Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/368 E. 2022/499 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/368 Esas
KARAR NO : 2022/499
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 23/07/2012
KARAR TARİHİ: 24/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekili Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesine sunduğu 21.07.2008 dava dilekçesinde; müvekkillerinin 18.08.2007 tarihinde davalı şirkete ait uçakla Kıbrıs-İstanbul arasında yolculuk yaparken, uçağın iki hava korsanı tarafından kaçırıldığını, korsanların uçağı Antalya hava limanına indirdiklerini, inişten hemen sonra pilotların motoru durdurarak pilot kabini camlarını açarak yolculardan önce uçağı terk ettiklerini, yolcu kabininin uzun süre oksijensiz kalması ve aşırı sıcak nedeniyle yolcuların dehşet ve paniğe kapıldıklarını, bazı yolcuların acil çıkış kapılarını açmaları üzerine, aşağıya atlamak suretiyle canlarını kurtarmaya çalıştıklarını, tüm bunlar meydana gelirken uçuş ekibinin yolcuların güvenliğini almaya yönelik herhangi bir gayret göstermediklerini, uçağın arka kısmında oturan müvekkillerinden …’in kurtulmak amacıyla arka kapıdan atlaması üzerine sol kalça kemiğinin kırıldığını, halen fizik tedavisinin sürmekte olduğunu, diğer müvekkili …’in ise yaralanmamakla beraber olaydan psikolojik olarak etkilendiğini belirterek, …için …YTL maddi, … YTL manevi, …için ise …YTL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesini duruşmada tekrar ederek, davanın hava taşıma işinden kaynaklanması nedeniyle hava taşımacılığı sözleşmesi ve Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1 maddesi gereğince, mutlak ticari dava niteliğinde olduğunu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın ticaret mahkemesine gönderilmesi gerektiğini belirtmiş, ayrıca davacıların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı olmaları nedeniyle, MÖHUK’un 48’nci maddesi gereğince, davacılardan teminat alınmadan davanın görülemeyeceğini, olayın meydana geldiği uçağın …AŞ.den personeli ile birlikte kiralanması nedeniyle davanın bu şirkete ihbarını talep ettiklerini, yine yolcuların sigortalı olması nedeniyle davanın …Sigorta’ya ihbar edilmesi gerektiğini belirtmiş ve davAnın esasına ilişkin savunmalarını açıklayarak davanın reddini savunmuştur.
Antalya …Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda … tarih, … Esas, …nolu karar ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, hava taşıma işinden kaynaklandığı, taşımacılık sözleşmesinden yada taşıma işinden kaynaklanan davalar, taşıma işinin TTK.nun 21 ve 4 ncü maddeleri gereğince mutlak ticari iş niteliğinde olduğundan, Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiği, davanın niteliği gereği, mutlak ticari dava niteliğinde olmamakla birlikte, mutlak ticari iş niteliğinde olduğu, davalının süresinde iş bölümü itirazında bulunduğu gerekçesi ile iş bölümü itirazının kabulüne karar verilmiş, dosya Antalya (Kapatılan) … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilerek … yeni esasına kaydı yapılmıştır.
Antalya (Kapatılan) …Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda … tarih ve … esas, …karar sayılı kararı ile davalının herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı tarafın temyiz etmesi üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesinin … tarih, …esas, …karar sayılı ilamı ile; “Taşıyıcı hem TTK hükümleri hemde Varşova Konvansiyonu kuralları uyarınca, yolcuları gidecekleri yere sağ ve sağlim olarak ulaştırmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilebilmesi için taşıyıcının tedbirli bir taşıyıcıdan beklenen tüm özeni göstererek uçağın uçuşa elverişliliğini sağlaması ve bunu devamlı kontrol altında tutması, ayrıca yolcuların uçuş sırasında herhangi bir zarara maruz kalmaması için gereken tüm güvenlik önlemlerini alması gerekir. Sağ ve sağlim götürme borcunun biniş ve iniş süreçleri de dahil olmak üzere yolcunun uçakta bulunduğu süre içinde mevcut bulunduğu kabul edilmektedir. Yolcunun hava limanındaki binadan uçağa binmek üzere ayrılması anında biniş süreci başlar; taşıma sözleşmesinin tam ve gereği gibi ifa edildiğinin kabulüne elverişli bir şekilde, yolcunun tamamen kendi serbest iradesi ile hareket edebileceği bir noktaya ulaşması ile iniş işlemleri tamamlanır. Bu süre içinde taşıyıcı sorumluluk altında olduğu gibi yolcu da aynı süreçte taşıyıcının talimatlarına uymakla yükümlüdür. Taşıyıcı mücbir sebep olarak kabul edilen olaylar hariç olmak üzere her türlü olaydan ve zarardan sorumludur. Bu itibarla mahkemece, içerisinde pilot bilirkişisinin de bulunduğu hava taşıma konusunda uzman bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile öncelikle pilotların olay nedeniyle uçağı terk edip, uçağın elektriklerini kesmelerinin mümkün olup olmadığı, pilotların uçağı terk etmesi mümkün ise uçağı ne şekilde bırakmaları gerektiği ve yolcuların uçağın arka kapısından atladıkları göz önüne alınarak uçağın tahliye kızaklarının hangi hallerde açılacağının sorularak, denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacılar yararına bozulmasına” karar verilerek dosya iade edilmiş, Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesi’nin kapatılması sebebiyle dosya mahkememize devredilerek mahkememizin …esasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce istinabe yoluyla dosya sivil havacılık ve yolcu taşımacılığı konusunda uzman birisi pilot olmak üzere üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilerek bozma ilamındaki gerekçeler dikkate alınmak suretiyle tarafların kusur durumlarına ve davalının sorumluluğuna ilişkin rapor aldırılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan raporda davaya konu olayın meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında pilotların uçağı terk etmelerinin mümkün olduğuna, sorumlu kaptan pilotun TSHK’nın 100 maddesinin kendisine tanıdığı yetkiyi hava korsanlarının kokpite girmeyi başarmaları halinde kendilerini hava aracını kritik bir bölgeye sevke yahut uçağı silah olarak kullanmaya zorlamalarını önlemek maksadıyla ikinci pilot ile birlikte uçağı terk etmek yönünde kullandığına, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında uçağın kaçırılması halinde pilotların uçağı terk ederken ne şekilde bırakmaları gerektiği yönünde bir düzenlenme bulunmadığına, pilotların uçağın hava korsanları tarafından kullanılmasını engellemek maksadı ile motorların çalışmasını sağlayan APU ‘yu devre dışı bırakırken klima sistemini çalıştıran elektrik sistemini çalışır halde bırakmalarının teknik olarak mümkün olmadığına, bilakis pilotların elektrik sistemini devre dışı bırakmalarının hava korsanlarının uçak içerisinde esenlik içerisinde hareket etmelerini engelleyerek uçağın ön kapısının açılmasına kadınların ve çocukların tahliyesine karar vermelerine etkin olduğuna, davacıların uçağın arka kapısından atladıkları esnada uçağın ön kapısında bulunan kabin ekibini yolcuların yarattığı izdiham ve hava korsanlarının tehdidi sebebiyle arka kapıya ulaşmalarının mümkün olmadığına, yine bu tehdit ve uçakta elektrik sisteminin çalışmaması sebebiyle tahliye kızağının ne şekilde açılacağı bilgisini uçak içi anons sistemi yardımıyla yolculara aktarmalarının da imkansız olduğunu, davacıların her yolcu koltuğunun cebinde ve acil çıkış kapılarında mevcut güvenlik talimatlarına riayet etmeksizin yine yerdeki güvenlik otoriteleri ile kabin ekibinin talimatlarını beklemeksizin açılan arka kapıdan kendi inisiyatifleri ile atlamak suretiyle TSHK’nun 104 maddesine aykırı hareket ettiklerini, güvenlik kartlarındaki talimatları uygulayarak slide/raft ın şişmesini sağlamaksızın uçaktan atlayan davacıların bu eylemleri nedeniyle zarara uğramalarında pilotlara ya da kabin ekibine atfedilecek herhangi bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığına dair görüş bildirdikleri anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi raporu doğrultusunda …tarih, …esas, … karar sayılı kararı ile, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay incelemesine gönderilmiş, Yargıtay …Hukuk Dairesinin … tarih, … esas, … karar sayılı kararı ile; Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Yasa’nın 184. maddesine göre, hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Tahkikatın bittiğinin tefhiminden sonra, sözlü yargılama aşamasına geçileceği konusunda şüphe yoktur. Burada açıklığa kavuşturulması gereken husus, tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği celseden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için yeni bir gün tayininin zorunlu olup olmadığı hususudur.
Sözlü yargılama 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 186. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde, “Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir.” hükmünü amirdir.
Bu maddede, taraflara davetiye çıkarılacağı belirtilmiş ise de, HMK’nın 184. maddesine uygun olarak, tarafların tamamının hazır olduğu yargılama sırasında, hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verip, tarafların bütün tahkikat hakkındaki açıklamalarını dinleyip, tahkikatı gerektiren bir hususun kalmadığını belirledikten sonra, yüzlerine karşı tahkikatın bittiğini tefhim etmişse, sözlü yargılama hakkında da görüşlerini sorması gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, taraflardan bir kısmının hazır olmaması veya hazır olan taraflardan biri ya da tamamının, mahkemeden sözlü yargılama için duruşma günü tayin edilmesini istemeleri halinde, sözlü yargılama için HMK’nın 186. maddesine uygun olarak duruşma günü belirlenmesi ve bu durumun duruşmada olmayan taraflara meşruhatlı davetiye ile tebliğ edilmesi gerekir.
Tahkikatın bittiğinin tefhim edildiği duruşmada, tarafların tamamının hazır ve sözlü yargılama için yeni duruşma günü verilmesini istemediklerini beyan etmeleri halinde, bu husus duruşma tutanağına yazıldıktan sonra, sözlü yargılamaya geçilir, taraflara HMK’nın 186/2. maddesine göre son sözleri sorulur, son sözleri dinlendikten sonra, mahkeme hükmünü verir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, hükmün tefhim edildiği 04/10/2017 tarihli celsede, talimat cevabının geldiği, raporun taraflara tebliğ edildiği, rapora karşı yazılı beyanda bulundukları hususları tespit edildikten sonra taraf vekillerine söz hakkı verilmiş, davacılar vekili itirazları doğrultusunda yeniden rapor alınmasını istemiş, davalı vekili ise davanın reddini talep ettiğini ifade etmiştir. Mahkemece, bu beyanların ardından, davacılar vekilinin talepleri hakkında bir karar verilmeksizin, tahkikat aşamasının bittiği tefhim edilmeden, sözlü yargılamaya geçildiği bildirilmeden ve taraflara son sözleri sorulmadan karar verilmiştir.
Yukarıdaki açıklanan yasal düzenlemelere uyulmadan hüküm kurulması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan, adil yargılanma hakkı ile hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır. Mahkemece, bu hususlar nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.” gerekçeleriyle mahkememiz kararı bozularak mahkememize iade edilmiş, mahkememizin …esas sırasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce Bakırköy … İcra İflas Müdürlüğünün …iflas sayılı dosyasının bir sureti ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyasının bir sureti getirtilmiş, incelenmelerinden, Bakırköy … İcra Dairesinin … iflas sayılı dosyasında, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … tarih ve … esas sayılı dava dosyası ile …İstanbul Ticaret sicil numarasında kayıtlı … vergi numaralı “… İstanbul adresinde faaliyet gösteren … Havacılık A.Ş’nin 17/06/2021 tarih, saat 14:21 itibari ile iflasına karar verildiğini, dosyada adi tasfiye usulüne göre yürütülmesine karar verildiği, 01/10/2021 tarihinde 1. Alacaklılar toplantısının yapıldığını, iflas idare memuru seçilemediğinden tasfiyenin ikinci alacaklılar toplantısına kadar resen yürütülmesine karar verildiği, iflas kararı kesinleşmediğinden ikinci alacaklılar toplantısı için herhangi bir gün tayin edilmediği anlaşılmıştır. Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, davacı …tarafından iflas talepli dava açıldığı, mahkemenin 17/06/2021 tarihli kararı ile İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi “…/İstanbul olan … Anonim Şirketi’nin 17/06/2021 günü, saat: 14:231 itibariyle iflasına karar verildiği, henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Dava, vücut bütünlüğü ile ilgili zararların tazminine yönelik tazminat davası olmakla İİK 194. Madde gereğince ikinci alacaklılar toplantısının yapılması beklenmemiş, iflas idaresine tebligat yapılarak davalı vekili huzuru ile davaya devam olunmuş, usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu olayda, davalı şirkete ait uçağın Lefkoşe’den havalandıktan sonra iki hava korsanı tarafından kaçırıldığı, pilotlar tarafından yakıtın yetmeyeceği söylenerek, Antalya havaalanına uçağın indirildiği, pilotların inişten sonra kabin camlarını açarak uçağı terk ettikleri, uçakta kabin memurları ve yolcuların kaldığı, yerden emniyet güçlerinin müdahale çalışmaları sırasında uçağın havasız ve oksijensiz kalması sebebiyle bir kısım yolcuların panikle acil çıkış kapısını açarak yere atladıkları, davacılardan …’in bu şekilde yaralandığı, mahkememizce denetime elverişli bulunan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında pilotların uçağı terk etmelerinin mümkün olduğu, sorumlu kaptan pilotun TSHK’nın 100 maddesinin kendisine tanıdığı yetki uyarınca ikinci pilot ile birlikte uçağı terk etmelerinin, hava korsanları tarafından uçağın silah zoruyla başka bir yere sevkini engellemek amacına matuf olduğu, ulusal ve uluslararası mevzuat kapsamında uçağın kaçırılması halinde pilotların uçağı terk ederken ne şekilde bırakmaları gerektiği yönünde bir düzenlenmenin bulunmadığı, pilotların uçağın hava korsanları tarafından kullanılmasını engellemek maksadı ile motorların çalışmasını sağlayan APU’yu devre dışı bırakırken klima sistemini çalıştıran elektrik sistemini çalışır halde bırakmalarının teknik olarak mümkün olmadığı, davacıların uçağın arka kapısından atladıkları esnada uçağın ön kapısında bulunan kabin ekibinin yaşanan izdiham ve tehdit sebebiyle arka kapıya ulaşmalarının mümkün olmadığı, elektrik sistemi çalışmadığından tahliye kızağının ne şekilde açılacağı bilgisinin de uçak içi anons sistemi yardımıyla yolculara aktarılmadığı, davacıların güvenlik talimatlarına riayet etmeksizin ve herhangi bir talimat beklemeksizin açılan arka kapıdan kendi iradeleri ile atlamak suretiyle TSHK’nun 104 maddesine aykırı hareket ettikleri, bu eylemleri nedeniyle zarara uğramalarında pilotlara ya da kabin ekibine atfedilecek herhangi bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığı, meydana gelen zarar ile davalı şirket çalışanlarının herhangi bir eylemi arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı, davalı şirkete yüklenebilecek herhangi bir kusur ve sorumluluk bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın REDDİNE
Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan 5.197,50.-TL ile ıslah harcı olarak alınan 189,95.-TL harç toplamı 5.387,45.-TL harcın mahsubu ile fazla alınan 5.306,75.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/3 ve 4 maddeleri de dikkate alınarak maddi tazminat için hesaplanan 5.100,00.-TL nispi vekalet ücreti ile manevi tazminat için hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 10.200,00.-TL vekalet ücretinin davacı …’den, 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin ise davacı …’den alınarak davalıya VERİLMESİNE
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı iflas idaresi vekilinin elektronik ortamda yüzüne karşı tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.24/06/2022

Başkan …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Üye…
(E-İmzalı)
Katip …
(E-İmzalı)