanması talebinin reddine, …’ın TMK’nın 429. Maddesi uyarınca fiil ehliyetinin kısıtlanmasına, yasal danışman olarak …’ın atanmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin 27/06/2016 tarihinde kesinleştiği, 29/11/2018 tarihli ek karar ile yasal danışmanın değiştirilerek …’ın eşi olan …’ın yasal danışman olarak atanmasına karar verildiği, sonrasında yasal danışmanın 25/12/2019 tarihinde kısıtlının psikolojik sıkıntılarının bittiğini belirterek bu halinin sonlandırılması talebinde bulunduğu, 28/06/2021 tarihli ek karar ile Akdeniz Üniversitesi ATK tarafından düzenlenen olumlu rapora ve mahkemece yapılan gözleme dayalı olarak davacının kısıtlılık halinin kaldırılmasına, yasal danışmanın görevine son verilmesine karar verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 27/07/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
4721 sayılı TMK’nın 429. Maddesine göre; “kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye aşağıdaki işlerde görüşü alınmak üzere bir yasal danışman atanır: 1. Dava açma ve sulh olma, 2. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başka bir ayni hak kurulması, 3. Kıymetli evrakın alımı, satımı ve rehnedilmesi, 4. Olağan yönetim sınırları dışında kalan yapı işleri, 5. Ödünç verme ve alma, 6. Ana parayı alma, 7. Bağışlama, 8. Kambiyo taahhüdü altına girme, 9. Kefil olma.”
Somut olayda bonoların tanzim tarihinde davacı keşidecinin TMK’nın 429. Maddesine göre kısıtlı olduğu ve yasal danışmanının eşi … olduğu anlaşılmaktadır. Maddede açıkça yazıldığı üzere yasal danışmanın izni olmadan davacının kambiyo senetlerinden olan bonoyu tanzim etmesi mümkün değildir. Aksi halde imzalanan bono geçersizdir. Somut olayda bonolarda davacı ile birlikte yasal danışman olan eşi …’ın da borçlu olarak imzasının bulunduğu, hatta bu imzanın davacının imzasının altında yer aldığı görülmüş olup, davacı tarafça bu imzaların geçersiz olduğu yönünde herhangi bir iddia ileri sürülmediğine göre yasal danışmanın bonoların düzenlenmesinde bilgi ve onayının olduğu anlaşılmıştır. Antalya 3. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından alınan hastane raporları ve duruşmadaki gerek kısıtlının, gerekse ilk yasal danışman olan kardeşi …’ın beyanlarından kısıtlının akıl sağlığının yerinde olduğu, sadece belirli işlemleri yapması konusunda yasal danışman onayına ihtiyacı bulunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının fiil ehliyeti tam olmakla birlikte sınırlandırılmıştır. Davacının da zaten akıl sağlığının yerinde olmadığı iddiası yoktur. Bu nedenle mahkememizce sadece iddia doğrultusunda yasal danışmanın izninin bulunup bulunmadığı incelenmiş ve neticeten yasal danışmanın bilgisi ve onayının bulunduğu, bizzat kendisinin de bonolarda borçlu olduğu ve bu nedenle bonoların geçerli olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş, mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından ve bu nedenle İİK’nin 72/4 maddesindeki şartlar oluşmadığından davalının tedbir talebi de reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Mahkememizce verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından ve bu nedenle İİK’nin 72/4 maddesindeki şartlar oluşmadığından davalının tedbir talebinin reddine
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 139,24-TL harçtan mahsubu ile bakiye 58,54-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)