Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/579 E. 2023/76 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/579 Esas
KARAR NO : 2023/76
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2020
KARAR TARİHİ : 14/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın limit revize masrafı adı altında ödeme tarihinden itibaren işlemiş faizlerle birlikte 1.339,22.-TL kesinti yaptığını, sözleşmede böyle bir komisyondan bahsedilmediğini, … Bankasının ve … Bankasının da böyle bir kesinti yapmadığını, yapılan haksız kesintinin iadesi için Antalya Genel İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine haksız şekilde itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişkarar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı davaya yanıt vermemiş, davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından, tahsil edilen komisyon tutarını gösteren hesap özetleri, emsal bilirkişi raporları delil olarak dosyaya sunulmuş, mahkememizce davalı bankadan kredi sözleşmesi ve alınan komisyonlara ilişkin belgeler celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, genel kredi sözleşmesi uyarınca davalı banka tarafından tahsil edilen masraf ve komisyon tutarlarının iadesine yönelik başlatılan ilamsız takipte vaki itirazın iptaline ilişkindin.
Antalya Genel İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı tarafça davalı aleyhine 2 ayrı asıl alacak ve işlemiş faizleriyle birlikte toplam 1.339,22.-TL üzerinden ilamsız takibe giriştiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun yetkiye, borca ve ferilerine itirazı ile takibin durduğu, eldeki davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 7.2.1. maddesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili mahkeme olarak kararlaştırılmış ise de 7.2.2 maddesinde müşterinin yerleşim yerinde de takip yapılabileceği ve dava açılabileceği ayrıca kararlaştırıldığından ve davacını yerleşim yeri Antalya olduğundan davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz reddedilmiştir.
Mahkememizce dosya bankacı bilirkişi …’a tevdi edilmişse de bu bilirkişinin raporunu uzun süre ibraz etmemesi sebebiyle dosyada başka bir bilirkişi görevlendirilmiştir.
… tarafından sunulan bilirkişi raporunda özetle; kesintilerin taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin tamamının okunduğu, genel işlem koşulu niteliğindeki maddelerle ilgili müzakere yapıldığı ile ilgili kısmın davacı müşteri tarafından el yazısı ile isim ve adres yazılarak imzalandığı dolayısıyla davacının bilgisi dahilinde yapılan bu kesintiler için basiretli bir tacir gibi hareket ederek genel işlem koşulları açısından bir aykırılıktan söz etmesinni mümkün olmadığı, sözleşmenin komisyon, vergi, fon, resim, harç ve masraflar başlıklı maddesine göre kredi kullandırımı sırasında banka tarafından ücret ve masraf alınabileceğinin kararlaştırıldığı, davanın 2 ayrı kalemde alınan toplam 787,50.-TL’lik limit revize masrafına ilişkin olduğu, bankaların özellikle ticari kredi müşterilerini belirli aralıklara izleyerek dönemsel mali tablolarındaki gelişmeleri piyasadaki itibarını vs. Konularda yeniden değerlendirme yapmak ve kredi değerlerini revize etmek durumunda olduklarını, bu işlemlerin belirli bir mesai ulaşım ve iletişim gibi ek masraflar gerektirdiğini, bu masrafların limit revize kredi izleme gibi isimlerle müşteriden tahsil edildiğini, güncel banka tarifeleri dikkate alındığında davalı bankanın yaptığı kesintileri makul olduğu, TCMB’nin 2020/4 sayılı tebliği ekindeki tabloda belirtilen ücret sınıflandırılmasına dahi uygun olduğu, neticeten yapılan kesintilerin haklı olup, iadesine yer olmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili bilirkişinin diğer dosyalarda sürekli aleyhe rapor düzenlediğini belirterek bilirkişi görevlendirilmesine itiraz etmişse de, bilirkişinin farklı dosyalarda davacı aleyhine rapor düzenlenmesinin bilirkişinin reddi için yeterli olmadığı, davacı vekilinin belirttiği Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün … tarihli kararında da açıkça bilirkişinin şahsı için bir yorum veya değerlendirme bulunmayıp, sunulan rapor hakkında değerlendirmelerin yer aldığı, dolayısıyla davacının bilirkişinin görevlendirilmemesine yönelik talebini haklı gösterir herhangi bir dayanağının bulunmadığı anlaşıldığından dosyada başkaca rapor alınmamış, rapor somut verilerek dayandığından mahkememizce dikkate alınmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesinde, somut verilere dayanması ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı ile davalı banka arasında 17/04/2015 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı bankanın bu sözleşme sebebiyle limit revize masrafı adı altında tahsilatlar yaptığı, davacının tacir olup taraflar arasındaki ilişkinin de ticari olduğu bu nedenle davacının Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerine dayanamayacağı, sözleşmenin Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra akdedildiği, bu itibarla somut olayda TBK’nın genel işlem koşullarına ilişkin 20 ve devamı maddeleri uyarınca yapılan değerlendirmede; bu sözleşmenin çeşitli maddelerinde yapılacak işlemlerden ötürü masraf alınacağının belirtildiği, davacının tahsil edilecek ücret ve masraflara ilişkin bilgilendirme formları ve listeleri imzaladığı, bankanın ücret ve komisyon tarifesini güncel olarak bildirdiği, bankalar arasında kredilerden komisyon alınmasının teamül haline geldiği, ki tacir olan bankanın yaptığı … karşılığı ücret istemesinin TTKnın 20. Maddesi uyarınca mümkün olduğu, davalının diğer bankalar gibi ticari kredi müşterilerini belirli aralıklara izleyerek dönemsel mali tablolarındaki gelişmelerini piyasadaki itibarlarını vs. konularında yeniden değerlendirme yapmak ve kredi değerlerini revize etmek durumunda olduğu, dava konusu ücretin bu araştırma yapılırken ortaya çıkan masraflar sebebiyle davacı müşteriden tahsil edildiği, yapılan kesintilerin bankacılık teamüllerine, sözleşmeye ve emsal banka uygulamalarına uygun ve makul olduğu, hatta TCMB’nin 2020/4 sayılı tebliğine de uygun olduğu, dolayısıyla davacının durumunu ağırlaştıracak bir tahsilat yapılmadığı, bu itibarla komisyon alınacağına ilişkin düzenlenen sözleşme hükümlerinin yani genel işlem koşullarının yorum, yürürlük ve içerik denetimi açısından geçerli olup sözleşme serbestisi çerçevesinde kararlaştırılan bir bedelin tahsilinde hukuka aykırılığın bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90 TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50.-TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 1.339,22-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/02/2023

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)