Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/337 E. 2023/27 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/337
KARAR NO : 2023/27

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/06/2021
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Karşı tarafın müvekkilinden …düzenleme tarihli, …no’lu …TL tutarında faturaya konu ürünleri(fidan,fide) teslim aldığını ancak bedelini ödemediğini, bu hususta imzalanan mal teslim fişleri ve faturanın ellerinde bulunduğunu ekte sunulan bu faturaya istinaden Antalya Genel İcra müdürlüğü … esas sayılı dosya ile icra takibine girişildiğini, ödeme emri ve eklerinin davalıya tebliğ edildiğini ancak davalı tarafın … tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, itiraz dilekçesinde mal alışverişinin ve borcun kabul edildiğini ancak …TL’lik kısmının kredi kartıyla müvekkiline ödendiğini geri kalanının ise elden ödendiğini iddia ettiğini, ancak taraflarına böyle bir ödemenin yapılmadığını, ispatına ilişkin davalı tarafça herhangi bir belge sunulduğunu, ödemesinin yapıldığını iddia eden davalı tarafın iddiasını ispatla yükümlü olduğunu müvekkilinin faturaya ilişkin davalıdan elden ödeme almadığını, davalının müvekkiline yapmış olduğu tüm ödemelerin ticari defterlerinden tespit edilebileceğini, müvekkilinin takibe konu faturada alamadığı kısım için icra takibi başlattığını, ticari defterlerinin incelenmesi ile bu hususun ortaya çıkacağını belirtmiş, ayrıca takibe konu faturanın “açık fatura” olarak düzenlendiğini, ticari örf-adet gereği faturaya konu malın bedelinin ödenmediğini gösterdiğini, faturaya konu malların davalı tarafından teslim alındığına dair tanıklarının ve mal teslim fişlerinin de bulunduğunu belirterek, izah edilen sebeplerle borçlunun itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, icra takibini uzatmak maksadıyla borca itiraz ettiğini, bu nedenle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafın müvekkili aleyhine …TL bedelli icra takibi başlattığını ancak takibe konu faturanın hangi fatura olduğunu, borcun sebebini ve sair hususların belirtilmediğini, her ne kadar geçmişte taraflar arasında alım-satım yapılmış ise de müvekkilinin belirtilen faturayı ve eklerini kabul etmediğini, davacıya olan son borcunu … tarihinde babası …a ait kredi kartından …TL ödeme yoluyla yaptığını, borca yasal süresi içerisinde itiraz ettiklerini ve itiraz dilekçesi ekinde kredi karşı hesap özetini eklediklerini, müvekkilinin borca itiraz dilekçesinde adres olarak her ne kadar … adresini bildirmişse de müvekkiline yapılan tebligatların … adresine çıkarıldığını ve müvekkilinin davadan haberi olmadığını, bu sebeple yokluklarında yapılan işlemlere muvafakat etmediklerini, müvekkiline ait 2020 yılı gelir ve gider defter dökümlerini ise dilekçe ekinde sunduklarını belirtmiş, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin …tarihli …numaralı … TL tutarında faturaya konu ürünleri teslim aldığını, teslim fişlerinin mevcut olduğunu iddia ettiğini ancak davacı ile müvekkili arasında her ne kadar ticari ilişki var olsa da bu ilişki düzenlenen her faturanın içeriğinin karşı tarafça teslim alındığı anlamını taşımadığını, faturada belirtilen ürünleri müvekkilinin teslim almadığını, oluşturulan faturanın açık hesaba dayalı kötüniyetli bir fatura olduğunu, davacı tarafın fatura içeriğinin teslim alındığı iddia etmesine rağmen herhangi bir teslim fişi sunmadığından davacının iddia edilen ürünlerin teslim edildiğini ve alacağının doğduğunu ispat edemediğini belirterek, taraflar arasında birçok kez alım satım yapıldığını, bunların …tarihli … TL tutarında, … tarihli … tutarında, … tarihli …TL tutarında ve … tarihli …TL tutarındaki faturalar olduğunu, müvekkililin ise yukarıda belirtildiği üzere babasının kredi kartından bu ödemeyi yaptığını ve yukarıda sayılan faturaların fiziki olarak oluşturulduğunu ancak işbu yargılamaya konu edilen faturanın e-arşiv fatura olduğunu, taraflar arasında aynı yıl içerisinde yapılan alım satıma ait faturaların fiziki fatura olduğunu ve miktarlarının belirli bir fiyat düzeyini geçmediğini, taraflar arasındaki teamül gereği faturaların fiziki olarak düzenlendiğini, fakat davaya konu faturanın müvekkiline davacı tarafından iletilmediğni, müvekkilinin faturadan icra takibi ile haberdar olduğunu, düzenlenen faturanın bilgisi dahilinde olmadığını, faturada iddia edilen ürünlerin teslim alınmadığını, e fatura olması sebebiyle muhasebe kayıtlarında yer almadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça … tarihinde toplam alacak olan …TL için borçluya ödeme emri ile takibe geçildiği, davalı borçlu …’ ın … tarihinde borca itirazı üzerine İcra müdürlüğünce takibin durdurulduğu ve eldeki davanın süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya davacı tarafın defter incelemesi için bilirkişiye tevdi edilmiş, mali bilirkişi … tarihli raporunda; Davacı tarafın ticari defterlerine göre, davacının davalı tarafa mal satılması şeklinde taraflar arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu ve bu ticari ilişkiye istinaden takip tarihi itibariyle davacının bakiye …TL. tutarında davalıdan açık hesap alacağının olduğunu, davalının iddia ettiği ve davalıya ait kredi kartı hesap ekstresinde belirtilen … tarihli …-TL. tutarındaki kredi kartı ödemesinin kabul edilmesi durumunda ise takip tarihi itibariyle davacının bakiye … TL tutarında davalıdan alacağının kalacağını, belirtilen bilgiler karşılığında, konusu muhteviyatındaki malların davalıya teslim edilip edilmediğinin taktirinin ise mahkemede olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce dosya davalı tarafın defter incelemesi için bilirkişiye tevdi edilmiş, mali bilirkişi … tarihli raporunda; davalının ikinci sınıf tacir tabir edilen tacirlerin tuttuğu işletme defterine kayıt edildiği, işletme defterinde sadece mal alış ve satış faturaları kayıt edilmekte, bu faturaların bedellerinin tahsil ve ödeme yapıldığı ile ilgili kayıt yapılamadığı, bu nedenle davalının işletme defterinde davacı adına kayıtlı olan faturaya istinaden ne kadar ödeme yapıldığı ve ne kadar borcun kaldığının tespit edilemediği, takip ve dava konusu alacağın dayanağı olan … tarihli …nolu … TL. bedelli faturanın davalı tarafın ticari defterlerinde … tarihli …sıra numarası ile davacıdan alınan alış faturası olarak, davacı adına kayıtlı olduğunu, davalının işletme defteri tutması ve işletme defterinde ödeme ve tahsilat kaydının yapılamaması nedeniyle, davalının ticari defterlerine göre takip ve dava konusu alacağın dayanağı olan faturaya istinaden davalının ne kadar bir borcun kaldığının tespitinin yapılamadığını, dava dosyası kapsamına göre, davalının iddia ettiği kredi kartı hesap ekstresinde belirtilen … tarihli …TL. tutarındaki kredi kartı ödemesinin kabul edilmesi durumunda önceki raporunda da belirttiği üzere … TL tutarında davalıdan alacağının kalacağını itiraz konusu olan takip ve dava konusu alacağın dayanağı olan fatura muhteviyatındaki malların davalıya teslim edilip edilmediğinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Dava, mal alım ve satımına ilişkin faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptaline ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle görev hususu incelenmiş olup, bu kapsamda tarafların tacir olup olmadıkları araştırılmıştır.
Davalının tacir olup olmadığının tespiti için Antalya Sanayi ve Ticaret Odası’na, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası’na ve Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı’na müzekkereler yazılmış olup, gelen müzekkere cevaplarının incelenmesinde, davacının esnaf kaydına rastlanılmadığı, davalının 2015 tarihinde esnaf siciline kayıt olduğu, 2022 yılında vergi kaydını terk ettiği, davacı ve davalının Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kaydının bulunmadığı, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu, 2021 yılı itibariyle gayri safi hasılatının … TL olduğunun bildirildiği görülmüştür.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Maddedeki ticari işletme kavramının neyi ifade ettiği hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir. 6102 Sayılı TTK’nun 11 maddesinde ticari işletme tanımı yapılmış ticari işletme ile esnaf arasındaki sınır Bakanlar Kurulunca çıkartılacak kararnamede gösterilir hükmüne binaen, 21/07/2007 tarih 26589 sayılı resmi gazetede yayınlanan 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile esnaf, sanatkar ve tacir sanayici ayrımı belirlenmiştir.
Bu belirlemeye göre VUK 177.maddesinde belirtilen hadlerden 1. ve 3. bendindeki konularda faaliyette bulunanların yarısını, 2.bendindeki faaliyetlerde bulunanların tamamı dikkate alınarak bu rakamları aşanlar tacir olarak kabul edilmiştir. TÜİK verilerine göre 2021 yılında defter hadlerine göre davalının yaptığı işe göre 2.bentteki sınırlara ilişkin gayrisafi hasılat 150.000,00 TL olarak belirtilmekle davalının esnaf olarak kabulü gerekmektedir.
Yukarıdaki tespitlere göre, olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı ve davalı tacir olmadığından mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.19/01/2023

Katip…
(e-imzalı)

Hakim…
(e-imzalı)