Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/94 E. 2018/730 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/94
KARAR NO : 2018/730
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ: 20/11/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının … tarihinde … Tem. Koz. Gıda İnş. Hed. Eş. Otomotiv Oto Kir. Eml. San. Tic. Ltd. Şti’ni kurduklarını şirket hissesinin %51’nin müvekkiline, %49’unun davalıya ait olduğunu, şirketin belirli bir süre sonra zarar ettiğini, ticareti durdurmak zorunda kaldıklarını, şirket zarar etmeye başlayınca davalının ailesi ile tartışmalar yaşadığını, hissesini devretmek istediğini, müvekkilinin arkadaşı olan …’e şirketin tüm borçlarıyla birlikte şirket hissesinin %1’inin devrinin yapıldığının, şirketin kalan %99 hissesini müvekkilinin aldığını, davalının eşinin şirketin zarar etmesinden dolayı müvekkilini sorumlu tuttuğunu, bu huzursuzluğun davalı ile eşini boşanma noktasına getirdiğini, müvekkilinin de davalının aile birliği bozulmasın diye davalının şirkete sermaye olarak koyduğu 28.000,00.-TL kadar senet düzenleyip davalıya verdiğini, davalının senedi takibe koyduğunu, ancak; şirketin bir çok tahsilatı hala yapamadığını, kara ortak olan davalının tüm zararı ise müvekkiline yüklediğini, istenen faizinde yerinde olmadığını, şirketin borç ve karından tarafların müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının öncelikle tahsil edilemeyen faturalarda şirket ortağı olduğundan hissesi oranında alacaklı olup, tahsil edilemeyen alacakların davalı hissesine düşen miktarın öncelikle ana para borcundan düşülmesinin gerektiği, hisseyi devrettiği tarihten itibaren de yine hissesi oranındaki tüm borçlardan davalının sorumlu olacağını, bunlarında ana para borcundan düşülmesi gerektiğini belirterek davalının şirkete ait ödenmemiş tüm borçlarının tespit edilmesine, tahsil edilemeyen tüm faturalardan davalının hissesi oranında düşüm yapılarak müvekkilini takip sebebi ile davalıya karşı borçlu olup olmadığının tespitine, davalının %20 oranında kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; takip konusu bonolarla … isimli şirketin sermayesi ve faaliyeti arasında ilgi kurulmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunun, kambiyo senedinin mücerretliği gereğince takibe konu olan bono ile şirket faaliyeti ve şirketin ödenmemiş borçları arasında ilişki kurulmasını kabul etmediklerini, müvekkilinin … isimli şirkete ödemediği bir borcunun bulunmadığını, davacının iddiasının aksine şirket sermayesinin 250.000,00.-TL olup müvekkili tarafından taahhüt edilen sermayenin 130.000,00.-TL olduğunu, davacının ise 120.000,00.-TL taahhüt ettiğini, müvekkilinin hisse devrinden sonra şirket borçlarından dolayı kendisi de şirket ortağı olan davacıya karşı bir sorumluluğun bulunmadığını, geçmiş dönem zararlarından ve borçlarından da müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, hisse devri öncesi döneme ilişkin şirketin vergi ve SGK borcu mevcut olsa dahi bu sorumluluğun ancak vergi dairesine ve SGK’ya karşı olabileceğini, davacının şirket kayıtlarını usulüne uygun tutmamış olabileceğini, takipte değişen oranlarda avans faizi istendiğinin açıkça belli olduğunu belirterek, davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından … isimli şirketin faaliyet belgesi, ticaret sicili tasdiknamesi, oda sicil kayıt sureti, ticaret sicili gazete sureti, vergi levhası, imza sirküleri delil olarak sunulmuş, mahkememizce icra dosyası ve … isimli şirketin sicil dosyası celp edilmiş, deliller toplanmıştır.
…. İcra dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafça davacı aleyhine … tarihinde bonolara dayalı 28.000,00.-TL asıl alacak, 4.839,6.-Tl işlemiş faiz olmak üzere toplam, 32.839,60.-TL alacak üzerinden ve asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %17,75 oranında ve değişen oranlarda avans faizi işletilmek suretiyle kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe girişildiği, takip konusu bonoların incelenmesinde, davacının keşideci, davalının lehtar olarak yer aldığı … tarihli 10.000,00.-TL bedelli ve … tarihli 18.000,00.-TL bedelli olmak üzere 2 adet bono olduğu , bonoların vade tarihlerinin … olduğu görülmüştür.
Bartu isimli şirketin ticaret sicil dosyasının incelenmesinde, davacı ile davalının şirketin kurucu ortakları olup, şirket hissesinin 25 adet, sermayesinin 250.000,00.-TL olduğu, davalının 13 hisseye karşılık taahhüt ettiği miktarın 130.000,00.-TL, davacının ise 12 hisseye karşılık taahhüt ettiği miktarin 120.000,00.-TL olduğu, davalının … tarihli hisse devir sözleşmesi ile 12 adet hissesini davacıya devrettiği, aynı tarihli alınan ortaklar kurulu kararına göre diğer bir hissenin …’e devredildiği anlaşılmıştır.
Dava, takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır. Davacı taraf davalı ile ortaklaşa şirket kurduklarını, şirketin zarar etmeye başladığını, davalının eşinin bu zarardan dolayı kendisini sorumlu tuttuğunu, davalının aile birliği bozulmasın diye takip konusu bonoları imzalayarak davalıya teslim ettiğini, davalının hissesini devrederek şirket ortaklığından ayrılmış olsa da, şirketin zararlarından hissesine düşen miktarından sorumlu olduğunu, bu miktarın tespit edilerek takip konusu bonolardan düşülmesi gerektiğini belirterek eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf ise bonolarla şirket sermayesi ve faaliyetleri arasında ilgi kurulmasını kabul etmemiş, şirket ortaklığından ötürü varsa bir sorumluluğunun şirketten alacaklı olan ilgili kişilere karşı olabileceğini belirtmiştir.
Dava konusu bono şekli açıdan unsurları tam olup kambiyo senedi vasfındadır. Kambiyo senetleri temel hukuki ilişkiden bağımsız bir nitelik taşır ve soyut bir borç ikrarı içerir.Bu nedenle de bono düzenlenirken temel ilişkinin kaynağına yönelik “bedelin malen-nakden ya da teminat olarak alındığına” ilişkin ibarelerin senede yazılması zorunlu değildir.Şekli açıdan unsurları tam olan bono üzerinde taraflar seçimlik olarak senedin hangi amaçla düzenlendiğine ilişkin bir kayıt eklememişlerdir. Somut olayda, davacı borçlu emre yazılı bu senetten kaynaklanan borcu ödediğini savunmamış; aksine senedin belli bir sebeple düzenlendiğini ve düzenlenme sebebine göre davalının da borçtan yani şirket zararından sorumlu olduğunu, sorumlu olduğu tutar kadar senedin karşılıksız kaldığını ileri sürmüştür. Davacının bu iddiası senet metninden anlaşılamamaktadır. Senet sebepten mücerret olmakla, davacının ileri sürdüğü bu ilişkinin varlığını, senedin düzenleme sebebini ispat yükü altında olduğunun kabulü gerekir. Davalının kabul etmemesi karşısında yemin deliline de dayanmamış olan davacı, ileri sürdüğü düzenleme sebebini yani temel ilişkiyi ve senedin karşılıksız kaldığını yazılı bir delille kanıtlayamamıştır. Düzenleme sebebi kanıtlanamamış olmakla bu anlamda şirket faaliyeti ve zararlarının incelenmesinin de sonuca etkili bir tarafı yoktur. Davacı, senet bedelini ödediğini de ileri sürmüş ve kanıtlamış değildir. Açıklanan sebeplerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş, dava konusu takiple ilgili herhangi bir tedbir karar verilmediğinden ve bu suretle İİK 72/4 maddesi uyarınca yasal koşulları oluşmadığından davalının tazminat talebi de reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın reddine,
2-Davalının koşulları oluşmayan tazminat talebinin reddine,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 478,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 442,27 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, arta kalanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 3.360,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.20/11/2018

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.