Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/246 E. 2019/416 K. 23.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/246 Esas
KARAR NO : 2019/416
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2019
KARAR TARİHİ: 23/05/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan
açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı …’nin de aralarında bulunduğu … Apartmanı Kat Malikleri arasında …. noterliği … tarih ve … yevmiye numarası ile İnşaat sözleşmesi akdedildiğini, … tarihinde yapı ruhsat belgesinin alındığını, davalı …’nin sözleşme gereğince iş sahiplerinden biri olup sözleşme konusu …apartmanı …numaralı dairenin 1/2’sine sahip olduğunu, diğer 1/2’sine ise …’in sahip olduğunu, inşaat sözleşmesinin imzalanmasının ardından inşaatın devamı sırasında iş sahipleri ile karşılıklı görüşmeler ve istekler doğrultusunda ve sözleşmeye uygun olarak inşaatta ilave işlemler yapılması gerektiğini ve … aparmanı kat malikleri ile müvekkili yüklenici arasında … tarihinde inşaat sözleşmesi zeyilnamesi imzalandığını, söz konusu zeyilname ile inşaat sözleşmesinin bedeline ilişkin hükümlerinde değişiklik yapılarak yükleniciye ödenecek inşaat bedelinin 3.143.642,25.-TL olarak değiştirildiğini, daire başına düşen fiyatın 216.461,72.-TL olması konusunda da mutabakata varıldığını, iş bedelinin artırıldığını, bu hususların iş sahiplerince kabul edildiğini, zeyilnameyi davalının kasıtlı ve kötü niyetli olarak imzalamadığını, ancak yapılan tüm ilave işlerin davalının bilgisi ve onayı dahilinde olduğunu, ilave iş ve imalatların ortak kullanım alanlarına yapıldığını, bu işlerin davalının bağımsız bölümünün değerini arttırdığını, müvekkilinin işlerin masrafını ödediğini, davalının kendisine isabet eden … numaralı daireyi sattığında borcunu ödeyeceğini beyan etmesine rağmen ödemediğini, dava konusu inşaatın tamamlanarak iş sahiplerine zamanında ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, davalıya isabet eden … numaralı dairenin de kendisine teslim edildiğini, yüksek bedelle satışa dahi çıkarıldığını, davalının borcunu ödemediğini, müvekkilinin sözleşme konusu yaptığı işlere karşılık iş sahiplerine ayrı ayrı faturalarını düzenlendiğini, dava konusu … nolu bağımsız bölümde … ve davalı … 1/2 pay sahibi olduklarından … tarihli … seri nolu 108.230,86.-TL ve … tarihli …seri nolu 108.230,86.-TL bedelli iki adet fatura düzenlendiğini, daire başına ödenmesi gereken tutarın 176.911,08.-TL ve ilave işler ile birlikte 216.461,72.-TL olduğunu, ancak … nolu daire adına bugüne kadar ödenen paranın sadece 87.590,00.-TL olduğunu, yarı hissesine göre davalı tarafından yatırılan paranın 43.975,00.-TL olup kısmi ödeme sonrası fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalının ödemesi gereken bakiye tutarın 64.435,86.-TL olduğunu, davalı borçlu tarafından borcun ödenmemesi üzerine …. noterliğince … tarihli, … yevmiye nolu ihtarname ile … tarihli, … seri nolu, 108.230,86.-TL bedelli fatura keşide edildiğini, bu güne kadar ödeme yapılmaması üzerine icra takibi başlatıldığını, davalı vekilince takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, davalının davaya konu taşınmazı satışa çıkardığını, kötü niyetli olarak mal kaçırma gayreti içerisinde olduğunu belirterek dava konusu taşınmaza ihtiyati tedbir konulmasına, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının itirazları haksız kötü niyetli ve borcun ödenmesini geciktirmeye matuf olduğundan %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı bakiye iş bedelinin tahsili amacıyla yüklenici tarafından başlatılan ilamsız takipte davalı tarafça yapılmış itirazın iptaline ilişkindir.
Dava dilekçesine ekli ihtarname sözleşme ve yapı ruhsat belgelerinden işin yapıldığı yerin … ili … ilçesi, …Mahallesinde kain arsa vasıflı … ada … parsel üzerinde bulunan … Apartmanı olduğu, davalının aktif taşınmaz mal varlığına ilişkin uyap üzerinden temin edilen belgelerde davacının söz konusu apartmanda adına kayıtlı bulunan bağımsız bölümün mesken niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde ticari davalar belirlenmiş olup, 5. Maddede ticari davalara Ticaret Mahkemelerince bakılacağı düzenlenmiştir. Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkin olup, davaya bakan mahkeme görevli olup olmadığı hususunu kendiliğinden değerlendirmelidir.
Mutlak ticari davalar yanında nisbi ticari davalar da bulunup, TTK’nun 4 maddesi 1 bendine göre, bir davanın nisbi ticari dava sayılabilmesi için her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde bu kanunun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsayacağının belirtildiği, aynı kanunun 3. Maddesinde; tüketicinin, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işleminin ise mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade ettiği, aynı yasanın 73. Maddesinde de tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında bir hukuki işlemin olması gerekir.
6502 sayılı Kanunda görev ve yetkiye ilişkin hükümlerin niteliğine ve zaman bakımından uygulanmasına ilişkin hükümlere de yer verilmiş, Yasa’nın 83/2. maddesinde, taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemlerle ilgili diğer kanunlarda hüküm olması halinde dahi 6502 Sayılı TKHK’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek, maddenin özel hüküm niteliğinde olduğu vurgulanmış ve 6502 Sayılı TKHK’nın geçici 1. maddesinde, yasanın yürürlüğü sonrası açılacak davalarda usul kurallarının derhal uygulanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda TTK 4.maddesi anlamında nispi ticari davanın söz konusu olmadığı, her ticari işin de ticari dava olmayacağı, yine görev hususunun kamu düzenine ilişkin olup yorum yolu ile genişletilemeyeceği, davacı tacir olup, uyuşmazlık kendi işletmesini ilgilendirse de; davalının tacir olmadığı ve işin yapıldığı bağımsız bölümün ticari olarak kullanılmayıp mesken niteliğinde olduğu dolayısıyla davalının sorumluluğunun tüketici olarak belirlenip değerlendirileceği, mahkememizin görevli bulunmadığı, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, göreve ilişkin dava şartının olayda bulunmaması ve tamamlanmasının da mümkün olmaması sebepleri ile görevsizlik kararı vermek gerekmiştir.
KARAR: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b-Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, tarafların 6100 sayılı HMK’nun 345 maddesi uyarınca bu gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde kararın Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili hukuk dairesince incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurma haklarının bulunduğuna dair, verilen karar, açıkça okunup, anlatıldı.23/05/2019

Katip …
*E-imzalı

Hakim …
*E-imzalı