Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/509 E. 2022/59 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/509 Esas
KARAR NO : 2022/59
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2020
KARAR TARİHİ: 25/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı şirketten … şasi numaralı, … plaka sayılı, 2010 model, … marka ticari kamyonu, Antalya 17. Noterliğinin … tarih ve …yev. nolu araç satış sözleşmesi ile 100.000,00.-TL bedelle satın aldığını, satıştan sonra aracın hasar kayıtlarını sorgulayan müvekkilinin dava konusu aracın hasar kayıtlarının ve 11.01.2013 tarihli kaza sebebiyle 71.650,00-TL tutarlı ağır hasar kaydının olduğunun kendisine bildirilmediğini anladığını, aracın ayıplı olarak müvekkiline satıldığını, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduklarını ve bu dosyada alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın hasar kayıtlı rayiç değerinin 110.500-TL olduğunun, aracın hasar kayıtsız haldeki rayiç değerinin 130.000-TL olduğunun ve hasar kaydının mevcudiyetinden kaynaklı bedel indiriminin nispi metoda göre 15.000-TL olduğunun ifade edildiğini, bilirkişi raporunda satış tarihi itibariyle aracın hasar kayıtsız halinin değerinin 130.000,00.-TL, hasar kayıtlı halinin değerinin 110.500-TL olduğunun belirtildiğini, bu hususu kabul etmediklerini, hasar kayıtsız haldeki rayiç değeri 130.000,00-TL olan herhangi bir araca kıyasla 71.650,00-TL hasar kaydı olan bir aracın diğerinden sadece 20.000,00-TL düşük olmasının kabul edilemeyeceğini, 2. el araç piyasası araştırması yapıldığında tespit konusu aracın satış tarihi itibariyle hasar kayıtlı bedelinin en fazla 70.000-TL civarında olduğunu, hasar kaydı sebebiyle meydana gelen bedel indiriminin 15.000-TL’nin üzerine çıkacağını belirterek davanın kabulüne, şimdilik 100-TL olmak üzere araçtaki gizli ayıp sebebiyle satış bedelinde indirim yapılması gereken tutarın bilirkişi marifetiyle tespitini ve bu bedelin satış tarihi olan 27.05.2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …d.iş sayılı dosyası da dahil olmak üzere yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkili şirketten satın alınan … plakalı araca ilişkin olarak açılan alacak davasının usul ve kanuna aykırı olarak ikame edildiğini, davacının satın almış olduğu aracın ağır hasarlı olduğunun kendisine bildirilmediğini iddia ettiğini, bu hususun hayatın olağan akışına uygun olmadığını, davacının satın almış olduğu aracın 2010 model … kamyon olarak bilindiğini, satış işleminin yapıldığı dönemde piyasa rayiç değerinin 120.000-125.000 TL bandında olduğunu, dava konusu aracın yeni üretiminin satış tarihi itibariyle bittiğini, yeni aracın daha sonra 3238 c olarak piyasaya sürüldüğünü, aracın yeni modelinin üretime geçmiş olmasının, satışa konu aracın artık üretilmemesinin ve de aracın hasar kaydının olması nedeniyle araç piyasa muadillerinden yaklaşık olarak en az 20.000,00 TL daha az bedelle davacı tarafa satıldığını, bu durumun davacı adına 27/05/2014 tarihinde kesilen, … numaralı fatura ve Antalya 17. Noterliğinin … Yevmiye Numaralı 27/05/2014 tarihli satış sözleşmelerinden de anlaşılacağını, davacının herhangi bir zararının olmadığını, kaldı ki satımın ticari olup, TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca davacının gerekli olan ihbar ve muayene yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ayıp ihbarında bulunmadığını, dolayısıyla TBK’nın 223.maddesi uyarınca satılanı kabul etmiş sayıldığını belirterek davacının davasının reddine, yargılama giderlerinin ve ücret-i vekaletin davacı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı tarafça araç satışına ilişkin noterde düzenlenen sözleşme, gelen mesaj kayıtları, değişik iş tespit raporu, satış ilanları, davalı tarafından araç satış sözleşmesi ve irsaliyeli fatura sureti delil olarak sunulmuş, mahkememizce sigorta bilgi ve gözetim merkezinden dava konusu aracın hasar kayıt bilgileri, ekspertiz raporları, sigorta poliçesi, kaza tutanağı gibi bilgi ve belgeler istenmiş, gelen yazı cevabı dosya arasına alınmış, aracın tescil kayıtları il emniyet müdürlüğünden getirtilmiş, değişik iş dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu aldırılarak tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Dava, ticari satımda ayıptan kaynaklı bedelde indirim hakkına dayalı alacak davasıdır.
Taraflar arasında dava konusu ikinci el aracın noterde yapılan 27/05/2014 tarihli araç satış sözleşmesiyle 100.000,00-TL bedelle davalı tarafça davacıya satıldığı, aracın satış öncesi hasar kaydının mevcut olduğu noktalarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının ayıbı bilip bilmediği, bilmesinin gerekip gerekmediği, ihbar ve muayene külfetine uyup uymadığı noktasında toplanmaktadır.
Tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye verilmiş olup, sunulan 15/02/2021 havale tarihli bilirkişi raporunda; aracın ikinci el olarak 27/05/2014 tarihinde davacı tarafça 100.000,00-TL bedelle satın alındığı, aracın sigorta bilgi ve gözetim kayıtları incelendiğinde 31/10/2009 tarihinde çarpma, 11/01/2013 tarihinde 71.650,00-TL tutarında ağır hasarlı, 12/01/2013, 05/12/2014 ve 06/05/2017 tarihlerinde çarpma şeklinde kayıtlarının bulunduğu, aracın satış tarihi itibariyle ikinci el piyasa fiyatının yaklaşık 130.000,00-TL olduğu, davacının aracın en fazla 70.000,00-TL civarında olabileceği görüşünün piyasa şartlarında mümkün olmadığı, mekanik hasarların değer kaybı hesabına dahil edilmediği, aracın kaza geçmişi incelendiğinde kaporta hasarları mekanik hasarlar ve kupasının değişmiş olması sebebiyle satış tarihi itibariyle ikinci el piyasa fiyatının yaklaşık 109.000,00-TL olduğu, davacının aracı zaten 100.000,00-TL bedele satın aldığı, dolayısıyla ayıp sebebiyle talep edebileceği herhangi bir indirimin olmadığı hususlarının belirtildiği görülmüştür.
Davacının rapora itirazı üzerine bilirkişiden alınan ek raporda özetle; davacının rapora itiraz dilekçesi ekinde sunduğu satış ilanlarının şubat 2021 tarihli olup, dava konusu satış tarihiyle ilgisiz oldukları, nispi metod yöntemine göre hesap yapılacak olur ise aracın satış tarihi itibariyle ayıpsız değerinin 130.000,00-TL, ayıplı değerinin 109.000,00-TL olup, aracın davacıya satış bedelinin 100.000,00-TL olduğu, 100.000,00-(100.000,00×109.000,00/130.000,00) = 16.153,85-TL tutarında indirim yapılması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Tacirler arasındaki satış ve mal değişimi işlemlerinde öncelikli olarak uygulama alanı bulan TTK’nun 23/1-c maddesine göre; Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK’nun 223/2 maddesine göre ; Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Mevcut yasal düzenlemeler dikkate alındığında tacirler arasındaki satış ve mal değişimi işlemlerinde öncelikli olarak uygulama alanı bulan TTK’nun 23/1-c maddesinde açık ve açıkça belli olmayan ayıplarda muayene ve ihbar külfeti düzenlenmiş olup, bunun dışındaki durumlarda TBK’nun 223/2 maddesine atıf yapılmıştır. Dolayısıyla tacirler arasındaki satış işlemlerinde gizli ayıp bulunması halinde TBK’nun 223/2 maddesi dikkate alınacaktır. Buna göre satılanda olağan gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde(gizli ayıp) alıcı ayıbı hemen satıcıya bildirmek zorundadır. Aksi halde satılanı bu ayıpla birlikte kabul etmiş sayılır. Maddede geçen “hemen ” ifadesiyle alıcının fırsat bulur bulmaz derhal ihbar etmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Somut olayda davacı satıştan önceki özellikle 11/01/2013 tarihli 71.650,00-TL tutarlı ağır hasar kaydının kendisinden gizlendiğini belirterek bu ayıp sebebiyle eldeki davayı açmıştır. Davacının bu ağır hasar kaydını ne zaman ne şekilde öğrendiğiyle ilgili dava dilekçesinde bir anlatım bulunmamakla birlikte dava dilekçesi ekindeki sigorta bilgi ve gözetim merkezi tarafından yazıldığı anlaşılan mesaj içeriklerinden davacının satıştan sonraki 2017 tarihli kaza sebebiyle yaptığı araştırmada bu hasar kaydını öğrenmiş olabileceği, sonrasında 31/01/2019 tarihinde arabuluculuk yoluna başvurduğu, ardından 04/03/2019 tarihinde delil tespiti talebiyle Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuru yaptığı, 11/03/2019 tarihinde keşif yapıldığı, alınan raporun davalıya 22/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, bu tarihten önce davalıya herhangi bir ihbar ve ihtarın yapılmadığı görülmüştür.
Davacının davasını dayandırdığı ayıba ilişkin hasar kaydı çok kolay bir araştırma ile öğrenebilecek nitelikte olup, bu haliyle gizli bir ayıbın varlığından söz edilemez. Davacı her ne kadar araştırma yükümlülüğünün olmadığını ifade etse de satım, ticari satım niteliğinde olduğundan uygulanması gerekli TTK’nın 23/1-c maddesi uyarınca “açıkça belli olmayan ayıp” niteliğindeki dava konusu hasar için davacının 8 günlük muayene ve ihbar külfeti bulunmaktadır. Davacı aracı 27/05/2014 tarihinde satın almasına rağmen aradan 5 yıla yakın süre geçtikten sonra arabuluculuk yoluna ve delil tespiti yoluna başvurmuş, süresi içerisinde muayene ve ihbar külfetini yerine getirmemiş ve dolayısıyla satılanı TBK’nın 223/2 maddesi uyarınca bu hasarla birlikte kabul etmiş sayıldığından herhangi bir talepte bulunamayacağı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan peşin alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 26,30.-TL harcın davacıdan ALINMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 100,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/01/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)