Emsal Mahkeme Kararı Antalya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/514 E. 2019/426 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/514 Esas
KARAR NO : 2019/426
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/08/2018
KARAR TARİHİ: 24/05/2019
Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili …Tüketici Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle; davacılar murisinin sağlığında … tarihinde davalılardan … Bankası … Şubesinden 104.000,00 TL tutarlı tarımsal kredi kullandığını, aynı tarihte tarımsal kredi müşterileri grup hayat sigortasına hayat sigortası yaptırıldığını ve primlerin ödendiğini, … tarihinde vefat ettiğini, davalı banka tarafından … tarihinde mevcut kredi borcuna ait hesap kredi taksitlerinin ana para ve dönemsel faizlerinin ödenmediğinden bahisle krediye muacceliyet verildiğini, müvekkillerinden ve kredi kefillerinden …tarihi muacceliyet ihtarnamesiyle 111.500,00 TL ve ödeme gününe kadar %28,55 faiz talep edildiğini, mevcut kredi borcunun sigorta kapsamında tahsil edilmesi taleplerinin güncel bir poliçe olmadığından bahisle reddedildiğini, grup hayat sigortası incelendiğinde sigorta priminin müşterinin yaş aralığına göre belirlendiğini, kredinin 1 yıldan uzun vadeli olması durumunda sigorta başlangıç tarihini kredinin kullandırıldığı tarih, bitiş tarihinin ise krediyi takip eden yıl azami 1 yıla tekabül eden hesap devresi vadesi olduğunu, takip eden yıllarda 1 yıla tekabül eden taksit tarihlerinde olmak üzere kredi borcunun sona ereceği son vade tarihine kadar yıllık yenileceğini, sigortalının yaşı ve sigorta süresinin toplam 75’i geçemeyeceği, bu sürenin kredi kullandırım tarihinden sigortalının doğum yılının gün ve ay hesabı ile çıkarılması sureti ile bulunacağını, kredi müştekisinin yaşı ile sigorta süresinin toplamı 75’i geçecek müşteriler için yenileme yapılamayacağını, sigorta teminatının devamı için sigortanın yenilenmesi ve sigorta priminin ödenmesinin zorunlu olduğunu, yenileme yükümlülüğünün sigortalıya ait olduğunu, bitiş tarihinde kredi hesaplarının açık olması durumunda poliçenin kredi sözleşmesi ve sigorta sözleşmesi şartları dahilinde yenilenmesinin gerektiğini, sertifikadaki murise ait bilgiler incelendiğinde kredi ile ilgili bilgilerin el ile doldurulduğunu, sigortanın 6 aylık olarak yapıldığını ancak prim oranının yüksel olduğunu, murisin kredinin kullanıldığı tarih itibariyle 70 yaşını doldurduğunu, 70 yaş 256 günlük ve poliçe kapsamında 50-75 yaş aralığında bulunduğunu, bankanın cevabi yazısında …sigortanın … tarihi itibariyle sigorta yapılma yaşını 70’e indirdiğini, ve … tarihinden sonra yaşı 71 olduğundan poliçe kapsamı dışında kaldığı ve poliçenin yenilenmediği savunmasına itibar edilemeyeceğini, özel şartlar hanesinde yer alan madde gereği sigortalıya 75 yaşına kadar garanti verildiğini, sigorta süresinin 6 ay olduğuna dair bilgilendirme yapılmadığını belirterek; davacıların şimdilik 50.000,00 TL borçlu olmadıklarının tespitini ve ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesi ile; tarımsal kredi sözleşmelerinin mahiyeti ve kapsamı itibariyle tüketici kredisi sözleşmesi olmadığını, tarımsal kredi temin eden ve tarımsal faaliyette bulunan kişilerin tüketici olarak kabul edilemeyeceğini bu nedenle görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı banka vekili cevap dilekçesinde; kredinin teminatı olarak hayat sigortası yapıldıktan sonra sigorta koşullarında ortaya çıkan değişikliğin sigorta şirketi ve onun acentesi konumundaki banka şubesince bildirilmediğini, davalı sigorta şirketinin göreve ilişkin itirazlarına itibar edilemeyeceğini, murisin … doğumlu olup sigorta başlangıç tarihi olarak sigorta sertifikasının yazıldığını tarihte 70 yaş 256 günlük olduğunu, 71 yaştan gün aldığı halde davalılar tarafından hayat sigortası koruması altına alındığını, primin 50-75 yaş arasına göre ödendiğini, davalıların kendi iç düzenlemeleri gereği sigorta süresinin bitim tarihi olan … tarihinden sonra hayat sigortası kapsamında yer alamayacağını bildirmediklerinden ağır kusurlu olduklarını, poliçeden doğan haklarının iadesi istendiğinden husumetin acente vasfındaki banka ile sigorta şirketine birlikte yöneltilmesi gerektiğini savunmuştur.
…. Tüketici Mahkemesince yapılan yargılama sonucu … tarih, … esas-… karar sayılı ilamı ile asliye hukuk mahkemesine yönelik görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesine müteakip davacının başvurusu üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine gönderilmiş, … Asliye Hukuk Mahkemesince de … tarih …esas-…karar sayılı ilam ile mahkememize yönelik görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesine müteakip davacının başvurusu üzerine dosya mahkememize gönderilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Davacı vekili tarafından muacceliyet ihtarnamesi, dekontlar, grup hayat sigortası sertifikası, veraset ilamı, yargıtay ilamları, davalı sigorta vekili tarafından genel kredi sözleşmesi ve ekleri, hayat sigorta sözleşmesi ve sertifikası, prim tablosu delil olarak sunulmuş, tüketici mahkemesince genel kredi sözleşmesi, sigorta sözleşmesi ve ekleri ile taşınmaz tapu kaydı ve ipotek akit tablosunun celp edildiği ve bankacı bilirkişiden rapor alındığı görülmüş mahkememizce istinabe yolu ile sigorta uzmanı bilirkişiden rapor aldırılarak tarafların tüm delilleri toplanmıştır.
Bankacı bilirkişinin … tarihli raporunda; davalı bankanın davalı sigorta şirketinin acentesi sıfatıyla hareket ederek tarımsal kredi kullanan müşterilerine yaptığı grup hayat sigortalarının ihtiyari sigorta olduğu, bankanın doğrudan kredi teminatını teşkil etmediği, muris …’ın kullandığı tarımsal kredinin teminatını taşınmaz ipoteği ve şahsi müteselsil kefaletle sağlandığı, sigortanın yenilenmesi yükümlülüğünün doğrudan sigortalıya ait olduğu, sigorta işlemlerine yönelik davalı banka şubesince sertifikanın düzenlenip prim tahsil edilmesinden önce … tarihinde muris ….’ın yeterince bilgilendirildiğini, murisin yeni düzenlenen 70 yaş sınırını geçmesi nedeniyle sigorta süresi sonunda davalı şirketlerin yaptığı düzenlemeye tabi olarak sigortalanma koşulunu kaybettiği, murisin de sigorta süresi sonunda somut bir yenileme talebinin olmadığını, yaş sınırıyla ilgili değişikliği daha sertifikanın yapıldığı tarih itibariyle yürürlüğe girdiğini, ve sigorta süresinin kredinin vade tarihine göre başlangıç bir yıl süreli olarak düzenlenmesinin mümkün olabileceği hususlarında bankanın bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmediğini, sigorta bedeli esasında davalı banka şubesinin acente sıfatıyla %15, sigortalı murisin ise %85 oranlarında müterafik sorumluluklarının bulunduğunun kanaatine varıldığını belirtmiştir.
Sigorta uzmanı bilirkişinin … tarihli raporunda; zorunlu sigortalarda kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğunun kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun, kredi kuruluşuna ait olacağı düzenlenmesi uyarınca sözleşmenin her iki tarafının da eşit oranda müterafik kusurlu bulunduğunu, poliçede sigorta bitiş tarihinin …olarak belirlendiği, poliçe vade sonu … olup, bu tarihte müteveffanın 71 yaşında olduğunu, sigorta poliçesinin yenilenemeyeceği, kredi borcunun mirasçılar hakkında devam etmekte olduğunu, hayat sigorta teminatının vade sonu itibari ile sonra erdiği kanaatini belirtmiştir.
Dava, tarımsal kredi sözleşmesi gereğince murisin kredi borcunun teminatı olarak yaptırdığı hayat sigorta poliçesinin borçlu murisin vefatı üzerine kredi borcunun poliçeden karşılanması gerektiği iddiasıyla açılmış menfi tespit, istirdat ve ipoteğin fekki davasıdır.
Davacıların murisi …. ile davalı banka arasında imzalanan … tarihli tarım kredisi sözleşmesi uyarınca murise … tarihinde kredi kullandırıldığı ve aynı tarihte tarımsal kredi müşterileri grup hayat sigortası yapıldığı, primlerin ödendiği, murisin … tarihinde vefat ettiği, davalı bankanın kredi borcunu kat ederek murisin mirasçılarından ödeme talep ettiği, davacıların mevcut kredi borcunun sigorta kapsamında tahsil edilmesi talebiyle yaptığı başvurunun güncel bir poliçe olmadığı gerekçesi ile reddedildiği hususlarında taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacılar vekili poliçenin süresinin bir yıl olduğunu, sözleşmenin üst tarafında sigortanın başlangıcı ve bitişi ile ilgili olarak elle yazılan süre konusunda murisin ayrıca bilgilendirildiğine dair bir ibarenin sözleşmede bulunmadığını bu nedenle 6 aylık sürenin kendilerini bağlamadığını dolayısıyla ölüm tarihinde geçerli bir sigorta poliçesi olduğunu, 6 aylık sürenin kabul edilmesi halinde bile bankanın yenileme bildirimi yapması gerekirken bunu yapmadığını, bankanın gerekçe olarak ileri sürdüğü 70 yaş sınırının müvekkilini bağlamayacağını, zira özel şartlar da yazılı olduğu üzere murise 75 yaşına kadar sigortalı olacağı garantisi verildiğini, sigorta şirketinin meydana gelen değişiklikleri yazılı olarak bildirmesi gerekirken bunu yapmayarak müvekkillerini zarara uğrattığını iddia etmektedir.
Öncelikle sözleşmenin süresi ile ilgili uyuşmazlığın değerlendirilmesinde ; dava konusu grup hayat sigortası sertifikası başlıklı belgede sigortanın başlangıç tarihinin …, bitiş tarihinin … olarak elle yazılı olduğu görülmektedir. Davacılar vekili sürenin bir yıl olduğunu söylese de sözleşmenin metin kısmında sözleşmenin bir yıl değil azami bir yıl olabileceği belirtilmiş olup, üst tarafta da başlangıç ve bitiş tarihleri gösterilerek 6 aylık bir sürenin belirlendiği görülmüştür. Sigortalının sözleşmede imzası olup tüm hususlar hakkında ayrıca bilgilendirildiğine dair bir ibarenin yazılı olması zorunlu değildir. Bu nedenle mahkememizce de sigortanın başlangıç tarihi …, bitiş tarihi … olarak kabul edilmiştir. Mahkememizce somut verilere dayalı olması nedeniyle dikkate alınan bankacı bilirkişinin raporunda da; prim tutarının peşin tahsil edilmesi, … tarihli talep ve bilgilendirme formları ile bu formlarla uyumlu sertifika dikkate alındığında sigorta bitiş tarihi dahil sigorta koşullarının murisin bilgi ve kabulü dahilinde gerçekleştiği belirtimiştir. Dolayısıyla murisin vefat ettiği … tarihinde geçerli bir sigorta sözleşmesi bulunmamaktadır. Bu kabul doğrultusunda gelinen aşamada uyuşmazlığın çözümü için sigorta sözleşmesinin yenilenmesi konusunda başvuru veya bildirim yapma yükümlülüğünün sigortalı veya sigortacıdan hangisine ait olduğu, sigortanın yenilenmemesinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı konularının çözüme kavuşturulması gerekmektedir.
Somut olayda olduğu gibi kredi sözleşmeleri ile bağlantılı sigortaların yapılması halinde sigorta ettirenlerin sigortalıların ve lehtarların hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla çıkarılan Bireysel kredilerde bağlantılı sigortalar uygulama esasları yönetmeliğinin 5/2 maddesi uyarınca kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğu kredi kullanana ait olmakla birlikte yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu da kredi veren bankaya aittir. Somut olayda ne muris yenileme sorumluluğunu yerine getirmiş ne de banka yönetmelik gereği bilgilendirme sorumluluğunu yerine getirmiştir. Bu durumda yargıtay içtihatları, mahkememizce alınan sigorta uzmanı bilirkişinin raporu dikkate alındığında sigortanın yenilenmemesi sebebiyle meydana gelen zararda sigortalı muris ile acente sıfatıyla hareket eden davalı bankanın müterafik kusurlu oldukları düşünülebilinir. Ancak banka bildirim yapmamasının ve yenilememesinin gerekçesi olarak grup hayat sigortaları sözleşmelerinde … tarihinden itibaren getirilen 70 yaş sınırına ilişkin değişiklik uyarınca sigortanın bitiş tarihi itibariyle murisin 70 yaş sınırını geçmiş olmasını ve dolayısıyla şartları taşımamasını göstermiştir. Gerçekten de … Bankası A.Ş Tarımsal Kredi müşterileri grup hayat sigorta poliçesi sözleşmesinde yapılan değişiklik uyarınca 8. Maddede kredinin vade sonunda tahsil ve tasfiye edilmediği durumlarda hayat sigortasını 70 yaşa kadar yıllık olarak yenileneceği düzenlemesi getirilmiştir. Sigorta sözleşmesini bitiş tarihi olan … tarihinde muris 71 yaşındadır. Dolayısıyla söz konusu düzenleme uyarınca sigorta poliçesinin yenilenmesi mümkün değildir. Bu nedenle hayat sigorta teminatı vade sonu itibariyle sona erdiğinden murisin vefatı tarihinde geçerli bir sigorta poliçesi bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40.-TL harç dava açılırken yatırılmadığından davacılardan alınmasına,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı … Hayat ve Emeklilik A.Ş tarafından yatırılan avanstan karşılanan posta masrafı 30,00.-TL’nin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 5.850,00.-TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı banka vekilinin yüzüne karşı, davalı ….Hayat emeklilik şirketinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi’nde ilgili Hukuk Dairesi’nde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.24/05/2019

Katip …
*E-imzalıdır.

Hakim …
*E-imzalıdır.