Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/334 E. 2022/103 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/334 Esas
KARAR NO : 2022/103
DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2019
KARAR TARİHİ: 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; 09.10.2009 tarihinde dava dışı borçlu …nun …bank Burdur şubesinden aldığı zirai işletme kredisi nedeniyle müvekkilinin kefil olduğunu, müvekkilinin taşınmazını ipotek verdiği Burdur …bank şubesinden kullandırılan bu kredi borcunun 14.10.2010 tarihinde ödendiğini, 18.10.2010 tarihinde tekrar kredi kullandırıldığını ve kredi borcunun 13.11.2011 tarihinde borçlu tarafından ödenmesi üzerine takibe konu ipoteğin son bulduğunu, ancak ipoteğin banka tarafından fek edilmediğini, ipotekle teminat altına alınan ilk krediden yaklaşık 4 yıl sonra bu sefer Tefenni …bank şubesinden müvekkilinin haberi ve imzası olmadan düzenlenen başka kefillerin yer aldığı bir başka Genel Kredi Sözleşmesi ile kullandırılan son kredinin ödenmemesi üzerine davalı bankanın müvekkiline 21.01.2015 tarih …yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiğini, müvekkili tarafından bu ihtara karşı, kefil olduğu borcun tamamen ödendiğinin ve borcun kapatıldığının Karamanlı Noterliğinin 29.01.2015 tarih …yev. numaralı cevabi ihtarıyla beyan edildiğini, ancak davalı bankanın, müvekkili …’in 2009 yılında …bank Burdur Şubesinden borçlu …’na kullandırılan kredinin 24.750 TL’si için verdiği ipoteğin, bu kredi borcunun tamamen ödenmesi suretiyle kapatılması gerektiğini belirterek yapmış olduğu itiraza ve borçlunun 4 yıl sonra aynı bankanın bir başka şubesi olan Tefenni şubesinden bu sefer kendisinden habersiz olarak yeniden başka teminatlarla borçlandırılmasına ilişkin kefalet sözleşmesinde imzasının bulunmadığını da ileri sürerek itirazına rağmen müvekkili hakkında Antalya 16.İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle ilamlı takip ve yine 16. İcra Müdürlüğünün …Esas sayılı dosyası ile de ilamsız takip başlatıldığını, Antalya 16. İcra Müdürlüğünün … dosyası ile başlatılan takip hakkında müvekkili tarafından Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesinin … K sayılı kararı ile şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiğini, yargılama esnasında davalı bankanın tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydıyla ipotek nedeniyle kullandırdığı kredi için yapmış olduğu Antalya 16. İcra Müdürlüğünün ….Esas sayılı ilamsız takip dosyasına borçlu adına 15.000TL’nin ödendiğini, bu bedelin davalı banka tarafından kredi alacağından ve faizinden düşürülmediğini, sorumluluğun bitmiş olması sebebiyle fek edilmesi gereken önceki kredi sözleşmesine ilişkin olan ipotek üzerinden Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 24.750 TL ipotek bedeli üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle satış talepli yeniden takibe geçildiğini, davalı bankanın müvekkilinin kefil olduğu Burdur şubesinden alınan kredinin ödenmesine ve davacının ipoteğin fek edilmesi yönündeki istemine rağmen ipoteği fek etmediğini, ipoteğin verilmesinden ve ödenmesinden yaklaşık 4 yıl sonra başka bir şubesinden kullandırılan davacının imzasının ve onayının olmaması sebebiyle sorumlu tutulamayacağı yeni kredi sözleşmesinin bahane ederek takip başlatıldığını belirterek genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan kredi borcu için Antalya 9 İcra Müdürlüğü …Esas sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle müvekkili aleyhine başlatılan ve 24.750 TL bedelli olarak takibe konulan ilamlı takip dosyası nedeniyle menfi tespit davasının kabulüne, davacının kefil olduğu Burdur şubesinden alınan kredi borcunun süresinde kapatılması nedeniyle bu borçtan yıllar sonra başka bir şubeden yeni teminatlarla kullandırılan ve davacının imzası ve haberi bulunmayan kredi borcu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, tapu kaydındaki ipoteğin fekkine, davalının alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri, vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin takibin iptaline yönelik Antalya 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … e. sayılı dosyası ile dava açtığını, müvekkili banka ile dava dışı … arasında bir Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, ….’na kredilerin kullandırıldığını, davacının maliki olduğu taşınmazın doğmuş doğacak tüm borçların teminatı olarak müvekkili banka lehine ipotek altına alındığını, davacının kefil değil, ipotek veren 3. Şahıs olduğunu, söz konusu ipoteğin takibe konulması için davacının herhangi bir kredi sözleşmesinde imzasının ve kefaletinin bulunması gerektiğini, söz konusu ipotek bedeline ve ipoteğin fek edilmesine ilişkin herhangi bir ödemenin mevcut olmadığını, davacı vekilinin müvekkilinin kredi sözleşmelerinde imzasının bulunmadığı, ipotek verildiğinde kullandırılan kredinin ödenerek kapandığı ve bu nedenle ipoteğin fek edilmesi gerektiği yönündeki iddialarının yersiz olduğunu, davacı vekilinin dava konusu icra takibinden önce, aynı taşınmaz için Antalya 16. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığını, takibin Mahkeme kararı ile iptaline karar verildiğini belirttiğini, ancak söz konusu takibin neden iptal edildiğine ilişkin bilgi vermediğini, karşı tarafın dayanak gösterdiği Antalya 3. İcra Hukuk Mahkemesi … E. sayılı kararında takibin iptaline gerekçe olarak zorunlu takip arkadaşlığı kuralı hilafına sadece ipotek maliki aleyhinde takibe geçilmesinin gösterildiğini, ipoteğin geçersiz olduğuna ya da ipotek veren …’in borçlu olmadığına yönünde bir kararın mevcut olmadığını, asıl borçlu … aleyhine başlatılan ilamsız takipte Esnaf Sanatkarla Odası tarafından yapılan 15.000,00 TL tahsilattan yasal harçlar kesildikten sonra sisteme geçen 13.335,00 TL …’nun borcundan düşüldüğünü, …’in asıl borçlu ya da kefil olmadığını, asıl borçlunun doğmuş doğacak tüm borçları için taşınmazını ipotek olarak gösteren ipotek borçlusu olduğunu, 15.000,00 TL ödemenin … tarafından ipotek borcuna istinaden yapılmış bir ödeme olmadığını, Mevcut borcun ipotek bedelinin üzerinde olduğunu ve …’in ipotek bedeli kadar borçtan sorumlu olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş, davalı bankadan asıl borçlu ile aralarındaki kredi sözleşmeleri, ödemeler ve ipotek belgeleri istenmiş, gelen yazı cevapları dosya arasına alınmış, bilirkişi raporu aldırılarak tüm deliller toplanmıştır.
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipten ötürü açılmış menfi tespit davasıdır.
Antalya 9. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 03/04/2019 tarihinde davalı tarafça davacı ve dava dışı …. aleyhine tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 24.750,00.-TL alacak üzerinden örnek no: 6 olan icra emri ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişildiği anlaşılmıştır.
Tüm deliller toplandıktan sonra mahkememizce öncelikle istinabe yoluyla dosya bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, sunulan 10/07/2020 tarihli raporda özetle; dosyaya sunulan 09/10/2009 tarihli genel kredi sözleşmesinin davalının Burdur şubesi ile dava dışı asıl borçlu … arasında imzalandığı, … ve …’in müşterek müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıkları, sözleşme tutarının 30.000,00.-TL olduğu, davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde 09/10/2009 tarihli … yevmiye numarası ile birinci dereceden davalı banka aleyhine 24.750,00.-TL ipotek tesis edildiği, ipoteğin teminat ipoteği olup doğmuş ve doğacak borçlarını kapsadığı, bu nedenle ipotek nedeniyle borcun devam ettiği belirtilmiştir.
Davacının rapora itirazları üzerine davalı bankanın Burdur ve Tefenni şubelerine ayrı ayrı müzekkere yazılarak borçlu ile aralarında akdedilen 09/10/2009 tarihli genel kredi sözleşmesi uyarınca kullandırılan krediye hesap özetine ve ödemelere ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi, ayrıca asıl borçlu ile bu sözleşmeden başka herhangi bir genel kredi sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığının bildirilmesi, imzalanmış ise bu sözleşmenin ve buna dayalı kullandırılan kredilere ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesi istenmiş, gelen yazı cevapları dosya arasına alınmıştır.
Davacının itirazlarının değerlendirilmesi için banka cevabı da geldikten sonra dosya başka bir bankacı bilirkişiye tevdi edilmiş, bankacı bilirkişi … tarafından sunulan 23/04/2021 tarihli raporda özetle; davalı bankanın Burdur ve Tefenni şubeleriyle dava dışı asıl borçlu …arasında düzenlenen süresiz çerçeve kredi sözleşmeleri kapsamında ilki 09/10/2009 tarihinde, sonuncusu 04/03/2014 tarihinde olmak üzere tarımsal amaçlı krediler kullandırıldığı, davacı …’in müteselsil kefil sıfatıyla çerçeve sözleşmeyi imzaladığı, ayrıca maliki olduğu taşınmazı asıl borçlunun kredi borçlarının teminatı olarak davalı banka lehine 24.750,00.-TL bedelle birinci dereceden ipotek verdiği, ipoteğin asıl borçlunun bankaya karşı asaleten ve kefaleten tüm borçlarını kapsayan azami had ipoteği olduğu, dolayısıyla davacının 24.750,00.-TL tutara kadar dava dışı asıl borçlunun bankaya karşı asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarının sorumluluğunu taşıdığı, yapılan hesap sonucu takip tarihi itibariyle bakiye kredi borcunun 34.437,99.-TL olduğu, dolayısıyla banka alacağının takip tarihi itibariyle ipotek bedelini aştığı ve davacının sorumluluğunun devam ettiği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde birbirini teyit eden bilirkişi raporlarına göre, davacının dava konusu taşınmazı, davalı banka ile dava dışı asıl borçlu … arasında düzenlenen süresiz çerçeve kredi sözleşmeleri kapsamında kullandırılacak kredilerin borcunun teminatını oluşturmak üzere davalı lehine birinci derecede 24.750,00.-TL limitle ipotek olarak verdiği, davacının da müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı 09/10/2009 tarihli çerçeve kredi sözleşmesinin 10/1 ve 19. maddeleri ile ipotek akit tablosundan anlaşılacağı üzere davacının verdiği teminatın, asıl borçlu adına açılacak borçlu hesaplarından her türlü kredilerden teminat mektuplarından müşterek ve müteselsil borçlu sıfatıyla imzaladığı kredi sözleşmelerinden, kambiyo senetlerinden, sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil gibi her türlü sebep ve ciheti ne olursa olsun doğmuş ve doğacak tüm borçlarının 24.750,00.-TL’ye kadar olan miktarının teminatını teşkil etmek üzere alındığı, somut olayda çerçeve niteliğindeki süresiz kredi genel sözleşmesine dayalı olarak dava dışı asıl borçluya sözleşme kapsamında gösterilen çeşitli türde kredilerin açılıp kullandırılmasının mümkün olduğu, kullandırılacak kredi işlemlerinde kefillere bilgi verileceği veya imzalarının alınacağı yönünde herhangi bir mevzuat hükmünün bulunmadığı, kredi işlemlerinin bankanın farklı şubelerince yürütülmesinin de öneminin bulunmadığı, dolayısıyla süresiz çerçeve kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi borçlarından davacının ipotek limitine kadar sorumlu olduğu, takip tarihi itibariyle kredi borcunun teminat limitinden yüksek olup, davacının takipten ötürü sorumluluğunun devam ettiği anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70.-TL harcın peşin alınan 422,67.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 341,97.-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Arabuluculuğa ilişkin dava şartı nedeniyle Adalet Bakanlığı Bütçesinden ödenen 1.320,00.-TL yargılama giderinin 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/a-13 maddesi gereğince davacıdan alınarak hazineye irat KAYDEDİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00.-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)