Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2022/169 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/644 Esas
KARAR NO : 2022/169
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2016
KARAR TARİHİ: 07/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçede özetle: İş Sağlığı ve Güvenliği sektöründe hizmet veren müvekkili şirketin eski çalışanlarından davalı …’ın 28/02/2014 tarihinde müvekkili şirkette iş güvenliği uzmanı olarak işe başlayıp 18/01/2016 tarihinde haklı bir gerekçe göstermeksizin işten ayrıldığını, yine diğer davalı …’ın da 14/05/2014 tarihinde müvekkili şirkette iş güvenliği uzmanı olarak işe başladıktan sonra 23/03/2016 tarihinde haklı bir gerekçe göstermeksizin işten ayrıldığını;
davalıların müvekkili şirkette iş güvenliği uzmanı olarak çalışmakta iken yaptıkları işin gereği müvekkilinin müşterileri ile olan ticari ilişkilerinin detaylarına vakıf oldukları, davalıların müvekkili ile olan iş akitlerine son vermelerinden sonra müvekkili şirket ile rekabet halinde aynı sektörde çalışan …şirketinde çalışmaya başladıkları, davalıların müvekkilinin müşterilerine ait firmalarla ilgili birçok evrakı yanlarında götürdüklerini ve müvekkilinin davalıların iş akdinin devam ettiği sürede müşterileri olan firmalarla bu yeni şirkete geçtikten sonra ilişki kurup müvekkili şirketle olan iş ilişkilerine son verilmesini sağladıktan sonra davalıların yeni işe başladıkları şirketle çalışmalarını da sağlandığını;
müvekkili ile aralarındaki bu sözleşmelerinin sözleşmenin 1.10.maddesinde, çalışanın işten ayrıldıktan sonraki iki yıl içinde başka bir … bünyesinde ESB, OSGB hizmeti veren firmalarda uzmanlık ve danışmanlık yapaması halinde 12 aylık brüt ücret tutarındaki cezai şartı ödemesi gerektiğinin;
yine sözleşmenin 1.11.maddesinde, iş verenin şirketinde çalışırken sözleşmesi yapılmış olan firmalara işten ayrıldıktan sonraki iki yıllık dönemde teklif veremeyeceği ve danışmanlık da yapamayacağı kuralına aykırı davranıldığı için son 12 aylık brüt ücret tutarında cezai şart ödemesi gerektiği hususunun düzenlendiğini, belirterek her bir davalıdan 50.669,20 .-TL cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalalardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dikeçesinde özetle: Müvekkillerinden …’ın davacı şirketteki işini müdür olarak görev yapan …’in baskıları nedeniyle bırakmak zorunda kaldığını, davacının …’in çalışanları olmadığı yönündeki iddiasının doğru olmadığını, …’in davacı şirkette sigortasız olarak çalıştığını, hatta …’in davacı şirket adına düzenlenmiş kartvizitinin olduğunu iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin yönetmeliğin 14/6 maddesi gereğince iş güvenliği uzmanı personele bu işinden ayrı başka iş verilemeyecek olmasına rağmen davalı şirketin hizmet verilen firmalardan tahsilat yapmakla da görevlendirildiğini, müvekkili … tam zamanlı çalışır iken …’ın yarı zamanlı çalıştığını ve Isparta’da faaliyetini sürdüren üç ayrı şirkete kendisinin hizmet verdiğini, bu durumun davacı iş veren tarafından da bilindiğini ve onay verildiğini, bu yüzden davacı şirket yetkilisi …’ın sorumlu müdür sıfatıyla müvekkili …’yı Isparta’da bulunan bu üç firma için iç ataması yaptığını, davacı şirketin evraklarının alındığı ile ilgili iddiayı kabul etmediklerini, …’ın sonradan girdiği işte davacı ile iş ilişkisine son veren firma- larla çalışmadığını Antalya Kamu Hastaneleri Temizlik İşlerinde iş güvenliği uzmanı olarak çalıştığını, daha önce davacı ile çalışan şirketlerin davacı ile olan ilişkilerine son verme sebeplerinin müvekkileri değil, davacının bu şirketlere iş güvenliği uzmanı atamamış olması olduğunu, yönetmeliğin 14/8 maddesine göre OSGB’lerde görevlendirme zorunluluğu bulu- nanların görevden ayrılması durumunda yerine 30 gün içinde personel görevlendirilmesi gerektiğini, böyle bir görevlendirme yapılmadığı için bu firmaların davacı ile olan ilişkilerine son verdiklerini, davacının faaliyetine son vermesinin sebebinin de … isimli ortağı- nın ortaklıktan ayrılma iradesi göstermesi ve işe gelmemesi olduğunu, bu durumda 30 gün içinde genel müdürlüğün bilgilendirilmesi gerektiğini, böyle bir bilgilendirme yapmayan davacının zaten faaliyetine son vermek istediğinin değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Sgk’ya müzekkere yazılmış, davacılar için düzenlenen iş yeri sicil dosyaları istenmiş. Davalı …’nın dava dışı …şirketinde 26/03/2016 tarihinde …’ın ise 22/01/2016 tarihinde işe başladığı anlaşılmıştır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı Genel Müdürlüğüne yazılan müzekkereye, davacı şirket ortaklarından …’in davacı şirketteki hisselerinin 29/03/2016 tarihinde …’a devrettiği ancak söz konusu hisse devir işleminin kendilerine bildirilmediğinin tespit edildiği bildirilmiştir.
Davacı tarafından 27 adet firmanın 04/01/2016 ile 25/07/2016 tarihlerinde davacı şirketle olan sözleşmelerine son verip davalıların çalıştığı şirketle çalışmaya başladıklarına ilişkin liste sunulmuştur.
Kendisinin davacı şirket ortaklarından … ın kardeşi olduğunu, sürekli olarak davacı şirketin iş yerine gidip geldiğini, davalılardan …’nın davacı şirketin bilgisayarlarının şifrelerini bildiğini, davalıların çalıştığı dönemde iş yeri dışından bir bilgisayar ile işyeri bilgisayarlarına girilerek giriş kayıtlarının silindiğini, bu durumun daha sonra müşterilerin kedilerini araması üzerine ortaya çıktığını, yine müşteri dosyalarındaki risk analiz raporları konhtrol edilerek tutulan tutanakların eksildiğinin görüldüğünü, davalılardan …’ın davaca şirkette çalışırken aynı dönemde ıspartada başka bir firmada da çalıştığının öğrenildiğini, her iki davacının da davacı şirkette tam zamanlı olarak çalıştıklarını,
Davacı tanıklarından kendisinin davacı şirketin eski sahibi olduğunu beyan eden tanık özetle, davalıların davacı şirkette tam zamanlı olarak iş güvenliği uzmanı sıfatı ile çalıştıklarını, davacılardan …’ın Ispartadaki annesinin rahatsızlığını ileri sürerek haftada bir gün izin aldığını, davalının izin aldığı dönemlerde birlikte tüm müşterileri gezdiklerini ve bu müşterilere davacı şirketten ayrılacaklarını, yeni bir firmaya geçeceklerini söylediklerini, sonrada bu davacı şirket müşterilerini yeni firmaya çektiklerini zira onlar geçtikten sonra tek tek bu firmaların sözleşmelerini iptal ettiklerini, davalıların işten ayrılırken iş güvenliği defteri, çalıştay raporları gibi şirkete ait tüm evrakları yanlarında götürdükleri ancak buna ilişkin bir tutanak tutulmadığı,geri kalan müşterilerinin de evrakların eksik olması sebebiyle sözleşmelerinin iptal ettiklerini;
Davalı tanığı, kendisinin davalıların davacıya ait işyerinden ayrıldıktan sonra girdikleri işyerinin sahibi olduğunu ve davacı ile aynı sektörde iş yaptığını, davalıların kendi şirketinde kamu hastaneleri birliğinin taşeron firmasına hizmet verdiğini ve tam zamanlı olarak Antalya ve ilçelerindeki hastanelerde çalıştıklarını, davalı …’ın … şirketine geçmesi ile diğer firmaların kendi şirketi ile çalışması durumunun söz konusu olmadığını;
Diğer davalı tanığı, kendisinin daha önce davacı şirketten hizmet alırken bilahere … şirketinden hizmet almaya başlayan … isimli firmanın sahibi olduğunu, davalıları davacı şirkette çalıştıkları sırada tanıdığını, davalıların davacı şirketten ayrılmalarından sonra davacı şirketin kendilerine hizmet verememeye başladığını ve düzenli olarak kontrollerinin sağlanmadığını, uzman atamalarının da yapılmadığını, … şirketi bulmalarında davalıların bir rolü olmadığını ancak davalıların bu şirkette çalıştıklarını bildiğini bunu da piyasadan öğrendiklerini, davacı şirketle çalıştıkları dönemde ödemeleri davacı şirket ortağının kız kardeşi …’ ya yaptıklarını;
Diğer davalı tanığı, kendisinin davacı şirkette işyeri hekimi olarak çalıştığını, davalılar ile birlikte müşteri firmalar ile irtibat kurduklarını, davalıların bu müşterilere kendileriyle birlikte çalışmaları yönünde bir terkinlerini gözlemlemediğini, davalıların işten ayrılmasından hemen sonra davacı şirket sahibi ile ortağı arasında anlaşmazlıklar çıktığını, davacı şirketin sahibi … Hanım’ ın kardeşi …’ nın davacı şirketin bütün işleri ile ilgilendiğini,
Diğer davalı tanığı, kendisinin davacı şirketten ayrılma nedeninin aralarındaki sözleşmeye uygun olarak ödemelerini yapmasına rağmen davacı şirketin kendisine iş güvenliği hizmeti vermemesi, uzman ataması yapmaması olduğunu, bu yüzden bir ceza almamak için davacı şirketle çalışmayı bıraktığını beyan etmiştir.
Bilahare görevsizlik kararı veren mahkemece alınan bilirkişi raporunda ise davalıların davacı şirkette 2014 yılından bu yana çalışmakta iken bir kısım davacı şirket müşterisi firmaların davacı şirket ile olan iş ilişkisini sona erdirerek dava dışı davalıların bilahare işe girdikleri şirket ile çalışmaya başladıkları bu şirket geçişlerinin hem davalıların çalıştıkları, hem de işyerinden ayrıldıkları döneme uygun olduğunun belirtildiği, davacıların taraflar arasındaki sözleşmenin 1.10 maddesine göre; çalışan her ne sebeple olursa olsun işten ayrıldığında iki sene boyunca başka bir OSGB bünyesinde uzmanlık ve danışmanlık yapamayacağı aksi halde 12 aylık brüt ücret tutarında cezai şart olarak ödeyeceğinin kararlaştırıldığı, davalı … … açısından cezai şartın 25.335,60 TL ye karşılık geldiği, yine davalı … açısından da cezai şartın 25.335,60 TL ye karşılık geldiği;
Davalıların işten ayrıldıktan sonraki 2 sene boyunca davacı işveren şirket ile çalışmakta olan firmalara teklif veremeyeceği, danışmanlık yapamayacağı aksi takdirde müşteri firmaları ile yapılan sözleşmelerin 12 aylık tutarının cezai şart olarak ödeneyeceği kuralı karşısında davalı … … açısından 12 aylık brüt ücret karşlığının 25.335,60 TL davalı … açısından da brüt karşılığının 25.335,60 TL olduğu belirtilmiştir.
Davacı şirket tarafından verilen ıslah dilekçesi ile talep sonucu bilirkişi belirlemesine uygun olarak arttırılmıştır.
Görevsiz mahkemenin davanın reddine ilişkin 29/11/2011 tarihli kararının Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kaldırılması üzerine davacı şirket tarafından iş mahkemesine verilen dilekçede … ve … için ayrı ayrı 1.10 maddesi gereğince 25.335,60 TL, 1,11 maddesi gereğince 25.335,60 TL talep edildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede: TBK nun Rekabet yasağını düzenleyen 444. Maddesinde “… işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir.”
Davanın dayanağı olan aralarındaki sözleşmenin 1.10. maddesinde, işçinin işten ayrıldıktan sonraki iki yıl içinde rakip bir firmada aynı işi yapmasını engelleme amacına matuftur. Herhangi bir corafi kısıtlamanın olmadığı, rekabet yasağının 2 yıl süre ile ülkenin her yerinde geçerli bir yasak haline getirildiği anlaşılmaktadır. “davacının talebinin sözleşmeden kaynaklanan cezai şart istemine ilişkin olup, sözleşmede rekabet yasağına yönelik olarak belli bir bölgenin belirlenmemiş olması nedeniyle anılan sözleşme hükmünün Anayasa’nın çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olması. 11. hd. 2014/12108 k” sebebiyle geçersiz olduğu açıktır. Bu sebeple davacının bu maddeye göre olan cezai şart talebi mahkememizce uygun bulunmamıştır.
Davacının 1.11 maddesine göre olan cezai şart talebi ise işçinin iş aktinin sona ermesinden sonraki iki yıl içinde daha önce kendisi davacı işverende çalışırken bu işveren ile aralarında sözleşme bulunan müşteri işletmelere teklif verme ve danışmanlık yapılması yasağını düzenlemektedir. Bu tür rekabet yasağında çoğrafi sınırlama olup olmadığının araştırılması gerekmemektedir. Davacının iddiası ve davalının itirazına konu etmemeşi olması karşısında davalıların davacı işveren yanındaki iştan ayrıldıkları davalı … için 18/01/2016, davalı … için 23/03/2016 tarihinden sonra yaklaşık 26 müşteri firmanın davalıların yeni işvereni ile sözleşme yaptıkları açıktır. Gerçi bu sözleşmelerin davacının edimini yerine getirmemesine dayandırılması sözkonusu ise de bu denli bir yoğunlukta firma akışının olması karşısında durumun davalıların ektisi altında gerçekleştiğinin kabulü gerekeceğinden bu maddeye göre olan cezai şart talebinin kabulü gerekmiştir. Cezai şart talebinin kabulü sözkonusu ise de burada üzerinde durulması gereken bir diğer konu da bu firma akışının davalılardan hangisinin işyeri değişikliği ile daha ilgili olduğudur. Bunu tam olarak tespit etmenin imkansız gözükmesi karşısında firma akış yoğunluğu gözetilerek her ikisinin de bu geçişte etkisinin olduğunun kabulü gerekir. Ancak konunun hakkaniyet indirimi ile değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığından %50 oranında hakkaniyet indirimi uygulanmak suretiyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalılardan … dan 12.667,80 TL,… dan 12.667,80 TL cazi şartın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Alınması gerekli 1.730,67.-TL harçtan, peşin olarak alınan 170,78.-TL ve ıslah yoluyla alınan (ayrılan dosya için belirlenen 80,90 TL harcın mahsubu ile) 2.128,10.-TL harcın mahsubu ile kalan 568,21.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 34,20.-TL, tebligat masrafı 110.-TL, müzekkere masrafı 18,60.-TL, 450.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 612,80.-TL yargılama masrafının davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 306,40.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç masrafı 1.730,67.-TL olmak üzere toplam 2.037,07.-TL’nin yarısının bir davalıdan diğer yarısının diğer davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 5.100,00.-TL vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 5.100.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 07/03/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.