Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/405 E. 2022/212 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/405 Esas
KARAR NO : 2022/212
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/12/2013
KARAR TARİHİ: 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı …’in eczacı olduğunu, müvekkilinden almış olduğu ilaçların bedelini zamanında ödeyemediğini, diğer davalıların ise borçlu …’in doğmuş ve doğaca her türlü borcun 300.000,00.-TL’lik kısmı ile ilgili müşterek ve müteselsil kefil olduklarını, müvekkilinin davalının borcunu ödememesi üzerine Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden kambiyo senedine dayalı takibe geçtiğini, takibin kesinleştiğini, müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacıyla borç sözleşmesi dayanak yapılarak ve 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile Antalya 12. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile ilamsız takibe geçtiğini, davalılardan … ve …’in takibe 21.642,00.-TL’lik kısım yönünden, diğer davalının ise tamamına ilişkin itiraz ettiğini, davalıların itirazlarının haksız olduğunu belirterek davalı … ve …’in kısmi, diğer davalının ise borcun tamamına yaptığı itirazların iptaline, takibin devamına, %20 inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili …’in hukuki fiil ehliyeti olmaması sebebiyle yapmış olduğu borçlandırıcı işlemlerin kendisini bağlamadığını, …’in … Eczanesinin işletme sahibi iken 2011 yılının Temmuz ve Ağustos aylarında rahatsızlığının tespit edildiğini, 19.10.2011 tarihli sağlık kurul raporu alındığını, Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı ilamı ile hacir altına alındığını, borçlandırıcı işlemlerin müvekkilini bağlamadığını, bu nedenle de kefil durumunda olan diğer müvekkillerini de bağlamayacağını, takip konusu borç ile ilgili davacıya kısmi ödemelerin yapıldığını, davacıya alacağına karşılık verilen çeklerin dahi borçtan düşülmediğini, mal iadelerinin de borçtan düşülmeyerek müvekkillerini mağdur edildiğini, aynı borca ilişkin Antalya 12. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasında da takip yapıldığını belirterek davanın reddine, % 20 tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dahili davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasını kabul etmediklerini, vekil edenler sundukları mahkeme ilamlarından görüleceği üzere Muris …’in mirasını kayıtsız şartsız reddettiklerini, bu nedenle vekil edenlere karşı açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve karşı vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 17/02/2015 tarih, …esas, …karar sayılı ilamı ile; davacı ile davalı …arasında ilaç taleplerinin karşılanması hususunda sözleşme düzenlendiği, diğer davalıların ise ilişki süresince doğacak her türlü borcun 300,000 TL’lik kısmına müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları, davalı …’in eczanesinin 30.12.2011 tarihinde kapatıldığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2008 yılında başladığı, davacının bakiye 138.783,00 TL alacağı olup, bu borcun doğum tarihlerinin kısıtlama tarihi 19.07.2012’den önce olduğu, davacının işlemiş faiz talebinin yerinde görülmediği, davalıların itirazlarında haksız ve alacağın likit bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş, hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 16/02/2016 tarih, …esas … karar sayılı bozma ilamı ile; “Davalılardan …’in Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. – …K. ve 19.07.2012 tarihli kararı ile vesayet altına alındığı ve …’in vasi olarak tayin edildiği, iş bu davanın ise vesayet kararından sonra 13.05.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kısıtlının kişiliği ve mal varlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmek TMK’nun 403. maddesi gereği vasiye aittir. Bu nedenle öncelikle davadan önce vesayet altına alınan … hakkında dava açılabilmesi için TMK’nun 462/8. maddesi uyarınca sulh hukuk hakiminden izin alınması ve izin alındıktan sonra davanın vasi huzurunda görülmesi gerekirken bu husus gözardı edilerek mahkemece kısıtlı … hakkında açılan dava ile ilgili yargılama yapılıp, hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına…” denilerek mahkememiz kararı bozulmuştur. Yapılan yeni yargılamada bozmaya uyulmuş, yapılan yargılama sonucu 16.07.2019 tarih ve …-… sayılı ilam ile; Davanın REDDİNE, davalılar … ve …’in kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile “Davacı vekili, davalılardan …’in eczacı olduğunu, müvekkillerinden aldığı mal bedelini zamanında ödeyemediğini, diğer davalıların borçlu …’ın doğmuş ve doğacak her türlü borcunun 300,000.-TL’sine kefil olduklarını, müvekkilinin alacağını tahsil için giriştiği icra takibine davalı …’in tümden, diğer davalıların ise kısmen itiraz ettiklerini ileri sürerek, itirazların iptaline ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, müvekkili …’in hukuki fiil ehliyeti olmaması sebebi ile yapmış olduğu borçlandırıcı işlemlerin kendisini bağlamadığını, eczane ruhsatnamesi Sağlık Bakanlığı tarafından 04.11.2011 tarihinde iptal edilen adı geçen müvekkilinin mahkeme kararı ile hacir altına alındığını, asıl borçlu için hukuki sonuç doğurmayan borçlandırıcı işlemin kefil durumunda olan müvekkillerini de hukuken bağlamasının mümkün olmadığını, takip konusu borç ile ilgili davacıya yapılan ödemeler dikkate alınmadan talepde bulunulduğunu, takibe dayanak sözleşmenin geçersiz olunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre,davaya ve takibe konu sözleşmenin incelenmesinde; davacı ile davalı … arasındaki ilaç alış verişinden kaynaklı doğacak her türlü borcun 300.000,00 TL’lik kısmına kadar davalı … ve …’in müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları sözleşmede …’in de imzasının bulunduğu, sözleşmenin tek başına borç doğuran bir sözleşme olmayıp müşterek ve müteselsil kefalet düzenlemesine ilişkin olduğu, sözleşmenin ne zaman imza altına alındığının sözleşmede yazılı olmadığı, davacı ile davalı … arasındaki ilaç alış verişinden kaynaklı alındığı iddia edilen senetlerin Antalya 8. İcra Dairesi’nin … esas sayılı ve 12. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu edildikleri, bahsi geçen takip dosyasındaki senetlerin tanzim tarihlerinin 2011 yılı Ağustos ayından 2012 yılı Ocak ayı arasında değiştiği, eldeki davaya konu sözleşmenin konu edildiği Antalya 12. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının ise 10.05.2012 tarihinde başlatıldığı, dolayısıyla dava konusu kefaletin dayanağı olan asıl borcun belirtilen takip dosyalarına konu bonolar olduğu ve davalı …’in bu bonoların tanzim tarihleri itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği, İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulu’nun 29.04.2019 tarihli raporunda davalıda Demans denilen bunama halinin senet tarihlerinde de mevcut olduğu, davalının 2011 yılı ve 2012 Ocak Mayıs ayları arasında fiil ehliyetine haiz olmadığının tespit edildiği, davalı asıl borçlu …senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığından senetlerin mutlak butlan ile hükümsüz oldukları, asıl borcun geçersiz olması sebebiyle ferisi niteliğinde bulunan dava ve takip konusu kefalet sözleşmesinin de geçersiz olacağı, davalılardan … ve …’in takibin sadece bir kısmına itirazda bulunmalarının, kalan kısmı kabul etmelerinin en baştan itibaren geçersiz olan sözleşme ve senet borçlarına geçerlilik kazandırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Müteveffa … mirasçılarının mirası reddetmeleri nedeniyle haklarında mirasçı sıfatıyla açılmış olan davanın reddinde bir isabetsizlik bulunmamış ise de taraflar arasındaki kefalet ilişkisinin başladığı 818 sayılı Borçlar Kanunu`nu döneminde 485. maddesine( TBK m. 582 ) göre hata veyahut ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun mesuliyetine icap etmeyen bir akitten mütevellit borca kefalet, eğer kefil akdin borçlu yüzünden olan bu fesadına taahhüt esnasında vakıf ise muteber olur hükmü gözetildiğinde sözleşmede imzası bulunan … ve …’in murisin yakın akrabası olması nedeniyle hukuki ehliyetsizliğini vakıf oldukları kabul edilerek uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın tamamen reddi yönüne gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleriyle mahkememiz kararı bozularak dosya mahkememize iade edilmiştir.
Dosya yukarıdaki esasa kaydedildikten ve tarafların bozma ilamına diyecekleri sorulduktan sonra usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Önceki yargılamada 15.04.2015 tarihinde …vefat etmiş olduğundan Sulh Hukuk Hakiminin iznine başvurulmamıştır. …’in veraset ilamı davacı vekilince sunulmuş olup, yapılan incelemede murisin geriye …, …, … (aynı zamanda diğer davalı) ve …’i mirasçı olarak bıraktığı, fakat mirasçıların tümünün mirası reddettiklerinin Sulh Hukuk Mahkemesi kararlarıyla tespit edildiği, buna ilişkin davalı … ile dahili davalı …, … ve … vekilinin kesinleşmiş mahkeme ilamlarını dosyaya sundukları anlaşılmıştır.
Davalı …’in mirasçıları mirası reddettiklerinden davacı vekiline …’in terekesinin tasfiyesi için dava açmak üzere süre ve yetki verilmiş olup terekenin tasfiyesi için açılan Antalya 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında tasfiye memuru olarak …’in atandığı görülmekle, dava dilekçesi ve duruşma günü tasfiye memuruna tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmıştır.

DELİLLER VE GEREKÇE :
Dosya kapsamında davacı vekili tarafından davalılar ile yapılan sözleşme örneği, davalılar vekili tarafından sağlık kurul raporu, İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yaptırılan denetim raporları, davacıya yapılan ödemelere ilişkin belgeler, çek örnekleri ve ürünlerin listesinin dosyaya ibraz edildiği, Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …esas … karar sayılı dosyası, Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarının getirtildiği, mali müşavir bilirkişiden rapor aldırıldığı görülmüş, bir önceki yargılamada davacının borcun doğumu dönemindeki tedavi olduğu hastanelerden tedavi kayıtları getirtilmiş, SGK İl Müdürlüğünden o dönem kullandığı reçeteli ilaçlara ilişkin bilgiler celp edilmiş, İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulundan rapor aldırılarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, borç sözleşmesi ve cari hesaba dayalı olarak yapılan icra takibine karşı davalılar tarafından yapılmış itirazın iptali davasıdır.
Dava konusu Antalya 12. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı tarafından davalılar aleyhine 141.642,00.-TL asıl alacak, 10.080,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 151.722,00.-TL’nin tahsili için örnek No:7 olan ödeme emri ile icra takibine geçildiğini, borçlulardan …ve …’in süresi içerisinde takibin 21.642,00.-TL’lik, diğer davalı ise tamamına itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmıştır.
Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı tarafından davalı … aleyhine 21.04.2012 vade 02.01.2012 tanzim tarihli 17.141,00.-TL bedelli senede dayalı olarak icra takibine geçildiği; Antalya 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş olup, incelendiğinde; davacı tarafından davalı …aleyhine 7 adet senede dayalı olarak toplam 141.642,00TL’nin tahsili için icra takibine geçildiği anlaşılmıştır.
Antalya 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının incelenmesinde; … tarafından hasımsız olarak açılan davada …’in akıl hastası olduğu gerekçesiyle TMK’nın 405.maddesi uyarınca kısıtlanmasına karar verildiği, eşinin kendisine vasi olarak atandığı, kararın 19/07/2012 tarihli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce ilk yargılamada borcun doğumunun kısıtlanma tarihinden önce olması sebebiyle davalı …’in kısıtlanması dikkate alınmayarak incelenen defterler üzerinden bakiye borç yönünden dava kabul edilmiş ise de davalı …’in kısıtlanması akıl hastalığı sebebine dayanmaktadır. TMK’nın 9.maddesinde hak edinebilme ve borç altına girebilme ehliyeti olarak tanımlanan fiil ehliyetinin aynı kanunun 10.maddesinde kapsamı belirlenmiş olup buna göre ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişi fiil ehliyetine sahiptir. Akıl hastalığının varlığı kişiyi ayırt etme gücünden yoksun bırakmakta olup akıl hastası olan bir kişinin fiil ehliyetinin varlığından yani hak edinebilme ve borç altına girebilmeye ehliyeti olduğundan bahsedilemez. Bu nedenle mahkememizce işlem tarihinde yani borcun doğduğu tarihte davalı …’in fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti gerektiğinden hareketle bu yönde deliller toplanıp Adli Tıp Kurumunun ilgili ihtisas dairesinden rapor aldırılmıştır.
Davaya ve takibe konu sözleşmenin incelenmesinde; davacı ile davalı …arasındaki ilaç alış verişinden kaynaklı doğacak her türlü borcun 300.000,00.-TL lik kısmına kadar davalı … ve …’in müşterek borçlu müteselsil kefil oldukları sözleşmede …’inde imzasının bulunduğu görülmüştür. Sözleşme tek başına borç doğuran bir sözleşme olmayıp müşterek ve müteselsil kefalet düzenlemesine ilişkindir. Sözleşmenin ne zaman imza altına alındığı sözleşmede yazılı değildir. Davacı ile davalı … arasındaki ilaç alış verişinden kaynaklı alındığı iddia edilen senetlerin Antalya 8. İcra Dairesinin … esas sayılı ve 12. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına konu edildikleri, bahsi geçen takip dosyasındaki senetlerin tanzim tarihlerinin 2011 yılı Ağustos ayından 2012 yılı Ocak ayı arasında değiştiği, eldeki davaya konu sözleşmenin konu edildiği Antalya 12. İcra Dairesinin …esas sayılı takip dosyasında ise 10/05/2012 tarihinde başlatıldığı görülmüştür. Dolayısıyla dava konusu kefaletin dayanağı olan asıl borcun belirtilen takip dosyalarına konu bonolar olduğu ve davalı …’in bu bonoların tanzim tarihleri itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiği kanaatine varılmıştır.
İstanbul ATK 3. İhtisas Kurulunun 29/04/2019 tarihli raporunda davalı da Demas denilen bunama halinin senet tarihlerinde de mevcut olduğu, kalıcı olan bu hastalığın davalının fiil ehliyetini müessir ve kişide şuur ve hareket serbestisi ile olayları kavrayıp onlardan sağlıklı sonuçlara varabilme yeteneğinin ortadan kaldıracak mahiyet ve derecede olduğu, kişinin bu hastalık nedeniyle menfaatlerine müdrik olup onları koruyamayacağı ve dolayısıyla davalının 2011 yılı ve 2012 Ocak Mayıs ayları arasında fiil ehliyetine haiz olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce rapor denetime elverişli ve somut olaya uygun olduğundan hükme esas alınmış olup davalı asıl borçlu … senetlerin tanzim tarihinde fiil ehliyetine sahip olmadığından senetlerin mutlak butlan ile hükümsüz oldukları ve bu nedenle murisin terekesine açılan davanın reddedilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı mirasçılar mirası reddettiklerinden son bozma ilamında da belirtildiği üzere mirasçı sıfatıyla haklarında açılan davanın reddedilmesi gerekmiştir.
Davalı … ve …’e kefil olmaları sebebiyle açılan davada yapılan değerlendirmede, bozma ilamında da belirtildiği üzere, taraflar arasındaki kefalet ilişkisinin başladığı 818 sayılı Borçlar Kanunu`nu döneminde 485. maddesine( TBK m. 582 ) göre; “hata veyahut ehliyetsizlik sebebiyle borçlunun mesuliyetine icap etmeyen bir akitten mütevellit borca kefalet, eğer kefil akdin borçlu yüzünden olan bu fesadına taahhüt esnasında vakıf ise muteber olur” hükmü gözetildiğinde sözleşmede imzası bulunan … ve …’in murisin çocukları olması nedeniyle hukuki ehliyetsizliğini vakıf oldukları kabul edilmiş, dolayısıyla kefalet geçerli sayılmıştır. Mahkememizce yapılan ilk yargılamada davacı şirketin incelenen ve usulüne uygun tutulduğu anlaşılan ticari kayıt ve belgelerinde taraflar arasındaki ilişkinin 2008 yılında başladığı, davacı tarafından muris adına düzenlenen faturaların toplam 444.376,90,-TL, davalı tarafça çek, senet, nakit ve havale yoluyla yapılan ödemelerin toplamının 445.722,41-TL olduğu, senetlerden dolayı toplam ödenmeyen miktarın 138.783,00-TL olduğu, davalının savunmasında belirttiği iade faturalarının borç bakiyesinden düşüldüğünün anlaşıldığı, neticeten asıl borçlu murisin davacı şirkete toplam 138.783,00-TL borcunun bulunduğu, bu borcun davalılar … ve …’in kefalet limitleri içerisinde bulunduğu, takibin ilamsız yapılması ve borç senedi ve cari hesaba dayalı olması dikkate alındığında borçluların daha evvel temerrüde düşürülmemesi sebebiyle işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, takibin senede dayalı alacaklar yönünden yapılan takiplerle tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapılmasında bir sakıncanın bulunmadığı anlaşılmakla Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalı …’in kısmi itirazının kısmen, davalı …’in borcun tamamına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 138.783,00-TL asıl alacak üzerinden devamına karar verilmiş, reddedilen kısım yönünden davacının kötü niyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden davalıların tazminat talepleri reddedilmiştir.
İcra inkar tazminatı olarak asıl alacağın %20’si 27.756,60-TL şeklinde hesaplanmış ise de Mahkememizce yapılan ilk yargılamada 13/02/2015 tarihli kararda icra inkar tazminatı olarak hesaplanan 27.750,00-TL tutar için davacı tarafın temyiz başvurusu olmadığından davalılar lehine oluşan usulü kazanmış hak dikkate alınarak yeniden aynı tutara hükmedilmiş, yapılan açıklamalara dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davalı Muris … mirasçıları sıfatıyla …, …, …, …ve … aleyhine açılan davanın reddine,
2-Davalı Muris … terekesine açılan davanın reddine,
3-Davalı … ve …’e dava ve takip konusu kefalet sözleşmesindeki kefillikleri sebebiyle açılan davanın kısmen kabulü ile;
Davalı …’in Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı kısmi itirazın kısmen, davalı …’in ise borcun tamamına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 138.783,00.-TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmek suretiyle devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Asıl alacağın %20’sine karşılık gelen 27.750,00.-TL icra inkar tazminatının, davalı …’in sorumluluğu 3.754,00.-TL ile sınırlı olmak kaydıyla davalılar … ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalıların tazminat taleplerinin reddine,
6-Aynı alacakla ilgili Antalya 12. İcra Müdürlüğünün … Esas ve 8. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklı tarafından yapılan icra takibi bulunduğundan tahsilde tekerrür olmayacak şekilde işlem yapılması hususunun icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
7-Alınması gerekli 9.480,26.-TL harçtan peşin alınan 2.591,05.-TL harcın ve icra dosyasından alınıp mahsubu yapılan 761,90.-TL olmak üzere bakiye 6.889,21.-TL harcın (davalı …’in sorumluluğu 932,11.-TL ile sınırlı olmak üzere) davalı … ve …’den alınmasına,
8-Davacı tarafça bozmadan önce yapılan dava ilk masrafı 24,30.-TL, tebligat gideri 616,56.-TL, müzekkere gideri 408,44.-TL, bilirkişi ücreti 1.330,00.-TL, adli tıp gideri 565,00.-TL olmak üzere toplam 2.944,30.-TL ve bozmadan sonra yapılan 30,00.-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 2.974,30.-TL’nin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 2.706,61.-TL ile mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 1.829,15.-TL olmak üzere toplam 4.535,82.-TL’nin ( davalı …’in sorumluluğu 2.676,14.-TL sınırlı olmak üzere) davalılar … ve …’den alınıp davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davalılar …ve … tarafından yapılan tebligat ve müzekkere gideri toplamı 88,94.-TL’nin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 8,01.-TL’sinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine, bakiyesinin bu davalılar üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 17.134,39.-TL nispi vekalet ücretinin (Davalı …’in sorumluluğu 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretiyle sınırlı olmak üzere) davalılar …’den ve …’den alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı … ve … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen tutar dikkate alınarak hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
12-Davalı … terekesi kendisini vekille temsil ettirmediğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile bir kısım davalı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’nde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.22/03/2022

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)

Not: Davalı … ve …terekesi için dava değeri 31.722,00.-TL olarak dikkate alınmış, dava … terekesi yönünden tam reddedilmiş, davalı … yönünden kısmen (18.783,00.-TL) kabul edilmiştir. Davalı … yönünden dava değeri 151.722,00.-TL olarak dikkate alınmış, dava … yönünden kısmen (138.783,00.-TL) kabul edilmiştir. Hesaplamada bu miktarlar dikkate alınmıştır.