Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/636 E. 2022/454 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/636 Esas
KARAR NO : 2022/454
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/11/2021
KARAR TARİHİ: 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil adına kayıtlı …plakalı aracın sigortasının davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını, müvekkilinin sevk ve idaresindeki …Plakalı aracın 12.06.2015 ve 02.07.2015 tarihlerinde karıştığı iki ayrı maddi hasarlı trafik kazasında araçta meydana gelen zararların, Kasko Sigorta Teminatı kapsamında olduğu halde, karşı tarafa yapılan müracaata rağmen zararlarının giderilmediğini, bunun üzerine Antalya 12.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile alacak takibine girişildiğini, haksız itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, itirazın iptalini sağlamak üzere açılan Antalya 3.Tüketici Mahkemesinin …Esas ve …Karar sayılı kararı ile itirazın iptaline karar verildiğini, anılan kararın istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11.Hukuk Dairesinin … Esas ve …Karar sayılı kararı ile başvurunun esastan reddine karar verildiğini, anılan kararın 07/07/2021 tarihinde kesinleştiğini, dolayısıyla davalının kaza sebebiyle ödeme yapmamasının haksız olduğunu mahkeme kararıyla ortaya koyulduğunu, davalının riskin meydana geldiği tarihte sigorta sahteciliklerini engelleme bürosunun tek taraflı verdiği irade beyanıyla sigorta suistimali ve yanlış sigorta uygulamaları gerekçesini ileri sürerek müvekkili hakkında SİSBİS kaydı konulmasına sebebiyet verdiğini, Sigorta Suistimalleri Bilgi Paylaşım Sistemi’nin ( SİSBİS) 3.şahıslardan ve sigorta şirketlerinden sağlanan yanlış sigorta uygulamaları ve sigorta suistimaline konu olabilecek verilerin tutulduğu merkezi bir veri tabanı olduğunu, kaza tarihinden sonra davalının tek taraflı irade beyanıyla oluşturduğu riskli müşteri profili sebebiyle müvekkilinin araçlarına sigorta ve kasko yaptıramadığını, poliçe düzenlemeyi kabul eden sigorta şirketlerinin ise prim miktarını emsallere göre daha yüksekte tuttuğunu, müvekkilinin SİSBİS kaydı nedeniyle yüksek ödeme yapmak zorunda kalarak araçlarını sigortalattığını, prim farkından davalının sorunlu olduğunu, arabulucuya başvurulduğunu sonuç alınamadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının müvekkiline vermiş olduğu 50.000,00TL maddi zararın, haksız şerhin koyulduğu 12.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek mevcudata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf adına kayıtlı …plaklı aracın 12.06.2015 ve 02.07.2015 tarihinde karıştığı trafik kazası nedeniyle uğradığı maddi zarar tazminatının müvekkil sigorta şirketi tarafından “sürücü değişikliği” yapıldığı gerekçesiyle reddedildiği için akabinde yönetmelik gereği SİSBİS’e bildirim yapıldığını, yönetmelik ile zorunlu hale getirilmiş bir bildirim sebebiyle müvekkil sigorta şirketinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, zira müvekkil sigorta şirketinin sadece kendisine görev olarak yüklenen bildirim zorunluluğunu yerine getirdiğini, müvekkil şirket tarafından sadece bildirim yapılmış olup bu bildirimin de zorunlu olduğu göz önüne alındığından SİSBİS siteminde kayıt oluşturanın ya da bu kaydı kaldırabilecek olanın müvekkil şirket olmadığı ortada olduğundan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkil şirket tarafından yapılan bildirimin hukuka aykırı olmadığını, …plakalı aracın farklı kişiler tarafından kullanılması ve aracın bu nedenle kiralama işlerinde kullanıldığının anlaşılması sebepleriyle hasarın kasko teminatı dışında kaldığı gerekçeleriyle hasar ödemesi talebinin reddedildiğini ve yönetmelik gereği SİSBİS’e bildirimde bulunulduğunu, yani bildirimin haksız olmadığını, müvekkil şirketin iddia edilen zarardan sorumlu olmadığını, söz konusu bildirim sebebiyle müşteri profilinin riskli hale gelmesi, başkaca sigorta şirketlerinin SİSBİS kaydı nedeniyle poliçe teklif girişi yapmaması şeklindeki kayıtlar ve poliçe düzenlemeyi kabul eden sigorta şirketlerini prim miktarlarını artırması sigorta şirketlerinin SİSBİS sisteminde aldıkları veriler neticesinde izledikleri ticari bir politika olup müvekkil şirketin sorumluluğunun bulunmadığını kaldı ki müvekkilinin sorunlu olduğu düşünülecek olsa bile kasko sigorta poliçelerinin isteğe bağlı sigorta olması sebebiyle zarar kapsamında değerlendirilemeyeceğini belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise haksız davanın reddine karar verilerek yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında davacıya ait …plakalı hususi nitelikteki aracın trafik kazasına karıştığı, hasar bedelinin ödenmesi için kasko sigorta poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, sigorta şirketinin aracın kiralık olarak kullanıldığı iddiasıyla yanlış sigorta yaptırılmış olmasına dayanarak hasarın teminat dışı olduğu gerekçesiyle ödeme yapmadığı ve aynı zamanda davacı hakkında riskli müşteri profili oluşacak şekilde yapılan bildirimle SİSBİS veri tabanına kaydının yapılmasına neden olunduğu hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davacı taraf hasar bedelinin ödenmesi için Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurmuş, mahkemenin …Esas …Karar sayılı ilamı ile aracın hususi nitelikte olduğu, tarafların sigortalı ve sigorta eden oldukları, davanın Tüketici Mahkemeleri’nde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrasında dosyanın gittiği Antalya 3. Tüketici Mahkemesi tarafından yargılama yapılarak neticeten 12/12/2019 tarih, …Esas … Karar sayılı ilamı ile davalının hasarın teminat dışı olduğu iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 07/07/2021 tarih, …Esas …Karar sayılı ilamı ile başvurunun esastan reddine dair kesin olarak karar verildiği görülmüştür.
Davacı taraf eldeki davayla ödeme yapılmamasına gerekçe gösterilen savunmanın ve dolayısıyla yapılan bildirimin haksız olduğunun mahkeme kararıyla ortaya konulduğunu ileri sürerek davalının haksız bildirimi sebebiyle birden fazla araç için yaptırılan sigorta poliçelerinde ödenmek zorunda kalınan yüksek prim tutarlarına göre oluşan maddi zararın davalıdan tahsilini talep etmektedir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağının belirtildiği, aynı kanunun 3. Maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işleminin ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği, aynı yasanın 73. Maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında bir hukuki işlemin olması gerekir.
Davacı taraf her ne kadar birden fazla araç için ödenen yüksek sigorta prim tutarlarına göre maddi zarar talebinde bulunduklarını ve bu nedenle ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiş ve Yargıtay 20. Hukuk Daire’nin ilamını dayanak olarak göstermiş ise de dava dilekçesine ekli söz konusu ilamın incelenmesinde davacının zarar gören 3.kişi sıfatıyla karşı aracın zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinden talepte bulunduğu, sigorta şirketinin davacıya ait bilgileri SİSBİS veri tabanına işlettiği, davanın bundan kaynaklı zarara ilişkin olduğu görülmekle, ilgili ilama konu olayda taraflar arasında herhangi bir sigorta sözleşmesi bulunmadığından eldeki davaya emsal nitelikte olmayacağı değerlendirilmiştir. Somut olayda davacının iddia ettiği haksız bildirim taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır ve sigortalanan araç ticari nitelikte değildir ki zaten kaza sebebiyle uğranılan hasarın ödenmesi talepli dava tüketici mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılmıştır. Davacı adına kayıtlı birden fazla araç için yaptırılmış olan sigorta poliçeleri nedeniyle ödendiği iddia edilen yüksek prim tutarları maddi tazminatın kapsamını belirlemede dikkate alınacak bir veri olup, mahkemenin görevini belirlemede kıstas olarak alınacak bir husus değildir. Neticeten eldeki davada haksız bildirim yapıldığı iddia edilen olayın taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanmış olması, aracın kullanımının hususi olması, tartışılacak hususun zararın teminat kapsamında olup olmamasına göre yapılan bildirimin haklılığı noktasında toplanacağına göre görevli mahkemenin tüketici mahkemeleri olduğu anlaşıldığından görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.
14/06/2022

Katip…
(E-İmzalı)

Hakim…
(E-İmzalı)