Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/310 E. 2021/760 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/310 Esas
KARAR NO : 2021/760
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/07/2020
KARAR TARİHİ: 16/11/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olduğu idarenin hizmet alım işini ihale etmesi neticesinde ihaleyi alan davalı şirketlerden hizmet aldığını, davalı şirketlerin ihale konusu işi ihale dokümanı gereğince dava dışı işçi gibi işe aldığı işçiler eliyle tamamladığını, davalı şirketler tarafından çalıştırılan dava dışı işçi …’ın müvekkili olduğu idareye ve taşeron firmaya işçilik alacakları istemi ile açtığı arabuluculuk başvurusu neticesinde işçiye 4.940,00 .-TL’nin … tarihinde ödendiğini, diğer davalı şirketlerin dava dışı işçinin alacağını zamanında ödememiş olması sebebiyle müvekkili olduğu İdarenin bu dava ile karşılaştığını, dava dışı işçinin davalı şirketlerce işe alındığını ve yine davalı şirketlerce işine son verildiğini, ihale sözleşmesinde işçilerin tüm hak ve yükümlülüklerinden yüklenici firmanın sorumlu olduğunun belirtildiğini, bu sebeple arabuluculuk başvurusu neticesinde ödenen 4.940,00.-TL’nin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren ve 148,20TL arabulucu ücretinin ödeme tarihi olan … tarihinden itibaren olmak üzere toplamda 5.088,2.-TL’nin ödeneceği tarihe kadar işletilecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketlerden rücuen tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı şirketler üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalılar … Grup, …Grup ve … A.Ş. vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan davanın zamanaşımına uğradığını, dava konusu hizmet sözleşmesin teklif birim fiyatın unsurları arasında kıdem tazminatının yer almadığını, sözleşmede teklif birim fiyatının içinde gider olarak yer almaması halinde alt işverenlerden kıdem tazminatını kısmen veya tamamen üstlenmesinin beklenmemesi gerektiğini, alt işverenler tarafından çalıştırılan işçilerin kıdem tazminatlarının alt işverenlerin değişip değişmediğine bakılmaksızın ilgili kamu kurum ve kuruluşları tarafından ödenmesi gerektiğini, alt işverenin işçisine ait kıdem tazminatını ödeyen asıl işverenin işçiyi daha önce çalıştırmış bulunan alt işverenlere sorumlulukları oranında rücu etme hakkına sahip olduğunu, asıl işverenin kıdem tazminatından sorumluluğunun işçinin kendi işyerinde geçirdiği süre ile orantılı değerlendirilmesi gerektiğini, feshe bağlı olmayan alacaklar açısından devreden alt işveren döneminde doğmuş olan haklar bakımından devreden alt işverenın devir tarihinden itibaren iki yıl boyunca sorumlu olmaya devam edeceğini, devir tarihini takip eden iki yıl içinde bu alacakları işçiye ödeyen alt işverenin veya asıl işverenin devreden alt işverene rücu hakkının mevcut olduğunu, devir tarihinden itibaren iki yıl geçtikten sonra devreden işveren döneminde doğmuş olsa dahi devreden alt işverene bu alacak kalemleri bakımından rücu edilemeyeceğini, müvekkili olduğu şirketlerin ücret alacakları yönünden rücu sorumluluğunun ortadan kalktığını, bu sebeple yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalılardan rücu edebilmesi için yasada öngörülen 2 yıllık sürenin dolduğunu, bu sebeple zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava dışı …’ın müvekkili nezdinde … tarihleri arasında toplamda 2,5 ay süreyle çalıştığını ve emeklilik nedeniyle işten ayrıldığını, kendisine bu çalışması nedeniyle doğmuş olan ücret ödemelerinin yapıldığını, müvekkili olduğu şirketin kendisine tazminat ödenen işçinin ihale süresi ile sınırlı olarak işvereni olduğunu, davacı idarenin dava dışı işçinin tüm çalışma süresince asıl işvereni durumunda olduğunun kesintisiz olarak devreden zincirleme hizmet akitlerinin ve yasal düzenlemelerin gereği asıl işveren olan davacı idarenin istihdam ettiği işçilerin tüm çalışma dönemlerine ilişkin tüm hak ve alacaklarından sorumlu olduğunu, davacı idarenin rücu hakkı olsa dahi dava dışı işçiyi yalnızca ihale süresi ile sınırlı olarak istihdam eden müvekkil şirketlerin sorumluluğunun ancak dava dışı işçiyi çalıştırmış oldukları dönem ile sınırlı olacak şekilde ve yine o tarihte işçinin almakta olduğu ücret üzerinden hesaplanacak yalnızca kıdem tazminatı miktarı ile sınırlı olacağını, dava dışı işçinin müvekkili olduğu şirket bünyesindeki toplam çalışmasının ihale süresi ile ve yalnızca bu dönemle sınırlı olduğunu, bu tarihler haricinde kalan çalışma dönemine ilişkin olarak yapılmış olan ödemelerden müvekkili olduğu şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, mahkememizce davacı idare tarafın yapılan ödeme nedeni ile rücu hakkı bulunduğu karar verilse bile, bu miktarın davacı tarafça yapılan ödemenin tamamı olmadığını, taraflar arasında işçiye karşı müştereken ve müteselsilen sorumluluk bulunduğunu, bu sebeple müvekkili olduğu şirketin sorumluluğunun en fazla ödenen miktarın yarısı ile sınırlı olması gerektiğini, mahkememizce davanın kabulüne karar verilecek olması halinde temerrüt tarihinin dava tarihi olarak kabulü gerektiğini, bu sebeple reddine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı idare üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından ihale sözleşmeleri ve ekleri, ödeme belgesi, arabuluculuk evrakları delil olarak sunulmuş, mahkememizce işçinin sigorta sicil dosyası istenmiş, davalılara işçinin işyeri sicil dosyasının gönderilmesi için meşruhatlı tebligat yapılmış, arabuluculuk evrakları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacı kurumun asıl iş veren olarak dava dışı işçiye ödediği işçilik alacaklarının davalı alt işveren şirketlerden rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Dava sözleşmesel sorumluluğa dayalı olarak ödeme tarilerinden itibaren yasal 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmediğinden davalıların zamanaşımı itirazları reddedilmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen …tarihli raporda özetle; Anayasa Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarih, 2019/42 Esas – 2019/73 Karar sayılı ilamı ile 7166 sayılı yasanın A.11 maddesi ile 4857 sayılı iş kanunun 112. Maddesine eklenen 6. Fıkranın ve B.12 maddesi ile iş kanununa eklenen geçici 9. Maddenin birinci cümlesinin iptal edildiği, davacının dava dışı işçiye … tarihinde 4.940,00.-TL ödediği, dava dışı işçinin sırasıyla … Şirketi ile …Çizmeci iş ortaklığında toplam 1 yıl 7 ay 1 gün süreyle çalıştığı, işyeri devri halinde her iş verenin işçiyi çalıştırdığı süre ve ödediği ücretle sınırlı olarak sorumlu olduğu, bu nedenle her alt işverenin çalıştırdığı süre ve ödediği son brüt ücret üzerinden hesaplama yapıldığı, …şirketinin sorumlu olduğu net kıdem tazminatı tutarının 634,32.-TL olduğu, diğer şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın sorumlu olduğu net kıdem tazminatı tutarının 3,928,84.-TL olduğu, dolayısıyla davacının kıdem tazminatı olarak yaptığı ödemenin sadece 4.563,16.-TL’sinin rücu edilebilir olduğu, bakiyesinden sorumlu olan alt işveren bulunmadığı, davacının arabuluculuk ücreti olarak yaptığı ödemenin de davalıların sorumluluk oranlarına göre paylaştırılması gerektiği, buna göre … şirektinin sorumluluğunun 19,03.-TL, adi ortaklığın sorumluluğunun 117,86.-TL olmak üzere arabuluculuk ücreti olarak yapılan ödemenin toplam 136,89.-TL’sinin rücu edilebilir olduğu belirtilmiştir. davacı tarafından dava dışı işçiye yapılan ödemenin 4.563,kıdem tazminatı konusunda taraflar arasındaki ihale sözleşmeleri ve teknik şartnamelerde yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarını düzenleyen hükümler olduğu, TBK’nın 167 maddesi uyarınca asıl işveren ile davalı alt işverenlerin kendi aralarındaki iç ilişkide teselsül olmayacağı, her birinin kendi dönemi ile sınırlı olarak sorumlu olacağı, Yerleşik Yargıtay kararlarına göre taraflar arasındaki sözleşmede muvaza olduğu kabul edilse bile sözleşme ve kanun hükümlerine göre tarafların birbirlerine rücu edebilecekleri 4857 sayılı iş kanunun 112.maddesine eklenen 6.fıkranın 11/09/2014 tarihinden sonra imzalanan iade sözleşmeleri kapsamında düzenleme getirdiği, bu fıkranın da Anayasa Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarihli 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği, işçinin başlattığı takipte takip borcunun davacı asıl işveren tarafından icra dosyasına ödendiği, ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin ilamları dikkate alınarak 1.bölümde işçinin her bir alt işverenin dönemine isabet eden hizmet süresi ile toplam hizmet süresi “oranlanmak” suretiyle hesaplama yapılacağı, 2.bölümde ise Yargıtay 22 ve 9. Hukuk Daireleri’nin ilamları doğrultusunda işçinin her bir alt işverenin dönemine isabet ettiği hizmet süresi ve devir tarihindeki son brüt ücreti nazara alınarak hesaplama yapılacağı, bu yöntemde işçinin son ücreti üzerinden hesaplanıp, ödenen toplam kıdem tazminatının açıkta kalan kısmının son iş veren olan davalı alt işverene yükletileceği ya da davacı idare üzerinde bırakılacağı, yine her iki bölümde ayrı ayrı davacının ödediği tutarın tamamını veya yarısını rücu edebileceği ihtimaline göre iki ayrı hesaplamanın yapılacağı belirtilmiş ve buna göre iki ayrı bölümde ve her bir bölüm içinde iki ayrı ihtimale göre hesaplama yapılmıştır.
İncelenen tüm dosya kapsamına göre;
Davacı, … isimli işçi tarafından başlatılan arabuluculuk görüşmeleri sonucu kıdem tazminatı olarak 4.940,00.-TL ödeme yaparak işçiyle anlaştıklarını, ayrıca arabulucu için 148,20.-Tl ödediğini, imzalanan sözleşmeye göre işçilere yapılan tüm ödemelerden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bir kısım davalılar ise sorumluluğun davacıya ait olduğunu savunmuş, ayrıca 4857 sayılı yasanın 112.maddesine eklenen fıkra sebebiyle kıdem tazminatından davacı asıl işverenin sorumlu olduğunu belirtmişlerdir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçiye ödenen bu tazminattan hangi tarafın sorumlu olacağına ve sorumluluğun hangi oranda olduğuna ilişkindir. Bir kısım davalılar 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2. Maddesi uyarınca işçilik alacaklarından asıl iş verenin sorumlu olduğunu belirtmişler ise de, ilgili düzenleme işçiyi korumak amaçlı getirilmiş bir düzenleme olup, asıl işverenin bu sorumluluğu sadece işçiye karşıdır. Eldeki davada ise, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri, aynı sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkla ilgili verilmiş mahkeme kararları ve genel hukuk prensipleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir. Diğer taraftan 7166 sayılı yasa ile 4857 sayılı kanunun 112.maddesine getirilen 6. Fıkra ile sözleşmede açıkça yazılmadığı sürece kıdem tazminatı konusunda asıl işverenin alt işverene rücu edemeyeceği düzenlenmiş ise de ilgili fıkranın Anayasa Mahkemesi’nin 19/09/2019 tarihli 2019/42 Esas, 2019/73 Karar sayılı ilamı ile iptal edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmelerinin 22.1 Maddesi atfıyla sözleşmelerin eki olan Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin38, 39, 40 ve 41.maddeleri ile teknik şartnamenin 4.5 maddesindeki düzenlemeye göre işçiye ödenecek olan tazminatlardan davalı yüklenicilerin sorumlu olduğu, birim fiyat sözleşmesinin 7. Maddesine göre işçilik maliyetlerinin teklif edilen birim fiyatlara dahil edildiği anlaşılmaktadır. Bu düzenleme gereği yüklenicilerin, davacı tarafından ödenen tüm tazminattan sorumlu olduklarının kabulü gerekmektedir. Yani dava konusu tazminatlar için her bir yüklenici işçiyi çalıştırdığı dönem itibariyle ödenen tazminattan sorumludur.
Dava dışı işçinin öncelikle davalı … Şirketi’nde işçi olarak çalışmakta iken ihale ile işi devralan … ve … şirketlerinin oluşturduğu adi ortaklıkta çalıştığı, yaptığı işe aynen devam ettiği, yani önceki alt işverenin ihale süresinin sona ermesi anında dava dışı işçinin iş akdinin sonlandırılmayıp ihaleyi yeni alan alt işveren nezdinde çalışmasını sürdürdüğü, bu itibarla yerel Yargıtay içtihatlarına göre davalılar arasındaki ilişkinin iş yeri devri niteliğinde olduğu, kıdem tazminatından her bir işverenin işçiyi çalıştırdığı dönem ile ve devir tarihindeki son brüt ücret ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı yüklenicilerin sorumluluklarının miktarında davacının yaptığı arabuluculuk ücreti dahil tüm ödemenin dikkate alınması gerektiği, alt iş verenler işçiyi çalıştırdıkları dönem ve devir tarihindeki son brüt ücret ile sınırlı olarak sorumlu olduklarından bilirkişinin buna göre yaptığı hesaplamaya itibar edilmesi gerektiği, neticeten davacının kıdem tazminatı ve arabuluculuk ücreti olarak ödediği toplam 5.088,20.-TL’nin davalıların sorumluluklarına göre sadece 4.700,05.-TL’sinin rücu edilebilir olduğu kanaatiyle bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı ödeme tarihlerinden itibaren faiz isteyebileceğinden hükmedilen tutarlara ödeme tarihinden itibaren faiz işletilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın kısmen kabulü ile,
4.700,05.-TL alacaktan;
A)4.046,70.-TL alacağın 3.928,84.-TL’sine … tarihinden itibaren, bakiyesi 117,86.-TL’sine … tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar … Kurumsal A.Ş., … Grup Ltd. Şti. Ve … Grup Ltd. Şti’nden alınarak davacıya verilmesine,
B)653,35.-Tl alacağın 634,32.-TL’sine …, bakiyesi olan 19,03.-TL’sine … tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalı … A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 321,06.-TL harçtan peşin alınan 86,90.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 234,16.-TL harcın davalılardan tahsiline, (davalılar … Kurumsal A.Ş., … Grup Ltd. Şti. Ve …Grup Ltd. Şti’nin sorumluluğunun 201,58.-TL, …Arıtma A.Ş.’nin sorumluluğunun 32,58.-TL ile sınırlı olmak üzere)
3-Davacı tarafından yapılan 54,40.-TL ilk dava gideri, 500,00.-TL bilirkişi ücreti, 258,00.-TL tebligat gideri, 105,50.-TL müzekkere gideri, olmak üzere toplam 917,90.-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 847,90.-TL’si ile peşin alınan 86,90.-TL olmak üzere 934,76.-TL yargılama giderinin; 804,76.-TL’sinin davalılar … Kurumsal A.Ş., …Grup Ltd. Şti. Ve … Grup Ltd. Şti’lerinden müştereken ve müteselsilen, 130,00.-TL’sinin davalı … A.Ş.’inden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davanın kabul ve red oranı üzerinden hesaplanan 1.214,40.-TL’nin; 1.045,48.-TL’sinin davalılar … Kurumsal A.Ş., … Grup Ltd. Şti. Ve … Grup Ltd. Şti’lerinden, 168,92.-TL’sinin Davalı … A.Ş.’inden, 105,60.-TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 4.080,00.-TL nispi vekalet ücretinin; 3.516,55.-TL’sinin davalılar …Kurumsal A.Ş., …Grup Ltd. Şti. Ve …Grup Ltd. Şti’lerinden, 563,45.-TL’sinin Davalı … A.Ş.’inden alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 388,15.-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)