Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/548 E. 2022/447 K. 14.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/548 Esas
KARAR NO : 2022/447

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2018
KARAR TARİHİ: 14/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili mahkememize verdiği dava dilekçesinde özetle; Davalı sürücü …’ın 06.03.2018 tarihinde …plakalı araç ile Altınkale Mahallesi 4082 Sokak istikametinden gelerek Şehit Mustafa Gürcan Caddesine çıkış yaparken bu cadde üzerinde Burdur-Antalya Karayolu istikametine doğru seyir halinde olan davacı …ya ait …plakalı motosiklete çarpması sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu ağır bir şekilde yaralanan müvekkilinin tedavisinin halen devam ettiğini, polis memuru tarafından tutulan Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre otomobil sürücüsü …’ın ilk geçiş hakkını ihlal ettiğini, motosiklet sürücüsü olan müvekkilinin ise herhangi bir kusurunun bulunmadığını, bu kapsamda …plakalı otomobil sürücüsü davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin geçirdiği kaza sonucu sağ bacağında oluşan kemik kırılmalarından dolayı yürüyemeyeceğinin saptandığını ,tekrar yürüyebilmesi için acil ameliyat edildiğini, halen tedavisinin devam ettiğini, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza neticesinde, manevi olarak yıprandığını, psikolojisinin bozulduğunu, görüntüsü ve sakat kalmış olmanın verdiği ızdırap ile ruhsal çöküntü içine girmiş iken bir de işine devam edememesi ve yürüyüşünün halen düzelmemesinin bütün aile düzenini bozduğunu, sadece kendi psikolojisi açısından değil eşi ve çocukları da bu kaza sonucu son derece manevi zarar gördüğünü, kaza neticesinde müvekkilinin halen daha iş göremez durumda olduğunu ve tedavi sürecinin devam ettiğini, kendisi ileride yerine getirmesi gereken bir sorumluluğu yerine getiremeyecek ve uğramış olduğu haksız fiil nedeniyle hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını belirterek belirsiz alacak davası olarak ikame edilen davanın kabulüne, haksız fiil nedeni ile meydana gelen cismani zararın HMK md. 107 uyarınca toplanacak delillere göre iş göremezlik, tedavi giderleri ve tüm iyileşme süresince yapılan masrafların yoksun kalınan kazanç ve ek harcamaların hesaplanarak, şimdilik fazlaya ilişkin istem ve ıslah etme hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fiil tarihi olan 06.03.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birliktte — 1.000.00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine , 40.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faiziyle birlikte davalı …Ve …’tan dan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine , yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bu talebini duruşmada tekrarlamıştır.
Mahkememizce davacı vekiline maddi tazminat kalemlerine ayrı değer belirtmesi için süre verilmiş olup, davacı vekili 26/03/2019 havale tarihli dilekçesinde 1.000,00-TL’lik maddi tazminat talebinin 300-TL’sinin tedavi gideri, 200,00-TL’sinin kazanç kaybı, 200,00-TL’sinin çalışma gücünün azalmasından doğan kayıp, 200,00-TL’sinin ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıp, 100.00-TL’sinin ulaşım gideri olarak talep edildiğini açıklamıştır.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili süresinden sonra ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazada davacı asilin hız kurallarına riayet etmediğini ve motorsiklet sürücüsü olarak gerekli dikkat ve özeni göstermediğini, davacı yanın kaza sebebi ile kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespitinin gerektiğini, davacı yanın talep etmiş olduğu 40.000,00 TL manevi tazminat tutarının oldukça yüksek olduğunu, ayrıca müvekkilinin kazadaki kusurunun tali derecede olduğunu, davacı yanın talep etmiş olduğu manevi tazminat talebine ve tutarına itiraz ettiklerini, davacı yanın talep ettiği maddi ve manevi tazminat tutarlarına haksız fiil tarihinden işleyecek en yüksek avans faizi talep etmesinin taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını belirterek davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun maddi ve manevi tazminat istemli davasının reddine, yargılama harç ve giderler ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verimesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketine usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı sigorta vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetki itirazında bulunduklarını, müvekkil şirketin genel müdürlük adresinin Maslak SARIYER İSTANBUL olduğunu, ancak davanın yetkisiz Antalya Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açıldığını, müvekkil şirketin sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olduğunu, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 330.000-TL olarak sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olduğunu, müvekkil şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, manevi tazminat taleplerinin müvekkil şirketten talep edilebilmesinin mümkün olmadığını belirterek sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, görev ve yetki yönünden reddine, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine, masraf, faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’a usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iddialarını ve taleplerini kabul etmediklerini, davalı müvekkilinin her ne kadar aracın kayden maliki olsa da dava konusu trafik kazasında aracı kullanan sürücü …’a aracını teslim etmediğini, müvekkilinin …’ı hayatında hiç görmediğini ve tanımadığını, …’ın müvekkilinin rızası ve bilgisi dışında müvekkile ait aracı kullandığını, müvekkilinin üzerine düşen tüm özen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, Yargıtay yerleşik kararları uyarınca bir kimsenin sürücü belgesi olan ergin bir kişiye aracını teslim etmiş olması ve daha sonra rızası ve bilgisi dışında başka bir kişi tarafından aracın kullanılmasından kaynaklanan haksız fiilden ötürü üzerine düşen tüm özen ve sorumlulukları yerine getirdiğinden sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilin aracını sürücü belgesi olan oğlu …’a teslim ettiğini, müvekkili ile …arasında herhangi bir tanışıklığın dahi mevcut olmadığını, müvekkilinin iş bu dava ile …’ın aracını kullandığını öğrendiğini, aracının rızası dışında kullanan …’nun kusurundan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, öncelikle davaya husumet yönünden itiraz ettiklerini, davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, sayın mahkemenin görevine itiraz ettiklerini, davalı müvekkili ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını belirterek sayın mahkemenin görevsizliğine karar verilerek davanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesine, müvekkilinin tüm özen ve sorumluluklarını yerine getirmesine karşın, diğer davalı …’nun müvekkilinin aracını bilgisi ve rızası dışında kullanmasından dolayı müvekkile karşı açılan davanın husumet yönünden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise; taksirle yaralama sebebi ile açılmış ya da açılacak olan ceza davasının bekletici mesele yapılmasına, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davacı vekili tarafından kaza tespit tutanağı, trafik poliçesi, araç ruhsat sureti, bir kısım hastane evrakları, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya ilişkin evraklar delil olarak sunulmuş, mahkememizce ceza dosyası getirtilmiş, davalı sigorta şirketinden trafik sigorta poliçesi ve hasar dosyası getirtilmiş, ilgili hastanelerden davacının tedavi evrakları celp edilmiş, SGK il müdürlüğünden davacıya rücuya tabi yapılan ödemelerle ilgili bilgiler ve hizmet döküm cetveli getirtilmiş, Şoförler ve Otomobilciler odasından ulaşım masrafıyla ilgili bilgiler celp edilmiş, tarafların sosyal ekonomik durumu araştırılmış, kusur maluliyet ve aktüerya konularında bilirkişi incelemesi yaptırılarak tarafların tüm deliller toplanmıştır.
Dava, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1, 85/1 ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.3 maddesi uyarınca trafik kazasından kaynaklı bedensel zarara (geçici ve sürekli iş gücü kaybı) ve tedavi giderine (tedavi, ulaşım ve bakım gideri) dayalı maddi zarar ile manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91/1. maddesinde işletenlerin bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarını karşılamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, bir motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne kadar veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle sigortacının sorumlu olacağı düzenlenmiştir.
Kaza Antalya’da meydana geldiğinden HMK’nın 17.maddesi uyarınca dava Antalya’da açılabileceğinden davalı sigorta şirketinin yetki itirazının reddine karar verilmiş, yine dava karşı aracın sigorta şirketine de açılmış olduğundan bu nedenle mahkememiz görevli olduğundan davalıların göreve ilişkin itirazları yerinde bulunmamıştır.
Davalı …’ın cevap dilekçesindeki savunmaları sebebiyle ön inceleme duruşmasında davalı vekilinin alınan beyanında müvekkilinin aracını ehliyeti olan oğlu …’a verdiğini, davalı …ya vermediğini, …’a aracın ne şekilde teslim edildiğin bilmediklerini, …tarafından aracın çalındığı yönünde herhangi bir iddialarının bulunmadığını belirtmiş, davalı … vekili de müvekkilinin … ile arkadaş olduğu açıklamıştır.
Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesin’den alınan 03/12/2019 tarihli kusur raporunda; Davalı …’ın ilk geçiş hakkını davacıya bırakmaması nedeniyle %80 oranında, dava dışı …’ın babası …’a ait aracın sürücü belgesi mevcut olmayan …’a kullanması için vermesi nedeniyle %20 oranında kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun olmadığı belirtilmiştir.
Somut olayda; dava konusu poliçenin 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarının yürürlüğe girmesinden sonra tanzim edilmiş olması sebebiyle bu genel şartların A.5-C maddesi doğrultusunda davacının sürekli sakatlık oranının sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda 30/03/2013 tarihli 28603 sayılı özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliklere göre rapor alınması gerektiğinden belirtilen mevzuat doğrultusunda rapor hazırlanması için dosya Akdeniz Adli Tıp Kurumu Ana Bilim Dalı Başkanlığına gönderilmiş, bu kuruldan alınan 17/06/2019 havale tarihli raporda özetle; Özürlülük Ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre davacının %8 oranında engellilik oranının bulunduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi ile …vekilinin itirazları üzerine dosya bu kez İstanbul ATK 2. İhtisas Kurulu’na gönderilmiş, buradan alınan 08/10/2020 havale tarihli üstü yazı ekindeki raporda Özürlülük Ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporları hakkında yönetmeliğine göre davacının tüm vücut engellilik oranının %7 olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceğinin mütalaa edildiği görülmüştür.
Taraflar bu rapora itiraz etseler de yeniden rapor taleplerinin bulunmaması ve raporun yeterli bulunması nedeniyle dosya bir aktüer uzmanı ve bir doktor bilirkişiden oluşan heyete tevdi edilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 31/08/2021 tarihli raporda özetle; TRH 2010 yaşam tablosu, progresif rant metodu, %10 artırım ve iskonto kullanılarak hesap yapılacağı, hizmet döküm cetvelinden davacının 01/08/2018 tarihinden itibaren düzenli olarak çalışmaya başladığının anlaşıldığı, bu nedenle kaza tarihi ile 31/07/2018 tarihleri arasında geçici iş göremez kaldığı, kaza tarihinde ambülans şoförü olarak çalıştığı, ücret konusunda bu tarihteki meslek ve kazancının dikkate alınması gerektiği, Sgk tarafından 10.244,30-TL tutarında rücuya tabi ödeme yapıldığı, Sgk tarafından yapılan geçici iş göremezlik ödemesinin mahsup edilmesi sonrası davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 735,98-TL olduğu, %8’lik sürekli maluliyet oranına göre sürekli iş göremezlik zararının 120.922,27-TL olduğu, davacının tedavi sürecine göre Sgk’nın karşılamadığı yol giderleri, ilaç tıbbi malzeme ve refakat giderleri konusunda masrafının olabileceği, dosyadaki mevcut belgeler, tedavi ve kontroller dikkate alındığında 2.000,00-TL yol gideri, 250,00-TL ilaç tıbbi malzeme gideri, 1.500,00-TL reafakat ve bakım gideri olmak üzere toplam 3.750,00-TL tutarında tedavi giderinden kaynaklı zararının olduğu, herhangi bir kusur indiriminin yapılmadığı belirtilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine heyetten ek rapor alınmış olup, sunulan raporda özetle; Davacının kaza tarihinde ambülans şoförü olarak çalışmasının yanında ek gelir sağlamak için güvenlik elemanı olarak bir mağazada çalıştığının beyan edildiğini, davacının hizmet dökümünde müşteri hizmetleri görevlisi olarak kazadan yaklaşık 1,5 yıl önce ek iş yaptığının görüldüğü, somut olayda işlemiş dönemde davacının bilinen geliri üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, bilinmeyen dönem için ise bilinen son gelirin asgari ücreti oranı üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının kazadan sonra ambülans şoförü olarak çalışmaya devam ettiği, kazadan 1,5 yıl önce ek iş olarak yaptığı müşteri hizmetleri görevlisi işini ise maluliyeti nedeniyle artık yapamayacağını gösteren herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, dolayısıyla ek gelirin tazminat hesabına dahil edilmediği, davacının kazadan önceki ocak ve şubat ayına ait gelirleri dikkate alınarak kat sayının hesaplandığı ve geçici iş göremezlik döneminde buna göre hesaplama yapıldığı, davacının kazadan önceki gelirinin 12 aylık ortalaması tespit edilerek geçici iş göremezlik zararı yönünden yeniden hesaplama yapılacağı, yine ek rapor tarihi itibariyle asgari ücrette artış meydana geldiğinden sürekli iş göremezlik zararının da yeniden hesaplanacağı, davacının fiilen çalışmadığı 4 ay 25 gün süre için geçici iş göremezlik zararının hesaplanmasının doğru olduğu, bu konuda bir değişiklik yapılmayacağı, tedavi masrafı içinde davacının tedavi sırasında harcadığı zorunlu hastane giderleri, yol ve tıbbi malzeme ile refakat giderlerinin dikkate alınmasının doğru olduğu, neticeten yapılan yeni hesaplama sonucu davacının talep edebileceği geçici iş göremezlik zararının 403,57-TL, sürekli iş göremezlik zararının 182.055,79-TL olduğu, tedavi masrafı konusunda kök raporun aynen geçerli olduğu, herhangi bir kusur indirimi yapılmadığı belirtilmiştir.
Davacı vekili rapordan sonra sunduğu 31/01/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 26/03/2019 tarihli dilekçede maddi tazminat kalemlerini belirttiklerini, bu dilekçede ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıp olarak talep ettikleri kalemin sehven yazıldığını, bu kalem yönünden talep edilen 200,00-TL’yi refakat ve bakım masrafı olarak düzelttiklerini belirtmiştir.
Davacı vekili 31/01/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile geçici iş göremezlik zararı taleplerini 403,57-TL’ye, sürekli iş göremezlik talebini 182,055,79-TL’ye toplam 600,00-TL olarak talep edilen Sgk dışı zorunlu tedavi masrafını 3.750,00-TL’ye artırdıklarını belirterek bu tutarların kaza tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, harcını yatırmıştır.
Tüm dosya kapsamının incelenmesi neticesinde, olay günü davalı …’a ait diğer davalı …ın sevk ve idaresindeki …plakalı otomobilin kavşaktan ana yol konumundaki caddeye giriş yapacağı sırada yola gereken özeni göstermemesi, ilk geçiş hakkını davacının kullanımındaki motosiklete bırakmaması sebepleriyle kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğu, davacının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kusur raporunda …’ın ehliyetsiz olduğunu bilmesine rağmen aracı bu kişinin kullanımına bırakan dava dışı …’a kusur yüklenmiş ise de bu hususun davayı ilgilendirmeyip, fiilen kazanın meydana gelmesindeki kusurlu hareketin dikkate alınmasının gerektiği, buna göre tüm kusurun davalı sürücüye ait olduğu, davalı malik her ne kadar aracı sürücüye kendisinin teslim etmediğini belirtmiş ise de davalı malik vekilinin duruşmadaki beyanına göre aracın çalındığı yönünde bir iddialarının bulunmadığı, dolayısıyla işletenlik sıfatının malike ait olması sebebiyle kusursuz sorumluluk ilkelerine göre KTK’nın 85.maddesi uyarınca aracın karıştığı kazadan sorumlu olduğu, …plakalı aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunduğu, poliçenin kaza tarihi itibariyle geçerli olduğu, bu itibarla davacının bedensel zararları ile tedavi giderine dayalı zararını sürücü, işleten ve trafik sigortacısı olan davalılardan talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan aktüer hesabı konusundaki ek raporun TRH 2010 yaşam tablosu, prograsif rant metodu, %10 artırım ve iskonto uygulamasını esas alması, tarafların itirazlarını karşılaması ve ek rapor tarihindeki artmış asgari ücrete göre hesaplama içermesi nedeniyle dikkate alınması gerektiği, doktor bilirkişinin tedaviye bağlı zararlar olarak talep edilebileceğini belirttiği kalemlere yönelik hesaplamalarınında dosya kapsamına uygun olduğu, buna göre davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik zararının 182.055,79-TL, geçici iş göremezlik zararının 403,57-TL olduğu, Sgk’nın karşılamadığı zorunlu ulaşım, tıbbi malzeme ve ilaç ile refakat giderinden kaynaklı tedavi masrafının ise 3.750,00-TL olduğu anlaşıldığından davacının ıslah ve talep artırım dilekçesi doğrultusunda bu tutarlar yönünden maddi tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir. Faiz konusunda kazaya neden olan araç hususi olduğundan istenebilecek faiz türünün yasal faiz olduğu anlaşılmıştır. Davacının davadan evvel davalı sigorta şirketine yaptığı başvuru davalıya 13/03/2018 tarihinde ulaşmış olup, yasal 15 günlük süre sonrası davalının 29/03/2018 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla faizin başlangıç tarihi konusunda davalı sigorta şirketi yönünden faize bu tarihten, diğer davalılar yönünden ise haksız fiil hükümlerine göre kaza tarihinden itibaren hükmedilmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden, davacının kaza nedeniyle duyduğu acı elem ve ızdırabı telafi etmek ve manevi çöküntüyü gidermek amacıyla meydana gelen yaralanmanın niteliği, iyileşme süresi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları, davacının kusurunun olmaması, hakkaniyet ilkesi göz önüne alınarak takdiren 25.000,00.-TL manevi tazminatın davalı sürücüden ve işletenden tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
A-Maddi tazminat davası yönünden;
1-Davanın kabulü ile 403,57-TL geçici iş göremezlik, 182.055,79-TL sürekli iş göremezlik, 3.750,00-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 186.209,36-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi açısından temerrüt tarihi olan 29/03/2018, diğer davalılar açısından kaza tarihi olan 06/03/2018 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 12.719,96-TL harcın peşin alınan 140,04- TL harç ile ıslah ve tamamlama harcı olarak alınan 3.244,08-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.335,84-TL harcın davalılardan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL ilk masraf, 288,50-TL tebligat gideri, 234,50-TL müzekkere gideri, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti, 880,00-TL ATK fatura gideri olmak üzere 2.438,90-TL yargılama gideri ile peşin alınan 140,04- TL harç ile ıslah ve tamamlama harcı olarak alınan 3.244,08-TL toplamı 2.438,90-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 21.484,66-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
B-Manevi tazminat davası yönünden;
1-Davanın kısmen kabulü ile takdiren 25.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 06/03/2018 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılar …ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gerekli 1.707,75-TL harcın davalılar …ve …’tan alınarak hazineye irad kaydedilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’tan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar …ve …kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.100,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı, davalı …’ın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 14/06/2022

Katip…
(E-İmzalı)

Hakim…
(E-İmzalı)