Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/105 E. 2019/384 K. 15.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/105 Esas
KARAR NO : 2019/384
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 15/03/2019
KARAR TARİHİ: 15/05/2019
…. Asliye Hukuk Mahkemesinden … Esas – … Karar sayılı görevsizlik kararı uyarınca mahkememize tevzi edilen menfi tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili … Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının …Reklam Tanıtım Ltd. Şti’nin % 50’şer hisseli ortakları olduklarını, davalı taraf hisselerinin tamamını vergi ve SSK borçları ile birlikte davacıya devrettiğini, … tarihli protokol düzenlendiğini, davalı 2009 yılında vergi dairesine müracaat ettiğini, kendi adına sözleşme öncesi döneme ilişkin tahakkuk etmiş 69.161,80.-TL ödemede bulunduğunu, sözleşme gereğince bu borcun davacıya ait olduğu iddiası ile …tarihinde …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine 70.000,00.-TL asıl alacak, 10.150,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 80.150,00.-TL talepli icra takibi başlattığını, ancak davacı tarafından takibe itiraz edilmediğini ve takip kesinleştiğini, davalının vergi dairesine 69.161,80.-TL ödeme yapıp davacıdan 70.000,00.-TL istemesinin ve işlemiş faiz isteminin kanuna aykırı olduğunu, vade bulunmadığını, faiz talebinin takip tarihinden itibaren işlemeye başlaması gerektiğini, davacının vergi dairesi kayıtları üzerinde yapmış olduğu incelemede davalının yaptığı 69.161,80.-TL’lik ödemenin 49.678,89.-TL’lik kısmının vergi borcu değil, vergi cezası ve bu cezanın ferilerine ilişkin olduğunu, taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre, sözleşme tarihi öncesindeki davalıya ait vergi ve SSK borçları davacı tarafından üstlenilmiş olmakla birlikte, sözleşme tarihinden önce veya sonrası için vergi cezaları bu kapsamda olmadığını, sözleşmenin sadece borçları kapsadığını, cezalara ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığını, ceza şahsi bir yaptırım olup hukuki mahiyeti itibariyle de başkasına tahmil edilemeyeceğini, söz konusu ceza sözleşme tarihi itibariyle mevcut bulunmadığını sözleşmeden sonra tahakkuk ettirildiğini, sözleşme kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını belirterek davalı taraf ödediği 49.678,89.-TL’lik vergi cezasının davacıdan talep edilemeyeceğini takibin belirtilen miktar yönünden de iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekilinin ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davanın ticari şirketin ortaklar arasındaki ilişkiden kaynaklandığını, TTK’nun 595 maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, … tarihinde başlatılan takipte vergi makbuzlarının 2003 yılına ait vergi borçları ve cezalarından kaynaklandığını, vergi borçlarının muacceliyet tarihleri de 2003 yılı içerisinde gerçekleştiğinden ve taraflar arasında yapılan “Akitdir” başlıklı sözleşme ve müvekkilin ortaklık payını davacıya devrederek ayrıldığı tarih … olduğunu, davada 10 yıllık genel zamanaşımı süresi uygulansa dahi bu sürenin geçtiğini, davacıya vergi dairesinden ödeme emirleri tebliğ edildiğini ve davacı sorumlu olduğu bu borçları ödemeyerek ayrıca vergi cezası uygulanmasına sebep olduğunu, kesilen vergi cezaları da asıl vergi borçlarının ödenmemesi sebebiyle tahakkuk ettirildiğinden dolayı, borçtan sorumlu olan davacı, borcunu muacceliyet tarihinde ödememesinden kaynaklanan fer’ilerinden de sorumlu olacağını, Vergi Usul Kanununun 333’üncü maddesinin ilk fıkrasında yer alan düzenleme ile tüzel kişilerin idare ve tasfiyesinde vergi kanununa aykırı hareketlerden tevellüt edecek vergi cezaları tüzel kişiler adına kesileceğinin, davacı o tarihte şirketin tek yetkilisi olduğunu, davacı vergi kanununa aykırı davrandığını ve sorumluluğunu yerine getirmediğini, gecikme zammından kaynaklanan sorumluluk cezai bir sorumluluk olmadığını idari bir ceza olduğunu, davacının faiz itirazı da yersiz olduğunu, davacı (borçlu) bugüne kadar dosyaya hiç ödeme yapmadığını ve davalıyı mağdur ettiğini, davacının kötü niyeti olarak hareket ettiğini, icra takip talebinde 69.161,80.-TL yerine sehven 70.000,00.-TL yazıldığını, bu nedenle aradaki fark olan 838,20.-TL ve bunun takip tarihine kadar işleyen faiz tutarı olan 132,80.-TL faiz yönünden davayı kabul ettiklerini, fazlaya ilişkin davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı vekili tarafından … tarihli sözleşme, vergi dairesi ödeme dekontları, vergi dairesi kayıtları ibraz edilmiş, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası celp edilerek incelenmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davalı tarafından davacı hakkında 70.000,00.-TL asıl alacak, 10.150,00.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 80.150,00.-TL alacağın tahsili için örnek no: 7 olan ödeme emri ile vergi dairesine yapılan ödemeler nedeniyle ibraz edilen makbuzlara istinaden başlatıldığı, takibin itirazsız kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin … tarihli ön inceleme duruşmasında dava icra takibine karşı açılmış menfi tespit davası olduğu, borç ödeninceye kadar her zaman açılabileceğinden davalının zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Dava, … tarihli sözleşme ile davacı ve davalı arasında yapılan şirket hisse devri gereği davacıya ait olduğu taraflarca belirlendiği halde şirketin geçmiş dönem vergi borçları nedeniyle davalı tarafından vergi dairesine yapılan ödemenin faizi ile birlikte davacıdan rücuen tahsiline yönelik ilamsız icra takibine karşı açılmış menfi tespit davasıdır.
Taraflar arasındaki sözleşme ve davalı tarafından vergi dairesine 69.161,80.-TL ödeme miktarı ihtilafsızdır. Davacı taraf sözleşmede sadece vergi dairesi borçlarından sorumlu olduğu belirtildiği halde davalının vergi dairesine yapmış olduğu vergi gecikme cezalarının da talep edildiği, bu miktardan davacının sorumlu olmadığı, yine temerrüt oluşmadığı için faiz talep edilemeyeceği ve ödeme tutarından daha fazla alacak talep edildiği ileri sürülmüştür. Davalı vekili de cevap dilekçesinde vergi dairesine 69.161,80.-TL ödediği halde sehven 70.000,00.-TL alacak talep edildiğini beyanla aradaki 838,20.-TL yönünden davayı kabul etmiştir. Yine takip ve davaya dayanak sözleşmede davalının devraldığı şirket hissesi nedeniyle davalının geçmişle alakalı vergi dairesi, SSK borçlarından dolayı hiçbir sorumluluğunun kalmadığı açıkça hüküm altına alınmış olmakla, davacının geçmiş dönem vergi borcu ve bu borcun gecikmesinden kaynaklı faiz ve cezalarından da sorumlu olduğu açık olmakla, asıl alacak tutarına yönelik bu itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yine işlemiş faiz talebi yönünden ise davalı tarafça davacı herhangi bir yazılı ihtar veya benzer şekilde usulünce temerrüde düşürülmediğinden işlemiş faiz talep edemeyeceği ve buna yönelik davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kısmen kabulü ile davacının … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası nedeniyle asıl alacağın 838,20.-TL’lik kısmından ve 10.150,00.-TL işlemiş faiz talebinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine; fazlaya ilişkin talebin reddine; davalının kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından tazminat talebinin reddine, icra takibi ile ilgili verilmiş bir tedbir bulunmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın KISMEN KABULÜ İle
Davacının …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası nedeniyle asıl alacağın 838,20.-TL’lik kısmından ve 10.150,00.-TL işlemiş faiz talebinden dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE;
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE;
Davalının kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından tazminat talebinin REDDİNE;
İcra takibi ile ilgili verilmiş bir tedbir bulunmadığından davalı vekilinin tazminat talebinin de REDDİNE;
Alınması gerekli 750,60.-TL harcın, peşin olarak alınan 1.036,05.-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 285,45.-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı 41,10.-TL, tebligat gideri 88,00.-TL yargılama giderlerinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 23,40.-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 750,60.-TL olmak üzere toplam 774,00.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.725,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 5.814,68.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tarafların HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça, okunup, usulünce anlatıldı.15/05/2019

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)