Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/363 E. 2022/343 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/363 Esas
KARAR NO : 2022/343
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/08/2020
KARAR TARİHİ: 16/05/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynakla- nan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen dilekçede özetle: Müvekkil ile davalı arasında geçerli istisna sözleşmesi gereğince müvekkilinin, bu sözleşmeye uygun olarak üzerine aldığı tüm edimleri eksiksiz olarak ifa edip işi davalıya teslim ettiği, bu hususta 01/03/2019 tarihinde taraflar arasında işin anlaşma ve proje kapsamında tamamlandığına ilişkin tutanak düzenlendiğini, bu işe ilişkin hazırladığı fatura bedelinin davalı tarafından kısmen ödenmediğini, davalının müvekkiline 8.500 Euro borcunun olduğunu, tahsili için girişilen takibe davalı itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve tazminata hükmedilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı şirket ile müvekkile ait …isimli teknenin hidrolik boru tesisatının yapımı konusunda anlaşmaya varıldığını, anlaşmayla teknenin denize inmesinden sonra uygulanacak testlerde bir problem gözlenmemesi halinde davacıya 8.000 Euro ödenmesinin kararlaştırıldığını, teknenin denize indirilmesinden sonraki ilk çalışmasında hidrolik tesisatının patladığını, durumun davacıya bildirilmesi üzerine davacının temin ettiği bir başka firma tarafından patlayan kısmın tamir edildiğini ancak bundan sonra da teknede problemler çıktığını, bunun üzerine teknenin Bodrum’da karaya alınarak tekrar tamir ettirildiğini, buna rağmen tesisatta patlama ve yağ sızdırmaları gözlendiğini, teknenin Yunanistan’a götürüldüğünü orada da sorun çıkması üzerine 6.000.-Euro ödenmek suretiyle tamirat yaptırdıklarını, bunun üzerine müvekkilinin davalıya 8.500,00.-Euro bedelli ayıplı mal faturası düzenleyerek gönderdiğini, davacının verdiği hizmetin ayıplı olmasından dolayı müvekkilimin davacıya herhangi bir borcunun olmadığını belirterek, davanın reddine ve tazminata karar verilmesi talep etmiştir.
Davacı ise davalının, aralarında teknenin denize inmesini müteakip yapılacak testlerde tesisatta problem görünmemesi halinde müvekkile 8.000,00.-Euro ödeme yapılacağına ilişkin anlaşma olduğu yönündeki iddiasını kabul etmemiştir.
İcra dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 8.500,00 EURO bedelli faturaya dayalı olarak 54.396,60 TL cari bakiye alacak, 2.580,00 TL işlemiş faiz ve 326,55 TL ihtarname masrafı için olmak üzere toplam 57.303,27 TL alacak için takibe girişildiği, davalının borca ve ferilerine yaptığı itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Davacı dava dilekçesi ekine 01/03/2019 tarihli davalı ve davacı şirket kaşelerinin basılı olduğu, iş bitirme tutanağı başlıklı belge örneğini sunmuştur. Bu tutanakta “belirtilmiş işçilikler tamamlanarak teslim edilmiştir.” İbaresinin geçtiği, yapılan işlerin 7 maddede sayıldığı, 6. maddesinde “…personeli tarafından yapılan hidrolik ünite ve hidromotor yağ dolum işlemine nezaret edildi.” 7.maddesinde “dümen hidrolik sistemine ait hidro motorun manuel olarak …personeli ile birlikte çalıştırıldı. Sistem havasının alınarak nihai silindir montajı yapıldı.” İbaresinin geçtiği ve son olarak da “belirtilen bu işçilikler yapılmış, anlaşma ve proje kapsamında tamamlanmış olup, anlaşma yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirilerek teslim alınmıştır.” İbaresinin geçtiği görülmüştür.
Yine dosyada mevcut davacı tarafından davalıya hitaben düzenlenmiş 01/08/2019 tarihli ihtarname örneği, bu ihtarname örneğine ekli davalı tarafından düzenlenmiş “ayıplı mal hizmet bedeli” olarak belirtilen 8.500 EURO bedelli 26/07/2019 tarihli fatura örneği sunulmuştur.
Davalı tanıklarından ilki, kendisinin davalı şirkette gemi inşa mühendisi olarak çalıştığını, gemilerin hidrolik sistemlerini ve borulamasını yaptığını, davcının davalıya ait geminin hidrolik tesisatını yaptığını, davacının yaptığı bu tesisatın doğru çalışıp çalışmadığının geminin denize indirilmesininden sonra anlaşılabileceğini, bilahare gemi suya indirildiğinde davacının kurduğu sistemlerin hidrolik borularının patladığını, bunun üzerine davacı şirkete durumun hemen bildirildiğini, davacının kendi ustaları işi bıraktığından Denizli’den temin ettiği bir ekip gönderdiğini, bu ekibin yaptığı incelemede yapılan işçiliğin ayıplı olduğunu söylediklerini, bu ekibin yapabildikleri yerleri yapıp ulaşamadıkları yerler için sorun yaşayabileceği ihtarında bulunduklarını, nitekim Bodrum’a varmadan teknenin hidrolik borularının patladığını, Bodrum’da kendi personelleri tarafından tamir gördüğünü, Yunanistan’a geldiğinde ise daha büyük bir sorun çıkardığını, orada da tamir yaptırıldığını, hem Bodrum’da hem de Yunanistan’da ortaya çıkan arızaları hemen bildirdiklerini, iş bitirme tutanağındaki imzanın kendisine ait olduğunu, bu tutanağın sistemin kontrol edilmesi üzerine düzenlenmiş bir tutanak olmadığını;
Davalı tanıklarından ikincisi, kendisinin davalı şirkette çelik bölümü sorumlusu olarak çalıştığını, davacının davalıya ait tekneye hidrolik sistem kurduğunu, ancak bu sistemi denizde çalışır vaziyette teslim etmesi gerekinken çalıştırılmadan bıraktıklarını, davacı tarafça tekneye kurulan hidrolik sisteminin yapılmasından 2-3 ay sonra teknenin denize indirildiğini (yani iş bitirme tutanağından 2-3 ay sonra denize indirildiğini fakat yine de ne kadar süre sonra indiğini tam hatırlamadığını), teknenin denize indirdirildikten sonra çalıştırılması üzerine hidrolik borularında patlamaların olduğunu, bunun üzerine durumu davacı şirkete hemen bildirdiklerini, hidrolik sistemin kurulumunu yapan ekibe ise hem davacı hem de kendilerinin ulaşamadığını, bunun üzerine davacının tamir için başka bir ekip gönderdiğini, bu ekibin gereken incelemeyi yaptıktan sonra daha önceki ekibin tesisatı gereğince yapmadığı buna ilişkin gerekirse rapor tutabileceklerini döylediklerini fakat bu yönde bir rapor tutulmadığını, davacı firmanın hidrolik tesisatını yaptığında garanti vermesi gerekirken böyle bir garanti veremediğini;
Diğer davalı tanığı kendisinin davalı şirkette kaptan olarak 02/08/2019 tarihinden buyana çalıştığını, dava konusu tekneyi Fransa’daki yat fuarına kaptan olarak götürdüğünü, teknenin fuardan sonra 1 yıl kadar İtalya da kaldığını, kaptan olarak götürdüğü sırada yolda hidrolik sistemde meydana gelen sıkıntıdan dolayı Yunanistan’ın Patras limanına çekilen teknenin hidrolik sistemindeki kaçakların tamiratının yaptırıldığını ve bunun da video ve resimlerinin çekilip durumun hemen davalı şirke- te bildirildiğini, davacıya bildirilip bildirilmediğini ise bilmediğini, dönüşte teknenin İtalya’da bekletildiği süreçte hidrolik sisteminde devam eden yağ kaçaklarından dolayı sisteme sürekli yağ takviyesi yapmak zorunda kalındığını, sintineyi sürekli temizletip hidrolik yağını deniz dışında bir tankere verdiklerini, şu anda dahil teknenin baş bölümünde hidrolik yağı bulunduğunu, arıza üzerine Bodrum ‘a çıktıklarını, Bodrum’da kaçakları yeniden yaptıklarını ve yola devam edip Yunanistana geçtiklerini, bu sorunların hidrolik borularının gereğince sabitlenmemesinden dolayı ortaya çıktığını, Yunanistan ’da yaptırılan tamirat bedelinin şirketin kendilerine göndermesi üzerine ödemeyi yaptıklarını, ayrıca ek hidrolik yağı aldıklarını, marina parası ve acenta parası da ödediklerini, tekne Antalya’dayken yola çıkmadan bir ustanın gelip tamirat yaptığını, fakat bu ustayı kimin gönderdiğini ve nereden geldiğini bilmediğini;
Son davalı tanığı ise; kendisinin davalı şirkette tesisat ustası olarak çalıştığını, davacı şirketin davalıya ait teknenin hidrolik sistemi kurduğunu, sistem bizatihi çalıştırılmadan yalnızca bağlantıları yapılmış halde kendilerine teslim edildiğini, bundan sonra sandığına göre kendilerinin tekneyi ağustos ayında denize indirdiklerini, davacının teknenin denize inmesi sırasında hazır bulunması gerekirken hazır bulunmadığını, kendilerine teknenin denize indirileceği tarihe ilişkin bir bildirimde bulunulup bulunulmadığını bilmediğini, teknenin denize indirilip çalıştırılması üzerine hidrolik sisteminde yağ kaçaklarının ortaya çıktığını, bunun üzerine davacının Denizli’den usta temin edip tekrar tekne denizdeyken tamirat yaptırdığını, Denizli’den gelen ustaların daha önce döşenen sistemin hatalı olduğunu söyledilerini ve bu hataları düzeltmeye çalıştıklarını, ondan sonra teknenin tekrar çalıştırılıp Fransa’ya fuara götürüldüğünü, teknenin fuara giderken hem yolda hem Bodrum’da hem de Yunanistan’da hidrolik kaçaklarından dolayı servise girdiğini, davacının kurduğu hidrolik sisteminde yağ kaçaklarının halen de devam etttiğini; beyan etmişlerdir.
Mahkememizce yapılan değerlendirmede: Taraflar arasında davacının davalıya ait teknenin hidrolik sisteminin yapılması konusunda bir sözleşmenin olduğu ve sözleşme bedelinin kısmen veya tamamen ödenmediği hususunda bir anlaşmazlığın olmadığı açıktır.
Anlaşmazlık, davalının ödemesi gereken miktarın davacının iddia ettiği gibi 8.500. Euro mu yoksa davalının kabul ettiği gibi 8.000.Euro mu olduğu ile davacının yaptığı işin ayıplı olup olmadığı ve ve ayıplı ise usulünce ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktasındadır.
Davalı, ayıp iddiasında bulunmakta olup, bu ayıp sebebiyle sözleşme bedelini ödemekten imtina etmektedir. Davacının sunduğu iş bitirme tutanağındaki imzayı ise inkar etmemekle birlikte ödemenin tutanağa konu işlerin yapıldığı teknenin denize indirilmesinden sonra yapılacağını iddia etmektedir. Bu durumda davacının öncelikle ödemenin yapılmasına ilişkin tarihin teknenin denize indirileceği tarih olduğunu ispat etmesi gerekir zira teslim olgusu anında ödemenin de yapılacağı karinedir. Bunun aksini ispat eden davalının ödeme tarihini ispatlaması gerekir. İkinci olarak da ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı ile ilgilidir. Kural olarak ayıp ihbarının mal tesliminden iti- baren 8 gün içinde yapılması gerekir. Gizli ayıp halinde ise böyle bir süre sınırlaması yoktur. Ayıbın ortaya çıkması ile birlikte en kısa zamanda ihbara konu edilmesi gerekir. Davacının inkar etmediği tutanağın tarihi 01/03/2019 olup, ayıplı mal hizmet bedeli için düzenlenen fatura 26/07/2019 tarihlidir. Yani mevcut delillere göre 8 günlük süre her halukarda geçirilmiştir.
Davalı ayıp ihbarını süresinde yaptığını yemin delili ile ispatlamak isteyip istemediği sorulmuş, davalı vekili bu hususuta yemin deliline dayanmadıklarını zira tanık beyanlarından müvekkili tarafından gereken ayıp ihbarının yapıldığının anlaşıldığını belirtmiştir. TTK ya göre “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” Davalı bu nitelikte bir belgeye de dayanmamıştır. Kaldı ki kendi iddiası ayıp ihbarının tutanak tarihinden 8 gün içinde değil, teknenin denize indirildiği tarihten hemen sonra yapıldığı iddiasındadır. Bunda da muayene süresine uyulmadığı açıktır.
Uyuşmazlık konusu bir diğer husus ise yapılacak iş bedelinin davacının iddia ettiği gibi 8.500 Euro bedelli mi yoksa 8.000 Euro bedelli mi olduğu noktasındadır. Yapılacak iş bedelinin daha fazla olduğu davacı tarafından iddia edildiğine göre bu miktarın davacı tarafça ispatlanması gerekir. Davacı yapılacak iş bedelinin 8.500 Euro olduğunu ispatlayamadığından ve miktarlar arasında ciddi bir fark olmaması, işçilik bedelinin her zaman çekişme konusu olabilecek olması karşısında bilirkişiden rapor alınma yoluna gidilmeyerek iş bedelinin 8.000 Euro olduğunun kabulü gerekmiştir.
İhtarnamenin davalıya tebliğinin 05/08/2019 tarihinde yapıldığının anlaşılması karşısında takip tarihi itibarıyla geçen süre için uygulanması gereken temerrüt faizi oranı 18,25/360×88=%4,46 olup 8.000 Euro karşılığı 51.120 TL alacağın karşılığı işlemiş faiz miktarı 2.279,95 TL eder. Buna ihtarname masrafı da eklendiğinde toplam alacak 53.726,50 TL edeceğinden bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KISMEN KABULÜ İLE
Davalının hakkında Antalya 7.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası üzerinden girişilen takibe yaptığı itirazın KISMEN İPTALİ İLE takibin 8.000 EURO alacağa karşılık 51.120,00 TL asıl alacak, 2.279,95 TL işlemiş faiz ve 326,55 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 53.726,50 TL üzerinden takipte belirtilen diğer şartlar ile AYNEN DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Davacının talebi, alacağın likit, itirazın haksız olması gözetirelek asıl alacağın % 20 si oranındaki 10.224,00 TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama masrafınin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince kabul-red oranına göre 82,72.-TL si davacıdan, 1.237,27 TL si davalıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
Alınması gerekli 3.670,05.-TL harçtan, peşin olarak alınan 692,35.-TL harcın mahsubu ile kalan 2.977,70.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 62,20.-TL, tebligat masrafı 100,50.-TL, olmak üzere toplam 162,70.-TL yargılama masrafının davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 152,50.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç masrafı 692,35. -TL olmak üzere toplam 844,85.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 7.784,45.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİ- NE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 3.592,27.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLME- SİNE,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin e duruşma yolu ile yüzüne karşı HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.
16/05/2022

Katip …
(E-İmzalıdır)

Hakim …
(E-İmzalıdır)