Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/370 E. 2023/432 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/370 Esas
KARAR NO : 2023/432
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 23/09/2011
KARAR TARİHİ : 20/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; … Bankası A.Ş ile … … Ltd Şti arasında davalılardan … …’ın da kefil olduğu … tarihli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, Antalya … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, bankanın alacağını müvekkiline temlik ettiğini, yapılan araştırmalardan … …’ın adına kayıtlı taşınmazını davalılardan … ile …’a sattığını öğrendiğini, davalılardan …’un … … adına kayıtlı taşınmazı …, diğer davalının ise taşınmazı … tarihinde satın aldıklarını, kredi kullanımının … tarihinde olduğunu, icra takibine ise … tarihinde başlandığını, davalılara yapılan devirlerin muvazaalı olduğunu ve iptalleri gerektiğini belirterek davalılar arasındaki taşınmazların satış işlemlerinin iptali ile Antalya … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden söz konusu taşınmazlar üzerine İİK 283 maddesine göre cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının oluşmadığını, aciz vesikasının sunulmadığını, davanın süresinde açılmadığını, ayrıca müvekkili ile diğer davalı … … arasında akrabalık bağı bulunmadığını, müvekkilinin muvazaalı ve kasıtlı işlem yapmadığını, müvekkilinin davacı gibi … …’dan alacaklı olduğunu, bu kişi aleyhine davalar açıldığını, müvekkili tarafından satın alınan iki gayrimenkulden birinin satıldığını, diğerinin halen müvekkili üzerinde olduğunu, müvekkilinin taşınmazın değeri üzerinden satın aldığını belirterek davanın reddine, davalı … … ise beyan dilekçesinde; bankanın şirketine kredi verdiğini, kredi verilmesi esnasında her hangi bir teminat alınmadığı, davalı … ile arasında her hangi bir akrabalık ilişkisinin bulunmadığını, davalıdan araç satın aldığını, borcuna istinaden çekleri verdiğini, kendisi ile arasında davaların bulunduğunu, bu kişi ile muvazaalı işlem yapmasının mümkün olmadığını beyan etmiş, diğer davalı duruşmalara katılmamış, beyanlarını da bildirmemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama neticesinde … Karar sayılı ilam ile geçici ya da kesin aciz vesikası sunulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine İİK’nun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davalarında davacı alacaklı tarafından kesin veya geçici aciz belgesinin ibraz edilmesi gerekir. Somut olayda davacı tarafından dosyaya kesin aciz belgesi ibraz edilmemiştir. Davanın dayanağını teşkil eden takipte ise davalı borçlunun genel kredi sözleşmesinde gösterdiği adreslere ve takip talebinin tebliğ edildiği adrese yapılan hacizlerden bir netice alınamamış ve borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde de davacıdan önce haciz olduğu ayrıca bankalara yazılan müzekkerelerden de bir sonuç alınamadığı nazara alındığında aciz halinin gerçekleştiğinin kabulü ile davanın diğer şartlarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davanın reddi doğru değildir.” şeklinde mahkememiz kararı oy birliği ile bozularak iade edilmiş olup, dosya yeniden esasa alınarak ve bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu bu kez … Karar sayılı ilam ile taraflar arasındaki ilişkinin banka alacağının doğumundan önce gerçekleştiği, muvazaa husunun ispatlanamadığı gerekçeleriyle davanın esastan reddine karar verildiği, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … Karar sayılı ilam ile; “Dosya içeriğine, bozmaya uygun karar verilmiş olmasına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davacı banka alacağının … tarihli kredi sözleşmesinden doğmasına, bu haliyle alacağın doğumunun davalı …’a devredilen taşınmaz yönünden … tarihli tasarruftan önce olmasına, ancak davalı …’un davalı borçlunun mali durumunu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiği veya bilmesi gereken kişilerden olduğunun ispatlanamamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir…. Somut olayda, mahkemece davalı …’ın alacağını tahsil edebilmek için davalıya ait taşınmazları ipotekleri ödeyerek satın aldığı, davacı tarafça davalı borçlu müteselsil kefil ile diğer davalılar arasındaki taşınmaz satışlarının muvazaalı olduğu hususu ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Davalı üçüncü kişi … borçludan alacaklı olduğunu ve dava konusu taşınmazları ödenmeyen borçlarına karşılık olarak aldığını beyan etmiştir. Buna göre; davalı borçlu ile aralarındaki alacak-borç ilişkisi nedeni ile davalı …’a devredilen taşınmazlar yönünden davalı 3.kişi …’ın davalı borçlunun İİK. 280/1. maddesi kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.” gerekçeleriyle mahkememiz kararı bozularak dosya iade edilmiş, yeniden yukarıdaki esas üzerinden taraf vekillerinin bozma ilamına karşı diyecekleri tespit edildikten sonra mahkememizcede usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından genel kredi teminat sözleşmesi, ihtarname, temlik beyanı dosyaya ibraz edilmiş, dava konusu yapılan taşınmazların tapu kayıtları ve satışa ilişkin satış evrakları ve Antalya … Müdürlüğünün … esas sayılı, … esas sayılı dosyası, Antalya … Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Antalya … Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları getirtilmiş, taşınmazların satış tarihlerindeki değerlerinin belirlenmesi için mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, son bozma ilamından sonra tapuda tedbire ilişkin mahkeme dosyaları getirtilmiş, davalı …’ın taşınmazları elden çıkarması sebebiyle rayiç değerlerinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Dava, İİK 277 ve devam eden maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
Dava konusu … Ada … Parsel … nolu bağımsız bölüm yönünden davalı …’a açılan dava yönünden mahkememizce verilen esastan red kararı Yargıtay tarafından doğru bulunmakla birlikte ayrıca bir onama kararı bulunmadığından mahkememizce yeniden bu davalıya açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
Dava konusu … Ada … Parsel … (borçlu … …’a ait olan 1/2 hisse yönünden) ve … nolu bağımsız bölümler için davalı …’a açılan dava yönünden yapılan incelemede; bozmadan önce yapılan yargılamada … ada … parselde kayıtlı … nolu bağımsız bölümün davalı … tarafından … Ltd Şti’ne, bu şirket tarafından da Antalya Yeminli Mali Müşavirler Odasına satılarak devredildiği gerekçesiyle bu taşınmaz yönünden davacının … tarihli dilekçesi ile davasını davalı aleyhine bedel davasına dönüştürdüğü anlaşılmış, diğer … nolu bağımsız bölümün ise en son gelen tapu kayıtlarına göre dava sırasında … tarihinde dava dışı … isimli şahsa satılarak devredildiği görülmüş olup, davacı vekili …havale tarihli dilekçesi ile bu taşınmaz yönünden de davasını aynı davalıya karşı bedel davasına dönüştürdüğünü belirterek elden çıkartılan mallar yerine geçen değerler nispetinde takip konusu alacağı geçmemek üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; … Bankası tarafından … İnş Ltd Şti, … aleyhine ferileri ile birlikte toplam ….-TL’nin tahsili için icra takibine geçtiği, takibin dayanağının banka ile … İnş Ltd Şti arasındaki genel kredi sözleşmesi olduğu, … …’ın bu sözleşmenin müşterek borçlu ve müteselsil kefili olduğu, banka ile asıl borçlu ve kefiller arasında yapılan sözleşmenin … tarihli olduğu, banka tarafından asıl borçlu şirkete kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın … tarihinde kat edildiği, ödeme yapılmaması üzerine … tarihinde icra takibine geçildiği anlaşılmıştır.
Dava konusu yapılan taşınmazların tedavüllü tapu kayıtları getirtilmiş, incelendiğinde; … ada … parsel … nolu bağımsız bölümün … tarihinde davalı …’a, ondan da … tarihinde … … Ltd Şti’ne, bu şirket tarafından da … tarihinde Antalya Yeminli Mali Müşavirler Odasına satıldığı, taşınmazın en son malikinin Antalya Yeminli Mali Müşavir Odası olduğu, bu taşınmaz üzerinde … A.Ş’ye ait ipoteğin bulunduğu, …’ın taşınmazı icra müdürlüğü dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip neticesinde satın aldığı ve bedelini ipotek sahibi … A.Ş’ye ödediği dosya kapsamıyla sabittir.
… ada … parsel … nolu bağımsız bölümün … tarihinde …’a satıldığı, taşınmaz üzerinde … tarihinde … A.Ş’nin ipoteğinin bulunduğu, davalı tarafından ipoteğin kaldırıldığı, taşınmazın dava sırasında … tarafından …’a devredildiği anlaşılmıştır.
… …’ın temlik eden … Bankası ile ilişkisinin bankanın asıl borçlu şirketle yaptığı genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla borçlu olmasından kaynaklandığı, banka ile asıl borçlu şirket ve kefiller arasındaki sözleşmenin … tarihinde imzalandığı, borçlu … … tarafından yapılan devirlerin ise bu tarihten sonra olduğu, Yargıtay bozma ilamlarında da belirtildiği üzere borcun doğumundan sonra devir gerçekleştiğinden ve borçlu adına konulan hacizlerden bir netice alınamadığından tasarrufun iptali davasının şekli koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Son bozma ilamında davalı 3.kişi … yönünden bu kişinin davalı borçlunun İİK. 280/1. maddesi kapsamında alacaklıya zarar verme kastıyla taşınmazını sattığını bilebilecek kişilerden olup olmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İİK’nin 280.maddesinde; malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı …’ın … …’dan olan alacaklarına istinaden icra takibi yaptığı, davalı … … tarafından verilen çeklerin ödenmemesi nedeniyle asliye ceza mahkemelerinde karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı davalı … …’ın yargılanarak ceza aldığı, davalı …’ın alacağını tahsil edebilmek için davalıya ait taşınmazları ipotekleri ödeyerek satın aldığı anlaşılmaktadır. Dava konusu … ada … parsel … nolu bağımsız bölüm yönünden davalı …’ın borçluya ait 1/2 hisseyi devraldığı … tarihinde tapu kaydında borçluya ait hisse üzerinde daha evvel birden fazla icra müdürlüğü tarafından konulmuş haciz yazılarının bulunduğu, dolayısıyla davalı …’ın taşınmazı satın alırken borçlunun birden fazla alacaklısının bulunduğunu ve hatta taşınmazlar üzerinde bu alacaklıların alacağını korumak için haciz koydurduğunu görerek ve bilerek taşınmazı aldığı, diğer … nolu bağımsız bölüm yönünden ise … satış tarihi itibariyle taşınmaz üzerinde herhangi bir tedbir veya haciz kaydı bulunmasa da dosyadaki bilgi ve belgeler, taraflar arasındaki alacak ve borç ilişkisi sebebiyle açılan davalardan anlaşılacağı üzere, …’ın davalı borçlu … …’ın sıkı bir takipçisi olan alacaklısı olduğu ve bu itibarla borçlunun birden fazla alacaklısının olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği, dolayısıyla yaptığı tasarruflarda bedel veya gerçeklik konusunda herhangi bir muvazaa olmasa bile sadece kendi alacağını almak için bu tasarruflarda bulunmasıyla diğer alacaklıların alacağına zarar vereceğini bildiği veya bilmesinin gerektiği, normalde diğer alacaklılar gibi hareket ederek alacağı için borçlunun taşınmazlarına haciz koydurup alacağını sıraya koyması gerekirken, bunun yerine dava konusu taşınmazları bizzat borçludan devralmakla diğer alacaklıların alacaklarına zarar verdiği, zira borçlunun diğer alacaklıları dururken taşınmazını sadece davalı alacaklısına devretmesinin diğer alacaklıları zarara uğratacağı, borçlunun cevap dilekçesinde de taşınmazlarını icra yoluyla düşük fiyattan satmak yerine bu yola başvurduğunu kabul ettiği, davalı …’ın da borçlunun sıkı bir takipçisi olarak onun maddi durumunu bilebilecek konumda olup bu tasarrufuyla alacaklıları zarara uğratma bilincinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, neticeten İİK 280. Maddede yazılı şartların … yönünden gerçekleştiği sonuç ve kanaatine varılarak tasarrufların iptaline karar verilmiştir.
Dava bedele dönüştürüldüğünden taşınmazların …’ın elden çıkardığı tarihlerdeki rayiç değerinin tespiti için alınan … tarihli raporda … nolu bağımsız bölümün ….-TL, … nolu bağımsız bölümün ….-TL değerde olduğunun belirtildiği görülmüş, rapor denetime elverişli olduğundan hükme esas alınmış, … nolu bağımsız bölümün davalı borçludan …’a geçen 1/2 hissesinin dava konusu olduğu gözetilerek bu kısma denk gelen ….-TL ile … nolu bağımsız bölüm değeri ….-TL olmak üzere toplam ….-TL tazminatın takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla davalı …’tan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
İcra müdürlüğü tarafından mahkememize gönderilen … tarihli kapak hesabına göre takip konusu alacağın … dava tarihi itibariyle ulaştığı miktarın ….-TL olduğu anlaşılmakla, harç ve yargılama giderleri bu tutara göre hesaplanmış, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
A)1- Dava konusu Antalya ili, … ilçesi, … Mahallesinde kain, … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölüm yönünden davalı …’a açılan tasarrufun iptali davasının reddine,
2-Bu taşınmaz yönünden alınması gerekli 179,90.-TL harcın davacıdan alınmasına, (daha evvel yazılı harç tahsil müzekkeresinin infaz aşamasında dikkate alınmasına,)
3-Bu davalı yönünden yapılan 167,00.-TL Tebligat giderinden ibaret yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
B)Dava konusu Antalya ili, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesinde kain, … Ada, … nolu bağımsız bölümün 1/2’si ile … nolu bağımsız bölüm yönünden açılan davanın kabulü ile davacı tarafından davalı borçlu … … hakkında Antalya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, takibe konu borç ve ferilerini geçmemek kaydı ile tasarrufa konu taşınmazların davalı … tarafından davadan sonra elden çıkarılmış olması nedeniyle İİK 283/2 maddesi uyarınca … nolu bağımsız bölümün satış tarihindeki gerçek değerine göre 1/2’sine isabet eden ….-TL ile … nolu bağımsız bölümün satış tarihindeki gerçek değeri olan ….-TL olmak üzere toplam ….-TL tazminatın Antalya … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki alacak ve ferileriyle sınırlı olmak kaydıyla davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine,
1-Takip konusu alacak taşınmaz değerinden daha düşük olduğundan takibin dava tarihi itibariyle ulaştığı ….-TL üzerinden alınması gerekli 37.795,50.-TL harcın davalılar … ve … …’dan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan 321,00.-TL tebligat gideri, 216,20.-TL müzekkere gideri, 295,40 keşif gideri, 2.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.832,6.-TL yargılama giderinin davalılar … ve … …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 78.862,46.-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve … …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi’nde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)