Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/697 E. 2022/192 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/697 Esas
KARAR NO : 2022/192
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/11/2021
KARAR TARİHİ: 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 28/08/2018 tarihinde …ve …plakalı araçlar arasında meydana gelen trafik kazasında davalı sigorta şirketince sigortalı …plakalı araç sürücüsünün kusurlu bulunduğunu, davalı araç sürücüsü …nin asli kusurlu olması sebebiyle Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesinin …Esas sayılı dosyası ile yargılandığını ve ceza aldığını, kaza tarihinde davalı sigorta şirketinin söz konusu sigorta teminatının devam ettiğini, bu sebeple zararların davalı sigorta şirketinin kapsamında olduğunu, …plakalı sigortasız araç sürücüsü olan diğer davalı …’ın kazada kusurlu bulunduğunu, aracın sigortasız olması sebebiyle müvekkilinin zararının ….Hesabının sorumluluğunda olduğunu, müvekkilinin kaza sebebiyle vücudunda meydana gelen kırıkların hayati fonksiyonlarını ağır derece etkileyecek nitelikte olduğunu, müvekkilinin kasaplık yaptığını, kazadan sonra 3 ay işine gidemediğini ve 30 ay boyunca hayvanları başkalarına kestirdiğini, müvekkilinin tedavi süreci boyunca hem maddi hem de manevi olarak çöktüğünü, davalı sigorta şirketlerine yapılan başvuruların olumsuz sonuçlandığını, arabuluculuk görüş başvurusunun da olumsuz sonuçlandığını belirterek 20.000,00.-TL maddi tazminatın tam davalılardan tahsilini, 50.000,00.-TL manevi tazminatın davalı şahıslardan olay tarihinden işletilecek reeskont faizi, yargılama giderleri ve vekalet ücretiyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalı …hesabına usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; 28/08/2018 tarihinde … plakalı … ve …plakalı …otomobiller arasında gerçekleştiği bildirilen trafik kazasında; … plakalı … araçta yolcu olduğunu ve malul kaldığını bildiren …’ın kendilerine çarpan … plakalı …otomobilin sigortasının olmadığı gerekçesiyle … hesabından ve sigortasız araç sürücüsü …’dan ve kendisinin içinde yolcu olduğu sigortalı aracın sürücüsü …ve sigortacısı …Sigorta Aş. den bu dava ile müteselsilen tazminat talep ettiğini, dava dilekçesinde, davacının ikametgahının Ankara ve kaza tutanağından da kaza yeri Ankara olarak göründüğünü, bu nedenlerle yetkiye itiraz ettiklerini ancak dosyada TTK 1427/2 ve 4 bentleri ve Poliçe Genel Şartları C.7 maddesinin ihlali nedeniyle, KTK 97 ile getirilen bu dava şartı gerçekleşmeden dava açıldığını, netice de davanın açılmasında … hesabının bir kusurunun olmadığını belirterek yetki itirazlarının değerlendirilmesine, davanın reddine, …Hesabı aleyhine yargılama gideri, arabulucu ücreti ile vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Davalı …Sigorta A.Ş’ye usulüne göre tebligat yapılmış olmakla sigorta vekilinin verdiği cevap dilekçesinde özetle; 28.08.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında zarar gören müvekkili sigorta şirketine yönelik şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminat talepli dava açıldığını, davacı yanın öncelikle bu maddi tazminat istemini açıklaması gerektiğini, bedeni ve cismani zararlarda istenebilecek maddi tazminat taleplerinin kanunda sayıldığını, bu nedenle davacının hangi maddi tazminatı için ne kadar miktar talep ettiğini açıkça belirtmesi gerektiğini, dava dilekçesinde bahsi geçen …plakalı aracın, müvekkil şirkete …nolu Zorunlu Sorumluluk (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, işbu poliçelerden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda şahıs başına azami 360.000-TL ile sınırlı olduğunu, davanın yetkili bir mahkemede açılmadığını, kazanın Ankara ile Çankaya ilçesinde meydana geldiğini, davacının da Ankara’da ikamet ettiğini, müvekkilinin merkezinin ise İstanbul olduğunu, yetkili mahkemelerin Ankara Asliye Ticaret mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazlarının bulunduğunu, taraflarına usulüne uygun basvuru yapılması zorunlu dava sartı oldugundan ve davacı tarafça usulüne uygun basvuru yapılmadıgından davanın reddı gerektiğini belirterek davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle usulden reddine, davanın esasa girilecek ise esastan reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karsı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili süresinden sonra sunduğu süre uzatım ve ilk itiraz konulu dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ikamet adresinin ve kazanın olduğu yerin Ankara olduğunu, diğer davalıların da İstanbul ve Ankara’da ikamet ettiklerini, yetkili mahkemelerin Ankara mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1, 85/1 ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesi uyarınca trafik kazasından kaynaklı bedensel zararın (geçici ve sürekli iş gücü kaybı) ile bakıcı giderine dayalı maddi zararların ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
HMK’nun 6. Maddesinde genel yetki kuralı düzenlenmiş olup, buna göre ; genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin dava tarihindeki yerleşim yeri mahkemesidir. Haksız fiilden kaynaklı davalarda genel yetkinin dışında aynı yasanın 16. Maddesine göre haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. HMK’nun 7. Maddesine göre; Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.
Somut olayda; davalılar kazanın meydana geldiği yer olması sebebiyle Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili ve görevli olduklarını belirterek yetki itirazında bulunmuşlardır. Kaza tespit tutanağından kazanın Ankara/Çankaya’da meydana geldiği, davacının ve davalı gerçek kişilerin de Ankara’da ikamet ettiği, davalı sigorta şirketi ile …hesabının merkezlerinin ise İstanbul olduğu anlaşılmıştır. Davalı sigorta şirketinin tanzim ettiği poliçenin incelenmesinde de poliçeyi tanzim eden …Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd şirketinin adresinin Ankara olduğu ve bağlı olduğu bölgenin Ankara Bölge Müdürlüğü olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 esas 2018/463 karar sayılı ilamı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk dairesinin 05/07/2018 tarih 2017/1759 esas 2018/1148 karar sayılı ilamları dikkate alındığında; yasal mevzuatta bölge müdürlüğünün bulunduğu yer yetkili mahkeme olarak düzenlenmemiş olup, bölge müdürlükleri acente ve şubeyi denetleyen üst merci olsa da bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kabul edilebilmesi için en azından sözleşmeyi yapan acentenin bulunduğu yerin bölge müdürlüğü olması zorunludur. Acentenin bağlı olmadığı bir bölge müdürlüğünün acentenin yaptığı iş ve işlemlerden haberdar olması, bu iş ve işlemleri denetlemesi ve acenteden daha yetkili bir üst merci olarak kabulü mümkün değildir. Mahkememizce yapılan araştırmada zaten davalı sigorta şirketinin Antalya’da Bölge Müdürlüğü’nün bulunmadığı görülmüştür. Yukarıda belirtilen yetki kuralları ve sözleşmeyi yapan acentenin Ankara’da bulunması sebebiyle davanın Antalya’da açılmasını gerektirir bir yetki kuralının bulunmadığı, HMK’nun 16. Maddesi uyarınca zararın meydana geldiği yer mahkemesinin davalılar açısından ortak yetkili mahkeme olduğu anlaşıldığından bir kısım davalıların usulüne uygun ve süresinde yaptığı yetki itirazının kabulü ile ; mahkememizin yetkisizliğine, dosyanın Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalıların süresinde yaptıkları yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, davalı …’nin yokluğunda tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı. 15/03/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)