Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/707 E. 2021/536 K. 17.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/707 Esas
KARAR NO : 2021/536
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ: 17/09/2021

Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı kararı ile görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:Davacı vekilinin Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin …esas … karar sayılı dosyasına verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı arsa sahibinin, … İnşaat Ltd Şti ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi yaptıklarını, … tarihinde …ın bu şirkette kat karşılığı inşaat sözleşmesini devir aldığını, …’ın inşaat yapımında bazı kalemleri … isimli şahsa taşeron olarak verdiğini, davalının da dava dışı … ile 56 adet çelik kapı alımı konusunda anlaştıklarını, bu kapıları inşaata getirdiklerini ve bunun karşılığında davalının çek aldığını, çekin … tarafından ödenmediğini, davalının inşaata gelip düzenli olarak parasını istediğini, söz konusu senetin üst tarafının kesilmiş olduğunu, üstüne tüm yazıları sığdırmak için küçük küçük yazıldığını, senetin üstündeki yazılar ile müvekkilinin ve davalının imza ve isimlerinin belgeye sonradan eklendiğini, senetin resmi unsurlarını oluşturmak amacıyla yazılan yazıların gerek ebat gerek karakteristik özellik olarak farklı olduğunu, bu senetin icraya konulduğunu, bu nedenlerle Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin ve ödeme emrinin iptaline, haksız takip nedeniyle % 20 kötü niyet tazminatının davalı alacaklıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kambiyo senedine karşı açılan dava olduğunu, Kambiyo Hukuku Ticaret kanunda düzenlendiğini, dava ticari mahiyette bir dava olmakla Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın görev yönünden usulden reddi gerektiğini, davacının davasını kısmi dava olarak açtığını, davayı nitelendirirken de haksız fiilden doğan dava gibi göstermeye çalışıldığını, davanın İİK’nun 72 maddesi uyarınca takipten sonra açılan menfi tespit davası olduğunu, dava konusu miktarın belli ve muayyen olmasına rağmen davacı borçlu hem dava değerini sadece 10.000,00.-TL olarak göstermekte hem de 10.000,00.-TL’lik davası ile 96.000,00.-USD olarak kesinleşen icra takip dosyasına ilişkin yapılan icra takibinin durdurulmasını talep etmekt olduğunu, davacı borçlunun önceklike dava değerini icra takip dosyası miktarı üzerinden artırması ve harcını ikmal etmesi gerektiğini, davacı davasını dava ile ilgisi olmayan ve esasen suç teşkil eder mahiyette davalı ile olan kişisel telefon görüşmelerinin belli bir kısmını kaydetmeyip konuşmaların işine geldiği kısımlarını kaydeden ses kayıtlarına dayandırmakta olduğunu, davalının iradesine aykırı olarak kişisel verileri kaydeden hakkında suç duyurusu da bulunulmakta olduğunu, bu yöntemle hukuka aykırı olarak elde edilen delillerin delil olarak bir değeri olmamakla birlikte davalının davacı borçlu ile konuşmanın başına öncelikle kendisine verdiği borç paradan bahsettiğini, ödememesinden dolayı yeğenlerine karşı zor durumda kaldığını söylediğini, telefon görüşmelerinin tarafı olan kişinin görüşmeyi izinsiz kaydetmesinin yasaya aykırı bulunduğunu, davacı tarafça imzanın kabul edildiğini, ancak senedin verilmediğini para alınmadığını iddia ettiğini, senede karşı senet kuralları gereğince davacı borçlu bu iddiasını yazılı delillerle ispat etmek zorunda olduğunu, usulüne uygun yeterliliği haiz sahtecilik ve grafoloji uzmanlarından alınacak bir inceleme ile de orta bir tahsile sahip alacaklı ve borçlu tarafından A4 kağıdına el yazısı ile yazılan yazıların sahte olmadığı ve muteber olduğu anlaşılacağını, bütün bu nedenlerle haksız ve kötü niyetle açılan davanın reddi ile % 20’den aşağı olmamak üzere davacı borçlunun tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Antalya … Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas … karar sayılı … tarihli kararı ile davanın kambiyo senedi niteliğinde olan çeke dayandığını, davada 6102 Sayılı TTK’nunda düzenlenen kambiyo hukuku hükümlerinin tartışılması gerektiğini, uyuşmazlığın TTK’nun 4 ve 5 maddeleri uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiş, karar istinaf edilerek Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … esas … karar sayılı ilamı ile davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri toplanmış, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları getirtilerek incelenmiştir.
… İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davalı tarafından davacı aleyhine başlatılmış 96.000,00.-USD bedelli … tanzim, … vade tarihli bonoya dayalı kambiyo takibi olduğu anlaşılmıştır
… İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından davalı aleyhine açılmış takibin iptali davası olduğu, davanın reddine karar verildiği, davacının istinafı üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı kararı ile takip dayanağı senedin kayıtsız şartsız ödeme vaadi içermediği için kambiyo vasfında olmadığı gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmiş, temyiz üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin … tarih … esas … karar sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilerek karar kesinleşmiştir.
Antalya … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalının dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine karar verildiği, henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.
Dava, davalı tarafça davacı aleyhine … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında başlatılan kambiyo takibine konu bononun başka kağıttan kesilerek elde edildiği gerekçesi ile sahtelik iddiasına dayalı menfi tespit davasıdır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4 maddesinde ticari davalar belirlenmiş, 5 madde de ticari davaların Ticaret Mahkemelerinde görüleceği düzenlenerek görevli mahkeme belirlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralların kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkemece görevli olup olmadığı hususunun kendiliğinden değerlendirilmesi gerekir.
6102 Sayılı TTK’nun 19/1 maddesinde; bir tacirin borçlarının ticari olması asıl olduğu ancak gerçek kişi olan tacirin işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesi ile ilgisinin olmadığını, diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borcunun adi sayılacağı, 19/2 maddede taraflardan yalnız biri için ticari nitelikte olan sözleşmeler kanunda aksine hüküm bulunmadıkça diğeri için de ticari iş sayılacağı düzenlenmiştir. TTK’nun 4 maddesinde her iki tarafında ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın bu kanundan ve tek tek belirtilen kanunlardan doğan hukuk davaları ile kanunda sayılan bu davalara mutlak ticari dava denileceği, her iki taraf için ticari sayılan hususlardan doğan kanunda gösterilen bu ticari davalar dışında tarafların sıfatına ve uyuşmazlık ticari işletmeye ilişkin bulunmasa bile 1163 sayılı yasanın 99. maddesi Ticari İşletme Rehni kanununun 22. maddesi, 3226 sayılı kanunun 31, İİK’nun 154, 182, 296. maddelerinden doğan davalar da mutlak ticari dava sayılmaktadır.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki unsurun birlikte bulunması gerekir.
Somut olayda ise; dava konusu senedin kambiyo senedi olduğu gerekçesi ile kambiyo takibi başlatılıp, Asliye Hukuk Mahkemesinde de davanın kambiyo senedine dayalı menfi tespit davası olduğu ve ticari nitelikte olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiş ise de; … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılan dava sonucu gerek Antalya Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi gerekse Yargıtay … Hukuk Dairesinin onama ilamı karşısında davaya konu senedin kambiyo vasfında olmadığı, kayıtsız şartsız borç ikrarını içermediği, bu hali ile adi senet niteliğinde olduğu anlaşılıp kesinleşmekle, davada kambiyo hukukuna ilişkin herhangi bir iddia veya menfi tespit talebi bulunmadığı gibi davanın tarafları da tacir olmayıp, gerçek kişi konumunda bulunduklarından dava mutlak veya nispi ticari dava niteliğinde olmayıp, davaya bakma görevi mahkememize ait olmayıp, genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan karşı görevsizlik kararı vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Dava dilekçesinin görev yönünden REDDİNE;
Mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin GÖREVLİ OLDUĞUNA,
Mahkememizce verilen karar, taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması halinde; dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
Kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde; olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede nazara alınmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup, usulünce anlatıldı.17/09/2021

Başkan …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Üye …
(E-İmzalı)
Katip …
(E-İmzalı)