Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/665 E. 2022/477 K. 21.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/665 Esas
KARAR NO : 2022/477
DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 15/11/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkilinin hesabından ekspertiz ücreti, erken kapama komisyonu, sigorta kesintileri ve hayat sigortası kesintisi yapıldığını ve bu kesintilerin sözleşmeye ve emsal banka uygulamalarına aykırı bir şekilde yapıldığını belirterek sırasıyla 50,00.-TL, 3.000,00.-TL, 2.000,00.-TL, 4.000,00.-TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi ile iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; dava değerinin açık bir şekilde belirtilmemesi sebebiyle davacı tarafa dava değerini ve talep sonucunu bildirmek üzere 1 haftalık kesin süre verilmesini, süresi içerisinde beyanda bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, davanın istirdat davası niteliğinde olduğunu, borcun ödendiği tarihlerin üzerinden 6 yıl geçmiş olması sebebiyle davanın zamanaşımına uğradığını, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, esasa girilmeksizin davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı ile müvekkili banka arasında mutabakat sağlanmak suretiyle kredinin kapatıldığını, söz konusu mutabakatın erken kapama ücretinin ve kredi tahsis ücretinin sigortalıları da kapsadığını, davacı ile müvekkili banka arasında imzalanan sözleşmeler ve ödeme planları gereğince davacının kredi açılış komisyonu, dosya masrafı vb. Ödemeyi kabul ettiğini belirterek davanın usulden reddine, haksız ahde vefa ilkelerine, emsal içtihat ve kararlara aykırı taleplere dayalı davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından, tahsil edilen komisyon tutarını gösteren hesap özetleri, emsal bilirkişi raporları delil olarak dosyaya sunulmuş, mahkememizce davalı bankadan kredi sözleşmesi ve alınan komisyonlara ilişkin belgeler celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı banka tarafından tahsil edilen masraf ve komisyon tutarlarının iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin X-3 maddesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili mahkeme olarak kararlaştırılmış ise de aynı maddede kanunen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin yetkileri saklı tutulduğundan işlemlerin bankanın Kemer şubesince yapıldığı da gözetilerek davalının mahkememizin yetkisine yaptığı itiraz reddedilmiştir.
Sözleşmeden kaynaklı alacaklar 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olup dava konusu kesinti tarihlerinden dava tarihine kadar yasal 10 yıllık süre geçmediğinden davalının zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişi …’a tevdi edilmiş olup, alınan 18/04/2022 tarihli raporda özetle; kesintilerin taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinden yapıldığı, ekspertiz ücreti konusunda bankanın kredi riskleri karşılığında her biri 650,00.-TL olan iki ayrı kesinti yaptığı, bankanın iki ayrı taşınmaz için başka firmalara ekspertiz yaptırdığı ile ilgili belgeleri sunduğu, yine bu firmalar tarafından kesilen faturaları ibraz ettiği, dolayısıyla davalının başka firmaya ekspertiz yaptırdığını ve ücretini ödediğini ispat ettiği, yapılan kesintinin uygun ve makul olduğu, ipotek tesis ücreti konusunda ekspertiz işlemi yapılan taşınmazlar için ayrıca ipotek tesis edildiği ve bunun için masraf yapıldığı, buna ilişkin belgelerin mevcut olduğu, davalı banka dahil olmak üzere pek çok bankanın web sitelerindeki tarifelerinde de görüleceği üzere bu masraflara %15 oranında bir ipotek tesis ücreti eklenerek müşterilerden tahsil edilme hakkının bulunduğu, yapılan kesintinin haklı olduğu, erken kapama komisyonu konusunda sözleşmenin 11. Maddesinde erken ödeme ücretinin kapatma tarihinde bankanın uygulamakta olduğu miktar üzerinden alınacağının açıkça yer aldığı, bu sözleşme hükmünün 2020/4 sayılı tebliğe uygun olduğu, dolayısıyla iadeyi gerektirecek bir durumun bulunmadığı, sigorta pirimleri konusunda sözleşmenin VII. Sigorta başlıklı maddesinde hayat sigortası başta olmak üzere teminat olarak alınan her türlü taşınır ve taşınmazın banka lehine sigorta edilmesi, süresi biten sigortaların yenilenmesi ve bunlara ilişkin giderlerin davacıdan tahsil edilmesi konusunda mutabakatın sağlandığı, davacının tacir olması, 2011 yılından 2017 yılına kadar yapılan ve yenilenen aynı zamanda davacının hesap hareketlerinde de açıkça görülen poliçe bedellerinin kayıt dışı kaldığı ve muhasebeleştirilmediğini düşünmenin ticari hayatın olağan akışına aykırı olduğu, poliçelerin davalı banka tarafından sunulduğu, TCMB’nin 2020/4 sayılı tebliğin dava konusu kesintilerin yapıldığı tarihlerden çok sonra yayınlandığı, kaldı ki tebliğin kesintilerin yapıldığı dönem için geçerli olduğu düşünüldüğünde bile tebliğin 1.2.1, 1.4.1 ve 3.5.1 bölümlerinde tamamlanan ücret ve komisyonların dava konusu kesintileri kapsadığının açık olduğu, neticeten yapılan kesintilerin haklı olup, iadesine yer olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişinin diğer dosyalarda sürekli aleyhe rapor düzenlediğini belirterek bilirkişi görevlendirilmesine itiraz etmişse de, bilirkişinin farklı dosyalarda davacı aleyhine rapor düzenlenmesinin bilirkişinin reddi için yeterli olmadığı, davacı vekilinin belirttiği Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 10/01/2021 tarihli kararında da açıkça bilirkişinin şahsı için bir yorum veya değerlendirme bulunmayıp, sunulan rapor hakkında değerlendirmelerin yer aldığı, dolayısıyla davacının bilirkişinin görevlendirilmemesine yönelik talebini haklı gösterir herhangi bir dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından dosyada başkaca rapor alınmamış, rapor somut verilerek dayandığından mahkememizce dikkate alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde, somut verilere dayanması ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ile davalı banka arasında 10/08/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ve şirket kredi kartı üyelik sözleşmesinin imzalandığı, davalı bankanın bu sözleşme sebebiyle ekspertiz ücreti, ipotek tesis ücreti, erken kapama ücreti ve sigorta kesintisi adı altında çeşitli tahsilatlar yaptığı, davacının tacir olup taraflar arasındaki ilişkinin de ticari olduğu bu nedenle davacının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine dayanamayacağı, sözleşmenin Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra akdedildiği, bu itibarla somut olayda TBK’nın genel işlem koşullarına ilişkin 20 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmede; bu sözleşmenin çeşitli maddelerinde yapılacak işlemlerden ötürü masraf alınacağının belirtildiği, davacının tahsil edilecek ücret ve masraflara ilişkin bilgilendirme formları ve listeleri imzaladığı, bankanın ücret ve komisyon tarifesini güncel olarak bildirdiği, bankalar arasında kredilerden komisyon alınmasının teamül haline geldiği, ki tacir olan bankanın yaptığı iş karşılığı ücret istemesinin TTKnın 20. Maddesi uyarınca mümkün olduğu, davalının dava konusu ekspertiz ücreti, ipotek tesis ücreti, sigorta kesintisi ile ilgili yaptığı tahsilatları sunduğu belgeler ile ispatladığı, yapılan kesintilerin bankacılık teamüllerine, sözleşmeye ve emsal banka uygulamalarına uygun ve makul olduğu, erken kapama ücreti ile ilgili olarak da sözleşmenin 11. Maddesinde açıkça masraf alınacağının yazılı olduğu, bu kesintilerin TCMB’nin 2020/4 sayılı tebliğine de uygun olduğu, dolayısıyla davacının durumunu ağırlaştıracak bir tahsilat yapılmadığı, bu itibarla komisyon alınacağına ilişkin düzenlenen sözleşme hükümlerinin yani genel işlem koşullarının yorum, yürürlük ve içerik denetimi açısından geçerli olup sözleşme serbestisi çerçevesinde kararlaştırılan bir bedelin tahsilinde hukuka aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70.-TL harcın peşin alınan 154,56.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 73,86.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 21/06/2022

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)