Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/492 E. 2022/62 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/492 Esas
KARAR NO : 2022/62
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2013
KARAR TARİHİ: 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin karı-koca olduğunu, davacı …’in Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde profesör, müvekkili …’in ise Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde radyoloji uzmanı olarak görev yaptıklarını, müvekkili …’in 2011 yılında geçirdiği kaza sonucu sağ bacağının ezilmesi sebebi ile koltuk değnekleri ile yürüdüğünü, müvekkillerinin arkadaş grubu ile birlikte yurt dışı gezisine katıldıklarını, 15.06.2013 günü … Yolları ile Antalya’dan İstanbul’a oradan da Kopenhag’a uçtuklarını, dönüşte … ile İstanbul’a geldiklerini, İstanbul-Antalya kısmında ise …Air şirketi ile uçuş yapmak istediklerini, Check-in yapmak üzere …Air kontuarına gittiklerinde müvekkili …’in biletinin olmasına rağmen uçuşuna izin verilmediğinin bildirildiğini, davalı şirketin sorumlusu tarafından müvekkilinin ayağını bükemediği için uçuş güvenliğine engel olacağı gerekçesi ile uçağa kabul etmeyeceklerini söylendiğini, müvekkil tarafından yazılı belge talep edildiği halde yazılı belgenin verilmediğini, uçak biletlerinin iadesinin de yapılmadığını, iade yapılmaması üzerine müvekkili …’in küçük çocukları ile birlikte davalı şirketin uçağına binmek durumunda kaldığını, müvekkili …’in ise tek başına hava limanında gece yarısı engelli hali ile kaldığını, arkadaşlarının yanına gelmesi ile 01.30 …uçağı ile Antalya’ya dönebildiğini, tüm bu süreç içinde kontuar önünde yaşananların aile üzerinde sarsıcı neticeler doğurduğunu, müvekkillerinin çocuklarının babasının uçmasına izin verilmemesi üzerine babalarının alanda kalmasını istemedikleri, çığlıklar ile ağladıklarını, bu durumun da müvekkillerini üzdüğünü, yarım saati bulan tartışma sırasında müvekkilinin engelli halinden ötürü haksız yere uçağa alınmamak sureti ile aşağılandığı, müvekkilinin işi sebebi ile defalarca uçtuğunu ve hiç bir hava yolu şirketi ile böyle bir sıkıntı yaşamadığını bildirdiğini, davalının hiç bir yapıcı çözüm bulma gayreti ve yardımcı olma çabası içinde olmadığını, müvekkillerinin durumlarına ilgisiz kalındığını, müvekkili …’in herkesin önünde küçük düşürülmek sureti ile sıkıntı ve üzüntü yaşadığını, eşi ve çocuğunun önünde küçük duruma düşürüldüğünü, gecenin bir yarısı ailesini ayrı bir uçakla göndermenin üzüntü ve elemini yaşadığını, müvekkili …’ın ise eşi için uğraş verdiğini, gece yarısı kötü bir ruh hali ile alanda bırakmak istemediğini, bir yandan da çocuklarının alandaki gözyaşlarını dindirmeye çalıştığını, davalı şirket elemanları tarafından hiç bir yardım ve ilgi görmediklerini, davalı şirketin hava yolu şirketi olduğunu, yolcusu ile kurduğu ilişki anlamında basiretli bir tacir gibi davranmadığını, müvekkillerine yazılı bir açıklama vermediğini, bilet iadesi konusunda yardımcı olunmadığını, müvekkilini durumu itibari ile uçuş güvenliği için herhangi bir sakınca olmadığını belirterek müvekkili … için 50.000,00.-TL müvekkili … için 30.000,00.-TL manevi tazminatın 22.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili …’e …dan alınan ikinci bilet bedeli 320,00.-TL’nin 22.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların Check-in yapmak için geldikleri sırada uçakta yan yana üç adet koltuğun kalmadığını, davacıların …’in bacağındaki rahatsızlıktan dolayı uçak koltuğuna normal şekilde oturmasının mümkün olmadığını, yan yana oturmak istediklerini, eşi ve çocuğunun üzerine doğru bacağını uzatmak sureti ile seyahat edebileceğini belirttiklerini, davacının bu şekilde oturmasının diğer yolcuların uçuş güvenliği bakımından sakıncalı olduğunu, diğer hava yolları şirketlerinin bu durumu gözardı ederek davacının uçuşuna izin vermelerinin müvekkili şirket ile kıyaslamasının yapılamayacağını, müvekkili şirketin Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA) üyesi olduğunu, IATA kurallarını uygulamakla yükümlü olduğunu, 33. Maddenin 1.3.2.2 (d) maddesi gereğince üye hava yolu şirketlerinin yükümlülüklerine ilişkin “Standart uçak koltuğunu kullanamayacak durumda olan kişilerin uçağa kabul edilemeyeceği” kuralını düzenlediğini, davacının fiziki probleminin müvekkili şirkete önceden bildirildiği takdirde gerekli tedbirlerin alınarak davacının seyahatini gerçekleştirmesi için tüm imkanların kullanılacağını, davacının bu durumu öncesinde müvekkili şirket yetkililerine bildirmediklerini, bu durumun bildirilmemiş olmasından dolayı davacının uçuşa kabul edilmesi halinde uçakta yaşanacak herhangi bir tehlike anında diğer yolcuların güvenliklerinin de tehlikeye düşeceğini yolcunun şikayeti üzerine müvekkili şirketin davacı ile derhal temasa geçtiğini, zararın karşılanacağının bildirildiğini, başka hava yolundan bilet almak sureti ile yapılan masrafın ödenmesinin istendiğini, davacının bu teklifi kabul etmediğini, haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarının kabulü için hukuka aykırılık, kusur, zarar ve illiyet bağı unsurlarının birlikte bulunması gerektiğini, manevi tazminat taleplerinin faiş ve kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın esası ile ilgili olmak üzere mahkememizde yapılan yargılama sonucunda 24.12.2014 gün ve … Esas, … sayılı kararla davanın kısmen kabulü ile; davacı … yönünden 40.000,00.-TL, davacı … yönünden ise 10.000,00.-TL manevi tazminatın ve davacı … yönünden ikinci kez alınan uçak bileti için 320,00.-TL’nin 22.06.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ve değişiklikleri ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği, kararın davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.02.2016 gün ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile; “…Davacı vekili, müvekkili …’in daha önce geçirdiği kaza sonucu sağ ayağını bükemediğini, davalının uçuş güvenliğini tehlikeye sokacağı gerekçesiyle davacıyı uçağa almadığını ileri sürerek, davacı … ve eşi … yönünden manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece davacı … için 40.000 TL, eş için de 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Oysa, olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı mülga Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca, şahsiyet hakları hukuka aykırı bir biçimde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat isteyebilir. Somut olayda, davacı eş … manevi üzüntüye kapılmakla beraber, şahsiyet hakları zedelenmemiştir. Bu itibarla, 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki manevi tazminat koşulların oluşmadığı nazara alınarak, davacı … yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. Öte yandan, manevi tazminat, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarara uğrayan kişinin çektiği acıyı, duyduğu elem ve üzüntüyü bir nebze olsa da dindiren, zarara uğratan olay nedeniyle oluşan ruhsal tahribatı onarmaya yarayan bir araçtır. 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel durumları göz önünde tutarak hükmedeceği manevi tazminat miktarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut olayda, davacı … uçuş güvenliğini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle uçağa alınmamış, bu durumun kişilik haklarına bir saldırı olduğu kabul edilmiştir. Bu haliyle, mahkemece davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı, olayın oluş şekli, duyulan elem, meydana gelen zarar, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların konumu da dikkate alındığında yüksek bulunmuştur. Bu itibarla, açıklanan hususlar nazara alınarak daha makul, daha ılımlı, somut olayın özelliklerine daha uygun düşen bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı miktara hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” şeklinde mahkememiz kararının oy birliği ile bozularak iade edildiği, mahkememizce 2016/422 Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yeni yargılamada önceki hükümde ısrar edilmesine dair 22/06/2016 tarih …Esas … Karar sayılı kararın verildiği, davalının kararı temyiz etmesi üzerine dosyanın Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gönderildiği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11/11/2020 tarih … Esas … Karar sayılı ilamı ile özel dairenin bozma kararına uyulması gerekirken önceki karara direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu kanaatiyle kararın bozulduğu, dosyanın yeniden mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından; uçak biletleri, davalı şirketin taşıma sözleşmesi şartları, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün “Engelsiz Havaalanı Projesi”ne ilişkin bilgisayar çıktısı, buna ilişkin Bakanlıkla yapılan yazışmalar, davacının geçirmiş olduğu kazadan sonra diğer hava yolları ile yapmış olduğu uçuşlara ilişkin biletler, IATA ve hava ulaşımını kolaylaştırma yönetmelikleri dosyaya ibraz edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tarafların tanık dahil tüm delilleri toplanmıştır.
Dava, hava yolu ile yolcu taşıma sözleşmesi kapsamında davacı …’in fiziksel engelli olduğu gerekçesi ile uçağa alınmamasından dolayı davacı ve eşinin uğradığı manevi zararların ve başka hava yolu ile uçuş yapılması nedeni ile uçak bileti bedeline dayalı maddi zararın tahsili davasıdır.
Taraflar arasında davacı …’in 22.06.2013 tarihinde İstanbul-Antalya seferini yapmak üzere davalı şirket tarafından uçağa alınmadığı, başka bir hava yolu ile uçmak durumunda kaldığı, … ile yapılan uçuş nedeni 320,00.-TL ye bilet alındığı hususları ihtilafsız olup, ihtilafın davacının davalı hava yolları ile yapılan uçuşa alınmamasından dolayı davalıya kusur izafe edilip edilemeyeceği IATA kurallarına uygun hareket edip etmediği, tazminat hakkının doğup doğmadığı noktalarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Önceki yargılamada tarafların tanıkları dinlendikten sonra tanık beyanları, iddia ve savunmalar, sivil havacılık kuralları ve IATA kuralları irdelenerek davalı tarafın kusurlu olup olmadığının tespiti yönünden İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılmış, talimat mahkemesi aracılığı ile aldırılan bilirkişi raporunda davacının uçağa alınmamasının ulusal veya uluslararası mevzuatta herhangi bir dayanağının olmadığının beyan edildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının 22.06.2013 tarihinden İstanbul’dan Antalya’ya uçuş için davalı şirketten uçak bileti aldığı, davalı şirketin davacının engelli olması sebebi ile uçuş güvenliğini tehlikeye düşüreceğinden, uçağa alınmadığı, davacının ve ailesinin biletlerinin iade edilmediği, davacının havaalanında tek başına kaldığı, ailesinin ise uçuşuna devam etmek zorunda kaldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirket IATA üyesi şirkettir. IATA’nın hareket kabiliyeti kısıtlı olan kişiler ile ilgili IATA Airport Handlinck Manuel IATA’nın Hareket Kabiliyeti Kısıtlı Olan Kişiler ile ilgili mevzuatta düzenlenen yolcuların kabulü ve taşınması başlıklı Resolution 700 isimli bölümde hareket kabiliyeti kısıtlı yolcuların tanımının yapıldığı, bu yolcuların hava yolu ile taşınmasına ilişkin kriterler ve istisnaların belirtildiğini, hareket kabiliyeti kısıtlı yolcular başlıklı 1.1. Nolu maddesinde “Hareket Kabiliyeti Kısıtlı Yolcuların Tanımı fiziksel engellilik, (lokomotor veya duygusal yönden) zihinsel engelilik, yaş, hastalık vs engellilik durumu nedeni ile hareket kabiliyeti kısıtlı olan ve diğer yolculara sağlananın üzerinde bir özel yerleşim düzeni üzerinde veya desteğe ihtiyaç duyan kişileri içermektedir. Bu gereklilik yolcuların kendisini ve aileleri veya tıbbi bir yetkili tarafından yapılan veya hava yolu personeli veya sektörle ilgili şahıslar, (seyahat acentaları vs) tarafından bildirilen özel taleplerden anlaşılacaktır. Hava alanından veya taşımacı üyelerden istenen yardım seviyesi hava yolu ile seyahat sırasında insanların ihtiyaçlarına göre çeşitlilik göstermektedir.” düzenlemenin 1.2. Nolu bölümünde hareket kabiliyeti kısıtlı yolcuların çeşitli katagorilere ayrıldığı ve kodlandığı, 1.3 nolu bölümde düzenlenen “Kabul” ve 1.3.2nolu bölümde düzenlenen İstisnalar başlıklı düzenlemelerde ise “üyeler işbu kararın kural ve şartlarına tabi olmak üzere hareket kabiliyeti kısıtlı olan yolcuların taşınmasına ilişkin hatlar arasında işlemlere iştirak edeceklerdir. üyeler taşımacılık faaliyetine iştirak eden her bir arahat üyenin, söz konusu yolcuların taşınmasına iştirak etmeyi özel olarak kabul etmiş olmasını sağlayacaklarıdır.” istisnalar bölümündeki 1.3.2.2 (d) nolu maddede ise “Sedyeli yolcular vakıalarında olduğu gibi, seyahat etmek istenen hizmet sınıfına özgü standart havayolu koltuğunu oturur ya da yatık konumda kullanamayan engelli kişilerin taşınmalarına yönelik hatlar arası işlemlere katılmayı veya bu kişilerin hatlar arası ulaşımını başlatmayı/sürdürmeyi reddebileceklerdir. Taşıyıcı üyenin düzenlemeleri izin verdiği takdirde alternatif düzenlemeler yapabilecektir.” bu düzenlemeye göre IATA üyesi hava yolu şirketlerinin standart uçak koltuğunu oturur ya da yatık vaziyette kullanamayan yolcuları taşımayabilecekleri hususunun düzenlendiği, tüm bu düzenlemeler incelendiğinde davacı …’e havacılık hukuku anlamında hareket kabiliyeti kısıtlı kişi diyebilmenin mümkün olmadığı, hareket kabiliyeti kısıtlı yolcunun “fiziksel engeli sebebi ile hareket kabiliyeti kısıtlı olan ve diğer yolculara sağlananın üzerinde bir özel yerleşim düzenine veya desteğe ihtiyaç duyan kişi” olarak nitelendirildiği, davacının fiziksel engelli olmasına ve bacağını bükememesine rağmen diğer yolculara sağlananın üzerinde özel yerleşim düzenine ihtiyaç duymadan yolculuk yapabildiği, dosya kapsamı itibari ile davacının engelli veya hareket kabiliyeti kısıtlı yolcu olmadığı, yardıma ihtiyacı bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davacı … geçirdiği trafik kazası sonucunda sağ bacağının ezilmesi sonucunda koltuk değnekleri yardımıyla yürüyebilmektedir. Kendisi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesinde Profösör olarak görev yapmakta, işi gereği sürekli uçak ile seyahat etmektedir. Davalı hava yolu şirketinden ailesi birlikte uçak bileti satın almış, olay günü engelli olması sebebiyle uçağa alınmamış, gece yarısı alanda tek başına bırakılmıştır. Davacı …’e yapılan muamelelerin davacının onur ve kişilik haklarını zedelediği, gece yarısı hava alanında tek başına bırakılması, hava alanında bulunan kişileri ve ailesinin önünde engelli olması sebebi ile rencide edildiği anlaşılmıştır. Davacının ekonomik durumu, mesleği, alanda maruz kaldığı tutum ve davranışlar, davalının hava yolu şirketi olması ve anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı davrandığı anlaşılmakla davacının tazminat talebinde haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Mahkememizce önceki yargılamada davacı … yönünden manevi tazminata hükmedilmesi Yargıtay tarafından doğru bulunmuş ve fakat hükmedilen tutarın fahiş olduğu belirtilmiş, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından da özel dairenin bu kararının yerinde olduğu ifade edilmiştir. Bu nedenle mahkememizce bu kez davacı … lehine davacının sosyal statüsü, engeli sebebiyle uçağa alınmaması ve alanda yalnız bırakılması şeklinde gelişen olaydaki haksızlık unsuru, davalının sosyal ve ekonomik durumu dikkate alınarak manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile davacı … lehine 20.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yargıtay Özel Daire’nin ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamı doğrultusunda meydana gelen olaydan doğrudan etkilenen tarafın davacı … olması, davacının eşi …’in olaydan dolaylı olarak etkilenmesi, eylemin …’in kişilik haklarına doğrudan saldırı niteliğinde olmaması, TBK’nın 58.maddesi gereğince manevi tazminata karar verilebilmesi için doğrudan doğruya manevi zarara uğranılmasının gerektiği, yansıma yoluyla manevi tazminat talebinde bulunulamayacağı anlaşıldığından davacı …’in manevi tazminat talebi reddedilmiştir.
Maddi tazminat davası yönünden davacı …’in davalının haksız davranışı sebebiyle ikinci kez almak zorunda kaldığı 320,00-TL’lik uçak bileti yönünden maddi zarara uğradığı, mahkememizce önceki yargılamada bu tutar yönünden verilen maddi tazminat hükmü için Yargıtay tarafından herhangi bir onama ve bozma kararının bulunmadığı anlaşıldığından davacı …’in bu tutar yönünden maddi tazminat davasının tam kabulüne karar verilmiş, hükmedilen tutarlara 22.06.2013 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
A-1-Davacı … tarafından açılan manevi tazminat DAVASININ REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harcın davacı …’den alınarak hazineye İRAT KAYDEDİLMESİNE;
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı …’den alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı … tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde BU DAVACIYA İADESİNE,
B-1-Davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasının tam kabulüne, manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Takdiren 20.000,00-TL manevi tazminat ve 320,00-TL ikinci kez alınan uçak biletine dayalı maddi tazminat olmak üzere toplam 20.320,00-TL’nin 22/06/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, manevi tazminata ilişkin fazlaya dair talebin REDDİNE,
2-Maddi tazminat yönünden alınması gerekli 80,70.TL ve manevi tazminat yönünden alınması gerekli 1.366,20.-TL olmak üzere toplam 1.446,90.-TL harçtan peşin alınan 1.371,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 75,20-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesine, (Mahkememizin 31/03/2015 tarih 2015/96 harç numaralı harç tahsil müzekkeresinin işlemsiz geri istenmesine, davalı tarafından yatırılmış ise karar kesinleştikten sonra alındı makbuzu aslı ibraz edildiğinde fazla yatırılan tutarın davalı tarafa iadesine)
3-Davacı tarafça bozmadan önce yapılan dava ilk masrafı 28,05.-TL, tebligat gideri 188,00.-TL, tanık gideri 60,00.-TL, talimat gideri 28,00.-TL, talimat+bilirkişi ücreti 526,00.-TL, olmak üzere toplam 830,05.-TL yargılama giderinin ve bozmadan sonra yapılan 11,00-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 841,05-TL’nin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 336,40.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 1.371,70.-TL olmak üzere toplam 1.708,10.-TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e VERİLMESİNE, fazlasının bu davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan tebligat gideri 82,00.-TL, müzekkere gideri 48,25.-TL, tanık+talimat gideri 36,00.-TL olmak üzere toplam 166,25.-TL yargılama giderinin davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 99,70.-TL yargılama giderlerinin davacılardan alınarak davalıya tarafa VERİLMESİNE, fazlasının davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde ilgiliye İADE EDİLMESİNE,
6-Davacı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan manevi tazminat davası yönünden 5.100,00-TL maddi tazminat davası yönünden 320,00-TL olmak üzere toplam 5.420,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden reddedilen kısım dikkate alınarak davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’nde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)