Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/526 E. 2018/531 K. 10.08.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/526 Esas
KARAR NO : 2018/531
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/08/2018
KARAR TARİHİ: 10/08/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … Sulh Ceza Hakimliği’nin … tarih ve … D.İş sayılı kararı ile müvekkili şirkete 674 sayılı KHK kapsamında kayyum atanması üzerine şirketin yönetiminin TMSF’ye devredildiğini, bu sebeple 678 ve 694 sayılı KHK uyarınca müvekkil şirketin icra ve davalarda her türlü harç ve yargı teminatı göstermekten muaf bulunduğunu, ancak dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davalı borçlu … Day. Tük. Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibine girişilmesi üzerine bu takibe dayalı olarak müvekkil şirkete 1. haciz ihbarnamesi, sonrasında 2. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, kendilerinin bu haciz ihbarnamesine karşı icra dairesine cevap dilekçesi sunduklarını ancak icra dairesinin sisteminde bu cevap dilekçesinin görünmediğinden müvekkil şirkete son olarak 3. haciz ihbarnamesi gönderildiğini, davalı şirket ile müvekkil şirket arasındaki ticaretin uzun zaman önce sona ermiş olup müvekkil şirketin davalı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını bu nedenle İİK 89/2 maddesi uyarınca 20 günlük yasal süre içerisinde işbu davanın açılması mecburiyetinin doğdunu belirterek, menfi tespit davalarının kabulü ile davalı şirkete borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizce … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; dava dışı … Hırdavat Pazarlama San ve Tic. Ltd. Şti tarafından davalı şirket aleyhine örnek no 10 olan ödeme emri ile takip yapıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine borçlu şirketin alacaklı bulunduğu iddiasıyla davacıya haciz ihbarnameleri gönderildiği, davacının usulüne uygun şekilde kendisine tebliğ edilen birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerine herhangi bir şekilde itiraz etmediği, üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya … tarihinde tebliğ edildiği, eldeki davanın yasal 15 günlük süre içinde … tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dava; İİK’nun 89/3-son maddesi uyarınca üçüncü kişinin açtığı menfi tespit davasıdır. İİK’nun 89 maddesi uyarınca “Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi). Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur. Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar” duracağı düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’yı değiştiren 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6335 sayılı yasanın 2. maddesi ile 6102 sayılı kanunun 5/3. maddesi değiştirilerek Asliye Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olarak düzenlenmiş olup TTK’nun 5 maddesine göre 4 maddede sayılan ticari davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek işlere ticaret mahkemesinde bakılır.
Davacı kendisine takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz edememesi sebebiyle borcun zimmetinde sayılması üzerine bu davayı açmıştır. Dolayısıyla uyuşmazlığın temelinde, davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinin yasaya ve gerçeğe uygun olup olmadığı konusu yatmaktadır. İİK’nun 89 maddesine göre açılacak menfi tespit davalarında mahkemece üçüncü kişinin takip borçlusuna borçlu olup olmadığı veya üzerinde borçluya ait malın bulunup bulunmadığının tespiti gerekir. Davada, takip borçlusu hakkında yapılan takibin kesinleşmiş olması nedeniyle takip dayanağının, somut olayda icra takibinin çeke dayalı olmasının esasa etkisi yoktur. Bu nedenle uyuşmazlık Türk Ticaret Kanununda düzenlenen kambiyo hukuku ile ilgili olmayıp, İİK nun uygulanması ile ilgili bulunmaktadır.
Kısaca uyuşmazlık TTK’nun 4. Maddesinde tarif edilen nitelikte bir ticari iş olmadığından, TTK’nun 5. Maddesine göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülemez.İİK’nun 89.maddesinde 3.kişinin açtığı menfi tespit davasının ticari dava sayılacağı ve ticaret mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin özel bir düzenleme de bulunmadığından davaya bakmaya asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşılmış, dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-HMK’nın 20. maddesi gereğince karar kesinleştiğinde ve süresinde (iş bu kararın kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde) başvurulması halinde dava dosyasının yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3- HMK’nın 331/2 maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra:
a) Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
b) Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmezse talep üzerine dosya üzerinden bu durumun tespitine ve davacının yargılama giderlerine mahkum edilmesine ilişkin karar verilmesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu taraf vekillerinin yokluğunda, HMK’nun 345 maddesi uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Antalya Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesinde istinaf kanun yoluna açık olmak üzere karar verildi. 10/08/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır