Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/526 E. 2022/111 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/526 Esas
KARAR NO : 2022/111
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/09/2021
KARAR TARİHİ: 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; dava dışı … İnş, Ulaş. Lıd. Şti.’ne ait … yönetiminde ve davalı sigorta şirketi tarafından “…” poliçe numarasıyla sigortalanan ”…” plaka sayılı aracın, müvekkili idarenin yol ağına dâhil 685-01 K.K. Dolu Baladız-Isparta yolu Baladız kavşağında 29.12.2018 tarihinde tek taraflı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde 44 metre otokorkuluk rayın ve 8 adet otokorkuluk dikmesinin hasar gördüğünü ve kullanılamaz hale geldiğini, müvekkili idare tarafından düzenlenen kaza sonrası yaklaşık maliyetin hesap cetvelinde 3.898,00-TL tutarında tespit edildiğini, hasar bedelinin ödenmesi için davalı sigorta şirketine yazılı ihtarda bulunulduğunu, aradan geçen süre zarfında müvekkili İdarenin zararının karşılanmadığını, bu sebeple Antalya Genel İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasıyla davalı sigortaya karşı ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı neticesinde takibinin durdurulmasına karar verildiğini, arabuluculuk başvurusunun anlaşamama ile sonuçlandığını belirterek davalı sigortanın Antalya Genel İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası için haksız olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı sigortanın %20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığını, şirket tarafından dosyada inceleme yapılabilmesi için eksik evrakların tamamlanmadığını, müvekkili sigorta şirketinin gerekli araştırmayı yapmasının kasten engellendiğini, dava konusu olan vakıanın 29/12/2018 tarihinde gerçekleştiğini, haksız fiillerden doğan tazminat alacaklarının fiil tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesinin gerektiğini, davacı tarafın davayı 2 yıllık süre içerisinde davasını ikame etmediğinden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın hasarın meydana geldiği yerde, haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yerinde veya müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul’daki mahkemelerden birinde açılması gerektiğini, davanın İstanbul Anadolu mahkemelerine gönderilmesinin gerektiğini, poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalılarının kusuru oranında olmak üzere maddi zararlarda araç başına azami 36.000-TL ile sınırlı olduğunu, kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini,davacının hasar bedeli tazminatı talebine yönelik bilirkişi raporunun alınması gerektiğini, davacı tarafından kanunda belirtilen evraklarla ve usulüne uygun şekilde müvekkili şirkete başvurmadığını ve müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, hak düşürücü sürenin geçmiş ise davanın usulden reddini, haksız takip ve dava nedeniyle %20’den az olmamak üzere davacının aleyhinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1, 85/1 ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesi uyarınca trafik kazasından kaynaklı hasar bedelinin tazmini için başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptaline ilişkindir.
HMK’nun 6. Maddesi uyarınca kural olarak dava, davalı gerçek kişinin veya tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesinde açılmalıdır. Aynı yasanın 16. Maddesine göre haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir. 2918 sayılı Yasanın 110 maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının C.7 maddesinde; trafik kazalarında sigorta şirketine karşı açılan davalarda sigortacının merkez veya şubesi veya sözleşmeyi yapan acentenin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. Bunlar genel yetki kuralı olup, kesin yetki hali olmadığından ancak karşı tarafın süresinde itirazında bulunması ile dikkate alınabilir.
Somut olay haksız fiilden kaynaklanmakta olup, davalı sigorta şirketi, yetkili mahkemenin kendi merkezinin bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu belirtmiştir. Dava dilekçesinden ve kaza tespit tutanağından davacı zarar görenin merkez adresinin Ankara olduğu, kazanın Isparta ilinde meydana geldiği, davalının adresinin de Beykoz/istanbul olduğu anlaşılmaktadır. Yine poliçenin incelenmesinde poliçeyi tanzim eden …Sigorta Aracılık Hizmetleri Ltd Şti isimli acentenin adresinin de Isparta olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde davalı sigorta şirketinin Antalya bölge müdürlüğünün olması sebebiyle davayı Antalya’da açtıklarını belirtmişse de, Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 esas 2018/463 karar sayılı ilamı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk dairesinin 05/07/2018 tarih 2017/1759 esas 2018/1148 karar sayılı ilamları da dikkate alındığında; yasal mevzuatta bölge müdürlüğünün bulunduğu yer yetkili mahkeme olarak düzenlenmemiş olup , bölge müdürlükleri acente ve şubeyi denetleyen üst merci olsa da bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğunun kabul edilebilmesi için en azından sözleşmeyi yapan acentenin bulunduğu yerin bölge müdürlüğü olması zorunludur. Acentenin bağlı olmadığı bir bölge müdürlüğünün acentenin yaptığı iş ve işlemlerden haberdar olması, bu iş ve işlemleri denetlemesi ve acenteden daha yetkili bir üst merci olarak kabulü mümkün değildir. Yukarıda belirtilen yetki kuralları ve sözleşmeyi yapan acentenin Isparta’da bulunması sebebiyle davanın Antalya’da açılmasını gerektirir bir yetki kuralı bulunmadığından davalı sigortacının süresinde yaptığı yetki itirazı dikkate alınarak HMK’nun 6. Maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliğine dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZİLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.08/02/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)