Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/394 E. 2022/196 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

DOSYA NO : 2020/394
KARAR NO : 2022/196
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ: 16/03/2022

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kasaplık işi için aldığı etlerin tahsili için toplam 19.551,19.-TL bedelli 7 adet faturaya dayalı olarak Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalı tarafın kötü niyetli itirazı sonucunda takibin durdurulduğunu, davalının fatura içeriğine itiraz etmediğini, bu durumun aralarındaki ticari ilişkiyi kanıtlar nitelikte olduğunu, arabuluculuk başvurularının sonuçsuz kaldığını, bu sebeple icra takibine yapılan itirazın iptalini, borçlunun %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını, talep etmiştir.

CEVAP:
Davalı, 28/11/2020 tarihinde yapılan usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; ticari mal satım ilişkisi nedeniyle faturalara dayalı borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı Antalya 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 05/09/2019 tarihinde 19.551,19.-TL asıl alacak, 1.787,87.-TL (diğer) işlemiş faiz olmak üzere toplam 21.339,06.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya 13/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 17/05/2019 tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 07/09/2020 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Davalı taraf davaya cevap vermediğinden taraflar arasında uzlaşılan bir husus bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, ticari ilişkinin varlığı, davacının alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
Çözümlenmesi gereken sorun, ticari ilişkinin varlığı, mal ve hizmetin teslim edilip edilmediği, edilmiş ise davacının alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 182/1. Ve TTK.nun 66.vd.maddelerinde tutulması zorunlu defterler açıklanmıştır.
6100 sayılı HMK.nun “Ticari Defterlerin İbrazı Ve Delil Olması” başlıklı 222/2. Maddesi gereğince; Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
Bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, davacının ibraz ettiği defter ve belgeler incelendiğinde, 2017 yılı zorunlu ticari defterlerinin (yevmiye defterinin) TTK.nun 64/3.maddesi gereğince açılış tasdiklerinin yapıldığı, kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, defterlerin usulüne uygun olarak tutulmadığı bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bu nedenle defterlerin sahibi lehine delil oluşturma vasfına sahip olmadığı kabul edilmiştir.
Yevmiye defteri yasada öngörülen ve tutulması zorunlu defterlerden biridir. Alınan bilirkişi raporuna göre davacının yevmiye defterinin kapanış tasdikini yaptırmadığı tespit edilmiştir. Öyle ise ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK.nun 222/2.maddesi gereğince delil olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Davacı taraf açıkça yemin deliline de dalanmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 80,70.-TL harçtan, peşin olarak alınan 257,72.-TL harcın mahsubu ile kalan 177,02.-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin KENDİ ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde DAVACIYA İADE EDİLMESİNE,
Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
Davalı kendisini avukat ile temsil ettirmediğinden bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.16/03/2022

KATİP …
E-imzalıdır

HAKİM …
E-imzalıdır