Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/333 E. 2021/790 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/333 Esas
KARAR NO : 2021/790
DAVA : Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/06/2021
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ev tipi olmayan pişirme veya ısıtma cihazlarının imalatçısı iken davalının … tanzim tarihli … vade tarihli 225.000,00 TL bedelli senet hakkında …Asliye Ticaret Mahkemesi …D. İş sayılı kararıyla müvekkil aleyhine ihtiyati haciz kararı aldığını ve … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip ile müvekkil aleyhine kambiyo senetlerinine özgü icra takibi başlattığını, müvekkili aleyhine başlatılan takibe konu senette bulunan imzaların müvekkile ait olmadığını ve imza örneklerinin gösteren belgelerle birlikte yetkiye, borca ve imzaya karşı itirazda bulunulduğunu, …İcra Hukuk Mahkemesi … E. Ve … K. Sayılı kararıyla müvekkil açısından Bursa 10. İcra Dairesinin yetkisizliğine karar verildiğini, bu kararın … tarihinde kesinleştiğini, mahkemenin yetkisizlik kararından önce ve yetkisizlik kararından sonra alacaklının talepleriyle müvekkil aleyhine ihtiyati haciz ve haciz işlemleri yapıldığını, bu bağlamda alacaklının talepleriyle … tarihinde müvekkilin menkul ve gayrimenkullerine ihtiyati haciz koyulduğunu, akabinde takip dosyasından yazılan talimatla Antalya 6. İcra Dairesi …Talimat sayılı dosya ile müvekkilin işyerine … tarihinde ve … tarihinde hacze gelindiğini, haciz tutanaklarına bakıldığında müvekkilin işyerine borçlu sıfatıyla hacze gelindiğini, …tarihli haciz tutanağında işyerindeki malların haczedildiği fakat yediemin deposuna kaldırılmadığı, … tarihinde ise yetkisizlik kararına rağmen işyerine tekrar hacze gelinip müvekkilinin tüm mallarının ve iş makinelerinin yedi emin deposuna kaldırıldığını, haciz tutanağında müvekkilin çalışanı tarafından yetkisizlik kararının ibraz edildiğinin gösterildiğini, buna rağmen haczin durmadığını, esas takibin olduğu icra müdürlüğünce yediemin deposuna kaldırılan mallar ile ilgili İİK’nin 97.maddesi uyarınca karar verilmek üzere dosyanın icra mahkemesine gönderilmesine karar verildiğini, …İcra Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı ilamıyla mallar ile ilgili İİK/99 maddesi gereğince işlem yapılmak üzere dosyanın icra müdürlüğüne iadesine ve alacaklıya yedi gün içerisinde istirdat davası açmakta serbestisine karar verildiğini, davalının … İcra Hukuk Mahkemesi’nin bu ilamını istinafa taşıdığını ve aynı zamanda istihkak davası açtığını, istinaf incelemesi sonucu Bursa BAM … Esas sayılı ilamında takibin kesinleşmediği, yetkisiz kararı verildiği, dolayısıyla Bursa İcra Müdürlüğü’nce konulan haczin konusuz kaldığı hususlarının belirtildiği, bu kararın temyiz edildiğini ve kesinleşmediğini, BAM’ın kararından da anlaşılacağı üzere müvekkili hakkında yapılan hacizlerin haksız ve hukuksuz olduğunu, davalının açtığı ve Bursa 9. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esasında görülen istihkak davasının da reddedildiğini, istinaf edilip kesinleşmediğini, davalının verilen yetkisizlik kararından sonra süresinde dosyayı ilgili icra müdürlüğüne gönderilmesi talebinde bulunmadığı için müvekkilinin Bursa 10.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyada 3. Şahıs konumuna geçtiğini, Bursa 10. İcra Dairesinin … tarihli karar tensip tutanağı ile talimatla yediemin deposuna kaldırılan menkuller hariç diğer hacizlerin kaldırılmasına karar verildiğini, davalının bu arada Antalya 1. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasında yeniden kambiyo senedine mahsus takip yoluyla müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, müvekkili tarafından borca ve imzaya itiraz davası açıldığını, Antalya 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esasında görülen davada davalının dilekçeler aşamasında davayı kabul etmesi üzerine davanın kabulüne karar verildiğini, davalının istinaf etmesi üzerine Antalya BAM 12. Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yerel mahkeme ilamı kaldırılarak icra takibinin açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın temyize taşındığı için kesinleşmediğini, müvekkilinin gerçekleştirilen haksız hacizler sebebiyle işini yürütemez hale geldiğini, bankalardan çektiği kredi borçlarını ödeyemediğini ve işyerine kapatmak zorunda kaldığını, davalının kötü niyetli olduğunu ve haksız haczi sebebiyle müvekkilinin maddi zararlarını karşılaması gerektiğini, davalının ayrıca borçları sebebiyle müvekkile karşı başlatılan takip dosyalarının masraflarından da sorumlu olduğunu, müvekkilinin ticari itibarının da zedelendiğini belirterek belirsiz alacak olarak açtıkları davanın kabulü ile, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL (Beş bin TL) maddi tazminatın haksız haczin gerçekleştirildiği …tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsil edilmesine, 30.000TL(Otuz Bin TL) manevi tazminatın haksız haczin gerçekleştirildiği … tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsil edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Davada görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemeleri olmadığını, uyuşmazlığın münhasıran ticari davayı ilgilendiren bir yanı bulunmadığını, görev hususu kamu düzeninden olup, mahkemece resen gözetilmesi gerektiğini, bu nedenle görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının haksız hacizden bahisle tazminat talebinde huzurdaki davada dava konusu haciz işlemini Bursa 10. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı icra dosyasından alınan talimatla Antalya 6. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından … ve … tarihlerinde yapıldığını, huzurdaki davanın ise … tarihinde açıldığını, TBK’nın 72.maddesinde öngörülen 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağının ortada olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, haciz adresinin müvekkili tarafından satışı gerçekleştirilen malların sevk irsaliyesi üzerindeki teslimat adresi olduğunu, müvekkili tarafından malların teslimat adresinin bizzat … ve … tarihli hacizlerin yapılmış olduğu adres olduğunu, yalnızca bu durumun bile müvekkilinin iyi niyetinin ispatı için yeterli bir husus olduğunu, mahalde takibi kesinleşen borçluya ait evrakların bulunmasının mülkiyet karinesinin alacaklı lehine olduğuna karine olduğunu, davacının borçlu şirketin yetkilisinin kardeşi olduğunu, organik bağ bulunduğunu, takibin yetkisiz yerde başlatılmasının takibin haksız olduğu anlamına gelmeyeceğini, belirterek görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini, zamanaşımı itirazları doğrultusunda yasal süre geçmiş olduğundan zamanaşımı nedeni ile davanın usulden reddine, belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacak davanın usulden reddine, hukuki ve delili mesnetten yoksun, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, haksız fiil niteliğindeki haksız haciz sebebiyle açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce öncelikle görev yönünden inceleme yapılmıştır. Davacı dava dilekçesinde İİK’nin 259/1 maddesini hukuki sebep olarak göstermiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun”İhtiyati hacizde teminat” başlığını taşıyan 259. Maddesinde; “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder. Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu madde haksız ihtiyati haciz sebebiyle zarara uğrayan borçlu veya 3.kişinin uğradığı zararların tazmin edilmesini düzenlemektedir. Yani ortada haksız şekilde verilmiş bir ihtiyati haciz kararı olmalı ve bundan dolayı borçlu veya 3.kişi zarara uğramalıdır. Somut olayda ise incelenen takip dosya evrakları ve mahkeme ilamlarından anlaşılacağı üzere ihtiyati haciz kararının haksızlığı yönünde yapılmış bir tespit bulunmamaktadır. Davalı alacaklı bonoya dayalı Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden aldığı ihtiyati haciz kararı üzerine Bursa 10. İcra Müdürlüğü …E. Sayılı takip dosyasıyla borçlular …şirketi ve davacı … aleyhine takip başlatmış, şirket hakkında yapılan takip kesinleşmiş ve fakat davacının borca ve yetkiye itiraz davası açması sebebiyle hakkındaki takip kesinleşmeden borçlu sıfatıyla …’in takip ve ödeme emrinde yazılı adresinde haciz yapılmıştır. İlk haciz işleminden sonra mallar yediemin deposuna aktarılmamış ise de yetki itirazına bakan mahkemece icra müdürlüğünün yetkisiz olduğuna karar verilmesine rağmen davacının adresine ikinci kez hacze gidilmiş ve icra memuruna yetkisizlik kararı ibraz edilmesine rağmen alacaklının talebiyle haciz işlemlerine devam edilerek önceden haczedilen mallar yedi emin deposuna kaldırılmıştır. Davacı eldeki davada bu sebeple uğradığı zararın tazminini istemektedir. Davacı ayrıca takibe konu senetteki imzanın da kendisine ait olmadığını, bununla ilgili daha sonradan yetkili icra müdürlüğünde başlatılan takibe karşı yaptığı itiraz sonucu açılan imzaya itiraz davasında davasının kabul edildiğini belirtmektedir. Olaya ilişkin … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davalının davayı kabulü sebebiyle davanın kabul edildiği görülmüş, istinaf sonucu Antalya BAM 12. Hukuk Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında ise, yetkisizlik kararına rağmen süresinde yetkili icra dairesine gönderilme talebi bulunmadığından takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken imza itirazının kabulüne dair hüküm tesisi doğru görülmeyerek ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılmıştır. Neticeten senetteki imzanın davacıya ait olmadığına yönelik yapılmış bir bilirkişi incelemesi olmayıp, bu yönde maddi olayı kabul eden herhangi bir mahkeme kararı da bulunmamaktadır. Eldeki davanın dayanağı, hakkında henüz takip kesinleşmemişken borçlu sıfatıyla davacının adresinde mallarının haczedilmesidir. Buradaki haksızlık, takibin kesinleşmemesine ve hatta takibi başlatan icra dairesinin yetkisiz olduğuna ilişkin mahkeme kararı sunulmasına rağmen hacze devam edilerek işlemlerin tamamlandığı iddiasına dayandırılmaktadır. Bu husus haksız fiil niteliğindedir. Dolayısıyla eldeki dava İİK’nin 259 maddesine göre değil genel hüküm niteliğindeki TBK’nın 49.maddesine göre incelenip değerlendirilecektir.
Eldeki dava konusu ile benzer nitelikte olan ve Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan bir dava hakkında Ticaret Mahkemesi’ne yönelik verilen görevsizlik kararının temyiz edilmesi üzerine incelemeyi yapan Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, … tarih, … Esas, … sayılı ilamında; “Dava konusu … keşide, … vade tarihli, 35.000,00 TL bedelli, keşidecisi davacı …, lehtarı … olan bonoya istinaden davalı tarafından, İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … gün ve …D. İş Es.-Kar. sayılı kararı ile ihtiyati haciz kararı alındığı, ardından İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Es. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, İstanbul 6. İcra Mahkemesinin … E.-K. sayılı dosyasındaki …tarihli kararıyla davacının borca ve imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dava, haksız haciz nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup davaya bakmakla genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde görev yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçeleriyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu belirterek bu mahkemenin verdiği görevsizlik kararını bozmuştur.
Yine somut olayla benzer nitelikteki bir davada İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2021 tarih, 2021/2302 Esas 2021/2242 Karar sayılı ilamında; Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı kararıyla ödenmeyen kira bedeli nedeniyle davacıya karşı ihtiyati haciz kararı verilmiş olup davacı eldeki davada söz konusu ihtiyati haczin haksız olduğunu iddia ederek bu nedenle maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek uğradığı zararların tazminini istemiştir. Mahkemece, ihtiyati haciz kararı hususunda görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu belirtilerek davanın usulden reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun”İhtiyati hacizde teminat” başlığını taşıyan 259. Maddesinde; “İhtiyati haciz istiyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeğe mecburdur. Ancak alacak bir ilama müstenid ise teminat aranmaz. Alacak ilam mahiyetinde bir vesikaya müstenid ise mahkeme teminata lüzum olup olmadığını takdir eder. Tazminat davası ihtiyati haczi koyan mahkemede dahi görülür.” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddede düzenlenen dava haksız fiil niteliğinde olan haksız ihtiyati haciz nedenine dayalı tazminat davası olmayıp ihtiyati hacizde haksız çıkan tarafın borçlunun veya üçüncü kişilerin bu yüzden uğradığı zararın tazmini için açılacak davadır. Somut olayda ise haksız fiil niteliğinde olan haksız ihtiyati haciz nedenine dayalı tazminat davasıdır. Bu davada ihtilaf, İİK’nın 259. Maddesine göre değil, 6098 sayılı TBK’nın 49. Maddesinde düzenlenen haksız fiil hükümleri çerçevesinde çözümlenecektir. Dosya kapsamından; Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı kararıyla ödenmeyen kira bedeli nedeniyle davacıya karşı ihtiyati haciz kararı verildiği anlaşılmaktadır. Dava, haksız haciz nedenine dayalı olarak açılmış olan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup davaya bakmakla genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.” gerekçeleriyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ve belirtilen yüksek mahkeme kararları dikkate alınarak haksız fiil niteliğinde haksız hacizden kaynaklı açılan iş bu tazminat davasında görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olup mahkememizin görevli olmadığı, görev hususunun kamu düzeninden olmakla mahkemece resen ve her aşamada incelenmesi gerektiği anlaşılmakla göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.23/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)