Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/457 E. 2022/300 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/457
KARAR NO : 2022/300
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ: 20/04/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkilinin haberi olmadan hizmet bedeli, komisyon gelirleri ücreti, YKSLMNTR ücreti ve paket ücreti adı altında kesintiler yapması üzerine Antalya Genel İcra Dairesi’nin …Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı bankanın yaptığı haksız itiraz sebebiyle takibin durdurulduğunu, bu sebeple takibe yapılan itirazın iptalini, takibin devamını, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı banka üzerine bırakılmasını, talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı vekili cevabında; Yetki itirazı ve zamanaşımı def’inde bulunarak davanın reddini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; bankacılık işlemleri nedeniyle haksız alındığı düşünülen kesintilerin istirdatı amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı Antalya Genel İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyası ile 29/06/2020 tarihinde asıl alacak ve işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.507,43.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 27/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 21/07/2020 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 02/10/2020 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında Kredi ve Bankacılık sözleşmelerinin imzalandığı, ticari ilişkinin varlığı tartışma konusu değildir.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının hesabından yapılan kesintilerin, sözleşmeye yasalara ve bankacılık uygulamalarına aykırı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Davacının talebi bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere;
…Temel Bankacılık Paketi adı altında
14/06/2011 tarihinde yapılan (75,24.-TL + 3,76-TL BSMV) 79,00.-TL, Üye İşyeri …aidat adı altında 24/06/2011 tarihinde yapılan (35,00.-Tl + 1,75.-TL BSMV) 36,75.-TL, Üye İşyeri Hizmet Bedeli adı altında 19/04/2011 , 07/09/2011, 14/12/2011, 30/11/2012, 27/06/2013 tarihinde yapılan (250,00.-TL + 12,50-TL BSMV) 252,50.-TL, Komisyon Gelirleri – …adı altında 21/12/2011 tarihinde yapılan (35,00.-Tl + 1,75.-TL BSMV) 36,75.-TL, …adı altında (Sigorta/Poliçe Bedeli) 13/07/2012 05/07/2013 tarihlerinde yapılan (149,76.-TL ve 209,96.-TL) 359,72.-TL olmak üzere toplam 737,97.-TL’nin sözleşmelere, bankacılık uygulamalarına ve yasaya aykırı, haksız olarak kesildiği iddia edilmektedir.
Bilirkişi raporunda da işaret edildiği üzere bilirkişi tarafından incelemenin yapıldığı Ocak 2022 tarihi itibariyle davalı bankada bazı kayıtlara (imha edilmesi nedeniyle) ulaşılamamıştır. Bunun sebebi ise her ne kadar dava tarihi olan 02/10/2020 itibariyle davacının talepleri nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmamış ise de inceleme tarihi olan Ocak 2022 tarihi itibariyle 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Belgelerin Saklanması Başlıklı 42.Maddesinde belirtilen 10 yıllık süre dolmuştur. Bu nedenle bankanın bu belgelerin imha edilmiş olmasında bir kusuru bulunmamaktadır. Davacının talepleri 2011-2013 yıllarına ilişkindir.
Davalı Banka’nın 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20.maddesi kapsamında – ticari işletmesiyle ilgili olarak diğer müşterileri gibi davacı yana sunduğu Bankacılık Ürün ve Hizmetleri sebebiyle hizmet ücreti talebinde bulunabileceği açıktır.
Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da Bankaların tacir sıfatıyla Müşterilerine sundukları bankacılık hizmetleri sebebiyle hizmet bedeli, komisyon, masraf vs. Adlar altında uygun bir ücret tahsil etmesinde bir engel olmadığı vurgulanmaktadır. Bankacılık sektöründe faaliyet gösteren Bankalar tarafından değişen koşul ve şartlara bağlı olarak müşterilerine aylık- üç aylık dönemler halinde gönderilen ekstre-hesap özetleri sebebiyle hesap özeti ücreti/ekstre ücreti, hesap kullanımları sebebiyle hesap bazında (TL-EUR-USD vb.) hesap işletim ücreti, tanımlanan kredi limiti ile paralel tahsis ücreti, üye işyeri/POS hesabı kullanımı ile birlikte POS aidat ücreti, ilişki dahilinde aktif kullanım yapılmaması sebebiyle verimsizlik ücreti, tahsil/teminat kambiyo senetleri (çek/senet) tahsilat işlemlerine paralel olarak doğan muhabirlaracılık hizmeti karşılığı çek/senet bordro masrafı adı altında ücret/masrafı, komisyon vb. tahsil edilmekte olup, davalı Banka tarafından sürekli iş ilişkisi kapsamında bankalar tarafından ücret tahsil edildiği bilinen bir gerçektir ve uygulamaya, yasalara ve sözleşmelere aykırı bir durum bulunmamaktadır.
TTK.nun 18/2.maddesi gereğince her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir. Davacı bir ticaret (sermaye) şirketidir. Kendi faaliyet alanında, en uygun bankayı seçmek özgürlüğüne sahiptir. Davalı bankayı özgürce ve çıkarlarını gözeterek seçmiş ve raporda da işaret edilen Bankacılık sözleşmelerini imzalamıştır. Davalı banka ile aktif olarak çalışarak, onun tarafından sunulan bir takım avantajlardan da yararlanmıştır. Bu ürün ve avantajlar davalı bankaya özgü olduğu anlaşıldığından diğer bankaların aynı konuda ne kadar paket alacağı ve emsalin ne olduğunu saptamak imkansız görülmektedir. Zira davalı bankanın sunduğu hizmet avantajının aynısını başka bankaların da sunmuş olacağını kabul ederek karşılaştırma yapmak mümkün değildir. Sunulan hizmet ve avantajlar davalı bankaya özgüdür. Bankaya özgün bu ürün ve hizmetten faydalanmış ve karşılığında da ücret kesilmiştir. Bu nedenle davacı vekilinin bu talebi de yerinde görülmemiştir.
Davalı Banka tarafından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun Finansal Tüketicilerden Alınacak Ücretlere İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikler, 01.03.2020 tarihli Tebliği öncesine tekabül eden ve davacının talebine konu teşkil eden 01.06.2011-31.07.2013 tarihleri arasındaki dönem içerisinde davacı hesabından sürekli iş ve kredi ilişkisi kapsamında “Üye İşyeri Hizmet Bedeli/aidat/komisyon” vb. isimler altında tahsil edilen ücretlerin, satılan özel bir hizmet paketi karşılığı tahsil edilen “…Temel Bankacılık Paketi” ücretinin ve satılan sigorta poliçesi karşılığı tahsil edilen prim tutarlarının Bankacılık mevzuatı ve teamüllerine uygun olduğu ve makul düzeyde bulunduğu kabul edilmiştir.
Davacı tarafın haksız kesintilere ilişkin (bilirkişi raporunda da belirtilen) 18 kalemden oluşan kesintilerin 12 adedi 2011 yılına, 3 tanesi 2012 yılına, 3 tanesi de 2013 yılına aittir. Dava tarihi 02/10/2020’dir. Yukarıda da işaret edildiği üzere TTK.nun 18/2.maddesi gereğince, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gereken davacının, aradan 7-8-9 yıl sonra, ticari hesabından yapılan kesintilerin haksız olduğunu iddia etmesi bu yasa hükümleri de dikkate alındığında kabul edilmemiş, davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan 54,40.-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30.-TL harcın DAVACIDAN ALINMASINA,
Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde DAVACIYA İADE EDİLMESİNE,
Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 1.507,43.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK.nun 341/2.maddesi gereğince, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2022

KATİP …
E-imzalıdır

HAKİM …
E-imzalıdır