Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/177 E. 2021/688 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DOSYA NO : 2020/177
KARAR NO : 2021/688
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ: 27/10/2021
Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında görülen İTİRAZIN İPTALİ (Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan Rücu) davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda:

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili Antalya 1. Asliye Hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketinin … plakalı aracın …. vadeli KASKO sigortacısı olduğunu, sigortalı … plakalı aracın … tarihinde sigortalı araç sürücüsü …’in idaresinde “Kundu Bölgesinde” hareket halindeyken karayolunda biriken yağmur suları nedeni ile su içinde kalarak stop ettiğini, sel hasarlarında Trafik Ekiplerinin olay mahalline gelip rapor tutması mümkün olmadığından; sigortalı aracı servise çektirme zorunda kaldığını, sigortalının müvekkil şirkete hasar ihbarında bulunmasının ardından açılan …nolu hasar dosyası için eksper görevlendirildiğini, sigortalı araçta meydana gelen zararın sebebinin yağmur suları olduğunu, zarar sorumlusunun davalı … olduğunu, 2560 sayılı Kanunun İSKİ’nin görev ve yetkileri başlıklı 2/b maddesinde” kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız biçimde boşaltma yerine ulaştırılması veya bu sulardan yeniden yararlanılması için abonelerden başlanarak bu suların toplanacakları veya bırakılacakları noktaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak, gerektiğinde bu projelere göre tesisleri kurmak” görev ve yetkisi İSKİ’ye dolayısıyla Antalya’da ASAT’a verildiğini, müvekkili şirketin ödediği meblağ kadar sigortalısına halef olduğunu bu sebeple halefiyet ilkesi ve temlik alan sıfatıyla uğradığı zararı ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalıdan talep ettiğini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu bildirerek, Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 3.433,00TL asıl alacağın, ödeme tarihinden itibaren işleyen yasal faizi olan 278,12TL ile birlikte toplam 3.711,70TL üzerinden devamını talep etmiştir.
Antalya 1. Asliye Hukuk mahkemesi … tarih ve ….sayılı kararıyla davaya bakmak görevinin Ticaret mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Mahkememizce görülen yargılama sonunda; mahkememizin … tarih ve … E. … K.sayılı kararı ile davaya bakmak görevinin idare mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
Antalya 3. İdare mahkemesi … tarih ve … E.sayılı ara kararıyla davaya bakmak görevinin Ticaret mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile yargılamayı durdurarak olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesi’ne göndermiştir.
Uyuşmazlık Mahkemesi … tarih ve … E. … K.sayılı kararıyla davaya bakmak görevinin Ticaret mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile mahkememizin göreve ilişkin usuli red kararını kaldırarak yargılamaya devam edilmesi için dosyayı mahkememize göndermiştir.

CEVAP:
Davalı vekili Antalya 1. Asliye Hukuk mahkemesine verdiği cevabında; müvekkili …Genel Müdürlüğü 23/11/1981 tarihli ve 17523 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 20/11/1981 tarihli ve 2560 sayılı İSKİ Kanununun ek 5. ve geçici 10. maddeleri hükümlerine dayanılarak 18/02/1995 tarihli ve 22206 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 28/12/1994 tarihli ve 94/6576 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile kurulduğunu, müstakil bütçeli kamu tüzel kişiliğini haiz mahalli bir kamu kurulu olduğunu, müvekkili kurumun olayda kusur ve sorumluluğu bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; sigortacının dava dışı sigortalısına aralarındaki kasko sigorta poliçesine gereğince ödediği hasar bedelinin 6102 Sayılı TTK’nın 1472-1481.maddeleri uyarınca sorumlulardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarının 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Davacı Antalya 1. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile … tarihinde 3.433,58.-TL asıl alacak, 278,12.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.711,70.-TL üzerinden icra takibi başlattıktan sonra (Örnek No:7) ödeme emrinin borçlu/davalıya … tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun …tarihinde hiçbir borcu olmadığını, borcun tamamına ve faize itiraz ettiğini belirterek takibi durdurduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da … tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında uzlaşılan bir husus bulunmamaktadır.
Çözümlenmesi gereken sorun, davacının iddia ettiği olayın varlığının ispatı, buna göre alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının ne olduğu noktasında toplanmaktadır.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber olay yerinde yapılan keşif, dinlenen tanık anlatımları ve keşif sonunda verilen bilirkişi raporu ile yapılan yargılama sonunda;
Öncelikle davalı …’ın yargı harçlarından muaf olup olmadığının tartışılması gerekmektedir. Zira davalı kurum, bir çok dilekçesinde ısrarla yargı harçlarından muaf olduğuna işaret etmiştir.
Yargıtay içtihatlarında da işaret edildiği üzere; Yargılama harçları (temyiz harçları da dahil) 492 sayılı Harçlar Kanunu’nda ve çeşitli özel yasalarda düzenlenmiş olup mahkemelerce verilen kararların temyizi esnasında yine mahkemelerce kararı temyiz edenden alınması gereken temyiz harçları ve bu harçların ne şekilde alınacağı yasada açıklanmıştır.
Vergi ve harçlar yalnızca yasa ile konulur (ihdas edilir). Yine bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile düzenlenir. Harçlardan muafiyeti ya da istisnaları düzenleyen kanun, genel nitelikteki Harçlar Kanunu olabileceği gibi her hangi bir kanun da olabilir.
Örneğin, bazı kamu kurumlarının kuruluş ve görevlerini düzenleyen özel kanunlarda, o kurumun yargılama harçlarından muaf olduğu, yine kurumun bazı işlemlerinin yargılama harçlarından müstesna olduğu yönünde düzenlemelere yer verildiği görülmektedir. Yukarıda da belirtildiği üzere, bir kişi ya da kurumun harçtan muaf olup olmayacağı, kişi ya da kurumlarca yapılan bir işlemin harçtan müstesna olup olmayacağı yalnız yasa ile tespit edilebilir. Bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından muaf olabilmesi için muafiyeti düzenleyen yasada o kurumun “yargılama harçlarından muaf olduğu” açık ve net bir şekilde hüküm altına alınmalıdır. Vergi ve harçların yasallığı ilkesi bunu gerektirir.
2560 sayılı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 21 inci maddesinin “a)” fıkrasında, İSKİ’nin görevleri için kullandığı taşınmaz malları, tesisleri, işlemleri ve faaliyetlerinin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olacağı belirtilmiş ancak kurumun yargılama harçlarından bu kapsamda temyiz harçlarından muaf olduğu yönünde açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bakanlıklar tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlerle (yönetmelik, yönerge, genelge vb.) bir kişi ya da kurumun vergi ve harçlardan muaf tutulması mümkün değildir. Yine yargılama yetkisi bulunmayan Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanlıklarının bir kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğu yönündeki görüşleri o kişi ya da kurumun yargılama harçlarından (ve temyiz harçlarından) muaf olduğu yönünde mahkemeleri bağlamaz.
Bu nedenle, İSKİ, ASKİ, ASAT vb. gibi büyükşehir belediyelerinin bünyelerinde bulunan, tüzel kişiliği haiz, su ve kanalizasyon işlerini yürüten idareler (kurumlar) yargılama harçlarından muaf değildir.
Tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller, icra dosyası ile tüm dosya kapsamı ile beraber alınan bilirkişi raporları ve yapılan yargılama sonunda;

Davacı taraf, sigortalı … plakalı aracın … tarihinde, sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeyken “Kundu Bölgesinde” yağmur suları nedeni ile arıza yaptığı iddiasındadır. Bu iddianın temeli dava dışı sürücü … tarafından … Sigorta Antalya Bölge Müdürlüğüne verilen dilekçedir. Bu dilekçede “Şirketimizin …plakalı aracıyla Kundu Bölgesinde Yoğun Su birikintisine girmem sonucu aracım stop etmiştir. Arıza … saat 17.45 sularında yaşanmıştır.” demektedir.
O halde sigortalı aracın arıza yaptığı tarihte, bu arızaya yolda biriken yağmur sularının sebebiyet verip vermediği tartışmanın odağını oluşturmaktadır.
Mahkememizce olay tarihindeki yağış miktarları Meteoroliği müdürlüğünden istenmiş, Meteoroloji 4.Bölge Müdürlüğünden gelen … tarih ve … sayılı cevabi yazı ile Antalya Havalimanı Meteoroloji Müdürlüğüne ait 4-5-6 Mart 2014 tarihlerindeki meteorolojik hadise kayıtları ile Boztepe Tigem Otomatik Meteoroloji Gözlem İstasyonuna-OMGİ’ye ait günlük meteoroloji kayıtları gönderilmiştir.
Bilirkişi raporuna göre, Antalya Bölge Müdürlüğünde ve Antalya Havalimanında kayıt edilen standart zamanlardaki toplam yağışların 2 yıllık yağış değerlerinin altında kaldığı ve her yıl görülen yağış miktarının olduğu, aynı zamanda şiddetli yağış eşik değerlerinin altında kalmıştır.
Dosyadaki ekspertiz raporuna göre; aracın suya girmesi sonucunda ön tamponun arka kısmında bulunan hava filtresi uç kısmından emilen suyun motor iç kısmına sirayet etmesi sonucu hasar oluştuğu belirtilmektedir. Hava filtresine kadar gelen suyun motorun kompresyonu ile içeriye çekilmesi sonucu piston içerisine giren su sonucu, suyun piston üst ölü noktada sıkıştırılması ve sıvıların sıkıştırılamaması kanunundan hareketle üst ölü noktada baskı altına alınamayan suyun pistonu geriye doğru sıkıştırması ancak motorun bu esnada diğer pistonlarında devrini tamamlamak amacıyla harekete devam etmeleriyle piston kolunun bu basınca dayanamayarak eğildiği belirlenmiştir.
Dava konusu hasarın tanık beyanlarından yola çıkılarak Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü kayıtlarında … ili … İlçesi …Mahallesi … Ada … Parselde bulunduğu, yol boyunca yapılan incelemelerde orta refüjde bırakılan boşluklardan yağmur suyu drenajının yapıldığı, bu drenaj boşluklarının hepsinin aynı ölçüde olmadığı, dava konusu kazaya yakın olan drenaj boşluklarının ortalama 80cm x 20cm ölçülerinde olduğu, yolunun eğiminin drenaj boşluğuna doğru verildiği, iki drenaj arasının 70 metre, iki drenaj arası yol alanının yaklaşık 600 m2 olduğu, drenajın yolun mevcut metrajlarına uygun olduğu, görülmektedir. Drenaj boşluklarının üzerinde ızgara bulunmadığı, dolayısıyla tıkanmasının mümkün olabileceği, hasarın oluştuğu gün meteorolojik verilerine göre yağışın 2 yıllık yağış değerlerinin altında kaldığı ve her yıl görülen yağış miktarının olduğu, aynı zamanda şiddetli yağış eşik değerlerinin altında kaldığından, motora sıvı kaçağından kaynaklı oluşan hasarın, drenajın yağışla sürüklenen yabancı maddelerle tıkanmasından kaynaklanabileceği, bilirkişi tarafından tespit edilmiş, bir anlamda ekspertiz raporu desteklenmiştir.
Yine bilirkişi raporunda, dava konusu hasarın aracın su içerisindeki hareketinden dolayı hava filtresi kutusu civarından motor bloğuna sıvı kaçağından dolayı kaynaklandığı, bundan dolayı araç üzerinde KDV Dahil 3.433,58 TL hasar oluştuğu, yine ekspertiz raporundaki hesabın normal olduğu kabul edilmiştir.
Ayrıca, dava konusu aracın sürücüsünün olay günü su birikintisinin görüş mesafesinde olmasına rağmen ısrarla su birikintisine girmesi neticesiyle sıvı kaçağından kaynaklanan hasara sebebiyet verdiği de belirtilmiştir.
Bu husus müterafik kusur iddialarını gündeme getirdiğinden itirazlar üzerine bilirkişi kurulundan ek-rapor istenmiş, bilirkişi raporunda drenajın 2012-2013 yılında tamamlandığını, kusur oranı konusunda bir beyanda bulunamayacaklarını belirterek önceki görüşlerini tekrarlamışlardır.
Davacı, yağmur sularının yolda birikmesi nedeniyle sigortalısının aracında oluşan hasardan davalının sorumlu olduğunu iddia etmekte, davalı ise iddiaları ve sorumluluğu reddetmektedir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 13/04/2009 Tarih ve 2008/497 E. 2009/4452 K. Sayılı kararında açıkça işaret edildiği üzere; TTK’nun 18 nci maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir. Aynı Yasa’nın 12/11. maddesinde ise su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Davalı kurumun da İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı Kanun’a tâbi olduğu, bu kurumun, genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği ve denetçileri vasıtasıyla denetim yapılacağı, yıllık faaliyet ve yatırımlarının bilançolarda belirlenip genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülüne göre düzenleneceği açıklanmıştır. O halde, davalı kuruluşun özel hukuk hükümlerine göre idare edilen bir kamu kuruluşu olduğunun kabulü gerekir. Nitekim, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.1983 gün ve 1980/11-2721 Esas 1983/823 Karar, 29.11.1995 gün ve 1995/11-647 Esas 1995/1043 Karar ve 16.10.1996 gün 1996/13-346 Esas 1996/699 Karar sayılı ilamlarında da İSKİ’nin özel hukuk hükümlerine tabi tacir sayılacağı görüşü benimsenmiştir. Dosyadaki uyuşmazlık mahkemesinin kararı da bu yöndedir. Bu durum karşısında TTK’nun 3, 11, 12/11, 14, 18/1.nci maddeleri ve 2560 sayılı Kanun hükümleri uyarınca davalı …’ın tacir, davacının iddia ettiği olayın ise haksız fiil niteliğinde olduğu ve tacirin haksız fiilinden kaynaklanan tazminat davasında davalının taraf sıfatının bulunduğu, mahkemece davalının pasif husumet ehliyetinin bulunduğu açıktır.
Davacı sigorta şirketine devredilen … Sigorta şirketi ile dava dışı …Ltd.Şti. arasında …tarihleri arası dönem için “Liberty Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” imzalandığı, … plakalı aracın teminat altına alındığı, olayın ise … tarihinde meydana geldiği ve poliçe kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 23/11/2010 Tarih ve 2009/6003 E. 2010/11909 K. İle 05/11/2012 Tarih ve 2011/10564 E. 2012/17354 K.sayılı kararlarında da işaret edildiği üzere TBK.nun 69. (Mülga 818 sayılı B.K’nun 58) maddesi uyarınca, Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu gibi hallerde, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan söz edilemez.
Davalı kuruma ait atık su, kanalizasyon, yağmur suları drenaj hatları, bunların döşendiği boru hatları vb. madde de açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahil olup, davalı bu imalatların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumludur. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu gibi hallerde, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan söz edilemez.
Somut olayda dava konusu hasarın, normal yağışlar sonucunda davalı …’ın yapı maliki olduğu drenaj hattının doğru dürüst çalışmaması nedeniyle yola dışarı taşan veya yolda biriken suların davacıya sigortalı araca hasar verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, yapı maliki olan ve TBK.nun 69. (Mülga 818 sayılı B.K’nun 58) maddesi uyarınca kusursuz sorumluluğu bulunan davalı eylemi ile meydana gelen hasar arasında uygun illiyet bağı vardır. (Emsal; Yargıtay 11.HD.nun 19/11/2012 tarih ve 2011/12303 E. 2012/18524 K., 05/11/2012 tarih ve 2011/10564 E. 2012/17354 K., 28.05.2012 tarih ve 2011/2638 E. 2012/9111 K., 23.11.2010 tarih ve 2009/6003 E. 2010/11909 K.vb)
Bilirkişi raporunda belirtilen “… dava konusu aracın sürücüsünün olay günü su birikintisinin görüş mesafesinde olmasına rağmen ısrarla su birikintisine girmesi neticesiyle sıvı kaçağından kaynaklanan hasara sebebiyet verdiği …” görüşü de kabul edilemez. Ağırlaştırılmış kusursuz sorumluluk halini ancak karşı tarafın kasta yakın eylemi kesebilir. Burada sigortalı araç sürücüsünün araçta arıza meydana gelmesi kastıyla (bir bakıma araç sürücüsü şöförün, işverenine zarar verme kastı) hareket ettiği iddia ve görüşü ispata muhtaçtır.
Bu nedenle davalı tarafın itiraz ve iddiaları yerinde görülmemiş, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davanın KABULÜNE,
Davacının Antalya 1. İcra Müdürlügünün … sayılı dosyası ile davalı/borçlu aleyhine başlattığı icra takibine İTİRAZIN İPTALİNE,
Takibin takip tarihindeki koşullarla aynen DEVAMINA,
Takip talebindeki alacak likit olmadığından, yargılamayı gerektirdiğinden davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
Alınması gerekli 253,54.-TL harçtan, peşin olarak alınan 63,39.-TL harcın mahsubu ile kalan 190,15.-TL harcın DAVALIDAN ALINMASINA,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 33,50.-TL, tebligat gideri 536,50.-TL, müzekkere gideri 137,20.-TL, bilirkişi ücreti 2.400,00.-TL, keşif gideri 769,90.-TL olmak üzere toplam 3.877,10.-TL yargılama giderlerinin ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 63,39.-TL olmak üzere toplam ‭3.940,49‬.-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde DAVACIYA İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 3.877,10.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK.nun 341/2.maddesi gereğince, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2021

KATİP …
(E-imzalıdır)

HAKİM …
(E-imzalıdır)