Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/477 E. 2022/301 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/477
KARAR NO : 2022/301
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ: 20/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı banka şirketinin müvekkiline ait hesaptan yapmış olduğu 409,50.-TL Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti, 78,00.-TL YKSLMNTR ücreti ve 72,00.-TL …poliçe nolu …Sigortası adı altında yapmış olduğu haksız kesintilerin istirdatı amacıyla davalı aleyhine Antalya Genel İcra Dairesinin …sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattıklarını, itiraz sonucunda takibin durdurulduğunu, bu sebeple dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesini, 559,50.-TL’nin ödeme tarihinden itibaren değişen oranlarda Ticari Avans Faizi ile iade edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinden, açılan davanın istirdat mı yoksa itirazın iptali davası olduğu, davanın miktarının ne olduğu anlaşılamadığından açıklama istenmiş, davacı vekili 14/10/2020 tarihli açıklama dilekçesi ile davalarının itirazın iptali davası olduğunu ve dava değerinin 1.056,97.-TL olduğunu beyan etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Yetki itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; bankacılık işlemleri nedeniyle haksız alındığı düşünülen kesintilerin istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile 27/08/2020 tarihinde 559,00.-TL asıl alacak, 497,97.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.056,97.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 05/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 15/09/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 09/10/2020 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında Kredi ve Bankacılık sözleşmelerinin imzalandığı, ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının hesabından yapılan kesintilerin, sözleşmeye yasalara ve bankacılık uygulamalarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;

Davacının talebi bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere;
Sigorta poliçeleri nedeniyle 22/11/2012 tarihinde yapılan 78,00.-TL ile 05/12/2012 tarihinde yapılan 72,00.-TL, Kredi Tahsis ve Değerlendirme ücreti adı altında 22/22/2012 ve 23/11/2012 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmeleri ile 22/03/2013 tarihli bu sözleşmelerdeki limitin arttırılmasına ilişkin sözleşmelere dayanılarak tahsil edilen BSMV dahil 409,00.-TL olmak üzere toplam 559,00.-TL’nin bankacılık uygulamalarına ve yasaya aykırı, haksız olarak kesildiği iddia edilmektedir. Davacı taraf bu miktara 497,97.-TL işlemiş faiz ekleyerek1.056,97.-TL üzerinden icra takibi başlatmıştır.
Sigorta Poliçeleri Yönünden;
Davacı ile davalı banka arasında arasında 19/11/2012 tarihinde Üye İşyeri Sözleşmesi Ön Bilgi Formu, 20.11.2012 tarihinde Üye İşyeri Sözleşmesi ve Standart POS-Üye İşyeri Başvuru Formu akdedildiği, …Sigorta A.Ş. nezdinde üye işyeri-pos sahibi davacı …adına 22.11.2012 tarihinde …Poliçe No.lu 22.11.2012/22.11.2013 başlangıç/bitiş tarihli, 78,00.-TL prim bedelli POS Sigortası poliçesi düzenlendiği, İşbu sigorta poliçesinin işyerinde bulunan POS cihazlarını hırsızlık, yangın, doğal afetler, kısa devre, yüksek voltaj, sel ve su hasarları, işyerinde meydana gelebilecek cam kırılması vb. risklere karşı koruma ve teminat sağladığı, …Sigorta A.Ş. nezdinde sigortalı/kredi borçlusu davacı …adına 05.12.2012 tarihinde …Poliçe No.lu, 05.12.2012/05.12.2013 başlangıç/bitiş tarihli, 72,00.-TL prim bedelli Moral Destek Sigortası poliçesi düzenlendiği, İşbu sigorta poliçesinin poliçe dönemi içersinde kanser hastalığına yakalanılması durumunda toplu maddi destek (nakit desteği-yüksek tedavi giderleri vb) teminat sağladığı, dolayısıyla yapılan sigorta poliçeleri yürürlükte olduğu dönem içerisinde davacının can ve malının güvence altına alındığı ve menfaat sağlandığı bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir. Davacının aldığı bu sigorta hizmeti nedeniyle prim borcu yükümlülüğü bulunduğundan davacı vekilinin bu hususa yönelik talepleri yerinde görülmemiştir.
Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti Yönünden;
Davacı taraf, Kredi Tahsis ve Değerlendirme ücreti adı altında 22/22/2012 ve 23/11/2012 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmeleri ile 22/03/2013 tarihli bu sözleşmelerdeki limitin arttırılmasına ilişkin sözleşmelere dayanılarak tahsil edilen 19,48.-TL BSMV+ 389,52.-TL Kredi Tahsis ve Değerlendirme ücreti olmak üzere toplam 409,00.-TL’nin haksız olarak tahsil edildiğini ileri sürmektedir.
Bu miktarların hangi tarihlerde ve kaç TL olarak kesildiği icra takibinde net olarak yazılmamıştır.
Davacı ile davalı banka arasında 23.11.2012 tarihinde, 1.750,00-TL Kredi Limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi ile 22.11.2012 Tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi Ön Bilgi Formu imzalanmıştır. 22.03.2013 tarihinde de Kredi Limitinin Arttırılmasına İlişkin Sözleşme düzenlemek suretiyle kredi limiti 48.250,00-TL arttırılarak 50.000,00-TL’ye çıkartılmıştır.
Sözleşmesi Ön Bilgi Formunun Önemli Açıklama Başlığı altında masraflarla ilgili bilgilendirme yapılmıştır.
Davalı banka tarafından hazırlanan davacı tarafından imzalanan 22.11.2012 tarih ve …Teklif No.lu Kredi Değerlendirme Formuna göre; davacıya ait işletmenin Perakende Bankacılık-Küçük İşletme Segmentinde tanımlı olduğu, onaylanan toplam limit tutarının 1.750,00-TL olduğu, davacı işletmeye 750,00-TL limitli Esnek Ticari Hesap-1.000,00-TL limitli …card olmak üzere 2 ayrı ürün tanımlandığı, 22.03.2013 tarihli ve …Teklif No.lu Kredi Değerlendirme Formuna göre; yine davacı işletmenin Perakende Bankacılık-Küçük İşletme Segmentinde tanımlı olduğu, onaylanan toplam limit tutarının 6.750,00-TL olduğu, davacı işletmeye 750,00-TL limitli Esnek Ticari Hesap-1.000,00-TL limitli …card ve 5.000,00-TL Taksitli Ticari Kredi olmak üzere 3 ayrı ürün tanımlandığı bilirkişi tarafından tespit edilmiştir.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Verilerine ve ilan edilen Bankacılık Ürün ve Hizmet Ücretleri Listesine göre …Bankası A.Ş. tarafından; Müşteri limiti üzerinden değişken, devresel (3 ayda bir) olarak asgari 250,00-TL-azami 904 oranında ücret tahsil edildiği, müşteri limiti 5.000,00-TL ve altında ise Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti alınmadığı, davacı işletmenin tanımlı ve kullandığı müşteri limiti üzerinden azami %4 oranında, devresel olarak asgari 250,00-TLX4-1.000,00-TL tutarında 1 yıl için ücret talep edilebileceği, davalı Banka kayıtları ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davacının …numaralı TL-Vadesiz Ticari Mevduat Hesabının (taksitli ticari kredi geri ödeme hesabı) 2013 yılında açıldığı, 01.01.2013-21.01.2022 tarihleri arasındaki dönem hesap kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı tarafça icra takibinde tarihsiz ve dayanak belgesiz olarak alındığı belirtilen Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücretlerine ilişkin herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı, davacının 01.01.2013 tarihinden önce açılmış …numaralı başka bir TL-Vadesiz Ticari Mevduat Hesabı bulunduğu, ancak bu hesabın 01.12.2015 tarihi öncesi hesap hareketlerine şube devirleri ve sistemsel problem sebebiyle ulaşılamadığı, işbu hesabın 01.12.2015-21.01.2022 tarihleri arasındaki dönem hesap kayıtlarının incelenmesi neticesinde davacı tarafça icra takibinde tarihsiz ve dayanak belgesiz olarak alındığı belirtilen Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücretlerine ilişkin herhangi bir tahsilat kaydı bulunmadığı, ancak davacının davalı Banka ile kredi ilişkisi bulunması, davalı Banka’nın ücret politikası gözetilerek ve tüm hesap kayıtlarının incelenememesi sebebiyle bilirkişi tarafından belirtilen bu tutarların tahsil edildiği kabul edilmek suretiyle inceleme ve değerlendirme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava ve takip konusu talebin Bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı ve tarafların tacir ve yapılan işin ticari nitelikte olduğu konusunda tereddüt yoktur. Bu nedenle olayda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Mevzuat hükümlerinin uygulanamayacağı açıktır.
Raporda da işaret edildiği üzere T.C. Merkez Bankası’nın 2006/1 sayılı Tebliği kapsamında Bankalarca, reeskont kaynaklı krediler dışındaki kredilere uygulanacak faiz oranları ile üye işyeri komisyonu hariç faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırları serbestçe belirlenebilir. Bu nedenle Bankalarca tahsis edilen kredi limiti ve kullandırılan kredi türü ve geri ödeme vadesine göre talep edilen teminat, dolayısıyla bağlı oluşan faiz, vergi, fon, komisyon ve masraf, erken kapama komisyonu, ilaveten diğer verilen hizmetlere bağlı olarak talep edilen ücret ve masrafların da farklılık göstermesi normaldir. Önemli olan, bankacılık uygulamalarında bu miktarlar arasında fahiş bir fark oluşmamadır.
Taraflar arasında imzalanan Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinin Komisyon, Ücret, Vergi, Fon ve Masraflar Başlıklı 6.2-3.Maddelerinde, sözleşmenin ekinde liste halinde yer alan ipotek, rehin tesis ve kaldırılması, ekspertiz, hesap özeti ücretlerinin ve sair giderlerin alınacağı, sözleşmenin ekinde liste olarak verilen masraf ve ücretlerin da en fazla %100 oranında arttırılabileceği, …banka tarafından yeni tutarların bildirilmesinin yeterli olacağı, azami tutarların ise ancak taraflar’ın mutabakatı ile artırılabileceği, müşterinin bu masrafları nakden ödeyeceği, ödenmemesi halinde temerrüt faizi alınacağı taraflarca kabul edilmiştir.
Bilirkişi raporunda emsal uygulamalar da örnekleriyle değerlendirilmiş ve davalı tarafından alınan ücretlerin bankacılık uygulamalarına aykırı olmadığı gözlenmiştir.
Davalı Banka’nın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20.maddesi kapsamında – ticari işletmesiyle ilgili olarak diğer müşterileri gibi davacı yana sunduğu Bankacılık Ürün ve Hizmetleri sebebiyle hizmet ücreti talebinde bulunabileceği açıktır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da Bankaların tacir sıfatıyla Müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf vs. Adlar altında uygun bir ücret tahsil etmesinde bir engel olmadığı vurgulanmaktadır. Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren Bankalar tarafından değişen koşul ve şartlara bağlı olarak müşterilerine aylık- üç aylık dönemler halinde gönderilen ekstre-hesap özetleri sebebiyle hesap özeti ücreti/ekstre ücreti, hesap kullanımları sebebiyle hesap bazında (TL-EUR-USD vb.) hesap işletim ücreti, tanımlanan kredi limiti ile paralel tahsis ücreti, üye işyeri/POS hesabı kullanımı ile birlikte POS aidat ücreti, ilişki dahilinde aktif kullanım yapılmaması sebebiyle verimsizlik ücreti, tahsil/teminat kambiyo senetleri (çek/senet) tahsilat işlemlerine paralel olarak doğan muhabirlaracılık hizmeti karşılığı çek/senet bordro masrafı adı altında ücret/masrafı, komisyon vb. tahsil edilmekte olup, davalı Banka tarafından sürekli iş ilişkisi kapsamında bankalar tarafından ücret tahsil edildiği bilinen bir gerçektir ve uygulamaya, yasalara ve sözleşmelere aykırı bir durum bulunmamaktadır.
TTK.nun 18/2.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davacı bir ticaret (sermaye) şirketidir. Kendi faaliyet alanında, en uygun bankayı seçmek özgürlüğüne sahiptir. Davalı bankayı özgürce ve çıkarlarını gözeterek seçmiş ve raporda da işaret edilen Bankacılık sözleşmelerini imzalamıştır. Davalı banka ile aktif olarak çalışarak, onun tarafından sunulan bir takım avantajlardan da yararlanmıştır.

Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince; taraflar arasında bankacılık hizmetlerinden kaynaklanan ticari bir ilişki olduğu, taraflar arasında yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 22.11.2012 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davacıya ön bilgilendirme formu ile masraflar konusunda bilgi verildiği, bu masrafların yine yukarıda işaret edildiği üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu Verilerine ve ilan edilen Bankacılık Ürün ve Hizmet Ücretleri Listesine göre …Bankası A.Ş. Tarafından ilan edildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafın haksız kesintilere ilişkin (bilirkişi raporunda da belirtilen) 5 kalemden oluşan “Kredi Tahsis Ve Değerlendirme Ücreti”ne ilişkin kesintilerin 2012-2013 yılına aittir. Dava tarihi 09/10/2020’dir. Yukarıda da işaret edildiği üzere TTK.nun 18/2.maddesi gereğince, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davacının, aradan 7-8 yıl sonra, ticari hesabından yapılan kesintilerin haksız olduğunu iddia etmesi bu yasa hükümleri de dikkate alındığında kabul edilmemiştir. “Kredi Tahsis Ve Değerlendirme Ücreti”nin mutlaka taksitli ticari kredilerde alınması gerektiği yönünde bir düzenleme olmadığı, ek hesap ve kredi kartları, POS cihazlardı vb.bankacılık hizmetleri nedeniyle de bu tür ücretlerin alınabildiği, davalı bankanın uygulamasının da bu yönde olduğu gözetilerek davacı vekilinin itirazları yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak davalı bankanın davaya ve icra takibine kanı bankacılık işlemlerinden kaynaklanan kesintilerin sözleşmeye, yasaya ve bankacılık uygulamalarına aykırı olmadığı kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30.-TL harcın DAVACIDAN ALINMASINA,
Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde DAVACIYA İADE EDİLMESİNE,
Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 1.065,97.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK.nun 341/2.maddesi gereğince, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
20/04/2022

KATİP …
E-imzalıdır

HAKİM …
E-imzalıdır