Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/231 E. 2023/294 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/231
KARAR NO : 2023/294
DAVA : Yargılanmanın Yenilenmesi
DAVA TARİHİ : 12/06/2019
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Yargılanmanın Yenilenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle: Mahkememizin … esas … karar sayılı dosyası üzerinden davacı … tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin açılan davanın kabulüne karar verildiği ve bu kararın bilahare kesinleştiği ancak, mahkeme kararına konu çek bedelinin müvekkili tarafından davacıya ödenmiş olması karşısında verilen davanın kabulüne ilişkin karar ile davacının mükerrer tahsilat yapmasına yol açıldığı, yapılan kesinleştirme işleminin usulsüz olduğunu zira müvekkili tarafından yapılan araştırmada, müvekkilinin bir kısım banka işlemleri için kendisinin Ulusal Elektronik Tebligat Sistemine kaydının yapıldığını öğrendiğini, itirazın iptaline ilişkin davada dava dilekçesinin normal yol ile tebliğe çıkarıldıktan sonra diğer tebligatların müvekkilinin Ulusal Elektronik Tebligat Sistemindeki adresine gönderildiğini ve en son kesinleştirmeye dayanak gerekçeli karar tebliğinin de bu şekilde yapıldığını, ancak müvekkilinin UETS sistemine gir- mek aklına gelmediği için gerekçeli kararın elektronik sistem üzerinden tebliğinden haberdar olmadığını, bunun müvekkilinin iş bu yargılamanın iadesi talebine ekli elektronik posta hesabı görselinden bu tebligatın açılmadığının görüldüğünü, kanuna göre müvekkiline bu usulle bir tebligat yapılamayacağını, zira müvekkilinin kanunda sayılan kişilerden olmadığı, kaldı ki müvekkilinin, davacı …’unun cezaevinde bulunduğu sırada iş bu çeke dayalı girişilen takip ve sonrasında açılan dava sebebiyle eşi ve vasisi …’na borcunu ödediğini, davalı …’nunun da yine ekte bulunan “ibraname ve sulh tutanağıdır” başlıklı belgeyi imzalayarak müvekkili hakkındaki davadan ve davaya konu icra takibinden vazgeçtiğini, herhangi bir hak ve alacağının kalmadığını beyan ve taahhüt ettiğini, ancak bu taahhüdüne rağmen davanın davacı tarafça devam ettirilip kendi lehlerine sonuçlandırıldığını, müvekkilinin bu borç için biri 35.000,00 TL bedelli çek, diğeri 10.000,00 TL nakit olmak üzere eşi ve vasisi …’ na ödeme yaptığını, bu ödemenin de ibranamedir başlıklı dilekçe ekindeki belge ve eki çek fotokopisi ile sabit olduğunu, dava konusu borç ödenmiş olduğundan davalının müvekkilden başkaca hak ve alacağı kalmadığı, söz konusu evrakların elinde olmayan nedenlerle henüz ele geçirildiğini, böylelikle mahkeme kararının dayanağını ortadan kaldıracak ve onu tamamen değiştirecek nitelikte bir delil ortaya çıktığını bu belgelerin bilahare ortaya çıkmasının HMK. 375/1-ç maddesinde belirtilen duruma tekabül ettiğini belirterek; öncelikle yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini bu talebin kabulünden sonra davanın reddine karar verilmesini ve tedbiren teminatsız veya teminat karşılığı icra işlemlerinin durdurulması ve hacizlerin kaldırılmasına da karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin … tarihli dilekçesi ile; Davalı tarafın dilekçesinde belirttiği ibranamenin geçersiz olduğunu, ibranamede yer alan vasi davalının ceza evine girmesi sonucunda Antalya L tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu tarafından resen yapılan başvuru sonucu atanan eşi … olduğunu, şahsın vasi olarak atanmasının Antalya … Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından … Esas sayılı dosya ile … tarihinde olmakla beraber ibraname tarihinde vasi olmadığını, kaldı ki vasi olsa dahi davalı ibraname işlemiyle borç başlangıç miktarından (60.000 TL) çok daha az bir miktar olan 45.000 TL’ye anlaşarak zarara uğrattığını, söz konusu ibranamenin gerçekleşebilmesi için vesayet makamının izninin gerekli olduğunu, İbranameye o tarihte davalının muvafakatinin olup olmamasının da kısıtlı olması açısından bir değişiklik yaratmayacağını, bunun yanı sıra davalı cezaevinde iken Antalya … Aile Mahkemesi … Esaslı dosyasında ibraname tarihinde vasi olduğu iddia edilen eşi …’nun ve davacı vekillerinin aynı olduğunu, ibraname tarihinin üzerinden 1 seneden fazla zaman geçmesine rağmen davalı tarafın bu iddialarını yargılama esnasında ileri sürmediğini, davalı vekilinin … tarihinde dosyadan çekildiğini, ve ibraname tarihinin … olduğunu, avukatın , kendisine tevdi olunan evrakı, vekaletin sona ermesinden itibaren 3 yıl süre ile saklamakla yükümlü olduğunu, dolayısıyla ortaya belgenin yeni ortaya çıkması veya elde olmayan nedenlerle henüz ele geçirilmiş olması hususuna katılmadıklarını, davalı tarafın e-tebligata yönelik beyanlarına katılmamakla birlikte tebligatların usule uygun yapıldığını, Antalya Genel İcra Dairesi … esaslı dosya hakkında tedbir kararı verilmesinin davalıyı mağdur edeceğini, davalı tarafın zaman kazanmak ve borcu ödememek için böyle bir talepte bulunduğunu, taşkın haciz iddialarına katılmamakla birlikte davalı tarafa ait araçların çoğunun ipotekli olduğunu, dolayısıyla borca yeter haciz olup olmadığının bilinmediğini, davalı tarafın iddia ettiği gibi bir mal varlığı bulunması halinde hacizlerden kurtulmak için tedbir ve yargılamanın iadesi kararı verilmesine gerek olmadığını, borç miktarı ödendikten sonra istirdat davası açabileceklerini belirterek davalı tarafın borcu ödemekten kaçınmak amacıyla yapmış olduğu yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekilinin … tarihli dilekçesi ile; Dosyada davacı tarafın iade-i muhakemeyi kabul etmiş olduğunu, Antalya Genel İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyasını sehven yapıldığını, yargılamayı sürüncemede bırakmamak adına davayı kabul ettiklerini beyan ettiğini, davacının iş bu iade-i muhakemeyi kabul ettiği açıkça görülmekte olup, duruşma günü beklenilmeksizin kararın tamamen kaldırılarak davacının davasının reddi ile Antalya Genel İcra Müdürlüğü … Sayılı dosyasındaki takibin iptaline karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkememiz asıl dosyası incelendiğinde: Davacı alacaklı tarafından açılan itirazın iptaline ilişkin dava üzerine dava dilekçesi ekli tebligatın davalı iadeyi muhakeme talep eden …’ın bizzat kendisine tebliğ edildiği, vekili marifetiyle cevap dilekçesi vermek üzere süre talep edildiği, bu talebinin kabul edildiği ön inceleme duruşmasına ilişkin davetiyenin vekiline tebliğ edildiği bilahare bizzat kendisine vekilinin çekildiğine ilişkin davetiye çıkartıldığı, bu davetiyenin … tarihinde tebliğ edildiği, yine davalı iadeyi muhakeme talep eden …’a … tarihli duruşmaya ilişkin davetiyenin biz- zat tebliğ edildiği, yine … tarihli duruşma gününün de davacıya bizzat tebliğ edildiği, alınan bilirkişi raporunun UETS üzerinden davalı iadeyi muhakeme talep edene normal yol ile tebliğe çıkarıldığı, tebliğ mazbatasından tebligatın … tarihinde yapıldığının anlaşıldığı, davalı veya vekilinin herhangi bir duruşmaya katılmadığı, mahkememizce verilen … tarihli gerekçeli kararın davalıya UETS üzerinden … tarihinde tebliğ edildiği ve bilahare kararın kesinleştirildiği görülmektedir.
Yargılamanın yenilenmesini isteyenin, dosyaya … tarihli, davacı … tarafından imzalanmış “ibraname ve sulh tutanağıdır” başlıklı imzalı belge foto- kopisi, davalının vekili ile … arasında imzalanmış tarihsiz ibraname- dir başlıklı belge ve konusu çek fotokopisi örneğinin dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Antalya …Sulh Hukuk Mahkemesine müzekkere yazılarak, davaya konu alacakla ilgili davacı … ‘na ibra yetkisi verilip verilmediğinin mahkememize bildirilmesi verildi ise kararın bir örneğinin mahkememize gönderilmesinin istenildiği, gelen yazı cevabında vasiye herhangi bir yetki verilmediğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava, 6100 sayılı HMK 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen yargılamanın iadesi davasıdır.
HMK’nun 374. Madde gereğince kesin olarak verilen veya kesinleşmiş hükümlere karşı yargılamanın iadesi talep edilebilir.
Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.
Yargılamanın iadesi talebinde bulunan mahkememizin … esas … karar sayılı dosyasında davalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 375. maddesinde yargılamanın yenilenmesi nedenleri sınırlı olarak belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK 375-(1)/ç maddesince; “Yargılama sırasında, aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen bir belgenin, kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması.” hali düzenlenmiştir. Öncelikle anılan maddede belirtilen “sonradan ele geçirilmiş olan belgenin”, ilk davanın görüldüğü sırada mevcut bulunması ve kararın verilmesinden sonra ele geçirilmesi ve aleyhine hüküm verilen tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilememesi gerektiği tabiidir.
Yargılamanın iadesi süresi HMK madde 377’de düzenlenmiş olup, 377/1-c maddesine göre bu süre yeni belgenin elde edildiği veya hilenin farkına varıldığı tarihten itibaren üç ay ve her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.
HMK 379. Maddesinde “Yargılamanın iadesi talebi üzerine mahkeme, tarafları davet edip dinledikten sonra;
a) Talebin kanuni süre içinde yapılmış olup olmadığını,
b) Yargılamanın iadesi yoluyla kaldırılması istenen hükmün kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olup olmadığını,
c) İleri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığını, kendiliğinden inceler.
(2) Bu koşullardan biri eksik ise hâkim davayı esasa girmeden reddeder.” düzenlemesi yer almaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava, Antalya …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasında yapılan yargılamanın yenilenmesi talebine ilişkin olup, mahkememizin yargılamanın iadesi istemine konu kararının istinaf edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. HMK’nun 379 maddesinde talebin ön incelemesi aşamasında ileri sürülen yargılamanın iadesi sebebinin kanunda yazılı sebeplerden olup olmadığının mahkemece kendiliğinden inceleneceği düzenlenmiş olup, her ne kadar davalı tarafça yargılamanın iadesi talebine konu mahkememizin … esas … karar sayılı dosyasında, gerekçeli kararın tebliğinin UETS ile yapıldığı, bu sistemdeki kaydından haberi olmadığı bu nedenle tebligatın geçersiz olduğunu, dava dilekçesinde ekli ibranameye ilişkin söz konusu evrakların elinde olmayan nedenlerle henüz ele geçirildiğini, mahkeme kararının dayanağını ortadan kaldıracak ve onu tamamen değiştirecek nitelikte bir delil ortaya çıktığını, bu belgelerin bilahare ortaya çıkmasının HMK. 375/1-ç maddesinde belirtilen duruma tekabül ettiğini belirterek yargılamanın iadesi talep edilmiş ise de, tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin beyanlarının, yargılamanın yenilenmesi sebepleri arasında sayılmadığı gibi,UETS kaydı bulunduğundan başka türlü tebligatında yapılamayacağı, tebligatın usule uygun yapıldığı, davalı tarafından ibraz edilen ibranameye ilişkin belgelerin önceki davanın açılmasından sonra, yargılama devam ederken karar verilmeden önce düzenlendiği, ancak yargılama esnasında ileri sürülmediği ve bu yargılamada dosyaya ibraz edilmediği, yargılamanın yenilenmesini isteyen davalı taraf vekilinin, söz konusu evrakların elinde olmayan nedenlerle henüz ele geçirildiğini bildirmiş ise de, bunun nedeninin açıklanmadığı ve somut bir delil sunulmadığı, kaldı ki kendi imzasının bulunduğu belgenin bir nüshasının kendisinde de bulunması ve dosyaya sunulması gerektiği ve bu belgelerin sonradan ortaya çıkan belgeler olmadığı ve davalının söz konusu belgeyi elinde olmayan zorlayıcı nedenlerle elde edilememesi gibi bir durumun da bulunmadığı,bu nedenlerle sunulan belgelerin 6100 sayılı HMK’nin 374/1-ç maddesi kapsamında davalı tarafın elinde olmayan nedenlerle elde edilemeyen ve kararın verilmesinden sonra ele geçirilen bir belge olarak kabul edilemeyeceği anlaşıldığından, yasa da sınırlı olarak sayılan sebeplerden hiçbirine uymayan yargılamanın iadesi talebinin 6102 sayılı HMK’nun 379/1-c ve 379/2 maddeleri gereğince reddine karar vermek karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan, peşin olarak alınan 853,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 673,98 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00 TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat kaydedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı. 04/05/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır