Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/893 E. 2019/288 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/893 Esas
KARAR NO : 2019/288
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/10/2009
KARAR TARİHİ : 11/04/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle: Davalı ile müvekkili arasındaki yarı yarıya hissedar oldukları … tarihli sözlemeye göre “…” adlı işletmeyi adi ortaklık olarak her takvim yılı itibariyle dönüşümlü olarak işleteceklerini, işletilen dönemin kar ve zararı ile günlük masraflarına o sırada işleten kim ise onun katlanacağını, resmi kayıtların ise davacı … adına olacağı, salonun ilk yıl işletme hakkının davalıya ait olduğunu,
davalının işletmeyi ocak ayına kadar işlettiğini, borçlarını ödemediği gibi, içindeki bir kısım eşyaları satarak Antalya’dan ayrıldığını, bunun üzerine Antalya … Not.nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile “yeni işletme dönemi olan … tarihleri arasındaki işletme döneminin başında işletmeyi borçsuz ve kullanıma hazır hale getirmediği takdirde sözleşmeyi feshedeceğini” bildirildiğini, … tarih … yevmiye nolu ihtarname ile de sözleşmenin feshi bildirilip tasfiye için davet edildiğini, davalı tarafından ise ihtarnamelere cevap verilmediğini, bunun üzerine … tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle 10.000.-USD ceza koşulunu ödemesi için bildirimde bulunulduğunu ileri sürerek,
fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000.-USD karşılığı 14.859,00.-TL ceza koşulu ile davalının işlettiği döneme ait işletme borçlarının ödenmesi nedeniyle 4.750,00.-TL’nin toplamı 19.609,00.-TL’nin 11.08.2009 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı süresinde sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle: sözleşmede belirtilen iş yerini kendisinin çalıştırmaya başladığını, işletme için harcama yaptığını, işletmeyi 8 ay çalıştırdıktan sonra işlerin bozulması nedeniyle kira ödemelerinin bazılarının aksadığını, bunun üzerine kiralayan ile bir araya gelerek ödenmeyen kira alacaklarını talep etmemesi karşılığında iş yerinin tahliyesini kabul etti- ğini, davacının ortaklık nedeniyle hesaplaşmaya yanaşmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre: “…” isimli iş yerinin % 50’li paylı olmak üzere, takvim yılı itibariyle ortaklarca dönüşümlü olarak işletilip, işletilen dönemde olu- şan kar ve zarara işletenin katlanacağı, işletmenin kira sözleşmesi, vergi belediye, ticaret sicil kayıt- larının … adına olacağı, işletmenin bulunduğu yerin …’ten kiralandığı, işletme- yi üçüncü kişilere karşı …’nun temsil edeceği, işletmenin günlük faaliyetlerinden doğan borçlar ile kira, elektrik, su ve sigorta primi gibi giderlerin o sırada işleten tarafından karşılanacağı, ortaklığın sona ermesi, fesih ve tasfiye başlıklı 3 nolu bent ile her türlü fesih halinde bir ay içinde kar ve zarar hesabı yapılıp, ortaklığın tasfiye edileceği, tasfiyeye ilişkin protokol düzenlenerek resmi merciler nezdinde kapanış ve tasfiyeye ilişkin işlemlerin tamamlanacağı, bu hükme aykırı davranan ortağın 10.000.-USD cezai şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Antalya … Not.nin … tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının, davalıdan ihtarnamenin tebliğinden itibaren 7 gün içinde yeni işletme dönemi olan … tarihleri arasındaki işletme döneminin başında borçsuz ve kullanıma hazır hale getirmediği takdirde söz- leşmeyi fesih hakkının kullanılacağı, bir ay içerisinde tasfiye işlemlerine katılmaz ise tasfiyenin yok- luğunda tamamlanacağı ve sözleşmeden doğan ceza koşulunun talep edileceğinin bildirildiği, ihtarna- menin …’da tebliğ edildiği, … tarih … yevmiye nolu ihtarname ile ise sözleşme- nin feshi bildirilip tebliğden itibaren bir ay içerisinde tasfiye için davet edildiği, … tarih … yevmiye nolu ihtarname ile davalıya tasfiye işlemine katılmaması nedeniyle yokluğunda tas- fiye işlemi yapıldığı, sözleşmenin ortaklığın sona ermesi fesih ve tasfiye başlığı altındaki 3 maddesi uyarınca 10.000.-USD ceza koşulunu tebliğden itibaren 10 gün içerisinde ödemesinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı tanıkları özetle, işletmenin davalı tarafından işletildiği dönemde kira bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin tarafı olan … hakkında icra takibi yapıldığını, davalının işletmedeki bilardo masalarını sattığını, davalının işlettiği dönemde iş yerinin ekonomik sıkıntıya girdiğini bildirmişler,
işletmenin faaliyet gösterdiği yerini kiralayan Fikri ve … ise, taraflar arasındaki sözleşmeyi bilmediklerini, kira bedelinin davalı … tarafından ödenmekte iken aksaması üze- rine icra takibi başlattıklarını, icra takibinden vazgeçmesi karşılığında davacı ile kiralananın tahliyesi konusunda anlaştıklarını, bu nedenle bir kısım alacağından vazgeçtiklerini, kiralanandan doğan bazı ödemeleri kendilerinin yaptığını bildirmişlerdir.
Davalı isticvap beyanında özetle : Ortaklık sözleşmesini kabul ederek sözleşmede kiralanana karşı usulen ortak olarak gösterildiğini, ihtarnamelerin kendisine tebliğ edilmediğini bildirmiştir.
Mahkememizin … tarihli davanın kabulüne ilişkin kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi özetle; “Yanlar arasında düzenlenen 11.6.2008 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6-3 maddesinde ortaklığı fesih üzerine tasfiye işlemlerine veya düzenlenecek tasfiye protokolüne aykırı davranan aleyhine cezai şart öngörülmüş, davanın bir kısmını da bu cezai şart oluşturmuştur. Özleşme gereğince davalının işlettiği dönemden kaynaklanan ortaklık borçlarının davacı tarafından ödendiği iddiasıyla istenilen alacak kalemi açısından ortaklığın fesih ve tasfiyesine gerek bulunmamaktadır. Ancak, cezai şartın fesih ve tasfiye hükümlerine aykırılık durum- ları için öngörülmüş ve mahkemece bu istem de kabul edilmiş bulunmakla; cezai şarta hükmedilebil- mesi için öncelikle ortaklığın feshine karar verilip, bilahare B.K.’nun 538. ve devamı maddeleri uya- rınca sözleşme hükümleri dikkate alınarak tasfiye hükümlerinin uygulanması zorunludur. Adi ortaklı- ğın ne şekilde sona ereceği B.K.nun 535. Maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da 538. ve devamı maddelerinde gösterilmiştir. B.K’nun 537/7 maddesi uyarınca da mahkemece adi ortaklığın feshine karar verildiğinde ortaklığının mal varlığının ne şekilde tasfiye edileceği karar yerinde gösterilmelidir. Tasfiyenin B.K’nun 538. ve devamı maddeleri uyarınca yapılabilmesi için öncelikle ortaklık süresince işletici olan davalıdan hesap istenmeli, tarafların tasfiye hususunda an- laşıp anlaşamadıkları tespit edilmeli, tasfiye de anlaştıkları takdirde ona göre karar verilmelidir. Taraflar mevcut mal ve demirbaşların bölüşülmesinde ya da mal varlığının bir meblağ karşılığında diğerine bırakılmasında anlaşamadıkları takdirde mahkemece tayin olunacak bir görevli marifetiyle bu malların satılmasına, öncelikle varsa ortaklığın borçlarının ödenmesine, bilahare ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslarla, ortaklık için yaptıkları masraflar hesaplanmalı ve her birinin ortaklıktan olan alacağı düşüldükten sonra geriye bir şey kalırsa bu meblağın, var ise zararın paylaş- tırılmasına karar verilmelidir. Mahkemenin bu yönü gözetmeden ve taraflar arasındaki sözleşmede cezai şartın fesih ve tasfiye hükümlerine aykırılık durumları için öngörüldüğü dikkate alınmadan eksik araştırma ve inceleme ile karar vermesi usul ve yasaya aykırı” olduğu gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak davalı asile adi ortaklık sözleşmesi nedeniyle davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan BK’nun 538. maddesi uyarınca hesap verme yükümlülüğü nedeniyle ortaklık faaliyetleri, gelir ve giderler ile ilgili beyanda bulunmak ve gelir giderlere ilişkin belgeleri ibraz etmek üzere isticvap davetiyesi tebliğ edilmiş, davalı isticvap beyanında; adi ortaklık konusu işletmeyi 2008 yılı Haziran ayında teslim alıp 15.02.2009 tarihine kadar ortaklık adına işlet- tiğini, bu tarihte diğer ortak ve aynı zamanda kardeşi olan davacıya iş yerini çalıştıramayacağını sözlü olarak bildirdiğini, ancak kardeşler arasındaki adi ortaklık dışında alacak ve borç ilişkisi nedeniyle davacının iş yerini kapatıp tasfiyeye yanaşmadığını, böylece iş yerinin anahtarlarını içindeki demir- başları ile birlikte davacıya teslim ettiğini, tasfiyeye davet veya iş yerinin teslimi ile ilgili yazılı belge düzenlenmediğini, iş yerindeki tüm demirbaşların davacı tarafından satıldığını, adi ortaklığın demir- başı, alacağı veya borcu bulunmadığını, iş yerinde kendisinin ve eşinin fiilen çalışması karşılığında ücret almadıklarından ortaklıktan alacaklı olduklarını, bu nedenle işletmenin borçlarını davacının ödemesinden kaynaklanan borçlarının bulunmadığını, şirketi tasfiye edilecek herhangi bir mal varlığının bulunmadığını, işletme borçlarının birkaç aylık sigorta ve elektrik giderleri olup, bu giderlerin de da- vacı tarafça demirbaşlar satılmak suretiyle karşılandığını, tasfiyeye davet veya işletme borçlarının ödenmesi için gönderilen ihtarnamelerin kendisine tebliğ edilmediğini bildirmiştir.
Davacı asil beyanında; sözleşmede iş yerinin kira, SGK, elektrik, su faturası gibi tüm ödeme- lerinin işleten ortak tarafından karşılanacağı ve davalının işletmeyi sekiz ay süre ile tek başına işlet- tikten sonra demirbaşları satıp diğer ödemeleri de yapmadan iş yerini kapattığını, ihtarname ile dava- lıyı tasfiyeye davet ettiğini, ancak davete uymayınca işletme borçlarının ödendiğini, bir kısım borç- ların ise halen ödenmediğini bildirmiş, mahkemece vergi dairesi ve SGK’dan işletmenin borçları sorularak tespit edildikten sonra dosya mali müşavir bilirkişiye verilerek sözleşme ve şirketin demir- baş eşyalarının satışı ile borçları değerlendirilerek davacının yaptığı ödemeler düşüldükten sonra tasfiye ve davacının tasfiye sonucu alacağı konusunda rapor ve ek rapor alınmış, bilirkişi raporu ile sözleşme nedeniyle davalının ortaklık konusu işletmeyi sekiz ay süre ile işlettiği, dosya içeriğine göre demirbaşların davalı tarafından satışı yapılıp davacının işletmenin faaliyette olduğu sekiz aylık dönem için 2.797,30.-TL vergi ödemesi, 3.000,00.-TL kira ödemesi olmak üzere toplam 5.797,30.-TL işlet- meye ait borcu ödediği, işletmeye ait demirbaşların satış bedelinin 10.070,00.-TL olduğu tespit edil- miştir.
Mahkememizce: “Sözleşme nedeniyle davalının işlettiği dönemden kaynaklanan ortaklık borçlarının davacı tarafından ödendiği iddiası ile alacak talep edildiğinden ortaklığın fesih ve tasfi- yesine gerek” bulunmadığı, “cezai şartın fesih ve tasfiye hükümlerine aykırılık halinde öngörülmüş olması nedeniyle taraflar arasında fesih ve tasfiye ile ilgili bir anlaşma veya sözleşmenin G-3. Mad- desinde düzenlendiği, … tasfiyeye ilişkin protokol düzenlenmemiş olması nedeniyle tasfiye hüküm- lerine aykırılık şartına bağlanmış olan cezai şart alacağına yönelik talebin reddi” gerektiği,
“Taraflar arasında tasfiyeye ilişkin açıklık içeren sözleşme veya anlaşma bulunmadığına göre tasfiyenin BK’nun 538 ve devamı maddeleri uyarınca yapılabilmesi için sözleşme nedeniyle işletmeci ortak olan davalıdan hesap verme yükümlülüğü nedeniyle beyanda bulunması isten” diği, !davacı tarafça yapılan ödemeler ve dosya içeriğine göre davalı tarafından satışı yapıldığı sabit olan demirbaş bedelleri, şirketin tüm demirbaşlarının satılıp borçlarının davacı tarafından ödenmiş olmasına göre iki ortağın tasfiye nedeniyle alacaklı oldukları miktar yönünden tasfiyeye ilişkin 13.02.2015 tarihli ek ra- pora göre davacının demirbaş eşya satışından elde edilen 10.070,00.-TL’nin yarısı olan 5.035,00.-TL ve sözleşme nedeniyle davalıya ait olan davacının yaptığı ödemeler toplamı 5.797,30.-TL’nin davalıdan tahsili gerektiği” gerekçesi ile verilen “davanın kısmen kabulü ile 10.832,30.-TL’nin dava tarihi olan 27.10.2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” ilişkin kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine,
Yargıtay 3. Hd. Özetle: “davacının talebi 14.859,00.-TL ceza koşulu ile davalının işlet- tiği döneme ait işletme borçlarının ödenmesi nedeniyle 4.750,00.-TL alacak bedelidir, talep de artırılmamıştır. Mahkemece oluşturulan ilk hükümde davacının bu talepleri kabul edilmiş, hüküm sadece davalı tarafından temyiz edilmiştir, diğer anlatım ile davacı hükmedilen 4.750.00.-TL zararı olduğunu kabul etmiş, hükmü temyiz etmemiştir. Bozmaya uyulduktan sonra verilen kararda ise cezai şart alacağına ilişkin talep reddedilmiş, davacının toplam zararı olarak hesaplanan 10.832,30.-TL ye hükmedilmiştir. Bu hüküm ile mahkeme, davacı- nın borçları ödemesi nedeni ile uğradığı ve 4.750.00.-TL ile sınırladığı alacak talebini aştığı gibi, hükmü temyiz eden davalının aleyhine hüküm oluşturarak davalı yararına oluşan kazanılmış hakkı da ihlal etmiştir” (3. HD. 2018/12060 k” gerekçesi ile 23/06/2015 tarihli kararımızı bozmuştur.
Mahkememizce bozma kararına uyulmuş, davacının talebi ile bağlı olunduğu gözetilerek talep edilen 4.750,00 tl ye hükmedilmek sureti ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
Davanın kısmen kabulü ile, 4.750,00.-TL’nin dava tarihi olan 27/10/2009 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Alınması gerekli 324,47.-TL harçtan, peşin olarak alınan 200,60.-TL nin mahsubu ile kalan 123,87 tl nin harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan alınan 964,10.-TL den mahsubu ile davalıdan fazla alınan 840,23-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davalı tarafa İADESİNE,
Davacı tarafça bozma öncesi yapılan toplam 453,70.-TL yargılama gideri ile 110,00.- TL tebligat gideri, 32,00.-TL müzekkere gideri, 600,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.195,70.-TL yargılama giderinin davada kabul ve reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan 289,47-TL ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri 200,60.-TL olmak üzere toplam 490,07.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlasının davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça yapılan posta masrafı 64,90.-TL, önceki kararın temyiz posta masrafı 64,00 tl olma olmak üzere toplam 128,90 tl yargılama masrafının davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesaplanan .97,67-TL yargılama giderlerinin davacıdan alınarak davalıya tarafa VERİLMESİNE, fazlasının davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
Taraflarca yatırılan masraf avansından arta kalanının karar kesinleştiğinde talebi halinde taraflara ayrı ayrı İADE EDİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada kabul edilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.725,00-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE,
Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca davada reddedilen miktar dikkate alınarak hesap edilen 2.725,00.-TL maktu vekâlet ücretinin ( daha önce verilen hükümde belirtilen 1.500 tl nin davalı tarafça tahsil edildiği belirtildiğinden infaz aşamasında gözetilerek kalan kısmının hesaplanarak) davacıdan alınarak davalı tarafa VERİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahke- mesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulünce anlatıldı.11/04/2019

Katip …
(E-İmzalı)

Hakim …
(E-İmzalı)